Ardahan Valiliği İl J.K lığı KOM Şube Müdürlüğü tarafından yapılan istihbarı çalışmada ilk olarak Batman’dan şahsi otomobil ile ikincisi ise Kayseri’den bir kargo şirketi vasıtasıyla Ardahan’a yüklü miktarda tarihi eser getirileceği bilgisi elde edildi. Edinilen bilgi çerçevesinde Göle Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla ilçe jandarma ile Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ekiplerince Türbe mevkinde yol kontrolünde durdurulan bir otomobil ile kargo şirketine ait araçta arama yapıldı.
Otomobilde zulalanmış Bizans, İslami, Ortaçağ ve Rus dönemine ait 659 adet sikke, 5 adet mühür ve 3 adet obje olmak üzere toplam 667 (Altı yüz altmış yedi ) adet tarihi eser ele geçirildi. Şüpheliler A. Ö. ve M. S. Cumhuriyet Savcısının talimatı ile gözaltına alındı.
Kargo şirketine ait kargo aracında yapılan aramada ise İ.K. isimli şahıs tarafından yabancı uyruklu bir şahıs adına gönderilen kargo kolisi içerisinde çay, makarna, şeker ve un paketlerine gizlenmiş halde Bizans ve Ortaçağ dönemine ait 585 adet sikke, 17 adet yüzük, 7 adet ok ucu, 1 adet mühür, 37 adet obje olmak üzere toplam 647 (Altı yüz kırk yedi ) adet tarihi eser, 50 adet çeşitli ülkelere ait madeni para ele geçirildi.
Jandarma tarafından yapılan operasyon sonucu toplam bin 244 sikke, 17 yüzük, 7 adet ok ucu, 6 mühür, 40 tarihi obje ele geçirilirken son beş aylık dönemde ise toplamda 1992 adet tarihi eser ele geçirildi.
Şüpheliler A.Ö ve M.S Cumhuriyet Savcılığının talimatıyla gözaltına alındı.
Fabrika Değil, Cami Yapıldı!
Türk Hava Hakkı Platformu’nun raporuna göre Türkiye’de uluslararası standartlar açısından en kirli havaya sahip il Doğu Anadolu’da denizden yüksekliği 890 metredeki Iğdır olarak açıklanırken, en temiz il ise 1900 metre rakımlı Ardahan olduğu belirtildi. Ardahan’ın tarihte de bölgenin en temiz havaya sahip yerleşim yeri olduğu ifade edilirken, Doğu’nun Çukurova’sı olarak bilinen Iğdır’da kirliliğin sebebi ise kalitesiz kömür ve hava sirkülasyonunun az olması olarak göstertildi.
81 İLİN 56’SI KİRLİ HAVA SOLUDU
Temiz Hava Hakkı Platformu’nun raporuna göre 2018’de Türkiye’deki 81 ilin 56’sı uluslararası standartlar açısından kirli hava soludu. Hava kalitesi en kötü şehirler Kahramanmaraş, Iğdır ve Mersin olurken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kriterlerine göre tek temiz havalı il ise Ardahan.
FABRİKA DEĞİL, CAMİ AÇTILAR
Ardahan’ın Göle ilçesinde hayırseverlerce Okçu Köyünde 2017’de yapımına başlanan Analar İmam Hatip Uygulama Camisi, törenle ibadete açıldı.
AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, Belediye Başkanı İlhan Gültekin, Milli Eğitim Müdürü Mevlit Özalp, Ardahan İl Müftü vekili Turgut Topaloğlu, İş insanı Aydın Nazar, İl Genel Meclis Üyesi İsmail Oğuzorhan ve vatandaşlar hazır bulundu.
Açılış törenine katılan AK Parti Ardahan Milletvekili Orhan Atalay, hayırseverlerin örnek bir davranış sergilediğini bu nedenle kendilerine teşekkür etti. Atalay, “İmam Hatip öğrencilerimizin uygulamalı müezzinlik, hutbe, namaz ve ezan gibi ibadetleri rahatlıkla yapmalarını istedik. Bu amaçla bu camiyi ilçemize kazandırdık. Camimizin ilçemize hayırlı olmasını, daha başarılı öğrenciler yetiştirmesine vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.
Barolar ve Federasyonlar Aynı Durumda mı?
Halen kurulamayan ama kurulacağına yönelik olan ümidimizin devam ettiği Ardahan Barosunun, ‘şimdilik’ bağlı olduğu Kars-Ardahan Barosunun da aralarında bulunduğu bir çok baronun Diyarbakır, Van ve Mardin’in HDP’li Belediye Başkanlarının görevden alınıp, yerlerine valilerin kayyum olarak atanmasına tepki gösterdikleri basın açıklamalarına baktığımda, bu baroların çoğunun buna benzer tepkiyi de Adli yıl açılışına katılan bağlı bulundukları Türkiye Barolar Birliğine de göstermişler.
Ve Metin Feyzioğlu’nun başkanlığını yaptığı TBB’nin Başkan Erdoğan ile neden barıştığını adeta sorgulayan ve bunu üstü kapalıda olsa hissettiren barolara baktığımız da ‘Aydınlarımız bunlarsa, cahillerimiz ne olur?’ sorusunu bana sordurdu.
Çünkü aynı durumu başında bulunduğum federasyon ile diğer federasyon ve derneklerde de durumun aynı olduğunu desem inanın.
‘Birlik beraberlik olsun, hepimiz el ele verelim’ diye kurulan barolar, federasyonlar, dernekler hatta sendikaların zaman içinde yaşanan irili, ufaklı tartışmalar ya da küçük, büyük şahsi çıkarlar için kendi kurdukları bu oluşumları görmezden gelip, yerle bir etmeye çalışmasının en bariz örneği olan Feyzioğlu’nun Adli Yıl açılışına katılması ve memur, işçi zamları için hükumetle masaya oturan sendikalar arasında yaşanan kavgalarda da görmek mümkün.
Kısacası ve aşağıda ki Feyzioğlu’nun da, benimde altına imza attığım basın açıklamasının önemini kayıp etmeden yazımıza son verirken, bu darma dağınıklıktan en çok yaralananın mevcut hükumet ve baroların, sendikaların, federasyonların, derneklerin bir arada olmasından yana olmayanlara yaradığını da belirmek lazım..
Çünkü darmadağınıklık, ‘Bir olalım, birlik olalım, hep berber güçlü bir lobi olalım’ diyenlere değil, hükumetin de araların da bulunduğu erk güçlerine yaradığını, aşağıda ki basın açıklamasına imza atanlar da, sendikaları, federasyon ve dernekleri zayıflatan hareketler içinde olanlara yaradığını herkes iyi bilmeli derim..
Evet bir olduklarını ve birlikte hazırladıklarını ‘umarım öyledir (!) de belirttikleri aşağıda ki açıklama ya hep birlikte bakalım..
*BASINA VE KAMUOYUNA*
Türkiye bir kez daha hukuksuz bir sabaha uyandı. Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerinin seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak, yerlerine bu illerin valileri kayyum olarak atanmıştır. İçişleri Bakanlığının verilerine göre 418 kişi de gözaltına alınmış, aynı zamanda internete ve sosyal medyaya erişim de kısıtlanmıştır. Darbe sonrası yaşadığımız hukuksuzluklar, bir kez daha uygulamaya konulmuştur.
Bu utanca ikinci kez tanıklık ediyoruz. 2016 yılında da yine çok sayıda belediye başkanı gözaltına alınmış, aynı şekilde seçilen 96 belediye başkanlarının yerine kayyum atanmıştı. OHAL’in hukuksuz uygulamaları, OHAL kalkmış olmasına rağmen hız kesmeden devam ediyor. Demokrasi, hukuk bir kez daha askıya alındı, yerle bir edildi.
31 Mart 2019 seçimleri arifesinde, “seçilirlerse kayyum atarız” tehdidi hayata geçirildi. YSK tarafından adaylıkları onaylanarak seçilen üç belediye başkanının, daha beş ay geçmeden devam eden ve henüz kesinleşmeyen soruşturma ve davalar gerekçe gösterilerek bir “idari karar” ile görevlerinden uzaklaştırılmaları, idarenin yargı üzerindeki vesayetini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu uygulama ile Türkiye’nin idari yapısının yanı sıra, yargısı da ağır bir darbe daha almıştır.
Seçim ve onun tezahürü olan halk iradesinin, idari bir karar ile ortadan kaldırılması en hafif deyimiyle idari bir darbedir. Halk iradesine karşı gerçekleştirilen bu darbe, Türkiye’nin demokrasisine bir yarar sağlamayacaktır. Ayrıca daha önce İstanbul, Ankara ve başka illerde AKP’li belediyelerde uygulandığı üzere; görevden alınan belediye başkanlarının yerine, belediye meclis üyelerinden birinin başkan vekili olarak seçimine olanak vermeden doğrudan kayyum atanması, açıkça bir çifte standarttır. Bu hukuka aykırılığı daha da katmerleştirmiştir.
Bizler; barış içinde bir arada yaşama fikrini, demokratik hukuk devleti idealine olan inancı da tümden ortadan kaldıran bu hukuk dışı uygulamayı kabul etmiyoruz. OHAL uygulamalarının devamı olan bu hukuksuz uygulamadan vazgeçilerek, görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının derhal görevlerine iadesini talep ediyoruz.
Adana Barosu Başkanlığı, Adıyaman Barosu Başkanlığı, Ağrı Barosu Başkanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı, Antalya Barosu Başkanlığı, Artvin Barosu Başkanlığı, Batman Barosu Başkanlığı, Bingöl Barosu Başkanlığı, Bitlis Barosu Başkanlığı, Bursa Barosu Başkanlığı, Diyarbakır Barosu Başkanlığı, Denizli Barosu Başkanlığı, Düzce Barosu Başkanlığı, Gaziantep Barosu Başkanlığı, Hakkari Barosu Başkanlığı, Hatay Barosu Başkanlığı, İstanbul Barosu Başkanlığı, İzmir Barosu Başkanlığı,
Kars-Ardahan Bölge Barosu Başkanlığı, Mardin Barosu Başkanlığı, Mersin Barosu Başkanlığı, Muş Barosu Başkanlığı, Siirt Barosu Başkanlığı, Şanlıurfa Barosu Başkanlığı, Şırnak Barosu Başkanlığı, Tunceli Barosu Başkanlığı, Van Barosu Başkanlığı, Yalova Barosu Başkanlığı