KORONA VAR DİKKAT.. HE BİZDE DİNLEDİK..

Asfalt ve tamir bekleyen kent merkezinde ki delik deşik ana yolları yamaladıktan sonra sabunlu sularla yıkadıklarını belirtip, çevre temizliği iddiasında bulunan Ardahan Belediyesinin yanı sıra diğer ilçeler ve köylerde açık alanda ki gübre ve çöp dağları başını alıp, gitmiş durumda.



ARDAHAN’A GELEN SUYUN YATAĞI DA GÜBRE İLE DOLU..


Ardahan Belediyesinin ‘Çöp ve Gübre Dökmek Yasaktır’ levhalarına inat hayvanlardan çıkan gübreleri gelişi güzel ana yolların ve mahallelerde dışarı atanların yanı sıra başta Ardahan’ın su ihtiyacının sağlandığı su kaynağının bulunduğu Çataldere (Gunzut) köyünün içinde geçen dere yatağı olmak üzere bir çok köy de su yataklarının olduğu derelere ve çevreye gelişi güzel dökülen hayvan gübresi ve çöplerin Corona Virüsü paniği ile reyting yapan istenen sağlığı ne kadar sağlayacağı da merak ettirmektedir.



Savaşla Sevişilir mi?!.


Uğurlu günüm olan Salıyı neden Sevdiğimi düşünürken o günün baş harfinin Saygı, Sadakat, Sevgi, Sevmek kelimelerinin başlangıcı olduğu kadar insanları üzen, tüm canlıları yok eden Savaşın da, Sitemin de baş harfi olduğu  aklıma gelir.. Savaşmak derken tabi kan akıtan, insan, hayvan öldüren o vahşi duyguları anlatmıyor bana göre S ile başlayan tüm kelimeler.. 


Çünkü S harfi ile başlayan bir çok kelimenin baş harfi olduğu Savaş’ta yaşamanın diğer bir direnç noktasıdır.. Sitem ederken Savaştığınız uğrunda öleceğinizin ise adı Savaş olur.. 


Ve o Savaşı başlatmak için önce Sitemler başlar ardından Sevişmek için, Savaşmak için yol aranır ve o girilen yolda ya Sevişilir yada Savaşılır kazanmak, onunla olmak istediğini ortaya koymak ve Sonuca ulaşmak için.. Bu anlattıklarım belkide yine S harfi ile başlayan Suçta olabilir.. 



Ama o Suçu kabullenmek ve yine S ile başlayan Sığınmak istediğin bir Sebebi varsa işlediğin, istediğin Suç değil, Sevilmeyi istemek, Saygıyı görmekten öte bir şey değildir Sonsuzluğu anlatmak için ilk kullandığının S harfiyle başlayan Sevgi, Saygı,Sadakat, Sevinç, Sevişme varken Sus ve en iyisi Savaşma..


Ama bugünkü Corona Virüsü gibi yapılan saldırılara karşı da geri adım atma ve Sağlıklı kalmak için gerekiyorsa da Savaş.


Çünkü Seni seven, Sana güvenen onca Sevdiğin var ki kendin için olmazsa da onlar için Sağlıklı bir ortam için Savaş..


Ve bu savaşa hazırlanırken önce Sinir Sitemini kontrol altında tut, her Söze kanma..


Sabunu ellerinle Sıkça tut..


Suyu hiç boğazından eksiltme..


Saatleri dinlenmeye ve uykuya harca..


Sanal’dan kaç seni 24 Saat kara haberlerle esir alan televizyonun Sinema kanallarına zaping yap..


Seyre dal uzakları izlerken özlediklerini ara bir kaç Söz et..


Ve en önemlisi Sakin ol, panik yapma ve değerini sana hissettiren bu Savaş ilanı öncesi Sağlığını Sağlam tut..


Ve hayat denen bu güzel dünyanın devamı için aynı hippiler gibi doyasıya Seviş hemde ölesiye..


Çünkü bundan öte yoktur yaşamın diğer bir adı.


Evet, nokta değil Son..


Milliyetçiliği tetikleyen posterler çöpe!


Milliyetçiliği tetikleyen posterler çöpe!


arşiv haber 29/072019 tarihli haber/yorum


25 Yıl sonrada solcu bir belediyeye geçen Ardahan Belediyesinde milliyetçiliği tetikleyen poster, söz ve resimler kaldırıldı. Kaldırılan Osmanlı ve milliyetçi simgelerin yerine başta Atatürk’ün posterleri olmak üzere Ardahan’ın eski fotoğraflarının süslediği resim ve posterler asılmaya başlandı. CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’in başında bulunduğu belediye binası da Bal Festivaline katılacak olan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ziyaret öncesi boyanıp, temizleniyor.



FESTİVAL ALANINDA


BAKIM ONARIM DEVAM EDİYOR


Belediye ki milliyeçiliği tetikleyen poster, resimler kaldırtan ve beleidye binasını boyatan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’in Belediye Fen İşleri ile Temizlik İşleri Ekiplerine talimatıyla, Çamlıçatak Mesire Alanında 02-03-04 Ağustos 2019 Tarihleri Arasında Gerçekleştirilecek Olan, Ardahan Ulusal Kültür ve Bal Festivali Öncesi Alanda Temizlik, Bakım ve Onarım Çalışmaları Devam Ediyor.



GÜVENLİ BÖLGE..


 

Kırk yıla yakındır süren iç çatışmaların devam ettiği ve yürekleri yakan haberlerin bitmediği,  ekonomi başta olmak üzere toplumu gerip daraltan sonuçlarla sürerken bir de dış çatışmalar sürüyor. 


Başta Suriye olmak üzere Irak ve İran gibi bölgelerdeki gelecekte birleştirilmesi hedeflenen yeni odaklamaları önlemek adına güvenli bölge istemleri de her geçen gün artarak arzulanıyor. 


Daha önce Irak’ta kurulan ve adına Kürdistan denilen bölgeye benzer mi bilmem ama Suriye’de kurulmak istenen yeni güvenlik bölgesinin tanımının ne olacağı da söylenmiyor.


Sanki kendilerinde yokmuş gibi, “Kimyasal silah” var denilerek ateş düşürülen Irak’ın bir benzeri olan Suriye’nin yasal hükümetine “Esed” denilerek reddedenlerin, Türkiye’ye sınır olan bölgede Irak usulümü yoksa başka üslup ile kurdurmaya çalıştıkları güvenli bölgenin, Suriye’yi bölmekten öte bir şey olmadığını söylemeseler de, bu güvenli bölgeyi kimlere emanet edileceğini de kamuoyuna anlatamıyorlar.


Çünkü bizim bildiğimiz o bölgede bulunan YPG’ye devlet muamelesi gösterip tonlarca silah veren Amerika’dır.


Bir taraftan Suriye’nin bölünmesini engelleyen Rusya ve İran olurken, diğer taraftan ABD ve Türkiye’nin de için de bulunduğu müttefiklerinin güvenli bölge adı altında komşu bir devlet olan Suriye’yi “Güvenli bölge” adı altında nazikçe bölmeye çalışmaları diğer önemli bir konudur.


Halbuki Suriye’nin resmi hükümeti olan Esed’i “Kardeşim Esad” diyerek sahiplenmek; hem ABD’nin hem de Suriye’nin Golan tepelerini vuran ve bölgede asıl hesabı olan İsrail’in oyununu bozacaktır.


Ve çoğu akraba olan Suriye’nin sınırındaki halkı ve içeride ki çatışmaları durduracağı gibi başkan Erdoğan’a yönelik sorulan ‘Ekonomi niye bozuk?’ sorulara aynı Erdoğan’ın, ‘Siz biliyor musunuz mermiye, bombaya tüfeğe uçağa giden paraları?’cevabıyla yani  “önlem” olarak dağa taşa atılmayacaktır.


Kısacası içte buzlukta olan sürecin, bir an önce çıkarılıp yeniden masaya yatırılması ve “Esed” denilen Suriye’nin resmi iktidarına “Esad” demek daha güvenli olacaktır.


Çünkü “Güvenli bölge” demek,  bölgede hayata geçirilmek istenen BOB’un yani Büyük Orta Doğu Projesinin uygulamasına yol açmaktan öte bir şey değildir.


En anlaşılmaz bir diğer durumda MHP Lideri Bahçeli’nin ‘Güvenli Bölge’ den yana olmasıdır..