GAZETECİ'DEN YOLBOYU HABERLER..

Fetö’nün Markaları Hala Para Ediyor!

Darbeci generallerin isimlerinin verildiği birçok kurum, kuruluş, cadde ve sokaklardan kaldırıldığını ileri süren iktidar kendisine ve demokrasiye yönelik darbe teşebbüsünde bulunduğu ve terörist ilan ettiği ayrıca mal varlıklarına el koyduğu fetönün markalarıyla para kazanmaya devam ediyor.

Ekonomi piyasasında bugün birçoğu kaçak olan yada tutuklu bulunan ve 15 Temmuz darbe girişimi ardından “fetöcü teröristler” diye ilan edilen iş adamlarına ait, el konulmuş, kayyum atanmış birçok kuruluş markalarıyla iş yapmaya, para kazandırmaya devam ediyor. 

Zaman gazetesi başta olmak üzere birçok basın ve medya grubunun beslemeleri ile tanınan bu markaların başta İstanbul’da olmak üzere birçok şehrin ana caddeleri üzerinden hala indirilmediği görülürken bu ilginç durumun İstanbul Küçük Çekmece Belediyesinin yaptırdığı parkın peyzajında bir örgütün simgesini taşıyor diye koparılan kıyameti ve hemen hepsine kayyumların atandığı HDP’li Belediyelerin astığı tabelalarının, kayyum yöneticilerince indirilip değiştirilen onca kürtçe isimli simgelerini hatırlatırken, fetöcü olarak suçlanan Dumankaya şirketlerine ait tabelaların hala durup üzerinden para kazanılması düşündürücü olmakta.

Pandemi Dernekleri Öldürdü!

Demokrasinin diğer bir kolu olan sivil toplum örgütleri, geçtiğimiz yıl mart ayında başlayıp halen devam eden pandemi vakaları ardından uygulanan önlemler ve yasaklar dolayısıyla kapanma noktasına geldiler. 

İktidarın yanı sıra muhalefetin de görmezden geldiği birçok STK’nın yaşanan pandemi paniği ile kapanma noktasına geldiği, kiralar başta olmak üzere birçok sorunla baş başa kaldığı görülmektedir.

Kaymakamlıklar, valilikler ve dernekler masası olarak bilinen kurumların denetimde olmalarına karşı hiç bir destek görememe sıkıntısı içinde olan STK’ların bu sorunların yanı sıra stopaj vergi konusunda da her geçen gün biriken borçlarının yükü altında ne yapacaklarını bilmez haldeler. 

Başta İBB olmak üzere belediyelerinde oralı olmadığı binlerce derneğin yanısıra vakıflarında aynı durumda olduğu ülkede bu olumsuz durumdan en çok etkilenen insanların başında gelen sanatçıların, eğlence merkezlerinin çalışanlarının ve bu derneklerin yanı sıra kazcı hemşehri dernekleri başı çekmektedir.

İttifak Sinyali mi!

BU HABERİMİZ ANKA HABER AJANSI ARACILIĞI İLE GÜNDEME TAŞINDI..

İhraç edilen İyi Parti Milletvekili Ümit Özdağ’ın mahkeme kararıyla partisine geri dönüşü, CHP sözcüsü Engin Altay’ın “Bu karar AKP tarafından İyi Parti’nin ortasına atılmış bir bomba” açıklaması ile yeniden alevlenen siyasi tartışmalar devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, mafya lideri Çakıcı ile ilişkisi ve HDP’nin kapatılmasını isteyen MHP’den rahatsız olduğu ve bu rahatsızlığı Saadet Partisini ziyaretiyle gösterdiğini tartışan kamuoyu 2023’te veya daha erken yapılacak olan seçimlerde İyi Parti ile Ak Partinin ittifakınıda göz ardı etmezken Akşener’in memleketi olan Kocaeli’de bir fotoğraf dikkat çekici. 

İyi Parti İl Başkanlığı ile Ak Parti İl Başkanlığının aynı cadde üzerinde iki binada olmaları ve her iki partininde gerek partilerin levhalarını gerekse, genel başkanlarının fotoğraflarını birbirine bakar şekilde yerleştirmeleri “gelecekte bir ittifak mı?” şeklinde yorumlanıyor. 

Trump’u Demirtaş’ın Yanına Koyun

Etme bulma dünyası denen şu dünyada yaşanan onca gerçeklere ve haksızlıklara rağmen ders almayan insanoğlu günü geldiğinde başına gelen ile hatasını anlasada düzeltmeye zaman bulamıyor. 

Zaman bulunamadığını başkanlığı bırakmasına bir haftadan az bir zaman kalan Trump’ın içine düştüğü durumdan bir kez daha anlıyoruz. 

HDP’nin kapatılmasını isteyip faşist ruhlarını ortaya koyanların askeri cuntaların kapattığı partiler arasında ayrım yapmadığını, onlarında partisini kapatıp liderlerini tutuklayıp, tırnaklarını söktüğünü unutanlar gibi kankamız Trump’ın içine düştüğü duruma bakınca AYM’nin ve iç hukukun hakkında suçlama bulamadığı Demirtaş ve onun gibilerinin yaşadığı haksızlıklar karşısında susanların şeytanlığını da ortaya koymaktadır. 

Başkan olduğundan bu yana 2. Kez azli istenen ve bu isteğin kabul görmesi ardından yargılanacağıda düşünülen Trump’a yönelik suçlama, Demirtaş’a yapılan suçlamayada çok benziyor. Zencilere ayrı bir gözle bakıp, polislerin boyunlarına basıp nefessiz bırakıp öldürmesine benzer bu tür suçlamalara karşı çıkıp “siz ne yapıyorsunuz?” demeyenlere ders misali. 

Yıl: 2018: ABD Başkanı Donald Trump, CNN İnternationale verdiği demeçte HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş için ”ABD’nin başkanı olabilecek insan” dedi twiti.

Yani bir insanın, bir toplumun ve bir ülkenin uğradığı haksızlığa karşı susmanın bedelini ödeyeceği benzer bir durum yaşayan Trump’ın dün yani 2018’de attıği twit ile CNN İnternationale verdiği demeçte, ”ABD’nin başkanı olabilecek insan” dediği Selahattin Demirtaş’ın ve ona benzer milletvekili, gazeteci, bürokrat, aydınlarının yaşadıklarını görmezden gelenlerin başını çekmişti..

Evet, İstanbul/Şişli’de ki Tower’ı yani birçok ülkede olan gökdelenleri için ses çıkarmadıklarına ve bugün kendisine yönelik yapılan suçlamaların aynısına muhattap olanların uğradığı haksızlığa karşı, kendisine verilecek en büyük cezanın yani tutuklanması halinde Sarraf gibi Amerika’da değil Türkiye’ye getirilip tutuklu kalması için hemen her gün akla, mantığa uymayan suçlamalarla hapiste bulunan Demirtaş’ın yanına konulmalıdır. 

‘Her ne kadar fetöyü getiremediysek de Trump’ı getirip, Demirtaş’ın yanına koyup kendisine en büyük vicdan azabı çektirilmelidir.’ diye düşünüyorum. 

Çünkü etme bulma dünyası denen bu dünyada yarın sıranın kime geleceği çokta net değildir.