HANAK KURTARILMADI!..

Ardahan Valiliği, Ardahan Belediyesi ve ARDAFED’İn Ardahan’ın Vatan Topraklarına Katılışının 99. Yıl Dönümü etkinliklerinin hemen ardından ilçelerinde de kurtuluş etkinlikleri yapılıp, Çıldır’ın kurtuluşu ardından sıra, 1 Mart’ta Kurtuluş yıl dönümünü kutlaması gereken Ardahan’ın Hanak ilçesine gelmesine karşın belediye kurtuluş törenlerinin yapılmayacağını duyurdu.



Bir ülkeyi kuranları ve o ülke için canlarını verenleri anmak adına yapılan kurtuluş etkinliklerini yapamayacağını saklamak için Suriye’de yaşanan ve 34 şehidin olduğu olaya bağlayan CHP’li Belediye bu yıl kurtuluş etkinliklerini yapmadı.


Konu hakkında şu açıklamayı yapan ve belediye başkanının belinden hasta olduğunu açıklanmayan  ve şehitleri anmamak için şehitleri mana eden CHP’li Hanak Belediyesinin tepki toplayan bu tavrına kaymakamlığın uyması da dikkatlerden kaçmadı.

işte o talihsiz açıklama; 



İlçemizin kurtuluşunun 99. yılı vesilesiyle 1 Mart 2020 tarihi pazar günü yapılacak olan etkinlikler, İdlip te kahraman ordumuza karşı yapılan menfur saldırılar nedeniyle iptal edilmiştir.

Halkımıza duyurulur.



MERDİVEN ALTI KURTARICILAR..

Ülkenin resmen savaşa girdiği şu günlerde Corona virüsü gibi bir çok konu, patlayan bombalar, yaşanan ölümler ve çekilen acıların gölgesinde kalmış durumda.


Son olarak muhalefetin,onca şehidin olduğu Suriye’deki gelişmeler konusunda mevcut iktidarı istifaya çağırması dahil bir çok konuda baskı altına alması gerekirken, önce telefonla arayıp, geçmiş olsun deyip  ardında da adeta ‘ laf olsun, torba dolsun’ diye başkan Erdoğan’ın Trump ile görüşmesi esnasında yaşanan olayı anlatırken gülümsemesine takıldığı gibi onca sorun ve sıkıntıda bunca ekonomik sıkıntı içinde dolarla ödenip, alınan ve rastgele oraya buraya atılan füzelerin toz dumanı arasında kalmış durumda..


Bu sorunların başında gelenler arasında diğer bir sorunda iki gümrük kapısı olmasına karşın ithalat ve ihracatın olmadığı, valisi ile vekili, rektörüyle valisi, genel sekreterinin valisi ile arasının olmadığını, belediye başkanlarının bir araya gelip, bir kare veremedikleri, derneklerin gerçek anlamda birlikten uzak olduklarını, birilerinin bana başkan, platform, federasyon desinler dediğini ve her yıl ortalama bin kişinin göç ettiği memleketin batı kentlerinde kurtarma adına kurulan derneklerin ve bu derneklerin başını çeken sözüm ona çok kültürlülerin! merdiven altı bol kahvaltılı sözde platformu, oluşum, dernek hatta federasyon adıyla toplantılarıdır..


Bu yazımı yazdığım sırada ara verip, bir çay içmek için gittiğim kahvede Sahara çadırlarının kurulduğu serhat, sınır kenti Ardahan’ın Posof İlçesinde en az 400 insana iş istihdamı sağlayacak olan bir yatırımcının başta iktidar milletvekili olmak üzere yerel yöneticilerinin ilgisizliğinden yakındığına şahit olduğum bir kentin nasıl olup gelişip, büyüyeceğini konuşacağımıza ‘Falanı nasıl durdururuz, filanın nasıl paçasına yapışırız’ kavgası içinde olup memlekete ve kendilerine olduğu gibi, ülkeye hayrı olmayanların verdikleri pozlara bakınca bu memleketin asıl katillerinin bunlar olduğunu anlatamamanın ezikliğini de yaşamıyor değilim..


Çünkü benim de içinde bulunduğum bizlerin bu merdiven altı kullanılmışları yeterince topluma anlatıp, gerçek yüzlerininde ne olduklarını  ortaya koyamamışlar olarak asıl suçlularız.. Ve bunların hala meydan da olup namuslu, adam, kadın diye geçinip, memleketin aydını, kültürlüsü, siyasisi oldukları yönündeki pozlarının asıl memleket düşmanı olduklarını deme cesaretini ‘ilişkiler bozulur’ diyerek ortaya koymayız..


Ama asıl bozulanın memleket, ülke olduğunu da hep konuşur, suçlu kim diye de etrafımıza, çevremize bakarak verilmesi gereken mücadeleyi unutur, hatta ‘Of ya yoruldum’ diyerek kaçma teşebbüsünde bulunuruz..


Yani ortaya çıkıp, ‘Sahayı boş bularak,  bize de bir kemik düşer mi diye bir araya gelen merdiven altı siz kullanılmışlar, şunu da iyi  bilin ki; benim gölgem hepinize yeter..’ demediğimizden köprü ve merdiven altı oluşumların önüne geçemeyiz, geçemiyoruz da..


 


Seçime 1 Gün Kala Hanak!  DSP'nin Zorladığı CHP, AK Parti'ye Teslim Edebilir..


Seçime 1 Gün Kala Hanak! DSP’nin


Zorladığı CHP, AK Parti’ye Teslim Edebilir..


arşiv haber 29/03/2019 tarihli haber/yorum


Bu Haber; BİR YÖNLENDİRME DEĞİL.. 4 aya yakındır adayları, partilerin ortaya koyduğu seçim kampanyalarını ve seçmenlerden edindiğimiz tahmin ve bilgilerdir. 31 Mart’ta yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimlerinin şimdiden hizmetlere susamış olan Ardahan’ımıza, Ülkemize hayırlı olsun diyerek özetlediğimiz seçim tahmininiz seçmen başta olmak üzere toplumun büyük bir bölümünün tahmini olduğunu da bilinmesi de özel ricamızdır.


Ardahan’ın bir bölümü Alevi gibi bölümü Sünni olan Hanak ilçesinde de CHP Hanak korkulu rüyası konumunda olan DSP’nin eski Ortakent (Büyük Nakala) Belediye Başkanı Necati Tuna’nın yanı sıra Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Hanak’a Doğalgaz getireceğine söz verdiği AK Parti Hanak eski Belediye Başkanı ve yeniden adayı Taşdemir Çoban ile yarışıyor.


Mevcut Belediye Başkanı olan ve CHP’nin adayı Ayhan Büyükkaya’nın 5 yıldır başında olduğu belediye de beklenen hizmetleri verememesi ile eleştirildiği bir sırada hem DSP’nin güçlü adayı Necati Tuna’dan hem de Hanak’a doğal gaz getireceğini belirten iktidar partisinin AK Parti Adayı Hanak eski Belediye Başkanı Taşdemir Çoban’la yarışarak 31 Mart Mahalli Seçimlerine giderken bayrağı yeniden AK Parti’ye devir etmesi beklenen ilk tahminler arasında.



**Kazanmak İstemeyen Adaylar ve Anketler..


Önümüzde ki pazar günü yapılacak olan Mahalli İdareler Seçimleri öncesi yapılan tahminler ve anketlere baktığımız da mevcut iktidarı tüm imkanlara karşın hala zorda olduğunu ve umudunu kararsız olan seçmenlere bağladığını da görmek mümkün.

Bu duruma neden olan birinci sebebin Başkan Erdoğan’ın ittifak yaptığı Bahçeli ile birlikte bu seçimler öncesi oluşturmaya çalıştığı Beka algısı ve diğer toplumu geren hatta gün geçtikçe kutuplaştıran seçim propagandası olduğudur. Bunun bir diğer nedeni ise seçmenin 17 yıllık iktidarın, 31 Mart’ta kullanacağı oy ile azda olsa uyarmak hatta daha ilerisini düşünerek dizayn etme çabasıdır. 

Bunların yanında mevcut iktidarın aylar öncesi ilan ettiği adaylarının büyük bir bölümün de mevcut yerel yöneticileri, yani başkan, meclis üyelerini değil onlar görevdeyken yeni isimlerle yola çıkmasıdır..

Aynı iktidarın dün kendisine demediğini bırakmayan MHP ile girdiği ittifak gereği ortaya koyduğu milliyetçi söylemler ile başta Kürt seçmeni olmak üzere bugüne kadar ‘Belki’ diyerek AK Parti’den umut bekleyen seçmeni adeta elinin tersi ile geri itmesidir..

Ekonomi de yaşananlar, Dolar’da ki gizli hareketlilikler ve mevcut iktidarın kurucusu olduğunu ama bugün kendilerine selam bile verilmediğini hatta ‘Trenden inen bir daha binemez’ denenlerin işi bırakıp, köşelerine çekilmeleri hatta telefon trafiği ile ‘Vallahi ben ilgilenmiyorum, en hayırlısı ne ise o olsun’ diyerek üstü kapalı da olsa alenen tavırlarını iktidarın dizayn edilerek, ‘^ben olmazsam’ dedirtmeye çalıştıklarını da göz ardı etmemek gerekir.

Tabi gelelim başta son başbakanlığı yapmış, meclis başkanı iken getirilip, İstanbul’a aday edilen Binali Yıldırım ve Ankara’da aday gösterilen isim gibi adaylara…

Bunlara baktığımız da bir hafta kalınan seçimleri kazanmak isteyenler ile kazanmak istemeyenlerin hangi parti de daha çok olduğunu teraziye koyup, tartarsanız hangi parti çıkar?.

Benim terazimin iktidar partisi tarafının kefesinin ağır bastığını görmekteyim..

Ve bunu gören Başkan Erdoğan’ın da paniği de buradan gelmekte ve adeta tek başına bu seçimleri götürmeye çalıştığı da diğer bir terazi kefesidir..

Peki bu durumun yanı sıra çoğu mevcut iktidarın medya ve basın üzerinde kurduğu aynı baskı ile karşı karşıya olan Anket Şirketlerine baktığımız da karşımıza ne çıkıyor?

İktidara yakın anket şirketlerinin de için de bulunduğu onca Anket şirketinin tüm zorlamasına rağmen seçim sonuçlarını %27’de olsa etkileyen olumsuz sonuçları, olumluya çeviremeyip gidişatın hiçte iyi olmadığını yayınlamak zorunda kalmasıdır.

Yani kısacası mevcut iktidara resmen karşı çıkmayıp, sandıkta çıkacak olan sonuçla mesaj vermek isteyen bir tarafın olduğunu gördüğümüz şu günlerde başta kararsız olan seçmen olmak üzere toplumun büyük bir kesimininde benim gördüğümü görüp, bu sahte olumsuz tabloya sandıkta izin vermeyip, iktidara bir zaman daha vereceğidir.

Çünkü toplum ve seçmen iktidara kızsa da, bağırsa da şu an kendisine alternatif bir muhalefet olmadığını ve son çare olarak oyunu bir kez daha iktidara moral olacak şekilde kullanacağıdır..

Ve başta seçilmek istemeyen adaylar olmak üzere anket şirketleri bir kez daha yanılıp kayıp eden taraf olacaklardır..