Çıldır'dan Önce Aktaş Dondu..

Başta, bir ilk olacak olan ve 21-27 Kasım Günleri arasında gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz, ‘İstanbul’da Ardahan’ı Tanıtma ve İstanbul’da ki Ardahanlıları Birbirleriyle Tanıştırma Ardahan Dernekler Federasyonunun çalışmaları dolaysıyla olağanüstü yoğun bir tempo içinde koşuştururken bir taraftan da asıl işim olan gazeteciliği unutmadan Ülke de ve Ardahan’da yaşananları takip etmeye çalışıyor, habere değer, yorum hak eden gelişmeleri de dolmuş hafızamda not etmeye çalışıyorum..

Eski bir belediye çalışanının Belediye Başkanına ve ekibine demediğini bırakmadığı yorumu gibi şu an bulunmadığım Ardahan’da bir çok yaşananı fırsat buldukça yani yazıya, habere dökmeye çalıştığım şu günlerde özellikle Ardahan’da yeni yayın hayatına başlayan ve ilk sayısından bu yana AK Parti İl Başkanı Yunus Baydar’ı hedefine koyan bir gazetenin haberleri ve bu yönde yapılan yorumla dikkatimden kaçmıyor.

Öncelikle Yunus Baydar’ın sade bir vatandaş olmadığını, iktidar partisi AK Parti’nin İl Başkanı olması dolaysıyla kendisine yönelik haber ve yorumların çıkmasının normal olduğunu ve kendisinin de bu yönde ki haber ve yorumlara cevap vermesi gerektiğini düşünenlerden olduğumu hemen belirtmeliyim..

Çünkü şu an benim gibi iki önemli kurumun başkanlığını yapan yani bir taraftan AK Parti İl Başkanlığı diğer yandan 10 bine yaklaşan üye sayısı ile Ardahan’ın en büyük stk’sı olan Ardahan Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı olan Veteriner Hekim Yunus Baydar’ın hakkında yazılanlara hiçte yenir, yutulur yanı yok..

Bu nedenle kendisine cevap hakkı doğduğunu ve bir an önce çıkıp, Damızlık Birliği seçiminde kendisini yenemeyen şahsın çıkarttığı gazetede çıkan haberlere ve bu gazeteyi kaynak gösterip, kendisine yorumlarla, mesajlarla yüklenenlere cevap vermelidir diyorum..

Biz de Baydar’ın kendi hakkında çıkan haber ve yorumlara cevap vermesini beklerken kendisini hedef tahtasına koyup, başında bulunduğu partiyi ve bu partinin milletvekillini de elinde tutmaya çalışan gazeteye bakmaya devam edelim..

Aynı gazete yine Baydar’ın partilisi olan Ardahan Belediye Başkanına da zaman zaman diş gösterdiğini de izlerken asıl hedefinin sadece Yunus Baydar ve onun için çıktığı izlenimini vermeye devam ediyor..

Ve yine aynı gazete kentte bir araya gelen gazeteler gibi resmi ilan hakkı almak için de çabaladığı ve başta valiyi olmak üzere yerel idarecileri üzmemeye çalıştığını da gözlemliyoruz..

Ve yine aynı gazetenin Ardahan eski Milletvekillerinden olan Saffet Kaya’yı da unutmadan sık sık manşete çekip, gündemde tutmaya çalıştığını da görürken birilerinin ‘Beni de yazar’ diye düşünüp,bu gazeteyi çıkaranların asıl amacını ve kimlerce desteklendiğini de hesaplamakta..

Kısacası; Ardahan’da bir yeni gazete çıktı ve AK Parti İl Başkanı Yunus Baydar’a vurup duruyor, Baydar’ın şekerini arttırıyor, Baydar’ın da içinde bulunduğu birileride seyrediyor..

Ha unutmadan dürüstlüğüyle, kişiliğiyle yakından tanıdığım Baydar hakkın da yazılanlar ve yorumlananlara şahsen katılmadığımı da belirtmek isterim..

Ancak, Baydar bunları yaşarken partisi, partilileri tarafından da sahiplenmediğine inanmaya başladığımı ve bu yazılan, yorumların asıl hedefinin Baydar üzerinden AK Parti Ardahan’ı zayıflatmak olduğunu düşünenlerdenim..

Bunu hedefleyenlerin gün geçtikçe yol aldığını da gözlemlemekteyim..

**İstanbulun taşı toprağı Ardahan!

Neyidi o söz?

İnsanlarımızı doğdukları topraklardan söküp başta İstanbul olmak üzere gurbete savuran ünlü o söz neydi?

Sanırım İstanbulun taşı toprağı altın idi.. 

Memleketin altını üstüne getiren söz..

Gurbet türküleri söylettiren, özlemleri artıran bu söze inanıp geldiğimiz İstanbulun dağına, taşına, toprağına bu kez biz Ardahanı yazdıracağız hemde tüm Ardahanlılar olarak..

Yapamaz dediler onlarca toplantı yaptık..

Gidemez dediler bir çok ziyareti gerçekleştirdik..

Kuramaz dediler yeni dernekler kurdurduk..

Olamaz dediler tüm siyasi partileri eşit mesafede durduk.. 

En önemlisi öncelik Ardahanımız dedik..

Ve söz verdiğimiz gib başta İstanbul olmak üzere yurdumun dört bir köşesine Ardahanı duyurduk..

Şimdi Ardahanı dahada güzel tanıtma zamanı…

Yani İstanbulun dağına, taşına, toprağına, köprülerine Ardahanı yazdırarak..

Ardahan Federasyonu açık çağrı yapıyor.

İstanbulun taşı toprağı altın diyerek Ardahanı terk edip İstanbulda Ardahanlı olanlar,

Ardahan adına dernekler kuranlar, Ardahanın adını kullanıp siyasette yer bulanlar,

Haydi gelin çatı örgütünüz Ardahan adına sahip çıkın 

Gelin bu düğünümüzü, seyranımızı

24-25-26 Kasım günlerini hep birlikte yapalım 

Ardahan tanıtım günlerini 

Sen, ben, o demeden el ele ve sırt sırta vererek birlikte yapalım..

**Kürdistan’ın Kurulması İçin Bu Savaş Gerekiyor..

Dikkat ediyor musunuz bilmem ama sanki birileri Kerkük’ü mana edip, Irak’ın resmi olarak bölünmesini sağlayacak gibi..

Başta bizimkiler olmak üzere kafatasçı ve Kürt denince dünyayı yakanların sevindiği ama bana göre bölgede oynanan gizli oyunu göremediği son gelişmelere baktığımda ve tahlil etmeye çalıştığımda Irak’ın bölünmesi Kürtlerin birleşmesi için başta Kerkük olmak üzere Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı alanlarda yeni bir çatışma, çatışmadan öte savaşın şart olduğunu planlamış gibiler..

Çünkü bu işin yani Ortadoğu’da ki ülkelerin parçalanıp, yeni ve birilerin üs olacak küçük ülkelerin oluşturulması öyle Astana, Mastana görüşmeleri ile olacağını safdililikten öteye bir şey olamaz..

Bunun için önce devlet diye bir yönetimin kalmadığı Irak’ın başında bulunan tarafların bölgenin dengesi olan Kürtlere saldırması ve sonra da birileri de (ABD ve destekçileri) ‘Hop durun bakalım, Kürtlere saldıramasınız, onlarında bura da hakkı var. O zaman aha burayı çizdim, burada Kürdistan’ dır demesi için dün gece yarısı başlatılan harekete, ateşlenen savaşa ihtiyaç var..

Ve savaş’ta başladı..

Türkiye’nin de Türkmenleri mana ederek girdiği bölgede bulunan Amerika ve dostlarının hangi tarafta olduklarına baktığınız da ise bu savaşın en güçlü tarafı olan Kürtlerin bu işte karlı çıkacağını şimdiden dersek abartı olmaz..

Çünkü Kürdistan bölgesinde yapılan referandumda olduğu gibi bu savaşta da Kürtler birleşecek, bir araya gelecek ve eskiden olduğu gibi darmadağın olmadıklarını ortaya koyup, birilerinin desteğiyle kurulması istenen Kürdistan’ın bağımsızlığını bu savaşın içinde ilan edecekler..

Peki bunun Türkiye’ye ve İran’a yansıması nasıl olacak diye baktığımız da ise bu her iki ülkenin bölgede ateşlenen savaşın kendi topraklarına sıçramasını uzatmak için bir taraftan Kürtleri yok edeceğiz diyerek tanklarına emir veren Iraklılara diğer taraftan bölgede etkin olmaya çalışan güçlere destek verecekler..

zaman zaman kendi içinde ki Kürtleri ikna ve kandırmak içinde çıkan ve daha da büyümesini beklediğimiz savaşta mağdur olacak olan Irak hata Suriye’de ki Kürtlere kapılarını açtıklarını belirtip, kurdukları çadırlarla kardeşiz diyecekler..

Ama sanırım bu kez Kürtler bu işleri yutmayacak ve kendilerine karşı başlatılan savaşa ABD ve bölgede yeni devletcikler kurmaya çalışanlardan da aldıkları, alacakları destekle birleşerek direnecek ve eskisi gibi dağlara sığınmayıp, bağımsızlıklarını ilan edip, resmi bir devlet gibi dünyanın şah damarı olan petrol yatakları ile dolu topraklarını savunacaklar..

Yani kısacası Türkiye’nin birlikte tatbikat yaptığı ve gaz verip, Kürtlerin üzerine saldığı derme çatma ve en önemlisi bölgede Kürdistan diye bir develet kurmayı aklına koyan ABD’nin kontrolünde ki Irak ordusu 10-15 gün içinde ya duracak, durdurulacak yada ABD’nin Irak’ı işgal ettiği sırada geri kaçacak ve Kürtler de savaş kazandık deyip, bağımsızlık ilan edecekler..

Bana göre bölgede oynanan yeni oyun bu..