Yanarak yaralanan kadın hastaneye kaldırılırken, olaya polis el attı.
Konu hakkında bir açıklama yapan AK Partili Göle Belediye Başkanı İlhan Gültekin, olayı doğrularken olay öncesi yaşananları da anlattı.
Başkan Gültekin, sosyal medya hesaplarında olayla ilgili bilgi kirliliğinin olduğunu belirterek, konu hakkında şu açıklamada bulundu: “Kıymetli Hemşehrilerim, yaşadığımız bir olayı üzülerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Saat 15.00 civarı ilçemizde ikamet eden bir bayan hemşehrimizin personelimize bağırarak hakaret ettiğini gördüm ve kendisini makama çağırdım. Karşımda oturdu. Sıkıntısını dinledim. Eşine otogarın karşılıksız, 5000 TL’lik onarım yaparak hiçbir şey talep etmeden belediyeye ait WC’yi ihtiyaçlarını karşılasın diye kendisine tahsis etmiş bulunduğumuz yerin elektrik parasını ödemediğinden elektriğin belediye zabıtası tarafından kesildiğini belirtti. Bende bizim personelimizin öyle bir yetkisinin olmadığını söyledim. Muhatabın elektrik kurumu olduğunu kendisine izah ettim. Bayan gittikten sonra Sıla Ardahan firması birlikte kullandığı ortak elektriğin tamamını ödemiş olduğunu öğrendim. Bize geldiğinde bayan elektrik kesilmiş demiştir fakat TEDAŞ’tan alınan bilgiye göre elektriğin kesilmediğini, borç gecikmesinden dolayı uyarıldığını öğrendik. Bizi üzen olay belediyemizle uzaktan yakından alakası olmayan bu durumdan kaynaklı bayanın daha sonra bir yerlerden benzin alarak 16.00 civarı belediyenin girişine dökerek yakması sonucu huzursuzluğa yol açmasıdır. Bundan kaynaklı sosyal medyaya astı astarı olmayan haberler ve yorumlar yapılmıştır. Olayın aslı budur. Olaya emniyet el koymuştur. Tüm halkıma saygılarımla.”
**Ardahan’da Su Yine Patladı!
Havaların iyiden iyiye ısındığı karların eriyip, dere ve barajları doldurduğu Ardahan’da eriyen kar sularının oluşturdğu basınca dayanamayan içme suyu şebekesinin sık sık patladığı görülen Ardahan’da bu kez kent merkezine içme suyu taşıyan ana su borularındna biri daha arzlandı.
Ardahan Belediyesi çalışanlarının kısa sürede müdahale edip onardığı su şebekesinin yeniden kente içme suyu taşırken yıllardır bitmeyen Ardahan-Göle Yolu gibi şehir içme suyuna çare bulunamayan Ardahan’ın Göle ilçesinde suların sarı renkte akması dikkat çekiyor.
**Başkan: Evet Göle’nin 1. Sorunu Su Sorunudur!..
Bir dönem AK Parti Göle İlçe Başkanlığını yaptıktan sonra 31 Mart’ta yapılan ve baştaİBB İistanbul’da olmak üzre bir çok yerde tartışma konusu olmaya devam eden seçimler ardındna çok az bir oy farkıyla Belediye Başkan Adaylığına başvurup, başkanlığı kazanan Göle Belediye Başkanı İlhan Gültekin başına geçtiği kentin ana sorununun içme su şebekesininin olduğunu belirtti.
Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı Gazeteci Fakir Yılmaz, Göle Merkez Dernekler Federasyonu Başkanı Kurbani Demir ve Başkan Yardımcısı Ömer Turan’ın kendisini ziyarette yaptığı açıklamada, Göle’de sarı renkte suların aktığını kabul eden Göle Belediye Başkanı İlhan Gültekin sık sık arza veren şebekenin son olarak pompalama sisitemin arzalandığını belirtti. Su şebekesinin tam anlamıyla çalışması için bayramdan sonra Göle’ye gelecek olan ekiplerle birlikte çözüm arayacaklarını belirten Gültekin yazı temiz su ile geçirmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
**Posof’ta da su sorunu..
TANAP’ın yaptığı bağış sonucu alınan su boruarının şebekeye eklenmeye çalışıldığı Ardhan’ın Gücistan’a komşu ilçesi Posof’ta da su sorunu yaşanıyor.
Başta bölgede yapılan HES Barajları olmak üzere bir çok nedenle kuruyan derelerin eriyen kar suları ile yeninden dolduğu görülen Posof’ta köylülerde kendi imkanları ile su ihtiyçlarını karşılamaya çalışıyorlar. İMC Usulü ile yapılan çalışmalar ile hem içme suyu hemde tarım arazilerinin su ihtiycını derelerde karşılamaya çalışan Posoflularında en büyük sorunu Ardaha İl genelinde yaşanan alt yapı sorunu olarak gösterilmekte.
**Yazma, kelepçelenirsin!
Batırılan ülkeyi kurtarma ve ekonomiyi düzeltme adına başta yerel gazeteler olmak üzere tüm gazetelerin asıl gelir kaynağı olan ve Atatürk’ün biz gazetecilere bıraktığı tek miras olan Resmi İlanların kesileceği haber ardından yeni yargı reformu yapacaklarını belirtenlerin yönettiği ülke de elleri kelepçelenen bir gazeteci fotoğrafı ile karşılaşıyoruz..
Ve gazeteci ile ilgili yapılan haberin detayına baktığımız da sendikalar başta olmak üzere bu ülke de ki muhalefetin cezaevi çalışanları kadar duyarlı olmadığını da anılıyoruz..
Çünkü alakasız bir suçlama ile karşılaşıp, yıllardır tutuklu bulunan onca gazetecinin arasında olan bir gazeteci kendisi hakkında çıkan karar üzerine ayakları ile gidip, teslim olduğu yerde kelepçelendikten sonra önce papazı sonra Nasa’cıyı bıraktıran Okyanus ötesinden gelen bir telefonla değil (!) o kelempçeli fotoğraf ardından ülkede ki duyarlı insanlardan ve dünyadan gelen tepkiler üzerine kısa sürede serbest kalması ardından attığı twiti haberleştiren meslektaşlarınında dikkat etmediği bir satır benim dikkatimi çekiyor..
Çünkü o satıra yapılan teşekkürde gazeteciler konseyi, cemiyeti, örgütü, sendikası değil cezaevi çalışanlarına teşekkür vardı..
Evet, önce düşündüklerini yazmaktan öte bir suçu olmayan ama elleri kelepçelenmesinin bile önemli bir sorunu yani basın õzgürlûğünü başını çeltoği õzgürlükleri bir kez daha gündeme getiren gazeteci meslektaşım Kadri Gürseli ile ilgili o habere bir bakalım..
‘Gazeteci Kadri Gürsel için tahliye kararı
Cumhuriyet davasında 2,5 yıllık hapis cezası kesinleşen ve bugün ceza evine giren Kadri Gürsel’in tahliyesine karar verildi. Gürsel, 11 ay hapis yattıktan sonra Eylül 2017’de serbest bırakılmıştı. Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarları hakkında açılan davada “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etme” suçundan aldığı 2 yıl 6 aylık hapis cezası onanan ve bugün İstanbul Adalet Sarayı’na giderek teslim olan Kadri Gürsel’in tahliyesine karar verildi. Gürsel, serbest kaldıktan sonra attığı tweet’te, “Bugün 15.30 sularında konulduğum Metris Cezaevi’nden denetimli serbestlikle 20.30’da tahliye edildim” dedi. Gürseli’, “Tahliyemi mümkün kılmak için yoğun çaba sarf eden cezaevi personeline çok teşekkür ederim” diye ekledi. Ve bu haberin son satırında ki; “Tahliyemi mümkün kılmak için yoğun çaba sarf eden cezaevi personeline çok teşekkür ederim” kelimesinin için de halk, gazete okuru, yazdığı gazetesi, muhalefet, basın konseyi, gazeteciler cemiyeti, hatta hükumet, adalet bakanlığı, hakim, savcılara değil, ettiği teşekkür, cezaevi personeline var..
Yani bu ülke de bir insanın hele hele bir gazetecinin yaşadığı haksızlık karşısında ne kadar yalnız kaldığı ve neler çektiğini ortaya koyan bu teşekküre bakınca bu ülkede onca badireye rağmen gazetecilik yapmak isteyen biz gazetecilere ‘satılık basın’ başlığında alçakça suçlamalarda bulunanların başını çektiği herkesin elini vicdanına koyup, ‘Bu yaşananlardan benim ne kadar suçum var?’ demesi gerekmez mi?
Bilmem ama özgürlüklerden bahsedip, kendisini eleştiren herkese bir terör suçu kulpu takıp, içeri attıranların ve onlara yani gücü ellerinde bulunduranlara inanıp, ‘Ya kardeşim daha ne istersiniz, ülke özgürlüklerle dolu (!) ya’ şeklinde saçma, sapan savunmalarda bulunan ama 90 milyona yaklaşan ülkede 4’ü magazin, spor, bulmaca olan toplam 6 milyon gazete satıldığını bilmeyenlerin günlük bir gazete alıp, gazete okumayanlar Kadri Gürsel’in değil, tüm ülkenin ellerine kelepçe vurdukları da diğer bir gerçektir..
Peki o zaman ne yapmalı?..
Yaşanan onca sorun ve onca isteme karşın kıssadan bir şey var o da; ‘Yazma’ olsun bitsin mi?!.
Bilmem ama kalplerimiz, aklımız, düşüncemiz gibi ellerimiz de kelepçelensede, ‘Ben gazeteciyim vurmayın’ demesine karşın sigara kaçakçıları, esrar, eroin, vergi kaçakçılarının, vb. gibi suçlardan arananların serbestçe cirit attığı ülkemde hala kimin vurup, öldürdüğü ortaya çıkarılmayan Metin Göktepe’yiz diyen bizlere, ‘Yazma, kelepçelenirsin’ dense de yazmaya devam edeceğiz..
Çünkü bizim yaşam kaynağımız, sevgimiz, aşkımızın diğer bir adıdır gazetecilik..