KEŞER YANDI, ÇEĞİLLİ KARANTİNAYA ALINDI!..

Gazeteci Fakir Yılmaz Cumartesi Günü Saat: 17.15’de de TEMPO TV’de Programa Başlıyor..

Her Cumartesi günü saat:17.15’te ekranlarınızda..

https://www.youtube.com/channel/UCDwxU5TIdZejp-mbbNw5fmw

Valilikten yapılan açıklamaya göre, İlçe Hıfzıssıhha Kurulu, vaka artışı ve temaslı kişilerin fazla olması nedeniyle Aşağıaydere köyünde salgının yayılmasının engellenmesi ve sosyal izolasyon sağlanarak vatandaşların sağlığının korunması amacıyla 10 gün karantina uygulanması kararı aldı. Jandarma ekiplerince köye giriş ve çıkışlar durduruldu.

Bayramda kurallara uyulmalı!.

Vaka sayısının artması üzerine bayramda alınan tedbirlerin artırılacağını söyleyen Vali Hüseyin Öner, vatandaşların da kurallara titizlikle uymasını istedi. Vali Öner, yardımcıları Cem Gümrükçü, Mustafa Gürbüz, İl Emniyet Müdürü Ünsal Hayal, İl Jandarma Komutanı Albay Ali Naci Aldemir ve beraberidekilerle tam kapanmada muaf tutulan esnafı denetleyerek sokakta gezen vatandaşların neden dışarda olduklarını sordu.

“Bayram arifesinde vatandaşlarımızı ve kısıtlamadan muaf olan esnafın koronavirüs kurallarına uyma noktasında gerekli özeni gösterip göstermediğini denetlemek için bir saha çalışması yaptık. Bayramda bu çalışmalarımızı yoğun şekilde devam ettireceğiz. Gerekli planlamaları yaptık. İlimiz merkezi ve beş ilçede kaymakamlarımızla koordineli çalışıyoruz. Özellikle sokağa çıkma kısıtlamalarına özen gösterilmediği ve kurallara uyulmadığı halde kolluk kuvvetlerimiz gereken işlemleri yapacak. Ardahan, Türkiye’de vaka sayısı artış gösteren illerden biri oldu. Biz bu tabloyu inşallah değiştireceğiz. Bayramda lütfen kurallara uyalım. Bayram deyip kurallar uyma noktasında kesinlikle zafiyet göstermeyelim. Komşularımıza gitmeyelim ve uzaktan telefonla bayramlaşalım. Sesimizi duyuralım ama lütfen sosyal mesafe kurallarını ihlal edecek şekilde bu dönemin ruhuna aykırı düşecek hareketlerden kaçınalım.”

 Tam kapanmanın 2’nci haftasında, illerde vaka sayılarının son durumu belli oldu. Sağlık Bakanı Koca, kısıtlamaların 10’uncu gününde, 1-7 Mayıs haftasının vaka tablosunu açıkladı. Doğu’daki illerde vaka sayısında düşüş görülürken, yalnızca Ardahan’da vaka oranı yükseldi.

Kentte 24-30 Nisan’da 100 bin kişide 251,66 olan sayı, bu hafta 255,82’ye yükseldi. Vaka sayısı en fazla düşen il ise Erzincan oldu. Kentte geçen hafta 100 bin kişide 428,70 olan sayı, yeni tabloda 270,02 olarak belirlendi.

Erzurum ise vaka oranındaki düşüşün devam etmesine rağmen, Türkiye genelinde vaka sayısının yüksek olduğu iller arasında yer aldı. Kentte 24-30 Nisan’da 100 bin kişide 395,24 olan sayı, yeni haftada 303,58’e geriledi. Vaka sayısında düşüş yaşanan illerden biri de 293,04’ten 227,78’e düşen Kars oldu.

Ağrı’da da önceki vaka tablosunda 285,00 olan sayı, yeni haftada 264,27 olarak belirlendi. Muş’ta ise vaka oranı, 100’ün altına düştü. Kentte 113,11 olan sayı, bu hafta 95,11’e kadar geriledi. Iğdır’da da önceki tabloda 100 bin kişide 159,45 olan sayı, 153,99’a düştü.

Öte yandan yasaklara rağmen Ardahanlı kadınlar başta olmak üzere çifçiler, köylüler gelen baharla birlikte dışarıda çalışmaya devam ediyorlar.

6 Milyon ve 6 Yıl Önceki İki Yazım..

Hemşehrim, meslektaşım, Doğan Şentürk’ün başında olduğu FOX TV sabah haberlerine konuk olup, yine hemşehrim olan Selçuk Şirin’in kitaplarını dağıttığını belirten ama ‘Ben CHP’nin, İYİ Partinin başkanıyım’ deyip çoğu Kürt olan 6 milyon seçmenden oy alan HDP dememek için onu oraya oturtan asıl partinin desteğinden bahsetmeyen İBB Belediye Başkanını sağ kulağımla dinleyip, pijamalı halimle yazımı yazmaya hazırlanırken yıllar önce ele aldığım ve bir anda önüme gelen iki yazıma takıldım.

Ve mahkemenin kapatılması gerektiğini ileri süren MHP’nin, ülkenin 100. yıl anısına 100 maddelik yeni Anayasa taslağı ve önerisinin çokta ciddiye alınmadığı ülkede, zaten üç maymunları oynayan, yüzümüze takılan pandemi yasaklı maskelerle ülkenin ana sorunu olan Kürt sorunu unutulmuş gibi görünse de, yıllardır devam eden ve bugünlerde yeniden gündeme taşınan İsrail’in Filistinlilere yaptıklarının yeniden gündemde olduğunu bolca yapılan ‘Vatan-Millet-Sakarya’ edebiyatlı mesajlarla anlıyorum.

Nüfusu 6 milyon artan ülkemizde ise 6 milyon oy alan partinin binalarının önüne açılan çadırlarda nöbet tutan annelerle çözeceklerini iddia edip, hava durumu gibi corona raporu misali her gün verdikleri dağ, taşı bombalayan operasyonlarla adına terör dediklerini ve 40 yıldan fazladır hep bitirildikleri öne sürülenlere yönelik 6 yıl önce, yani nüfusun 78 milyon olduğu yıllarda yazdığım ama güncelliğini koruyan iki yazım sanki bugün de yazılması gereken iki yazı gibi durunca es geçip, arşivde bırakamadım.

Çünkü bu ülkenin asıl ve gerçek sorununa bakışımı anlatan aşağıdaki iki yazı hala geçerliliğini koruyup, tartışılmalı diye düşünüyorum.

Evet işte o “ya tam unutulmuşken niye gündeme taşırsın” denilip, ortalığı karıştırıyorsun” denecek ama asıl ülkeyi karıştıran ana sorunla ilgili 6 yıl önce yazdığım iki yazı…

**İnanın barış zor değil…

Kolombiya hükumetinin solcu Farc örgütü ile 52 yıldır devam eden iç savaşı resmen sona erdirmesi, başta havuz medyasında olmak üzere, savaşta, çatışmada, kan ve göz yaşından beslenen taraflarca görmezlikten gelindi.

Halbuki Kolombiya gibi yıllardır kör bir çatışma içinde olan ülkenin kendisinden çok uzaklarda olan Kolombiya’da olanları önemsemeliydi.

Çünkü kan ve göz yaşının gün geçtikçe toplumlar arasındaki uçurumu açtıkça ülkenin içte ve dışta sıkıntılara girdiğini son günlerde yaşanan ekonomik kriz tartışmaları ve yeni bir darbe kalkışması iddiaları ile devam ettiğini, bu ülkede yaşayan herkes anlamalı ve bu yönde, yani barıştan yana haykırmalıdır.

Öcalan’ın bile adına kör bir savaş, kazananı olmayacak bir inat dediği ülkemdeki iç çatışmaların Kolombiya’daki gibi el ele verip, barışla sonuçlanabileceğini konuşmak, yazmak ve söylemek bu ülkeye ihanet değil, tam aksine bu ülkenin güçlenmesine, kardeşlik hukukunun yeniden yeşermesine neden olacağı kesindir.

Evet Kolombiya’da olduğu gibi Türkiye’de barışın zor bir iş olmadığını daha birkaç yıl önce başlatılan, ancak 7 Haziran ve 1 Kasım genel seçimleri ardından masasının ayakları kırılan Barış Sürecinde de gördük, yaşadık, mutlu olduk.

Gelin bir kez daha hep birlikte düşünelim ve birlikte bu ülkeye barışı getirelim.

Gelin birbirimize düşman gibi değil, hak ve hukuku verilen fertler, toplumlar olarak kavga etmeden, tartışmadan, çatışmadan konuşarak, görüşerek hatta sevişerek bir kez daha barışı zorlayalım.

Çünkü inanın barış zor değil…

**Bende Kürtçe Bilmiyorum…

Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi ve siyasi partiler ile görüşmeleri kapsayan 4 günlük temasları dün gece tamamlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, “Kürtçe bilmediği eleştirilerine, “Evet, bu bizim için bir eksiklik olabilir. Kürtçe konuşamamam bir ayıptır, ama bu benim değil, Türk devletinin ayıbıdır” diye konuştu.

Demirtaş’ın bu açıklamasını okurken bu ülkede Kürtlerin varlığını kabul edip, onların dillerini başta olmak üzere,  kendilerine has insani gelenek, kültürlerini yaşaması için bir şey yapmayanlar aklıma geldi.

Kürtçe’yi kabul edip, dili ve diğer hakları ile ilgili yasal hiçbir şeyi kabul etmeyenlerin, Demirtaş’ın Kürtçe bilmediğini söylemesi, hatta dalga geçmesi ne kadar etiktir?

Bilemem ama Türkçe gibi Kürtçe’nin de birçok şivesinin olduğunu bilip, bunların hepsini “Bu ülkeyi birlikte kurduk, bu gemi batarsa hepimiz batarız’” deyip, ama Kürtçe dili olduğu gibi, diğer insani hakları başta, milli eğitim sistemine olmak üzere, Anayasasına koymayıp, “ne var işte Kürtçe konuşuyorsunuz ya” diyerek işi geçiştirmekle, devletin bu yöndeki anlayışını kapatabilir misiniz?

Tabi ki hayır.

Çünkü, “İnsanım, insanlarım, 78 Milyonum” deyip bu insanların dilini, gelenek ve kültürünü, yani haklarını vermekte zorlanan bir anlayış oldukça, Demirtaş’ta, bende Kürtçenin tümünü nasıl öğreneceğiz?

Bunun cevabını vermeden,  önce kendinizi Demirtaş ve benim yerime koyup, empati yaparak ona göre bir cevap verin.

Verin ki utanan sizin değil, bu ülkenin yöneticilerinin olduğunu anlayın kardeş…

 

Arşif Haber/yorum 25/12/2016 tarihli haberler/yorum

12 Futbol takımının yarıştığı Ardahan 1. Amatör Futbol Liginin 10. Haftasında oynanan karşılaşmalarda toplam 17 gol filelerle buluştu.

Haftanın derbey karşılaşması olan Arı Spor-Hoçvan Spor karşılaşması lig lideri olan Hoçvan Spor’un 1-0 galibiyeti ile sonra ererken, içinde çıkan ekip ve takıma evinde 1-0 yenilen Arıspor 3 önemli puanı kayıp ederek ligin 3. sırasına düştü.

**HOÇVAN KARANTİNADA..

*3 köy ve 2 mahalle karantinaya alındı.

*24/03/2015 Tarihli Haber

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Mesut Şimşek,  yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Hoçuvanhasköy, Köprücük, Bahdeşen köyleri ile iki mahallede büyükbaş hayvanlarda şap hastalığı tespit edildiğini belirtti.

Ardahan‘da şap hastalığı dolayısıyla 3 köy ve 2 mahalle karantinaya alındı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürü Mesut Şimşek,  yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Hoçuvanhasköy, Köprücük, Bahdeşen köyleri ile iki mahallede büyükbaş hayvanlarda şap hastalığı tespit edildiğini belirtti.

Veteriner hekimlerin yaptığı araştırma sonucu 13 işletmedeki büyükbaş hayvanlarda bu hastalığın görüldüğünü anlatan Şimşek, şunları kaydetti:

 “Bu köylerimizde şap hastalığının tespit edilmesi üzerine toplanan il hayvan sağlık zabıtası komisyonu, şap karantinası uygulanmasına karar verdi. Karar doğrultusunda ikinci bir emre kadar şap karantinası uygulanacak. İl geneli ve ilçeler dahil tüm noktalarda giriş çıkışlar kontrollü olarak yapılıyor. Şu an önceliğimiz hastalığın ilerlemesini durdurmak daha sonra da hastalığı söndürmektir. Ekipler köylerde yoğun bir çalışma yapıyor. Hastalık söndürülene kadar çalışmalar mevcut köyler ve 10 kilometre mesafedeki komşu köylerde de devam edecek.”

ARDAHAN TV REKLAM aşağıdaki linki tıkla

ARDAHAN TV REKLAM http://youtu.be/zU4K3qvIFXg 

*KAOS, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VE AYDINLAR ENGELLER..

	Selmi Yılmaz Kadınca
	selminazo@hotmai.com
	Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in Ulusal Kanal’da, ‘ bugün yaşananlar ne ki asıl siz Mart’ta yaşanacakları bekleyin’ şeklinde ki açıklamalarını duyunca bu ülkede yaşanan kaosun kapalı kapılar tarafından birilerince hazırlandığına ve bu birileri arasında Perinçek’in de olduğundan da şüphe etmeye başladım.. Çünkü başta HDP’liler olmak üzere demokrat, aydınlar, gazeteciler hatta CHP’liler, MHPliler böyle bir açıklama yapsaydı hemen göz altına alınıp, önce havuz medyası tarafından darbeye kalkıştı denilip, hain ilan edildikten sonra şu an hapishanelerde olan binlerce insan gibi hemen içeri atılırdı.. Evet, Ergenekon, Balyoz ve diğer onca ünlü, ünsüz davalardan yargılanıp, her ne hikmetse hepsinden yakayı cıran Doğu Periçek’in bu açıklamasına bakınca önümüzde ki günlerde yaşanacakların şimdiden belli olduğu, belki de insanların ölümü üzerinde oluşturulmak istenen kaosun oluşumu için adım adım gidildiğini de düşünmek mümkün.. Bilemiyoruz, ancak önümüzde ki baharın çokta huzurlu olmayacağının işareti olarakta algılanabilecek bu olumsuzlukların önüne geçmek ve yaşanması muhtemel ciddi olayların önünü kesmek için panzehirin yine demokrasi, basın özgürlüğü ve aydınlar olduğunu hemen belirtmekten fayda var derim.. Çünkü susturulmuş bir basın, içeri atılmış aydınlar, seçilmiş siyasileri içeri atan bir anlayışın ortadan kaldıran bir anlayışla yaşanacaklarına işaret edilenlerin önüne geçilemeyeceğini herkesin bilmesi gerekir.. Bu nedenle; Başta sanal ortamda savaş tam tamlığı yapan faşist beyinciklere sahipler olmak üzere herkesin tek haykıracağı bir şey var.. O da daha çok demokrasi ve basın özgürlüğüdür.. Çünkü bu ikisinin olmadığı bir ülkede asıl kaosu yaratanların kendi ellerinde tuttukları ve propagandaları için kullandıkları tek şey yandaş medya,aracılığı ile daha çok baskı ve demokrasiyi ortadan kaldırma çabaları yeni ve daha tehlikeli kaoslara neden olacağı da bilinmelidir..   . ki…