KORE GAZİSİ OY KULLANMADAN ÖLDÜ!


*Yüreğim Kars’ta Kaldı..


Ardahan’dan bir başka kente giderken hep düşünür, hep kendi kendime mırıldarım, ‘Ya bu bizim idareciler acaba hiç mi başka kentlere, kasabalara gidip, gelmezler’ diye..

Saçmalama; ‘Tabi ki giderler, hem de uçakla’ diyenleriniz olacak şimdi!

Evet, ama hemen kızmayınız, önce bir dinleyin de inanıyorum ki sizlerde bana hak vereceksiniz..

Geçtiğim günlerde bir işim için birer gün arayla iki kez eski vilayetimiz Kars’a gittim.

Üç yıldır bir türlü tam bitmeyen bölünmüş yoldan yol alırken Kars’a ulaştım..

Hem de geçtiğimiz gün kargo ile bana gelen ve sevgili Neşe Doster’in ele aldığı, ‘Yüreğim Kars’ta kaldı’ isimli kente..

‘Yeter ki başkan olayım’ diye kendisine asıl sarılacak olan partiye değil, sistemin içinde birbirine benzeyen partileri gezen sevgili dostum Naif Alibeyoğlu’nun bir zamanlar yönettiği 36 plakalı kent Kars’a girerken yine aynı soruyu kendi, kendime soramadan edemedim..

Çünkü Alibeyoğlu dönemindeki gibi, Filtekin’nin de başkanlığını yaptığı Kars’a girerken Ardahan’a girdiğimi sanıyordum, dağda, taşta, köyde, yaylada kırılmayan, ama Ardahan’ın giriş, çıkış yollarında gezerken, cadde ve sokaklarını dolaşırken dökülen zavallı GAZETECİ isimli aracımın az daha ön ekipmanları dökülecekti..

Kars’ı bildiğimden beri değişmeyen kent girişi ve çıkışı yollarının halen o olağanüstü bozukluğu tek başına iktidar olan AK Partili Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş döneminde de aynıydı..

Babamın dostu CHP’li Selahattin Filtekin dönemini de hatırlatan manzarayı 42 yaşında ki bir gazeteci olarak o yolları halen aynı şekilde gördüğümde bir çoğunuz gibi neler mırıldadığımı sanırım, tahmin edebiliyorsunuz..

Ama şurada yine yanı başımızda ki Erzurum’a değil, Oltu’ya, Tortum’a giderken bu mırıldamayı yapmam, tam tersine, ‘Ya bu bizim yöneticiler hiç mi bu kentlerin giriş, çıkışlarını görmezler’ diye yine kendi kendime konuşurum..

Evet maalesef Ardahan’ın olduğu gibi Kars’ın yöneticileri de o başında bulundukları kentlerin giriş, çıkışlarında ki yollara hiç mi hiç bakmazlar..

Çünkü Kars’ın girişinde girip, sanayisine doğru yol alırken Kafkas Üniversitesinin yanı sıra özelleştirme adı altında devletçe terk edilen, iktidarlara yakınlık, yalakalık yapanlarca 5 kuruşa alınıp, harabeye çevrilen, Göle’de ki TİGEM gibi perişan halde işletilmeyen Kars Yem Fabrikası, Kars Un Fabrikası, Kars Süt Fabrikası gibi onca kapalı fabrika ve Kars Öğrenci Yurdu, Organize Sanayi, Çimento Fabrikasının da üzerinde bulunduğu yolu benim gibi çoğu yabancı kentlerin çocukları olan Üniversite öğrencileri de geçiyordu.. 

Sadece onlar ve ben mi ki;

Hayır! Adeta; ‘Bu şehirlere girmeyin’ diyen mayın tarlası gibi Ardahan ve Kars gibi kent girişlerini geçip, hallerini düşünürken önümde 0001 nolu kırmızı plaklı araçta geçiyordu, 

O yarım metreye varan, çukurlara girip, çıkarak yol alan aracın Kars Valisinin aracın içinde olduğunu fark ederken, arkasına takılan o Ardahan’da ki gibi çok çalışmış edasıyla her biri bir aracın arka koltuğuna yaslanmış olan onca üst düzey bürokratların konvoyu da geçer o yollardan.. Kars Kafkas Üniversitesi’nin Rektörü de ..

Ama Neşe Doster gibi değerli bir yazarın bile görüp, kitabının bir yaprağını açmadığı bu kentlerde bunları yazacak olan gazeteciler ise ortalıkta yoktular..


 


**Pul yalayıp, Kul parasına alışanlar..


Aslında, “Kul parasına alışanlar” dememiz gerekirken yazımızın içeriği belli olsun diye ve yazımıza konu olan şahsın eski pul yalayanlardan olduğu bilinsin diye yazımızın başlığını “Pul parasına alışanlar” koyduk.

Teknolojinin gelişmediği, eğitimin bu günden beter olduğu bir dönemde boyunlarına taktıkları kırmızı kravatlarla memurluk yapıp kral Faruklardan daha kralcı kesilip kendisinin halktan büyük olduğunu sananların hatta parasını alıp haberini yaptığı adamı bile beğenmeyen ve başların ayak olduğunu sanıp son seçimde Milletvekili adaylığını da düşünen bu pul yalayanlar şimdi emekli oldukları köhne evlerinin köşelerinde ADSL parasını ödemekten zorlandıkları beyinleri gibi küçük remli bilgisayarlarla Ardahan haberlerini, yani masa başında ve uzaktan Ardahan haberleri yaparlar. 

Görenin kız mı oğlan mı diye merak ettiği bu dansözcüler bizim haberciliğimizle yarıştıklarını sanıp eskiden pul yaladıkları gibi şimdide internet aracılığıyla birilerinin şeylerini yaladıklarını görüyoruz.

Dün yaladıkları vekilin aday olmaması ardından yeni yalamaları arayan bu pul yalayanlar, bizim belediyeyle ilgili haberlerimiz ardından fırsat bulup kral Faruktan daha çok kral kesilip alıştıkları pul yalamaya devam ettiklerini görüyoruz. 

Erkekçe bizlen yüz yüze gelemeyip yaladıklarının salyalarıyla bana saldırdıklarını sanan bu tipler burada ki babası katil olanların ihbarcılığıyla, haber yaptıklarını sanırlarken kendilerini kaç kişi okuduğuna da anlamazlar, bilmezler ve haberciliğin pul yalamak olmadığını, elli kez kendilerine koyup anlatmamıza karşın bir türlü anlamazlar. 

Çıldırlı olup, Çıldır Aktaş Gümrük Kapısı başta olmak üzere Ardahan’ın onca sorununu yazmayıp, kuyruklarına bastıklarımızın acısını çeken bu pul yalayanlar bilmelidirler ki; Yanlarında Kral Faruklar olsa da karşıların da halkın sesi, kulağı, gözü olan ve en çok okunan Fakir Yılmaz hep olacaktır ..