Ardahan Kent Konseyi’nin de yönetiminde olduğu Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyeleri Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı makamında ziyaret etti.
Samimi bir geçen ziyarette Ardahan Kent Konseyi ve Ardahan’ı Tanıtma, Güelleştime Derneği, Serhat Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı Burak Taştan, Mansur Yavaş’a Damal bebeği ve Ardahan Çiçek Balı hediye etti ve kentimizin kültürel değerler yöresel ürünleri hakkında bilgiler verdi.
Damal ilçesine bağlı Seyitveren köyünde yaşayan 70 yaşındaki Gülfidan Atmaca, henüz 13 yaşındayken annesinin yöresel giysilerinden örnekler alarak oyun amaçlı bebekler yapmaya başladı. Atmaca gençlik çağında da aynı bebekleri yaparak yakınlarına hediye etti. Türkmen kültürünün hakim olduğu ilçede bebekleri dilden dile dolaşmaya başlayan Gülfidan Atmaca’nın hediye ettiği bir bebeğin İstanbul’da ki bir sergide çok beğenilmesiyle birlikte Damal bebeği 1986 yılında Japonya’da yarışmaya katıldı. Yöresel bebekler kategorisinde katıldığı yarışmada Türkmen kıyafetleri giydirilen Damal Bebeği birinci seçildi. Kaymakamlık tarafından 2002 yılında patenti alınan Damal Bebeği, o tarihten itibaren Barbie bebeklerine rakip olarak piyasada yer bulmaya başladı. Dünya birincisi seçildikten büyük rağbet gören Damal bebeğini 70- 100 lira aralığında satan Damallı kadınlar, elde ettikleri gelirle aile ekonomisine katkı sağlıyor.

AİLELERİN GEÇİM KAYNAĞI OLDU
Japonya’daki birinciliğinin ardından çok rağbet gören Türkmen kıyafetli bebeklere talep artınca, Damallı kadınlar bu işe merak sardı. Damal bebeğinin annesi olarak tanılan Gülfidan Atmaca, açtığı kurslarla yöre kadınlarına Damal Bebeği üretimini öğretti. Kaymakamlık ve Halk Eğitim Merkezleri de bu işe yönelince seri üretimi yapılan Damal Bebeği, ailelerin geçim kaynağı haline geldi.
Halk Eğitim Merkezi’nde açılan kurslarda ve evlerinde Damal Bebeği üreten Damallı kadınlar, üç günde ürettikleri bir bebeği boyutuna göre 70 ila 100 lira arasında satarak aile bütçesine katkı sağlıyor. Damal Bebeği satarak geçimini sağlayan kadınların kimisi çocuklarını okutuyor, kimisi de ev yapıyor.
Damal bebeğinin annesi 70 yaşında ki Gülfidan Atmaca, “Bu bebeklerin kıyafeti bizim eski giysilerimiz. Keten, tor, koçak, yelek gibi hepsinin bir ismi var. Bunların hepsi tek tek yapılıyor. Al, yeşil, sarı dağlarımızın çiçekleriyle bir de gök kuşağımızın rengini kadınlarımız yapar, giyerler. Her yaşın giyimi başkadır. Ben 70 yaşındayım, iki katlı evi bu bebeklerden kazandığım parayla yaptım. Kimseden bir kuruş destek almadım. Şu an bile 250 bebek siparişim var. Ama gençlerimiz bu işe heves etmiyor” diye konuştu.
Halk Eğitim Merkezi’ndeki kursta bebek üreten kadınlar ise açılan kurslarda bebek üretip satarak çocuklarını okuttuklarını, geçimlerini bu şekilde sağladıklarını söyledi.
.jpg)
Japonya’da düzenlenen yarışmada el emeği dalında dünya birinciliği elde eden Damal Bebeği son yıllarda yapımı zor olduğu için kimse üretmek istemiyor. Damal bebeği şuan Fidan Atmaca tarafından yaşatılmaya çalışılıyor. Ardahan’ın Damal İlçesi’nde ikamet eden 71 yaşındaki Fidan Atmaca, geleneksel Türkmen kıyafetiyle giydirilmiş Damal bebeklerinin mucidi. Şimdiye kadar 10 binden fazla bebek üretti.
Birçok kadına da bebek giydirmesini öğretti. Fidan Atmaca, gençlerin bu mesleği devam ettirmelerini istiyor. Fidan Nine’nin en büyük sıkıntısı ise yaşından dolayı tamamlayamadığı 12 aylık sigortası. Bu konuda devlet büyüklerinden yardım ve destek istiyor. Fidan Nine yaşına rağmen Damal bebeği giysileriyle festivalleri ve etkinlikleri gezerek stant açıp Damal bebeklerinin tanıtımına devam ediyor.
Fidan Nine vatandaşların da gönlünde taht kuruyor. Katıldığı etkinliklerde tüm dikkatleri üzerine çektiği için özellikle gençler kendisiyle bol bol hatıra fotoğrafları çektiriyorlar. Fidan nine de gördüğü ilgiden son derece memnun. Onun için de gençlerin bu mesleği devam ettirmesinden yana. Bunu da her ortamda dile getiriyor. Yorulup usanmadan Damal bebeklerine elbiselerini giydirip hem tanıtan hem de satış yaparak geçimini sağlayan Fidan nine bir bebeğin giysisini 3 günde anacak giydirebiliyor.
Büyük uğraş isteyen bebek giydirme işlemini bir çok kadına da öğretti. Neredeyse Damal ilçesinin yarısı bu bebeklerin giydirilmesini öğrendi. Fidan nine bununla da sınırlı kalmayıp ününü Avrupa ülkelerine de yaydı. İstanbul Kapalıçarı’dan temin ettikleri bebekleri ve giysilerini sipariş üzerine giydirip yabancı ülkelere de gönderebiliyor. Kimine isteğine göre sadece damat, kimine de gelin bebekleri gönderiyor. Gençlerin isteğine göre de çok renkli giysiler hazırlıyor. Hazırladığı elbiselerden kendi de sürekli giyiyor. Katıldığı etkinliklere de bu kıyafetlerle gidiyor.
Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Ecem Gezer, unutulmaya yüz tutmuş yöresel bez bebekleri yeniden çocuklara hatırlatmak istediklerini söyleyerek, “Amacımız kültürümüzü canlandırmak buna uygun oyuncaklar üretmek” dedi.
.jpg)
**Bu seçimleri toplumun gazını alan Erdoğan kazanmıştır..
Yok dediğimiz ama kör topal da olsa,sahiplenip, seçim aracığıyla gerçekleşen demokrasi gereği olan bir sürecu daha geride bıraktık..
Mevcut iktidarın uyarıldığına inanılan bu seçimler aslında toplumun gazını almak olduğunu daha önceki yazılarımda da bahs etmiştim.
Çünkü bugün, ‘Uyarıldı’ denen iktidarın bir kez daha rahatlamasını sağlamıştır 31 Mart malli idareler seçimleri..
Seçimden önceki yazımda da bahs ettiğim gibi başta ekonomi olmak üzere demokrasi istemi, 30 yıldan fazladır çõzüm bekleyen iç barış ve mevcut iktidarın “Her şeyi ben yaparım’ demesine çok tepkili olan ve Fransa’da ki gibi sarı yelekleri giymeye hazırlanan bir hayli şişmiş olan topluluk vardı, 31 Mart seçimleri öncesi..
Yani 17 yıldır iktidar da olan partinin kurmayları başkan Erdoğan başta olmak üzere,yönetilme şekline bir hayli kızgın ve bıkkın bir toplum vardı 31 Mart seçimleri öncesi ..
17 Aralık ile başlayıp, ardında yapılan ve ayakkabı kutularına koyulan dolarlara yönelik operasyonları “Fetö operasyonları” diyerek atlatan mevcut hükümet gezi olaylarında da “bir ağaç için” ülkeyi kaosa götürüyorlar’ diyerek kendini kurtarmış,toplumu da, “Kürt sorununun da içinde olduğu demokrasi açılımı yapıyorum, bırakmıyorlar’ diyerek ikna etmiş. yanına almıştı.
Sonrasın da teşebbüs edilen 15 Temmuz darbe girişimiyle karşılaşan aynı hükümet,yine profesyonelce davranıp, dün özgür olan bugün baskı altına aldığı söylenen ve havuza topladığı medya aracılığıyla toplumu yine yanına almış ve hala operasyonları devam edip,bir çok kişinin fetöcü denilerek toplatıldığı darbe girişimini de ötelemiyi başarmıştı.
Trump’ın twetleri başta olmak üzere,arada ki bir çok dış baskıyıda”dış devletler gelişmemizi istemiyor” diyerek toplumun milliyetçi duyguları ile atlatmayı başaran aynı hükümet bu kez domates, hıyar baskısı altına alınmıştı.. Yani sol geleneği olan Tanzim Satışları sağ geleneğe hitap eden bir hükümete kabul ettirip, açtıran, ekonomik kriz, “Siz bir kurşunun kaç lira ettiğini biliyormusunuz?” söyleminin altında yatan iç çatışmaların getirdiği baskıyla bir hayli bunalan aynı hükümet,bu süreçte yaklaşan yerel seçimleri fırsata çevirmiş, 4 ay öncesinde başlattığı seçim kampanyalarıyla gündemi bir anda değiştirmeyi başarmış, kendisine karşı oluşan ve ikinci gezi olayı,ihtimal olduğu söylenen yeni bir darbe veya Fransa’daki sarı yelek olaylarını çok dillendirmeye başlayan, hatta sarı yelekleri hazırladığı öne sürülen gazı bir hayli şişmiş olan toplumu,”durun hele bir seçim var, seçimde hükümete ders veririz,puan düşürür, moralini bozarız ve kendisine gelmesini sağlarız” dedirterek yaşanabilecekleri 4 ay önceden başlattığı seçim ve beka kampanyasıyla ile beklemeye yönlendirdi ve bunu da başardı..
Ve Kürt seçmene yönelik aşırı söylemler alakası olmayan beka iddasıyla, sol seçmene yönelik MPH ile olan ittifak kurgusuyla oy almaktansa 17 yıldır kendisine akan oyu adeta oteleyen bir kampanya yürüten mevcut hükümetin başı Başkan Erdoğan’ın bu seçimler de B Planını hayata geçirdiğini yani kazanmaktansa, kaybederek kendisine karşı bir hayli şişmiş olan gazı almayı yine başarmıştı.
Ve öyle de oldu ..
Ankara gitti, İstanbul gitmek üzere.. Ardahan ve diğer bir çok ilde belediyeleri muhalefete teslim ederek “Aha kardeşim tek adam diktatör, demokrasi yok diyordunuz.. Bakın demokrasi de var.. Seçimlere müdahale de yok.. Trafolara kedi de girmedi!’ deyip, iki üç puanı kendi eliyle gazı şişmiş topluma, one temsil eden siyasilerden oluşan muhalefete vererek bir kez daha kazanmıştır.
Kısacası kazanan taraf muhalefet değil, gazı bir hayli şişmiş olan ve seçimle gazı alınan toplum değil, 4,5 yıl daha iktidarda diyen Erdoğan oluşturmuştur.