Coronavirüs dolaysıyla insanların eve kapatıldığı, Newroz ve 23 Nisan’dan sonra 1 
Mayıs İşçi Bayramının kutlanmasına da Covit-19 önlemleri öne sürülerek izin verilemeyeceği görülen şu günlerde Ardahan’ın Posof ilçesinde çamları dozerlerle ortadan kaldıran ve yerlerine TOKİ Konutları diken anlayış Kars’ta da ölülere rahat vermiyor.
Ardahan’da da yapılan ve bir çok dereyi kurutan Hidro Elektirk Barajlarından bir yenisinin daha yapıldığı Kars’ta köyler sular altında kalırken, mezarlıklarda bulunan ölülere yeni alanlara taşınıyor.
Kars Karakırt Köyünden bugun ki fotograflar Koşekilisin altına yeni mezarlık yeri yapılıyor. Kurnupungar denilen yerin orası..
Ardahan-Erzurum yolu üzerinde bulunan Kars’ın Sarıkamış ilçesinde yapımı tamamlanan Karakurt Barajı’nın su tutmaya başlaması sebebiyle bin nüfuslu Karakurt köyündeki bazı evler su altında kalırken beldenin mezarlıkları da daha yüksekler taşındığı görüldü.
Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından 2014 yılında inşasına başlanan Karakurt HES Barajı, yapımının tamamlanmasıyla 8 Şubat’tan itibaren su tutmaya başlarken istimlak paralarının hala ödenmediği öne sürülen bir çok evde sular altında kalmaya başlarken sağların sular altında kalan ev arazilerinin karşılığın alamadığı belirtilen şu günlerde bölgede bulunan mezalıklarda ki ölülerde başka mezarlıklara taşınması için yeni mezarlıkların açıldığı görülmekte.
Su tutmaya başlayan HES Barajının su seviyesinin yükselmesi nedeniyle Kağızman yolundaki bazı evler su altında kaldı. Vatandaşlar köy merkezinde su altında kalan evleri sökecek ve başka alanlara taşıyacak zaman bile verilmedi.
Öte yandan barajda su tutulmaya başlanmasının ardından Karayolları 18. Bölge Müdürlüğüne bağlı ekipler, Sarıkamış ilçesi çevre yolu bölgesinde gerekli işaret ve levhalama işlemi yaparak kara yolunu trafiğe kapattı.
Ardahan ve Kars’tan Erzurum yönüne gidecek araçlar ise Sarıkamış ilçe merkezinden geçerek eski Erzurum yolundan Horasan ilçesine yönlendiriliyor.
.jpg)
Ne Yazacaktım?..
Gün geçtikçe eski güzel günlerimize dönmeye başladığımız şu günlerde insanların kapatıldığı evlerde medya işkencesi ile baş başa kalan toplumun ağızlarına kapatılan maskeler ile mırıldadığını fark edemeyen iktidarın bir taraftan en az 10 TL. olmak üzere yardım toplarken diğer taraftan da Bin lira ve üstünü dağıtarak yaşanabilecek bir gerginliğin önüne geçmeye çalışıyor.
Aynı iktidarın havuz medyası denen kanallar aracılığıyla fırsata çevirmeye gayret ettiği corona belası da gündemi meşgul etmeye devam ediyor.
Tabi başta şu günlerde unuttuğumuz uluslararası, enternational (!) terör uzmanlarının yerini alan çok bilmiş, ama bilim, ilim, tıp adına bir eserleri, buluşları olmayan sözüm ona sağlık profesörleri olmak üzere ‘Corona oldum’ deyip, kendisini hatırlatmak, bir kaç mesaj almak isteyenler gibi bu fırsatı değerlendirmeyenlerde yok değil..
Bunun en son örneği Başkan Erdoğan’a yağ çekerek memleketi Rize’de belki vekil olurum umuduyla sanatçılığıyla değil, ‘Şu dönemde Allah’tan başımızda CHP gibi bir iktidar yok. Yoksa size yemin ediyorum bu milletin yarısı ölürdü. İsyan, kaos çıkardı. İçimde kalmasın’ diyerek unutulmuş adını gündeme taşıma adına sözde CHP’yi eleştiren sözleri ile kendilerini gündeme taşımaya çalışan dürüt, pardon Türüt oldu..
Ve Corona tam tamları ardından adeta zorla ve Anayasal olmayan yöntemler ile mecburi olarak kapatılmış evlerimizde adeta Çin işkencesi çeker gibi zorunlu olarak bunları görüyor, izliyor, okuyor, dinliyoruz..
Yani günün 24 saatini Coronayı duymaktan bozulan psikolojimizi yüksek tutmaya uğraşıp, Nazım Hikmet ve onca şairin kaleme döktüğü şiirlerinin eşliğinde söylenen şarkıları, türküleri dinleyerek moral bulmaya çalışırken benim gibileri de düşüncelerinde, yüreklerinde olanları yazıya döker.
Yazarken de köprü altı gazinolara kadar düşmüş olan Türütleri değil Mavi gözlü Nazım’ın yazdığı onun şiirlerini şarkıya çevirenleri dinleriz..
Ona yoğun gündem içinde ve Corona ile yıkılmaya çalışılan psikolojik direnme adına Nazım’ın yazdığı şiirin şarkısında dediği gibi bakarız dünyaya..
Ama bir zamanlar ve halen kadınlarımızın ayıp diyerek ağızlarına kapattığı leçekleri diğer adıyla peçeleri hatırlatan maskeli birinin karşınıza çıkmasıyla yeniden moral kalmaz ve daldığınız o güzel dünyadan ayrılıp, ne yapacağınızı, yazacağınızı da şaşırır kala kalırsınız..
Ve ‘Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir, ayrılmak istemezsin dünyadan ama o senden ayrılacak’ satırlarını anlamayan bir psikoloji içinde ‘Ne yazacağını’ unutan benim gibi sallanırız, içi, beyni, duyguları boşalmış birer zombi gibi.
AK Partililer Yarın Adaylarını Karşılayacak.
Başkan Saffet Kaya Konusunda Ne Diyecek?
arşiv haber 18/04/2015 tarhli haber
http://arsiv.kuzeyanadolugazetesi.com/yazdir.php?type=N&item_id=1358
7 Haziran’da yapılacak olan genel seçimler öncesi tek tek sahaya inen partiler ve adayları seçmeni etkilemek için çalışmalarına hız verdikleri şu günlerde en çok merak edilen konuların başında gelen bir zamanlar kanka olan Ardahan AK Partili Belediye Başkanı Faruk Köksoy ile Bağımsız Milletvekili Adayı Saffet Kaya’nın tutumları gelmekte.
Yarın Ardahan’a gelecek olan AK Parti Milletvekili Adaylarını karşılamaya hazırlanan AK Partililerin toplantısına başkanlık ettikten sonra yeni bir kuaförün açılış kurdelesini kesen Belediye Başkanı Faruk Köksoy’un açılışı yaptıktan sonra bir çaycıda vatandaşlar ile sohbet ettiği bir sıra da kente giren Saffet Kaya hakkında ne diyeceği merak edilirken, Kaya’nın da ‘Ben olmasaydım seçilemezdi’ dediği Köksoy hakkında ne diyeceği merak ediliyor.
