İGD Başkanı Mert'ten Karasansar’a ‘Hayırlı olsun’ ziyareti..

Erdal Karasansar ile uzun süre birlikte çalıştıklarını ve yakından tanıdığını belirten İGD Başkanı Mehmet Mert, Karasansar’ın bölgede sevilen bir isim olduğuna dikkat çekerek, “Esenyurt Belediyesi’ne katkı sunacağına inanıyorum” dedi.



BAŞARILAR Erdal Karasansar


Aynı zaman da Ardahan Dernekler Federasyonu Başkan Yardımcığı görevinide yapan ve Esenyurt Belediyesi Basın Bürosunda göreve başlayan yıllardır yakından tanıdığı  Gazeteci meslektaşım sevgili Erdal Karasansar’a başarılar ve hayırlısı olsun diyiyoruz.

Yayın Yönetmenimiz Gazeteci Fakir YIlmaz gibi yıllardır gazetecilik mesleği adına başarılı haberlere imza atan ve her daim kalemine güvendigimiz, efendiliği ile gazeteciliğin hakkını veren sevgili Erdal Karasansar’ın 

Esenyurt’a ve Ardahanlı hemşehrimiz Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’a katkı sunacağına inanıyoruz. 

Hayırlı olsun Erdal.. www.kuzeyanadolugazetesi.com ekibi


GAZETECİ


GAZETECİ


*Arşiv Haber 20/05/2019 Tarihli Haber/Yorum


Ardahanlı, Ege Üniversitesi Öğretim Üyelerinden Öğ.Gör.Müjgan EMİNOĞLU ele aldığı son yazısında GAZETECİ Fakir Yılmaz’ın gazeteciliğini yorumladı..

Sitemizi ve gazetelerimizi yakından takip eden okurlarımızdan olan Öğretim üyesinden aldığımız övgü dolu bu güzel yazısı için kendisine teşekkür ediyor, başta GAZETECİ Fakir Yılmaz adına olmak üzere tüm ekibimiz olarak hocamızın bu övgülerini hak etmeye devam etme sözü veriyoruz…


**Gazeteci


Öğ.Gör.Müjgan EMİNOĞLU


Gazeteci, haber ve bilgi kaynağına çabuk ulaşmak ve bu kaynaklardan edindiği bilgi ve haberleri okurlara sunma işini üstlenmiştir.


Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için ,haber olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur. Gerektiğinde hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan insan, gazetecidir.


Gazetecilik kulaktan dolma bilgilerle yapılmaz. Şantaj, karalama, kirletme, yalan haber, yıpratma gibi unsurları içermez. Gazeteci kanunlara saygılı, ahlaklı, namuslu, dürüst, çalışkan kişilerdir.


Bu bağlamda yerel bir gazeteci


FAKİR YILMAZ


Her hangi bir fakültenin gazetecilik bölümünden mezun olmayan tamamen  alaylı yetişen ve yıllarını gazeteciliğe vermiş deneyim ve tecrübelerini en etkili ve verimli bir şekilde kullanan Yerel gazetecilik yapan Fakir yılmaz ı gecen yıl matbaasında ziyaret ettiğimde  , kıt imkânlarına karşın aşırı özveri  ve çabasıyla halkı heyecanlandırma ve bilinçlendirmede önemli işlevler üstlendiğini gördüm ve hayrette düştüm…


Gözlemlerim sonucu  Yerel yöneticilere ve halkla çok yakın ilişki içinde bulunduğundan demokrasi kültürümüzün de ilk basamaklarını oluşturduğunu düşünmeden edemedim.. , Bu  alanda da çok önemli katkılarının her kes tarafından çok iyi bilindiğini ve taktir edilmesi gerektiğini yerel halkımıza salık veriyorum…


Fakir Yılmaz’ın yazılarını okuduğumda  ; okuyucularına daha yakın ve sıcak geldiğini hissetim.  Çünkü tüm haberler, olaylar tanıdık çevremizle  ilgili. Galiba  İnsanın kendinden söz edilme doyumunu yerel basın daha kolay karşılayabilir.


Ulusal basının birkaç satırda geçtiği yöresel haberlere Fakir Yılmaz’ın yazıların  da, en ince ayrıntısına kadar ulaşabildiğimizi gördüm…


Galiba bu bağlamda yerel basının   ulusal basın karşısında bir üstünlüğü su götürmez bir gerçek..


Fakir Yılmaz’ın yazılarının okurunu ilgilendiren tüm olayları doğrudan ilettiğine şahit oldum. Bu tutumu ile gereksiz haberlerle sayfa dolduran basından üstün olduğu kanısındayım….


Son olarak Fakir Yılmaz’ın yazılarının  hedef kitlesini çok iyi  tanıdığını ve analızini yaptığını düşünüyorum; çünkü tüm kitle iletişim araçlarını çok iyi kullanmakta. Özellikle  sosyal medya ilşetişimi


TEBRİKLER  VE BAŞARILAR


KALEMİNİZ UZUN ÖMÜRLÜ OLSUN…..


Saygılarımla …


Öğ.Gör.Müjgan EMİNOĞLU


mujgande@gmail.com



Nerede Bu STK’lar?..


Rahmetli Özal’ın konu ettiği yine rahmetli olan Demirel’in tüm teşebbüslerine rağmen başaramadığı, “Muhtar bile olamaz” denilen Erdoğan’ın 15 Temmuz darbe girişimininde tetiklemesiyle başardığı ve yarım yamalak da olsa hayata geçirdiği Başkanlık sistemi sonrasında  iyiden iyiye ortadan kaybolan sendikalar, siyasal dernekler, federasyonlar gibi yerel STK’ lar da sanki yok gibi.


İşçilerin hatta emekli memurların aidatlarıyla beslenip, onların hak ve hukuklarını savunmaları gerekirken altlarına çektikleri son model lüks araçlarla dost ve akrabalarına sağladıkları imkanlarla keyif sürenler gibi yılda bir kaz gecesi düzenlemenin Sivil Toplum Örgütçülüğü olduğunu sananlar Başkanlık sistemiyle birlikte tamamen etkisiz hale gelmiş durumdalar.


İki görüşün yaşamasına müsaade eden başkanlık sistemininde arayışında olduğu 3. güç Sivil Toplum Örgütçülüğünün demokrasinin “D” si  yani 4. kuvveti  olan Basını aradığı gibi bulamıyor, o adına STK denen oluşumu..


Kendisine her şekilde destek veren milliyetçi partinin desteği ile yorulmuş iktidarı sürdüren, sağcı, demokrat, solcu siyasi oluşumların katkısıyla muhalefet görevini yapan partinin dışında hiç bir gücün ortada olmadığı ülkede STK aramanın bir anlamı olmasa da dünya genelindeki Sivil Toplum Örgütçülüğüyle bizim STK cılığın zaten benzeşmediği gün gibi aşikar..


Sendikaların sesinin çıkmadığı dernek, federasyon, platform denen  oluşumların ortada  görünmediği ülkede, yerel STK larında yılda bir ortaya çıkıp kısa bir süre içinde adeta bir mum misali yanıp erimesinin  çevresine bir yararı olmuyor onlardan çok şey bekleyen topluma ve ülkeye..


Örnek mi benim alanımda bulunan ve bana inat kurulan Göle, Çıldır federasyonları, Ardahan dışında kendisine kaftan biçen Hoçvan Federasyonu, ‘Bizde federasyon kuracağız’ derken hala bodrum katlarında kongreler yapan Hanak ve diğer sözüm ona temsilcisi, birim başkanı atamakla meşgul olan KAI, KAISİAD sevicileri..


Hani neredeler göç vermeye devam eden memleketin çocuklarıyla dalga geçercesine burs verdik deyip, bir makbuzu yayınlamayan ama sanki Çad, Afrika çocukları gibicisine kazak, mont, sahte çizmelerle şov yapan sahtekarlık sevdalıları..


Ya onları yönlendirdiklerini sanan ve seçimden seçime onları baş tacı eden siyasilere ne demek gerekir.. Hiç bir şey demeye gerek yok.. Çünkü bahsi geçen sözde STK’lar toplum, ülkenin değil birilerinin atlama yerleridir ondan..