Kayıp Kent/Ali Kaya
Adsız **Kayıp kent’te
Seni Aramak ..
Kayıp kenti,
alt üst eden
Aliş’in bile seni görüp, bulamadığı
bu Kayıp Kent’te
seni aramak,
O, Çok sevdiğim
haber yapmaktan daha zor desem inanırmısın?.
GAZETECİ
Bir yazı yazmalıydım, öyle sıradan her zamankinden daha kopuk olmalıydı. Yazılarımı beğenmeyip yinede okuyanlara inat.
Çok biliyorsan gel sen yaz ulan, gel yazda ben gebere gebere okuyayım seni. Gebere gebereye esprisine gülüyor musunuz bilmiyorum ki sürekli kullanıyorum ama.
Bir yazı yazmalıydım Adsız başlığı ile ortada ki fotoğrafla bütünleşmeli ve buz kesilmeliydi parmaklarımın uçları... Bu kez az olsun diye 15 punto ile yazılmalıydı.
Bir paylaşım sitesinde bir yorum bana bu karamsar dakikaları yaşatıyordu. Ardahan’a gelmiş bu arkadaş ve yorum yazmış.
“Artvin'e gittiğinizde az daha kilometre yapıp uğrayın derim, tecrübeyle sabittir”
Tentirdiyot koktu o an, bu yorumla yok oldum.
O kadar zavallı insanlarız ki aslında, kazandığımız paranın bile neredeyse hepsi yaktığımız kömüre giden bu memleketin nesine üzülüyoruz yaw!
Silmeyecem şu son yazdığımı, iyice çelişsin yazılarım ve iyice kopsun kopuk düşüncelerim... Bilet parasını denkleştirip kaçsak mı ne yapsak... “Sus la, sende yalandan gidecem, gidecem diyorsun hiç gitmiyorsun” diyenler olacaktır, herkes kendi ateşini başkasının cehenneminde sınar kanısından yola çıkarak gidememenin belki de kalmak istemiyle uçuk hayallerle bu ne biçim yazı oldu... Bir ikilemde kalıyoruz hep gitsek mi, kalsak mı? Kayıp Kent halkı da burda yaşayıp yaşamama yani batıya göçüp göçmeme arasında herzaman bir ikilemdedir. Ne göçenler mutludur, ne de kalanlar.. Göçenler arkalarında memleketlerini ve onunla birlikte bir yaşam dolusu anıyı bırakmışlardır. Kalanlarsa az gelişmiş bir ülkenin az gelişmiş insanlarıdırlar ve hep ezil meye ve bunun farkına hiç varmamaya mahkumdurlar. Bu yalnız Ardahan’ın değil doğuda ki birçok kayıp kentin kaderidir.
TKP'nin yüzde olarak en fazla oy aldığı Kayıp Kentim. 0,22 Türkiye ortalaması olan parti Ardahan'da Türkiye ortalamasından 7 kat daha fazla oy almıştır. Bunca olup biten saçmalığa, şu fotoğrafta ki yal nızlığa, sağda ki sırıtan bana rağmen ben biraz daha buralardayım... Biraz daha eldivensiz dolaşacağım, her öksürüğümde içi acıyan annemin papak takmayışıma kızması kadar sade seviyorum memleketimi... Annemin, ‘Aliş montta papak var’ demesine karşın, takmayışlarım gibi biraz daha kandıracağım kendimi; biraz daha bekleyeceğim altının çıkmasını ben ne diyorum la...
**Ajan-Polis..
Haftanın yorgunluğunu, hastalığını atmak için uyumak ve TV seyretmek dışında başka işlerinde yapılabileceği düşüncesiyle o an ki ruh hali ve Cumartesi sendromundan kendini arındırması için kafa dağıtması gerek. Her hafta Cumartesi günleri oynadığımız Ajan-Polis’i oynamak için çok sıkı dostluklara ihtiyaç duyuluyor tabi. 10 arkadaşın bir ortamda hiç sıkılmadan 5 ya da 6 saat bu oyunu oynaması ilk başlarda saçma gelebilir. Deniz'in ellerini savuşturarak ben her zaman demişim diye cümleye başlayıp oyunu mahvetmesine rağmen bıkmadığımız ve ajanların gözlerini açıp birbirlerine baktıklarında bir polisin onları gözlemesi de oyunun bozulmasına sebep olmuyor ve yeniden kâğıtlar dağıtılıyor. Oyunu kısaca anlatayım ne anlattığım saçma gelmesin. 10 adet kâğıda 8 polis ismi yazılıyor, 2 de ajan. Sonra herkesin gözlerini kapamasını istiyor oyunu yöneten, Ali Avukatın genelde üstlendiği bu işlem TBMM Başkanının bile zaman zaman ortamı sakinleştirmede zorlanması kadar zor bir hal alabiliyor. Herkes gözlerini kapatıyor, değerler üzerine yemin ederek kimsenin gözlerini açmaması sağlanıyor. Ve sonra ajanların birbirine bakmasını istiyor Ali, "Bu hıyar ajanlar birbirlerine bakmışlardır, o zaman herkes gözlerini açsın" Diye oyun başlıyor. Polislerin Ajanları bulması için herkesin bir isim söyleyerek elediği oyun yüzeysel olarak sıkıcı gelebilir size ama bizim 6 saatimizi verdiğimiz oyun sonunda sert tartışmalara bile neden olabiliyor. Benim profesyonel olduğum bu oyunda 2 ajanla oyunu kazanmanın zorluğunu da belirtmek isterim. Fatih ile beraber kazandığım geçen ki oyunda oyunun en acemisi (ilk oynadığı için) Selami'nin ta ilk baştan bizlerin ajan olduğunu bulması da onun iyi bir oyuncu olma yolunda ki adımlarını hızlıca attığını gösteriyordu. Doğu'nun her zaman ilk elenmesi, Ali'nin ortamı sakinleştirme çabaları, Deniz'in ellerini savuşturarak "Ben her zaman demişim" diye oyuna yeni boyutlar katmak istemesi, Özkan'ın her el bana ajan muamelesi yapıp bed bed bakması, Kubilay'ın ajanken kendini belli edip kırmızılaşması, Ozan Ç'nin aramıza biraz geç katılması, diğer Ozan'ın isim elemeden önce aristokrat yorumları, Kadir'in yemin içtirmesi, Sedat'ın oyun içinde ajan olduğunu unutması, bu geçen sürede yapılan muhabbetlerin birer basamağı oluyor. İnsanın haftanın yorgunluğu içinde kendine zaman ayırması gerekiyor kendini yenilemesi.
Giriş bölümünde kullandığım 'Dost' cümlesini tekrar kullanma gereği duyduğum gelişme bölümünde vurgulamak istediğim mevzunun dostluk olduğunu hatırlatmak isterim. İnsanın bir grup halinde zaman geçirmesi kadar güzel ne olabilir. Ortak noktamızın ajanları yakalamak olduğu bu oyunda anlatmak istediğim sadece oyun oynayıp zaman geçirmek değil tabi.
Anlatmak istediğim Facebookta okey oynamak ve evde dizi izlemekten başka yapılacak birçok şeyin olduğudur. Kafanızda 50 tane tilki dolaşsa da, para kazanmak zorunda olsanız bile, çok yorgun ve hasta da olsanız yine de hep aynı ve çoğu zaman içinden çıkılması güç durumları ve sorunları çözmesini istediğiniz beyninizi dinlendirmeniz gerekiyor. Beyincik hele söyle biz ne yapacaz bu işi, beyin kömür bitti ne yapacaz, ola beyin diye yorup fındığa çevirdiğiniz ve hep aynı şeyleri düşündüğünüz beyninizi ödüllendirin. Farklı bir şey yapmak adı altında toplayacağımız bu maddelere roman okumayı da ekleyebiliriz. Giriş ve gelişmede vurguladığım şu dost kelimesini sonuç bölümünde de vurgulamakta yarar olduğunu düşünüyorum. İnsanın güleceği, eğleneceği, dozunda tartışabileceği bir dostunun olması kadar müthiş ne olabilir... En büyük tartışmalarda bile atışmaların boyutunu belirleyen dostluklar içkili barlarından başka bir sosyal aktivitesinin olmadığı Ardahan'da her zaman birinci ihtiyaç olacaktır.
Esen kalın
|