27/26/25/24 – 2010 Tarihli Haberler

 Ergenekon davasindan tutuklu bulunan ve geçtigimiz gün serbest birakilan Gürsüz Çapan tesadüfen belediye baskani oldugunu söyledi.
Ardahan’a bagli bulunurken Kars’a baglanan Çildir’in köylerinden birinde dünyaya geldigini ve okuyup doktor olduktan sonra İstanbul Esenyurt’ta tesadüfen belediye baskani oldugunu belirten Gürbaz Çapan hapisten çikmadan önce yaptigi savunmasi söyle;

Birlestirilen Ergenekon davasinin tutuklu sanigi Gürbüz Çapan, savcilar tarafindan yapilan çapraz sorgusu sirasinda, Veli Küçük ile baglantisi bulunup bulunmadigina iliskin sorulara, farkli cevaplar vermeyi seçti. ENKA’da yapilan toplantiya Veli Küçük’ün hangi sifatla katildigi sorulan Çapan, içeri girdiginde Küçük’ün de orada oldugunu söyledi. Çapan, bir kez birlikte yemek yedigi bir kisi ile ne gibi bir iliskisi olabilecegini söyledi.
Saniklarin üzerine bir deli gömlegi giydirildigini savunan Çapan, ruhen anlasamayacagi milliyetçi, ulusalci grupla birlikte yargilandigini ve kimsenin kimliginin kendisi için önemli olmadigini söyledi. Çapan, “Bizde devlet 1950’den sonra gençleri dövmüs, hapse atmis, hatta asmistir.” diye konustu.
Türkiye’de darbeleri Amerika’nin yaptirdigini savunan Gürbüz Çapan, “Bizim hiç bir darbede payimiz yok. 1970 darbesinde okuma yazma bilen herkesi aldilar. Cografya kitabini bile 7 bölgeye ayrildigi için, ‘vatan bölünüyor’ diye aldilar.” dedi.
Çapan, 1955’de Kars Çildir’da dogdugunu, Tip Fakültesi’ni bitirdikten sonra Giresun’da doktorluk yaptigini anlatti. Gürbüz Çapan, daha sonra İstanbul Esenyurt’a tayin edildigini söyledi. Esenyurt’ta doktorluk yaparken tesadüfen belediye baskani seçildigini belirten Gürbüz Çapan, belediye baskani oldugu dönemde Esenyurt’ta yaptigi çalismalari da anlatti.
Basakanlik yaptigi dönemde, Nurettin Sözen’in de İstanbul Büyüksehir Belediye Baskani oldugunu hatirlatan Gürbüz Çapan, “O dönemde İstanbul belediyeciligi Türk solunun mezari haline geldi. İlk defa sol partide mezhep tartismasi, irk tartismasi, din tartismasi, yolsuzluk had safhaya çikti. Hiçbir basarili çalisma yapamadik.” diye konustu. 1999’da yeniden belediye baskanligina seçildigini belirten Gürbüz Çapan, CHP’nin baraja takilarak yüzde 10’un altinda oy aldigini söyledi.
Kendisinin yüzde 35 oy ile belediye baskani seçildigini ifade eden Gürbüz Çapan, “CHP, Türkiye’yi kuran parti, demokrasiye örnek olmasi gerek diyorduk. Basimiza gelmeyen kalmadi. Baykal 2000’de jandarmanin aktif yardimi ile seçimi aldi ve jandarma bana hamle yapti. Nisan 2000’de çete kurmak, arsa yagmalamak, PKK’ya yardim etmek, ne kadar suç varsa hepsinden 1 yil hapis yattim. Hakkimda 50 tane dava açtilar, hepsinden beraat ettim. Bütün dertleri beni siyasetin disina atmakti. Hatta bu son seçimlerde içeri atmasalardi aday olacaktim.” dedi.
Çete suçlamasiyla yargilandigi davada 1 trilyon Dolar çalmakla suçlandigini hatirlatan Çapan, o dönem belediyenin parasi olmadigini, Esenkent’te yasayan insanlarin yoksul oldugunu söyledi. En zengin olanlarinin Ataköy’de kapicilik yapan ya da temizlige gidenler oldugunu anlatan Çapan, “Gayri mesru hayatin olmadigi tek yer Esenkent’tir. Herkes kapi komsusunu bilir. Türkiye’de ilk zemin etüdü yapilan yer de Esenkenttir.” seklinde konustu.
Çok sikinti çektigini ve durmadan çalistigini belirten Çapan, dik durdugunu, durmaya çalistigini söyledi. Türkiye’de dik durmaya çalismanin zor birsey oldugunu belirten Çapan, dik durusu nedeniyle de lüzumsuz yere hapse konuldugunu iddia etti.
Kendisine suikast yapilacagi yönünde ihbar geldigini anlatan Gürbüz Çapan, bu ihbari basin mensuplari ile paylastigini söyledi. Silah ruhsati almak için valilige basvurdugunu sözlerine ekeleyen Gürbüz Çapan, “Ancak silah ruhsati alamadim. Bunun bir tezgah oldugunu simdi anliyorum. Elime silah almami saglamaya çalisiyorlardi. İyi yurttas olmaya çalistim ama görüntüm baska bir sey oldu. Benim disariya yansimami mafya, gaspci, kabadayi olarak anlattilar. Yampiri yampiri yürüyorum ya herkes benim silah tasidigimi saniyor. Silah kullanirim ama silah tasimiyorum. Kars’liyim, köyde büyüdüm. Ailem kan davaliydi. Ama 1979 yilbasisindan beri elime silah almadim. Türkiye, sikintili bir dönemden geçiyor. Belki soguk savasin artiklari islah edilecek. Burada yargilananlarin çogunun hastaneye yatmasi gerekiyor, hapishaneye degil.” dedi. Çapan, bu fikriyle alakali olarak, tutuklanmadan önce savci Zekeriya Öz’ün çocuklarinin korumaligini yapan sanik polis memuru Kenan Temur’un hastaneye kaldirildigini söyledi.
Savunmasinin ardindan, gözaltindayken emniyette alinan ifadesi okunan Gürbüz Çapan, “Cumhuriyet Gazetesi bizim için bir prestij merkezidir. Nasil ki bir mumin, bir cami yaptirinca sevap kazandigina inanirsa, biz de Cumhuriyet’e öyle bakiyoruz. İlhan Selçuk bizim agabeyimizdir, önderimizdir. Nasil ki onlarin imami varsa, İlhan Selçuk da bizim için öyledir. Orasi Mustafa Kemal ve arkadaslarini evidir.” dedi.
Sorusturma asamasinda Emniyet Müdürlügü, savcilik ve hakim karsisindaki ifadelerin okunmasinin ardindan Gürbüz Çapan’in çapraz sorgusuna geçildi. Savci Mehmet Ali Pekgüzel tarafindan Atatürkçü Düsünce Dernegi (ADD) ile iliskisininin sorulmasi üzerine, tutuklu sanik Çapan, Bahçesehir’de ADD’nin açilisina katildigini ve bir iliskisinin bulunmadigini söyledi. Dernek için kendisinden bir otobüs ayarlanmasi konusunda yaptigi telefon konusmasinin hatirlatilmasi üzerine Çapan, “Bir sivil toplum örgütü tarafindan kullanilmak üzere araç isteniyor. Bunda birsey yok ki. Daha önce Saadet Partisi ve MHP de kullandi.” diye konustu.
Ulusal Kanal’in toplantilarina gitmek istemedigini belirten Çapan, ancak konumu nedeniyle bazan kaçamadigi için Ulusal Kanal ya da Cumhuriyet gazetesinin toplantilarina katilmak zorunda kaldigini söyledi. Kurmaya çalistiklari televizyon kanali için alet edavat da aldiklarini, hatta 3 ay da test yayini yaptdiklarini belirten Çapan, frekans tahsisi alamadiklari için kapandigini söyledi.
Savci Pekgüzel, yapilan bir görüsmede, İlhan Selçuk’un İ.S. kisaltma ismiyle, H.K. yani Hikmet Çiçek’le konustugunu, bu konusmada G. kisaltmasiyla Gürbüz Çapan’i kastederek RTÜK tarafindan kanalin kapandigi, yapilan 4 milyon dolarlik yatirimin çöpe gittigi seklinde ifadeleri oldugunu hatirlatarak, “Siz 4 milyon harcadiniz mi?” diye sordu. Çapan da bu kadar para harcamadigini söyledi.
Cumhuriyet gazetesinin satisinin da konusuldugu ENKA’da yapilan toplantiya Veli Küçük’ün de katildigini hatirlatan savci Pekgüzel, “Veli Küçük, bu toplantiya Cumhuriyet’in hissedari ya da USİAD’in bir üyesi olarak mi katildi?” diye sordu. İçeri girdiginde Veli Küçük’ün de orada oturdugunu belirten sanik Çapan, bu soruyu, verdigi baska cevaplarla geçistirdi. Çapan, Veli Küçük ile irtibatinin olup olmadigi seklindeki soruya sinirli bir ifadeyle, “Bir kez oturup yemek yemisiz. Ne iliskimiz olabilir ki?” seklinde bir soru ile cevap verdi.
Ergenekon ana davasi tutuklu saniklarindan Dogu Perinçek’i önceleri solcu olarak bildiklerini belirten Çapan, “Ancak daha sonra milliyetçi ve ulusalci oldular. Bunlar 10 yilda bir çizgi degistirirler.”^dedi.
Savci Pekgüzel’in, yaptiklari toplanti sirasinda Cumhuriyet gazetesinin zor durumda oldugu ve kurtarilmasi gerektigi konusunun konusulup konusulmadigi seklindeki sorusuna Çapan, “Hem Cumhuriyet hem de Cumhuriyet gazetesinin zor durumda oldugu ve kurtulmasi gerektigini konustuk.” diye cevap verdi.
Yaptigi bir telefon konusmasinda, karsisindaki kisiye üstünün örtülmesini istedigi konunun ne oldugu sorulan Gürbüz Çapan, önemsiz bir telefon konusmasi oldugunu söyledi.
Gözaltina alindigi sirada ele geçirilen Pentagon ile alakali, üzerinde gizli ibaresi bulunan belgeyle alakali soruya ise Çapan, “Bunu bir arakadas, Baykal aleyhine kullanilmasi için vermisti. Ancak bankaci olan bir arkadas da belgenin düzmece oldugunu söyledi. Biz de kullanmadik.” seklinde konustu.
Savunmasinin birçok yerinde Atatürk Cumhuriyetine sahip çikmak gerekliligini ifade eden Çapan, Savci Pekgüzel’in sorusu üzerin