14. DURSUN AKÇAM KÜLTÜR VE SANAT GÜNLERİ BAŞLADI

Ankara ve İstanbul’dan farklı havaalanlarından gelen konuklar, PEN Yazarlar Derneği Türkiye Başkanı gazeteci Zeynep Oral, sanatçı Sadık Gürbüz, Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Aysu Erden, şair ve yazarlar Şeref Bilsel, Metin Cengiz, aynı zamanda PEN II. Başkanı olan Halil İbrahim Özcan’ın Kars Havaalanında karşılanmasından ve tarih araştırmacısı, Ani’nin Sırları adlı çalışmanın yazarı Sezai Yazıcı, Kura Çözüldü’nün yazarı Kenan Karabağ’ın Kars’ta ekibe katılmasıyla Ardahan’a doğru hareket edildi.


Konuklar Kars- Ardahan yolunda, Dursun Akçam Ormanı üzerindeki bir bölgede buraya otomobilleriyle gelen kalabalık bir Ardahanlı grup tarafından karşılandı. Ardahanlı sanatçı Fırfır ve oğlunun çaldığı davul zurna ile yerel oyunlar oynandı. 


Ardahan’da, Dursun Akçam Kültürevi’nde yapılan ikinci karşılama ve oynanan oyunlardan sonra konuk ve katılımcılara yerel yiyeceklerden oluşan bir sofra kuruldu.


Dursun Akçam Kültürevi salonunda yapılan açılış töreni sırasında önce saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu. Etkinlik için gönderilen iletilerin okunmasından sonra Dursun Akçam Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Alper Akçam bir açılış konuşmasıyla katılımcı ve izleyicilere hoş geldiniz dedi…


Ardahan Üniversitesi’ndeki öğreniminden sonra Diyarbakır’a yerleşmiş, uzun yıllar Dursun Akçam Tiyatro Topluluğu’nda etkin olarak çalışmış Murat Fidan ve arkadaşı Hikmet Kaymak tarafından hazırlanmış “Dünden Bugüne Dursun Akçam Günleri” adlı belgesel izlendi.


PEN Türkiye Başkanı gazeteci Zeynep Oral yaptığı duygulu konuşma sırasında 1975 yılında Dursun Akçam ile Milliyet Sanat Dergisi için yaptığı bir röportajın gazete küpürünü salondaki izleyicilere gösterdi…


Aynı gün Hanak’ta Belediye binası açılışı ve Erdal Erzincan konseri, Baştoklu Köyü Festivali, Çıldır Festivali olmasına karşın gerek Kars yolundaki karşılamaya, gerekse Kültürevi’ndeki açılışa Ardahanlılar yoğun ilgi gösterdi.


Birinci günün katılımcılarına çınar öğretmen Kazım Arıcı, Dursun Akçam’ın eşi Perihan Akçam ve Yeni Kuşak Köy Enstitülüler Derneği Lüleburgaz Şube Başkanı Günsel Solak tarafından katılım belgelerinin verilmesinden sonra 14 Temmuz Cumartesi sabahı yeniden buluşulmak üzere etkinliğe son verildi.



Uyku neden kaçar?


Gün boyu koşuşturmanın keşmekeşinden kaçıp, sessiz bir odada ya da karşısında televizyonunun olduğu çek yata uzanmak ve uyumak istemi neden bir an kaçar ve tüm kıvrılmalara karşın sabaha kadar o yorgun gözleriniz kapanmaz?


Halbuki dışarıdayken üzeriniz de bir ton ağırlık varmış gibi basan uykulu halinizle az önce zar zor kendinizi eve, çek yata atmamış mıydınız?..


Ve kendinizi dinlendirdiğinizi sandığınız bir anda o gün boyu beklediğiniz anın bir anda nasıl olup, çekip gittiğini anladığınız an yorgun olmalarına karşın gözleriniz de uyku diye bir şey kalmadığını anlarken bunun nedenini hiç düşündünüz mü?


İşte tamda burada yani, ‘düşündünüz mü?’ sorusunda yatar kaçan uykuyu ararken cevabını okuyan sabah ezanı ile sabahladığınızı anlarsınız..


Çünkü o uyku özlemiyle geldiğiniz ve uzandığınız yatak yada çek yatta sizi yeniden kaldıran ve uykusuz bırakan şey bir an beyninize takılan, kalbinizi sıkıştıran sorunun cevabını bulma düşüncesidir, beni ve sizi uykusuz bırakan şey..


Çünkü gün boyu yaşanan karmaşada unuttuğunuzu sandığınız şey ya da kendinizi kandırıp, ‘olmamış, olamaz’ dediğiniz şey gecenin karanlık sessizliğiyle ile kendisini yeniden hatırlatır ve cevabını bulmanız için gözlerinizin içinde ki uykuyu alıp darma dağın eder.


Beyninizin emri ile size, kaçıp, kayıp olan uykuyu unutturur, ötelediğiniz, görmezden, duymazdan geldiğiniz ve cevabını bulmanız gerektiği şeyin esiri olur, ya benim gibi yatakta kalkar bir sigara yakar, cevabını bulmak için soruları arda arda sorup, yazıya dökmek isteyip, sabaha kadar cevabını bulamadığınız ve için için sizi yiyip, bitiren soruyu okurlarına sorup, yardım istemeyi dener yada sigara yerine tırnaklarını yersiniz..


Kulağınıza gelen güzel sabah ezanını dinlemek çaremidir bilmem ama o bir türlü cevabını bulamadığınız şey hep sizi dinç tutar, uyutmaz ama gizliden gizliye yıkar, yorar ve teslim alır.


Bu nedenle uykunuz kaçıracak her hangi bir şeyi düşünmemek, yaşanmışsa da yaşananları olağan akışına bırakıp, hayatınızı cehenneme çevirmeden ‘cehenneme kadar beklemek daha iyi’ deyip, mecburen beklersiniz o cevabını aradığınız şeyi..


Gerçi yaşadığınız sürece hayatı cehenneme çeviren onca cevabını bulamadığınız birçok şeyi yaşarsınız, beni bu gecede uykusuz bırakan ve arasam da cevabını öğrenmek istemediğim ama sabaha kadar uykusuz kalıp, cevabını aradığım şey gibi..


Neyse sizce beni bu gece uykusuz bırakan neydi?


Haydi!..


Biraz da siz uykusuz kalın dün seni, bugün beni uykusuz bırakan sorunun cevabını..



**Bir takım nasıl kurulur?


Başkan Erdoğan’ın yetişilmeyen hızıyla kurduğu yeni takımdan goller bekleyen kamuoyu başta dolar olmak üzere çift haneli enflasyonun teke düşürülmesi, adalet ve hukukun sağlanması, insan hakları denen olmazsa olmazımın önünde ki engellerin kaldırılması gibi birçok konuda yeni takımı izlemeye aldı bile.


Evet, kaptan Erdoğan’ın 81 Vilayeti olan ülke adına kurduğu yeni takımın gol yemeden gol atmasını bekleyenler gibi gol yemesini bekleyenlerin sayısının da hiç az olmadığı şu günlerde biz Serhatlılarda yeni bir takımı kurmaya çalışıyoruz.


Birçok kamu kuruluşundan zengin olmasına karşın yeşil sahalarda kalmak isteyen gençlerin top koşturduğu Amatörde ki takımların arasında bulunan Serhat Ardahan Spor’u üstlenen Ardahan Dernekler Federasyonunun baştan aşağıya yeniden kurmaya çalıştığı Serhat Ardahan Spor gibi Amatör Liglerde mücadele birçok takımın 3. Lig iddiasını devam ettirmesi için takım ruhuna ihtiyaç duyduğu bir gerçektir.


TFF’nin yanı sıra hükümetin tam destek vermesi gereken gençlerin nasıl olup yeşil sahalarda tutulacağının kara kara düşünüldüğü bir süreçte iyi bir takım kurmak en az bir milyon ya da 3 milyon paraya ihtiyaç duymakta.


Bu parayı bulmaktan zorlanan Amatör Kulüp yöneticilerinin diğer bir derdi de 1. Lig de olduğu gibi Bal liginde dönen ballı işler olduğu da diğer bir gerçek olarak karşımızda durmakta.


Bu sıkıntılar içinde bir takım kurma mücadelesi veren Serhat Ardahan Spor ve onun gibi en az binin üzerinde ki BAL ligi takımlarının olduğu gibi gönüllerini ortaya koyarak bu işle ilgilenenlerin işi bir hayli zor bir durum.


Ama yinede başta dediğimiz gibi Başkan Erdoğan’ın kurmaya çalıştığı takım gibi bir takım kurmak gerekir, gol mü atar, gol mü yiyecek diye korkmadan..