Valiyi yalanlayıp, Suçlamaları ret ettiler..

15 Temmuz’da büyük bir tol kazası geçiren ve Anayasa Referandumunda yeniden onay alan Cumhurbaşkanı/Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın son konuşmasını dinlerken önce umutlandım, ardında yeniden tereddüt ettim.

Çünkü Cumhurbaşkanı/Başbakan Recep Tayyip Erdoğan referandum sonuçlarının ardından içeride yaptığı konuşma da daha sağduyulu ve sakinken çıktığı balkon da bir anda değişip, yeni yol haritasının sinyallerini verdi.

Halbuki aynı Erdoğan az önce başta doğu ve güneydoğuda gelen oyları işaret ederek, sinyali aldığını belirtmiş ve neredeyse yeni bir barış süreci başlatabiliriz diyecekken bu konuşmasının hemen ardından çıktığı balkonda karşısında ki kalabalığın da verdiği coşkunun etkisine kendisini kaptırarak, ‘idam’ diye bağıran bir kaç kişiye verdiği cevapla kendisinden daha sağduyulu bir konuşmayı bekleyenleri yanıltmıştır.

Halbu ki bir önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimin de hemen ardından daha barışçıl ve sağduyulu olmasını beklerdim.

Ve daha önce defalarca belirttiğim gibi bu sonucu daha geniş çerçevede değerlendirip, ‘Ben başkan olarak buradan ilan ediyorum ve diyorum ki bu halk bana defalarca onay vermekle, beni iktidarın en zirvesine çıkarmakla ödüllendirmiş ve benden beklediği tüm ulusun lideri olduğumu ortaya koymam için bana kızan, benle çatışan, önümü kesmek isteyen herkesi af ediyor, başta günedoğuya olmak üzere tüm ülkeye yeni bir fırsat verip, kardeşçe yaşanabilecek bir ülkede benim başkanlığımı taçlandıracak genel bir af ilan ediyorum’ demeliydi.

Demelide..

Çünkü kafa kafaya çıkan ve ülkede ki seçmenin adeta yarı yarıya bölünüp, karşı karşıya geldiği bu süreçte toplumsal bir büyük barışın tek yolunun idam değil, genel bir af ilan edilmesinden geçtiğini düşünenlerdenim..

Bunu da yapacak olan yeninden elini güçlendiren Cumhurbaşkanı/Başkan Recep Tayyip Erdoğandır..

İşte o zaman 83 Milyonun başkanı olduğunu, olacağını ilan eder ve kabul görür derim..

Aksine mi vallahi bana göre zafer olmayan ve her seçimde yüzdenin kafa kafaya geldiği gergin bir ülke yönetmek daha da zor bir iş olur..

**Kılıçdaroğlu Kaç Saattir Nerede?

Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu HDP’li Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp, cezaevine konulmalarına katkı sunmakla eleştirelien CHP’nin Genel başkanı Kemal Kılışdaroğlu’nu 16 Nisan akşamından bu yana gören oldu mu?

Bilmem ama Ensar Öğüt gibi CHP’li siyasilerin de ortada olmadığı şu saatlerde Kılıçdaroğlu’nun referandum sonuçlarının hemen ardından bir kez daha (!) ‘Görevini tamamlamış’ bir edasıyla çıktığı kameralar karşısından sonra ortada gözükmemesi benim dikkatimi çekti.

Çünkü 15 Temmuz akşamı Saray’a gittikten sonra ard arda yaşanan gelişmeler ve HDP’lilerin içeri alınmasıyla birlikte başlayan sürecin geldiği 16 Nisan akşamı ortaya çıkan tabloda Kılıçdaroğlu’nun büyük katkısının olduğu artık saklanacak bir durum değildir.

Kısacası herkes işini yaptı ve ‘Ağıl, Mağıl Denilip, Baykal’ın Başbakan ettiği Erdoğan’ı Kılıçdaroğlu’da Başkan yapmıştır.

Bu nedenle boşuna kendiniz paralamayın, oturun, oturduğunuz yerde..