ADDF Aynalı İle Devam Dedi..

Evet, bu soruyu uyumak için girdiğim yatağımdan belkide yaşadığım stres dolaysıyla geri uyanarak siz Ardahanlılara soruyorum..

Ey!! Ardahanlılar, Ardahan’ı dev bir organizasyonla İstanbul’da tanıtmak ve Ardahanlılarla birlikte bir ilke imza atmak için 21-27 Kasım’da İstanbul’un Maltepe İlçesinde düzenleyeceğimiz etkinliği, ‘Yapar mı, Yapabilecek mi?’ diyerek izleyen siz Ardahanlılara soruyorum..

Gerçekten bu memlekette sadece ben mi Ardahanlıyım?

Özellikle son iki yıldır kıt kanat kendimin ve ARDAFED’i oluşturan dernek ve de yöneticilerimin olmayan imkanlara karşın bir çok önemli etkinliğe imza atarak, Ardahan’ın en iyi şekilde temsil etmek ve başta İstanbul’da olmak üzere yurt genelinde ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ oluşturma çabası içinde olan Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanlığım sırasında verdiğim tüm mücadele kim ve hangi kent için?

Sen Ardahanlı ve memleketimiz Ardahan için değil mi?

Peki biz bunları yaparken;

Yani;

Geçtiğimiz yıllarda Bal Liginden 3. Lige çıkması için maddi kaynağa ihtiyacı olan Serhat Ardahan Spor’a kaynak sağlamak için en az 2 ayını harcayıp, sonuçta güzel bir gece yaparken,

Ardından başkanlığını aldığım ARDAFED aracığıyla yaptığımız onca etkinlik,

Ardahan ve Ardahanlıların başına adeta bela olmuş, Ardahan’ın adını gölgeleyen KAI, KAISİAD Diasporasıyla mücadelemiz,

Ve son olarak bir ilk olacak olan;

İstanbul’da Ardahan’ı Tanıtma Günleri organizasyonunu alırken kendim için mi, yoksa Ardahan ve Ardahanlılar için mi çırpındım?

Peki sadece ben mi Ardahanlıyım?

Vallahi bilmem onu 21-27 Kasım 2017 Tarihleri arasında yapmayı hedeflediğimiz ve tüm İstanbul’un olduğu gibi ülke ve dünya basının gözü üstünde olacak olan Ardahan’ı Tanıtım Günleri öncesi ve sonrası hep birlikte göreceğiz..

Ya sadece ‘Fakir başarısız olsun da, Ardahan’da beraber başarısız olmuş önemli değil’ diyen Ardahanlıların duyarsızlığını

Yada, ‘Bu dev organizasyon Ardahan sadece Fakir’in babasının, ARDAFED’in anasının değil hepimizin diyerek güzel ve tarihe geçecek bir Ardahan’ı Tanıtım Günlerini hep birlikte yaparak, ‘Hepimiz Ardahanlıyız, Ardahan hepimizin’ diyeceğiz..

Başka çaresi olan varsa şimdiden söylesin, günler hızla akıyor ve o gün bom boş bir saha da yalınz ben ve yönetimim değil, binlerce Ardahanlının olduğu bir sahada el ele vermek hepimizin boynu borcu olmalı..

Sizve yanlışmıyım?

Değilsem haydi o zaman

Ardahan benim olduğu kadar senin de..

**İdlip’de Neresi Baba!..

Adam ülkesinde ki sorunları, sıkıntıları bitirmiş gibi gider Arakan denen bir yerde insanlık adına benimde tasvip etmediğim ama memleketimde yaşayan kimsenin bilmediği dünyanın öte ucundaki diğer yaşananlarla ilgilenir..

Adam içine düştüğü siyasi harekette hemen her gün yeni istifaların yaşandığını unutturmak için elin olan ‘Kerkük bizimdir’ der, başkasının 5 bin çocuğunu ataşa atmaya hazır olduğunu söyler..

Adam başında bulunduğu partisinin için için kaynadığını saklamak için ve en önemlisi iktidar bir şey demedikçe muhalefet üretemez, çıkar bir tv kanalına ‘gerekirse elimiz silah alırız’ der..

Adam, Dün namaz kılmak için yola çıktığımız Suriye’den vazgeçip, yönü nerede olduğu, ne işe yaradığı, karı, zararı nediri bilmediği İdlip çıkarma yapar..

Ve yaşananları izlemekten öteye bir şey yapmayanlar yani bizler ‘Bizim orada ne işimiz var?’ demeyiz..

Ve adam günlerdir ‘Girdik, gireceğiz’ denilen elin topraklarındayken Okyanus ötesinden gelen vize duvarına tosladığını anlasa da anlamazlıktan gelip, milleti başına güldüren bir karşı harekete geçer ve ‘Bende sana vize engeli koydum’ der, ülkesinde ki zaten yanan doları iyice ateşler..

Adam, Hala alamadığı ve alsa da kontrolü kendisinde olmayacağı ileri sürülen S-400 Füzeleri satacak olana güvenip, girdiği çölde ki toz bulutlarında başını bir an önce kaldırmalı ve ‘İdlip neresi, bizim burada ne işimiz var baba!’ demeli..

Çünkü gerçekten hiç gereği olmayan adımlar atmanın anlamı olmadığı gibi birilerinin kendisine verdiği akılla altını boşaltılmak istendiğini anlamalı..

Kısacası; Şu yoğunlukta yazı yazıp, görüş belirtemediğim bugünlerde benim anladığım bu..

Ha unutmadan sorumu bir kez daha sorup, uyuyayım..

Ya kardeş, Kürdistan’da ki referandumunun tartışmalarının nedense bıçak gibi kesildiği bir anda bu Arakan, Marakandan sonra İdlip denen yer nere, bizimle ne alaka?

Allah aşkına bir cevap..