11/10/09/08 Şubat 2011 Tarihli Ardahan Haberleri

 Dün beni İstanbul’da arayan birçok okurumun üzüntüsünü ses tonlarindan anliyordum.
Çünkü gittikleri İller Kültür ve Turizmim Fuarinda Ardahan’i aramaktan yorulduklarini, ancak bulamadiklarini söylüyordular.
Hele bir okurumun, ‘Ne ariyorsun’ diye kendisine soru soran Antalyali arkadasina, ‘Ya bizim Ardahan’i ariyorum, acaba sergisi nerede?’ dedigini, Antalyali arkadasinin ise, ‘Ardahan neresi ya, orasi nerede ki, yoksa köy mü?’ diye sordugunu, bu soru karsisinda yerin dibine battigini söylemesi gerçekten çok aci, bir o kadarda utanç verici bir durum olmali ..
Evet birçok konuda ortada kayip, olan, sorunlariyla bas basa birakilan Ardahan’i tanitmak için büyük bir firsat olan Türkiye İller Kültür ve Turizm Fuari’na Ardahan katilmamis..
Hem de 100 kurusluk ödenek sorunu için ..
Vay benim talihsiz memleketim Ardahan ..
Ya gerçekten sasiyor insan..
Ardahan balini gölgede birakan reklamlarla bir kilo bali 300 TL.’ye satan Anzer’de bile kis etkinligi yapilirken, benim Ardahan niye bu fuara bile katilamiyor, temsil edilemiyor?!
Valilik, İl Kültür ve Turizim Müdürlügü, Belediyeler, Dernekler ne is yapar acaba?
Peki, Ardahan’in ekonomik ve kültürel olarak tanitmasi gereken Ardahan Ticaret ve Sanayi Odasi, diger STK’lar bunu yapamaz miydilar?
Yok canim onlar bol yolluklu Ukrayna’ya, Cezayir’e, Gürcistan’a gitmekle mesguller..
Vekillerinin oldugu gibi onlarin umurunda mi ki Ardahan!..

**Asil Kagittan kaplanlar sinmis!

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Baskan Yardimcisinin Süheyl Batum’un Zonguldak’ta yaptigi açiklama bizim CHP Ardahan Milletvekili Ensar Ögüt’ün, ‘Asker’de, PKK’da silah biraksin’ açiklamasini ezdi geçti ..
Batum’un Askeri tarif ederken yaptigi açiklama ardindan koparilan kiyamete bakinca bu ülkede Asker’in halen dokunulmaz ve tabu olarak kabul edilen bir birim oldugunu da görmek mümkün ..
Çünkü Asker’e dokunanin yandigi ve hakkinda inceleme, sorusturmalarin baslatildigini görüyor, izliyoruz.
Ondan dolayi zaten birçok dava ile basi belada olan benim gibi birinin bu konuda degil bir yorum yapmasi veya dokunmasi, yaninda bile geçmemesi gerekiyor..
Çünkü dokunulmazlarin çok, koruyucularinda bir o kadar oldugu bir ülkede, ‘Bu ordu ile mi savasa gidecegiz’ diyenler bile savunmaya geçmis durumda ..
En iysii Kâgittan Kaplanlar meselesini es geçip, CHP’nin kivirtan politikasina dönmek gerekir.
Dün dedigine, bugün özür dileyen CHP’nin yaklasan genel seçimler öncesi adeta AKP’ye çalistigini ortaya koyan çikislarini gördükçe solu temsil ettigi öne sürülen bir partinin içine düstügü duruma insanin aciyasi geliyor.
Çünkü Kürtleri küstüren, Alevileri kiran bir anlayisla politika yaptigini ileri süren ve bu politika ile iktidar rüyasi gören CHP’nin bu gidisle meclise girememe tehlikesinin oldugunu da unutmamak gerekir.
Yani yanar, döner politikalarla, U dönüsleriyle politika yaptigini sanan CHP’nin bu gidisle kendisini bile inkâr edecek hale geleceginden korkuyorum.
Dün dedigini, bugün yalanlayan, hatta özür dileyen bir anlayisla politika yapan CHP’nin içine düstügü bu durumdan kurtulmasinin tek yolunun seçime kadar susup, konusmamasidir ..
Çünkü her konusmanin ardindan U dönüsü yaparak kamuoyunu kendine güldüren bir CHP var karsimizda ..
Ve bunu yakindan izleyen eski bir ekip Kiliçdaroglu ve ekibinin önümüzdeki genel seçimlerde degil iktidar, muhalefet bile olmasini istemeyen derin bir Deniz var ..
Asil kagittin Kaplanlarinda onlar oldugunu herkes iyi biliyor ..

**Berfo Analarin Acisi ..

Şu an bile birçok toplu mezarin bulundugu Göle’de dogdu ve orada ki evinde alindi, ‘Gel sen bakalim’ denilerek ve birçok faali meçhul kurbani gibi o da ortadan kayip edildi.
Adi Cemil Kirbayir’di ..
Cemil Kirbayir bir zamanlarin Küçük Moskova’si, bugünün cemaatlerin yuvasi ve AKP’nin oy deposu haline gelen Ardahan’in Göle ilçesinde ki evinde alindi ve bir daha geri gelmedi, Berfo Ana’nin oglu Cemil Kirbayir..
Berfo Ana ..
Oglunun akibetini ögrenmek için yasama direndi, onu hep bekledi, bir gün gelecek diye umutlandi ..
Bir çogumuz gibi o da İstanbul’a göç etti geriye kalan ailesiyle, gidip kendisi gibi çocuklari ortadan kayip edilen Cumartesi Annelerinin arasina katildi, onlar gibi oglunun bulunmasini istedi ..
Ve bir gün ülkesinin basbakani tarafindan kabul edilip, dinlenildi, acisi paylasildi Bero Ana’nin ..
Dün de meclisin gündemindeydi Berfo Ana ve onun gibi acili anneler ..
Evet Berfo Ana 103’ü bulan yasina karsin oglunun bulunmasini, faallerinin bulunmasini istiyor ..
Bunu da yapacak olan kendisiyle görüsen basbakan ve onun acisini dinleyip, göz yaslarina bogulan bakan ve milletvekilleridir ..
Haydi; Bizi inandirin, döktügünüz göz yaslarinizin Timsah gözyasi olmadigini kanitlayin ..
Berfo ananin ve onun gibi acili annelerin acilari artik sona erdirin..
Göle’de ki toplu mezarlari ve digerlerini yüreklice açin, devlet adina islenen cinayetleri aydinlatin, suçlulari yarginin karsisina çikarma cesaretinde bulunun ..
Yüreklice davranin, basinda bulundugunuz devlet adina Berfo anadan, Berfo analardan özür dileyin, çocuklari yillardir ortada kayip edilen aci çeken analarin acilarinin en aza inmesi için geregini yapin, bu imkan bizde degil, sizlerdedir ..
Çünkü hükümette, devlette sizsiniz, yetki sizde ..
12 Eylül Cuntasinin ve ondan sonrakilerinin devlet adina isledikleri cinayetleri, ortadan kaldirmalari arastirin, buna imkan sunun ..
Bunlari yaparsaniz Berfo Analarin acisi diner, siz de samimi oldugunuzu ortaya koyar, dün mecliste döktügünüz göz yaslarininiz timsah göz yaslari olmadigini ortaya koyarsiniz ..
Evet haydi hiç beklemeden yapin bunu, çikarin ortaya evlerinden alinip, ortadan kayip edilenleri ..

**Misir’da devrimciler varmi ki?..

Basta Kibris’ta olmak üzere ülke içinde yasanan onca önemli seyi es geçip, dünyayi kurtarmaya çabalayan ulusal medya ve basinimizin üzerine atlayip, günlerce mansetlerde düsürmedigi Misir’da yasananlar durulmaya basladi gibi ..
Bizlerinde günlerdir nefesinizi tutup, izledigimiz Misir’da ki olaylarin böyle, yani devrim yapilmadan sona erecegini hiç birimiz tahmin etmemistik sanirim ..
Çünkü hepimiz Misir’da gerçek devrimciler, solcular olmadigini unutmus sanki Rusya ihtilali, Çin devrimi olacak diye nasilda sevinmistik ..
Evet bu gerçegi görmeyen basta basbakanimiz olmak üzere he pimizin Mubarek gidiyor hayali suya düstü gibi ..
Şimdi gelelim bizim ülkeye ve bizim devrimcilere ..
1960’li yilar, 70’li senelerin devrimcilerinin mumla arandigi ülkemizde birilerinin AKP’yi nasil göndeririz hesaplari da bir türlü tutmuyor.
Cumhuriyet mitingleri basta olmak üzere birçok yol denensede bundan bir türlü basarili olunamadi ..
Ve her, ‘AKP Gidiyor’ denildikçe AKP yerini daha da saglamlastirdi..
Bunun nedeni ise yine Misir’da aradigimiz devrimcilerin Türkiye’de de olmayisi, varlarsa da ortalikta çekilip, köselerinde pineklemeleridir ..
Adina da, ‘12 Eylül bizi ezdi geçti kardesim’ konuldu..
Yani isin kisasi ne Misir’da nede ülkemde gerçek anlamda devrimciler olmadigi için, samimi solcular, ideolojilerine sahip gerçek insanlarin sayisi azaldigi için birilerinin umut ettigi ve ‘Gitti/Gidiyor’ denilenlerin yerlerini daha da saglamlastirmistirlar ..
Örnek mi Sendika denilince devrimciler, solcular, gerçek anlamda ideolojilerine sahip çikan dinciler, ülkücüler akillara gelirken, bugün bakiyorsunuz Sendikalar Aga, solcular masa basi devrimci, dinciler zaten AKP’ ile idare ediyor, ülküçüler ise darmadagin ve Kürtler gibi bir birini suçlayip duruyorlar…
Yani; Solculugun CHP’ye, ülkücülügün Devlet Bahçeli’ye kaldigi Türkiye’de ki gibi Misir’da da insan haklari, devrim adamligi Müslüman Kardeslere kalmis bir dönem yasiyoruz ..
Bu nedenle öyle hemen gaza gelip, Mübarek gidiyor, AKP biti yor dememek ve yanilmamak gerekiyor…
fakiryilmaz323@hotmail.com-0.535.418 32 58