03/02/01 Mart 2010 Tarihli Haberler

 Ardahan Göleli olan CHP İstanbul İl Baskani Gürsel Tekin, Türk Solu isimli derginin bu haftaki hedefiydi.
Gürsel Tekin’i Ardahanlilikla suçlayan derginin bu hafta yaptigi haber söyle;

Kaya Ataberk
CHP kimlerin partisi:
Ardahan’in mi Suadiye’nin mi?

Oybirligiyle Gürsel Tekin…
Gürsel Tekin, türban üzerine sorulan sorulara söyle yanit veriyor:
“Benim ailemdeki insanlar kapali ne yapayim simdi? Ne olmus yani? Ne zarari, ne ziyani var? Ablamla bir gazeteci röportaj yaparken, ‘Keske Suadiye’de dogsaydim’ dedi. Çok mu isterdi Ardahan’in daginda dogmak? O bölgenin yasam tarzi o. Ona da herkes saygi duyacak.”
Görüldügü gibi Gürsel Tekin, ablasinin basinin kapali olusunu açiklarken bunun yasadigi, dogdugu bölgenin yasam tarzi farkliligindan kaynaklandigi üzerinde durmus. Yani Ardahan’da dogan bir kadinin basinin kapali olmasi, Suadiye’de dogan bir kadinin da basinin açik olmasi adi anilan iki yer arasindaki yasam tarzinin farkliligindan ileri geliyor Tekin’e göre.
Geçtigimiz pazar günü CHP’nin 33. İstanbul İl Kongresi yapildi. Kongrenin gündeme gelisi haftalar öncesinden Kemal Kiliçdaroglu-Gürsel Tekin ikilisinin gazetelerin mansetlerini ve röportaj sayfalarini isgal etmeleriyle olmustu. Kürtçü-çarsafçi ikilinin baslattigi yeni sagci ve Kürtçü dalga basin tarafindan desteklendi. Okurlarimizin bildigi gibi biz de CHP’deki gidisatin içerigi ve kuvvetle muhtemel sonuçlari konusunda TÜRKSOLU sayfalarinda uyarilarimizi tekrarladik.
Geçen hafta da belirttigimiz gibi mesele artik CHP’nin yanlislardan kurtarilmasi degil. Bu seçenek olanak disi… Tabii bu yeni bir durum degil ama artik daha ayan beyan ortada. Bundan sonra, solun ve Atatürkçülerin CHP açisindan tek kaygisi, CHP’lileri CHP’den kurtarmak olabilir.
Kimi CHP’liler hâlâ CHP’nin Gürsel Tekin ve onun yolundakilerden ibaret olmadigini, CHP’nin Kemalist bir yaklasima kisa zamanda dönecegini iddia edebilirler. Hatta bize kizabilirler de… Ama İstanbul İl Kongresi’nin sonuçlari hiç de öyle demiyor.
14 Şubat Pazar günü, Gürsel Tekin kongreye tek aday olarak katildi. Tüm delegeler onu ayakta alkisladi. Baykal ve Kiliçdaroglu kongreye gelip, Tekin’e destek oldular. Yapilan seçim sonucunda da Gürsel Tekin, geçerli 460 oyun tümünü alarak “oybirligiyle” yeniden CHP İstanbul İl Baskani oldu! İnsanin sorasi geliyor:
CHP’de hiç mi muhalif kalmadi? CHP İstanbul delegeleri arasinda çarsaf, türban ve Kürt meselelerinde Gürsel Tekin’den farkli düsünen bir Allah’in kulu da mi yok?
Yok, hayir… Adam seçim falan da kazanmadi. En azindan “neden biz İstanbul’da yine kaybettik” diyen de yok. Üstüne üstlük, CHP’liler ön siralarda ezelî PKK destekçisi Esber Yagmurdereli’nin oturmasini da alkisladilar, sahnede Kürtçü Yilmaz Erdogan’in abisi Mustafa Erdogan’in “Anadolu Atesi” grubunun dans gösterisini de…
Kongrenin bir yerinde de Gürsel Tekin, türbanli kiz kardesiyle beraber sahneye çikti:
“Madem çarsaf-türban açilimi yapiyorsunuz, burada türbanlilar nerede” diye soran gazetecilere yaninda bulunan kiz kardesiyle cevap verdigini söyledi.
Buraya kadar olanlar CHP’deki Kürtçü ve sagci dönüsümün kapsamini, boyutlarini ve CHP’nin genel baskanindan, delegesine kadar tüm kademelerinde gördügü kabulü vurgulamasi açisindan önemli. Fakat gelin biraz da bu dönüsümün altinda yatan sakat mantigi inceleyelim. Bu mantigin solla baginin ne kadar koptugunu görmek gerekli.

**Suadiye’de dogmak, Ardahan’da dogmak ..

Gürsel Tekin, türban üzerine sorulan sorulara söyle yanit veriyor:
“Benim ailemdeki insanlar kapali ne yapayim simdi? Ne olmus yani? Ne zarari, ne ziyani var? Ablamla bir gazeteci röportaj yaparken, ‘Keske Suadiye’de dogsaydim’ dedi. Çok mu isterdi Ardahan’in daginda dogmak? O bölgenin yasam tarzi o. Ona da herkes saygi duyacak.”
Görüldügü gibi Gürsel Tekin, ablasinin basinin kapali olusunu açiklarken bunun yasadigi, dogdugu bölgenin yasam tarzi farkliligindan kaynaklandigi üzerinde durmus. Yani Ardahan’da dogan bir kadinin basinin kapali olmasi, Suadiye’de dogan bir kadinin da basinin açik olmasi adi anilan iki yer arasindaki yasam tarzinin farkliligindan ileri geliyor Tekin’e göre.
Tabii burada Tekin’in “yasam tarzi”ndan ne anladigini görmeliyiz. Tekin, bunu ekonomik-toplumsal iliskilerden soyutlayarak bir kültürel farklilik olarak algiliyor. Gerçekten, Gürsel Tekin’in de çesitli partilere ve gazetelere dagilmis olan tüm Kürt-İslamcilarin da temel yaklasimi da böyle…
Kimi insan basini örter çünkü bu onun kültürel farkliligidir. Kültürel farkliligini yasamak ve savunmaksa en büyük özgürlük olarak tanimlanir. Böylece en büyük demokratlik da kadinlarin basini kapatmasini savunmak olur. Yok, “bu ülkenin kadinlari çagdaslassin, ben türbana, çarsafa karsiyim” derseniz en fasist, baskici siz olursunuz, çarsaf savunuculari da özgürlükçü olur. Hatta Gürsel Tekin gibi “solcu” bile olur…
Fakat meseleyi bu kadar sig bir sekilde degerlendirmeyip, Suadiye ile Ardahan arasindaki esas farkin yasam tarzi mi, kültürel fark mi yoksa ekonomik farklilik mi oldugunu sorarsak isin rengi bir anda degisecektir. Sonuçta “solculuk nedir” sorusunun en basit cevabinin insanlarin birbirini iktisaden sömürmesinin ortadan kaldirilmasina çalismak oldugunu rahatça söyleyebiliriz. Buradan bakildiginda da dünyadaki kapitalist-emperyalist cepheyle, emekçi-mazlum uluslar cephesi sekillenir. Aslinda tüm sol ideoloji de bu temel tespit üzerinde sekillenmektedir. Yani solculuk denilen siyasal akimin türevleri yüzyillardir ekonomik farkliliklari gidermek, toplumsal iktisadi esitligi saglamak için çalismaktadir.
Aslinda Ardahan’da dogan kadinla, Suadiye’de dogan kadin arasindaki temel fark da bu ekonomik farktir. Ardahan’da dogan, Suadiye’dekine göre yoksuldur, babasinin, esinin, erkek kardeslerinin yaninda eziktir, ekonomik olarak özgür degildir ve tüm bunlarin sonucu olarak da egitimsiz ve türbanlidir.
Yasam tarzini da kültürel farkliliklari da belirleyen sey bu ekonomik farkliliklardan baska bir sey degil. Fakat CHP’nin saga açilan ekibi bunu bir türlü anlayamaz. Onlar zannetmektedirler ki saga oy veren seçmen bu oylari türban için vermektedir. Ama gerçekteyse bu oy verislerin de ekonomik-toplumsal bir anlami vardir. Bu seçmene CHP hitap etmez çünkü bu kesimlerin ekonomik durumunu degistirmek üzerinde CHP’nin fikri bile yoktur.
Yani aslinda CHP’nin halk kesimlerinden oy alamamasinin nedeni sagcilar gibi türbancilik yapmamasi degil, gerçekten solculuk yapmamasi açikçasi ekonomik esitsizlige, sömürüye karsi çikmaktan israrla kaçinmasidir.
Gerçekten de isin temelinde iktisat vardir ama CHP buradan kaçmaktadir.

**CHP ve toplumsal-ekonomik esitlik

Şimdi CHP’lilere ve Gürsel Tekin’e soralim: Suadiye ile Ardahan’i ekonomik olarak esitleyebilir misiniz? Bu iki yer arasindaki farkliliklari ortadan kaldirmaya yönelik bir ekonomik politika önerebilir misiniz? **Vatandasin karsisina böyle bir yaklasimla çikabilir misiniz?

Solun ekonomik politikasi her zaman olmustu ama bugün CHP açisindan gerçek bir ekonomik politikasizlik söz konusu. Ekonomik ve toplumsal esitligi savunmak, CHP’yi antikapitalizme ve antiemperyalizme yöneltebilirdi. Fakat CHP’yi yönetenler bu noktaya varmazlar çünkü bu onlarin da üzerinde bulundugu temeldir. CHP’de gerçek bir antikapitalizm korkusu var. Bu korkunun sonucunda da açik bir sagcilasma geliyor. Ve dogal olarak da Türkiye’nin sagcilarinin kaçinilmaz istasyonu Kürt-İslam sentezi…
Gürsel Tekin’in ablasi “keske Suadiye’de dogsaydim” demis. Yani “Ardahan’daki sartlar, ekonomik durum ve yasam tarzi daha iyidir, ben de onun savunucusuyum” dememis. Bu sözü söyle de anlayabiliriz: “Ben de ekonomik olarak özgür olsaydim. Kocam, ailem bana karisamasaydi. Keske, benim de basim kapali olmasaydi.”
Atatürk’ün ekonomik politikasi halkçiliga ve devletçilige dayaniyordu. Kamusal ekonomiyle, Türk toplumundaki ekonomik esitsizlikler halkin yararina çözüme ulastiriliyordu. Anadolu’nun en ücra köselerine kadar ekonomik gelisim ulastiriliyordu. Yabancilarin elindekiler millilestiriliyor, olmayan yerli ekonomi de kamu iktisadi tesekkülleri olarak kuruluyordu. Onun kurdugu toplumda kadin da basta ekonomik olmak üzere toplumsal özgürlüklerine kavusuyordu. Artik kimse ne babasinin ne kocasinin baskisina boyun egiyordu. Toplumsal ve ekonomik esitlik, kadin-erkek esitligini de getiriyordu.
Demek ki mesele çok farkli…
Biz Atatürk’ün halkçi, esitlikçi, solcu politikasini uygulayacagiz.
Peki ya CHP?
Siz ne yapacaksiniz?
Türk Solu Dergisi
Haber ekleme saati: 07.48-01 Mart 2010
Haber/Foto: www.kuzeyanadolugazetesi.com