O Hala Ardahan Milletvekili Gibi..

Ardahan 23.Dönem Milletvekili Saffet Kaya Ankara da yoğun gündem yaşıyor Kaya günlük olarak siyasi Brokrası görüşmeleri hız kesmeden devam ediyor.


Kaya gerek iktidar Milletvekilleri Bakanlar gerekse devletin üstkademe Brokrasısıyla günlük görüşmeler yaparak gerek Ardahan ve Bölge gerekse Ülke gündemiyle ilgili görüş düşünce ve fikir alışverişler yapmaktadır.


Kaya son olarak Ankara Valisi Vasip Şahin i ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ü ve Eski Bakanlar Milletvekillerini Ankara Orandaki Çalışma ofisinde ağırladı.


Kaya bu konuda bir açıklama yaparak Ardahan ve Ardahanlılara neler yaptığını ve bu yaptıkları ile devletin imkanlarının Ardahan lehine nasıl kullanıldığını ve siyası hayatında neler yaptığını samimi bir şekilde anlattı.


Kaya şunları kaydetti


Ardahan bizim seçim bölgemiz, Ardahan doğduğumuz ve büyüdüğümüz yer o memlekete o serhat topraklara hizmet etmek bizim için çok kutsal çok ulvi bir görevdi talep olduğumuz talep gösterdiğimiz yer Ardahan Milletvekilliğiydi o zaman çok genç yaşta otuz yaşında Milletvekili olma şerefini Ardahan halkı bize bahşetti ve dört dönem bizi bağrına basarak bu şerefli halk parlamentoya gönderme onurunu bizimle beraber taçlandırmış oldu.


Ardahan halkımız hiç şüphesiz ki kadirşinastır.


Bunu hiç kimse inkarı söz konusu değil memleketimize herkes ve her kesim bilir ki ciddi anlamda emeğimiz var ve katkımız var. Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetlerini yaptık bu memlekete bizim memleketimize vatanımıza toprağımıza serhat ilimize Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetlerini yaptık Üniversitesinden, barajından, kayak merkezinden, organize sanayi sitesinden, tünellerinden, kapılarından, TOKİ’lerinden, Yollarından, Hastanelerinden ve Demiryolu projesine kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük projesine vesile olmak için adeta her ay bir bakan götürerek memleketimizin yeniden gelişmesine büyümesine kalkınmasına vesile olmanın azmi ve gayreti içinde olduk.


Allah’ıma hamt olsun ki olduk da Ardahan değişti gelişti büyüdü daha önemlisi Ardahan bir huzur ilidir. Huzur ili noktasında Alevisiyle, Kürdüyle, Türküyle her zaman bir bütün içinde yaşamış çok örnek ilimizdir. Biz ise siyasi hayatımızda hiçbir zaman kesinlikle ayrım yapmadan hiç kimseyi ötekileştirmeden oy veren vermeyen ayrımı yapmadan herkesi bütünleyen herkesi bağrına basan herkesi kucaklayan ve erişilmez görüşülmez olmadan herkese kapısını gönlünü açan, telefonunu yirmi dört saat açık tutan ve halkı ile her zaman derdiyle özdeş onların derdine çare bulmak için gayret eden bir siyasetçi olmaya çalıştık.


Çünkü bu memleketi gerçekten seviyoruz; yüreğimizle seviyoruz, gönlümüzle seviyoruz ve sevdiğimiz için hayatımızı adadık. Bu memlekete ekmeğimizi böldük maşımızı almadık, otuz köyün suyunu yaptık, yüksek okul yaptık, yurt yaptık, iki yüz elli köyün iki yüz ellisinin de cem evinde, camisinde okul duvarında naçizane bizim çorbada tuzumuz var dört bine yakın insanı işe yerleştirdik; üç bin beş yüze yakın öğrencimizi de üniversitede okuttuk Ardahan’a gerçekten hayatımızı, yüreğimizi adadık yaptıklarımızla o bakımdan Ardahan her şeyin en iyisine layıktır zaten parlamentoda herkesin bildiği gibi Türkiye de 14 yıl üst üste yılın siyaset adamı yılın örnek Milletvekili seçildik.


Bu onur benim filan değil Ardahan’ın onuru;


Seksen milyonun onurudur. Siyaset yaparken vicdanımıza, cüzdanımıza, şerefimize ve onurumuza leke bulaşmadan o memleketin şerefli oylarını en şereflice temsil ederek parlamentoda Ardahanlının hakkını genel bütçeden arama noktasında çok kararlı olduk iddialı olduk ve Ardahan’ı Türkiye de en çok yatırım alan nüfus oranına göre il haline getirdik. Bakarsanız bağ olur bakmazsanız dağ olur çalışırsanız memlekete hizmet gelir çalışmasanız memlekete hizmet gelmez bu gün herkesin söylediği bir şey var Saffet Kaya Bu memlekete Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetini yaptı.


Saffet Kaya bizi bağrına bastı;


Saffet Kaya ekmeğini halkıyla böldü; Saffet Kaya bu memlekete canını adadı ve Saffet Kaya bize her zaman gönülden ve samimi yaklaştı ne zaman arasak telefonun diğer ucunda Vekilimiz kesinlikle bize cevap verdi, derdimize çare bulmaya çalıştı ve biçare buldu vatandaşımız doğru olan budur bu görevleri şerefiyle başlayıp şerefiyle bitirmek lazım ama şunu kısaca söylemek gerekirse keşke bizim yaptıklarımızın yüzde birini onda birini mevcutlar geçmişler yapabilseydi.


Ardahan’da biz eserlerimizle anılıyoruz


Onlarında eserleri olsaydı ama maalesef bizim eserlerimizin arkasından gitmeye çalışıyorlar bıraktığımız eserleri kesinlikle sahiplenmeye çalışıyorlar e bu halkın vicdanı feraseti her şeyi çok net olarak görendir bilendir iyi ki bu memlekete hizmet ettik iyi ki Ardahan’ımıza hayatımızı adadık iyi ki bu memlekete Cumhuriyet tarihinin en büyük hizmetlerini yaptık iyi ki Ardahan Milletvekili olduk hele özellikle 1992 yılında yeni il olması nedeniyle ilk Milletvekili olma şerefini yine Ardahan halkı Ardahan’ın tarihine yazmakla birlikte bizi seçilme şerefiyle tecessüm ettirdi oda ayrı bir ailemize nefsimize bırakacağımız en büyük şereftir.


Ardahan halkımız bilir ki Saffet Kaya yaşadıkça Ardahanlıya her zaman kesinlikle her noktada sahip çıkacak gücüyle imkanıyla hiçbir fedakarlıktan çekinmeden insanına yüreğiyle gönlüyle sahiplenecektir. Bugüne kadar böyle oldu bundan sonrada böyle olacaktır bu anlamdaki görüşlerimi paylaşmaya izah etmeye çalıştım. dedi.



Barolar ve Federasyonlar Aynı Durumda mı?


Halen kurulamayan ama kurulacağına yönelik olan ümidimizin devam ettiği Ardahan Barosunun, ‘şimdilik’ bağlı olduğu Kars-Ardahan Barosunun da aralarında bulunduğu bir çok baronun Diyarbakır, Van ve Mardin’in HDP’li Belediye Başkanlarının görevden alınıp, yerlerine valilerin kayyum olarak atanmasına tepki gösterdikleri basın açıklamalarına baktığımda, bu baroların çoğunun buna benzer tepkiyi de Adli yıl açılışına katılan bağlı bulundukları Türkiye Barolar Birliğine de göstermişler.


Ve Metin Feyzioğlu’nun başkanlığını yaptığı TBB’nin Başkan Erdoğan ile neden barıştığını adeta sorgulayan ve bunu üstü kapalıda olsa hissettiren barolara baktığımız da ‘Aydınlarımız bunlarsa, cahillerimiz ne olur?’ sorusunu bana sordurdu.


Çünkü aynı durumu başında bulunduğum federasyon ile diğer federasyon ve derneklerde de durumun aynı olduğunu desem inanın.


‘Birlik beraberlik olsun, hepimiz el ele verelim’ diye kurulan barolar, federasyonlar, dernekler hatta sendikaların zaman içinde yaşanan irili, ufaklı tartışmalar ya da küçük, büyük şahsi çıkarlar için kendi kurdukları bu oluşumları görmezden gelip, yerle bir etmeye çalışmasının en bariz örneği olan Feyzioğlu’nun Adli Yıl açılışına katılması ve memur, işçi zamları için hükumetle masaya oturan sendikalar arasında yaşanan kavgalarda da görmek mümkün.


Kısacası ve aşağıda ki Feyzioğlu’nun da, benimde altına imza attığım basın açıklamasının önemini kayıp etmeden yazımıza son verirken, bu darma dağınıklıktan en çok yaralananın mevcut hükumet ve baroların, sendikaların, federasyonların, derneklerin bir arada olmasından yana olmayanlara yaradığını da belirmek lazım..


Çünkü darmadağınıklık, ‘Bir olalım, birlik olalım, hep berber güçlü bir lobi olalım’ diyenlere değil, hükumetin de araların da bulunduğu erk güçlerine yaradığını, aşağıda ki basın açıklamasına imza atanlar da, sendikaları,  federasyon ve dernekleri zayıflatan hareketler içinde olanlara yaradığını herkes iyi bilmeli derim..


Evet bir olduklarını ve birlikte hazırladıklarını ‘umarım öyledir (!) de belirttikleri aşağıda ki açıklama ya hep birlikte bakalım..


 


*BASINA VE KAMUOYUNA*


Türkiye bir kez daha hukuksuz bir sabaha uyandı. Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediyelerinin seçilmiş belediye başkanları görevden alınarak, yerlerine bu illerin valileri kayyum olarak atanmıştır. İçişleri Bakanlığının verilerine göre 418 kişi de gözaltına alınmış, aynı zamanda internete ve sosyal medyaya erişim de kısıtlanmıştır. Darbe sonrası yaşadığımız hukuksuzluklar, bir kez daha uygulamaya konulmuştur.

Bu utanca ikinci kez tanıklık ediyoruz. 2016 yılında da yine çok sayıda belediye başkanı gözaltına alınmış, aynı şekilde seçilen 96 belediye başkanlarının yerine kayyum atanmıştı. OHAL’in hukuksuz uygulamaları, OHAL kalkmış olmasına rağmen hız kesmeden devam ediyor. Demokrasi, hukuk bir kez daha askıya alındı, yerle bir edildi. 

31 Mart 2019 seçimleri arifesinde, “seçilirlerse kayyum atarız” tehdidi hayata geçirildi. YSK tarafından adaylıkları onaylanarak seçilen üç belediye başkanının, daha beş ay geçmeden devam eden ve henüz kesinleşmeyen soruşturma ve davalar gerekçe gösterilerek bir “idari karar” ile görevlerinden uzaklaştırılmaları, idarenin yargı üzerindeki vesayetini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu uygulama ile Türkiye’nin idari yapısının yanı sıra, yargısı da ağır bir darbe daha almıştır. 

Seçim ve onun tezahürü olan halk iradesinin, idari bir karar ile ortadan kaldırılması en hafif deyimiyle idari bir darbedir. Halk iradesine karşı gerçekleştirilen bu darbe, Türkiye’nin demokrasisine bir yarar sağlamayacaktır. Ayrıca daha önce İstanbul, Ankara ve başka illerde AKP’li belediyelerde uygulandığı üzere; görevden alınan belediye başkanlarının yerine, belediye meclis üyelerinden birinin başkan vekili olarak seçimine olanak vermeden doğrudan kayyum atanması, açıkça bir çifte standarttır. Bu hukuka aykırılığı daha da katmerleştirmiştir. 

Bizler; barış içinde bir arada yaşama fikrini, demokratik hukuk devleti idealine olan inancı da tümden ortadan kaldıran bu hukuk dışı uygulamayı kabul etmiyoruz. OHAL uygulamalarının devamı olan bu hukuksuz uygulamadan vazgeçilerek, görevden uzaklaştırılan belediye başkanlarının derhal görevlerine iadesini talep ediyoruz.


Adana Barosu Başkanlığı, Adıyaman Barosu Başkanlığı, Ağrı Barosu Başkanlığı, Ankara Barosu Başkanlığı, Antalya Barosu Başkanlığı,  Artvin Barosu Başkanlığı, Batman Barosu Başkanlığı, Bingöl Barosu Başkanlığı,  Bitlis Barosu Başkanlığı, Bursa Barosu Başkanlığı,  Diyarbakır Barosu Başkanlığı, Denizli Barosu Başkanlığı, Düzce Barosu Başkanlığı,  Gaziantep Barosu Başkanlığı,  Hakkari Barosu Başkanlığı, Hatay Barosu Başkanlığı,  İstanbul Barosu Başkanlığı, İzmir Barosu Başkanlığı,

Kars-Ardahan Bölge Barosu Başkanlığı, Mardin Barosu Başkanlığı, Mersin Barosu Başkanlığı,  Muş Barosu Başkanlığı, Siirt Barosu Başkanlığı, Şanlıurfa Barosu Başkanlığı, Şırnak Barosu Başkanlığı, Tunceli Barosu Başkanlığı,  Van Barosu Başkanlığı, Yalova Barosu Başkanlığı


Baydar 1, Çetin 2


Baydar 1, Çetin 2


AK Parti 2’yii Alma Hesapları..


*Arşiv Haber  18/03/2015 Tarihli Haber


Yaklaşan genel seçimler öncesi adaylarını belirlemeye çalışan iktidar partisi AK Partinin eski İl Başkanı Yunus Baydar’ın üzerinde durduğu haberleri alınırken, Baydar!ı liste 1’e koymayı düşündüğü ileri sürülen AK Partinin Göleli Cavit Çetin’i da Yunus Baydar’la birlikte 2. sırada liste de gösterebileceği belirtilmektedir.


Saffet Kaya ile birlikte üzeri çizildiği belirtilen Göleli iş adamı Cavit Çetin’i dün yeniden AK Parti Genel Merkezine davet ettiği öğrenilirken bu gelişmenin liste bire girmesi kesin gibi görünen AK Parti eski İl Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar’ın 2. sıra adayının arayışı için de olduğunun izlenimini verdi.


**3 T’yi hayata geçireceğiz.. 


Öte yandan 81 ilin 81’inde ayrı bir rekabet içerisinde olduğunu toplumunun memleketin insanlarının hak ettiği, yaşam kalitesine ulaşması gerektiğine inandığını anlatan Baydar,  “Ardahan’ın hak ettiği ticaret ivmesini yakalaması için aday adaylığımı açıkladım. Yani 3 tane “T” dedik (Tarım-Ticaret-Turizm)…  

Mesela bunlardan bir tanesi tarım ve hayvancılıktır. Zaten bu memleketin birinci temel dinamiği tarım ve hayvancılık. Bununla ilgili biz kendimiz gerek sivil toplum kuruluşu olarak gerek, veteriner hekim olmamız hasebi ile bölgenin özellikle Anadolu’nun bizim bölgemizin besin materyalini sağlayabilecektir. 

 

Özellikle et ihtiyacını karşılayabilecek Erzurum, Ardahan, Kars ve Ağrı bu dört il bir potansiyeldir. Burada hem üretimi, hem üretim kalitesini, hem de Ardahan’da, Ardahan’a özgü markalar oluşturmalıyız. Tarım ve hayvancılığın katma değerini Ardahan’a dönüşüm sağlayabilmeliyiz. 

Bunu ilk önce devlet eliyle sağlamamız lazım. Özel sektörde geçmişte yatırım yapan arkadaşlarımız oldu. Rekabete dayanamadılar. Çünkü bölgenin şartları zor, iklim şartlarımız zor. Potansiyel nüfuslara ulaşırken maliyetler yükseliyor. Bunlar için oluşturulabilecek bu dinamiklerin hepsinde biz bir şekilde daha etkin rol almalıyız. Yani temel beklentilerimiz bunlar ama birinci öncelik nedir; insandır. İçerisine insan dâhil olmadığı zaman biz insanları inandıramayız. Hayvancılığa dönük tarımla beraber projelendirme aşamasında olan projelerin hızlandırılması gerekiyor” şeklinde konuştu. 

Tarım alanları faal kullanılmalı…

Ardahan’ın ekonomisine büyük katkı sunacak bir başka projemizde tarım alanlarının faal bir şekilde kullanılması durumunda ilin atılım yapacağını vurgulayan Baydar, “Her sonbahar da, kamyonlar ve TIR’larla arpa ve saman Ardahan’a taşınıyor, uygulayacağımız tarım projeleri ile yapılacak olan sulama çalışmaları Ardahanlı çiftçiyi kalkındıracak önemli bir projedir.

Ülke genelinde en çok traktör satışının olduğu illerin başında Ardahan geliyor. Traktörümüz çok ancak bu traktörlerin tarım alanlarında kullanılması lazım. Bunun içinde alternatif tarım ürünlerine yönelmeliyiz. Tarım ve hayvancılığın önemli olduğu bir yerde riskleri en aza indirgememiz lazım. Benzetmem şu ki; yumurtaların hepsi bir sepette olursa bizim riskimiz ve sıkıntımız daha yüksek olur. Bir kazaya uğradığımızda bütün yumurtalar kırılır, zararımız çok olur. 

Burada işin içerisine Turizm giriyor, yani Ardahan’da faaliyet alanlarımızı genişleteceğiz. Turizm’de bahsettiğimiz yıllardır uğraşılan ve şuan da belli bir aşamaya getirdiğimiz. Milletvekilimiz, İl Genel Meclis Başkanımız, Belediye Başkanımız, özellikle Avrupa Birliği Heyeti ile görüşmeler sonrasında, şuan Turizm Bakanlığı ve Bilim Sanayi Teknoloji Bakanlığında ihale aşamasına getirdiği Yalnızçam Kayak Tesislerinin birinci aşamasını bitirdik. 

Göle’de Köroğlu Dağında kurulabilecek ayrıca kayak tesisleri ile yani bu eksenle genişleterek bunu bir şekilde projelendirip, yani ete kemiğe büründürüp uygulamaya geçirdiğimiz zaman kış turizmi anlamında bu aks bizim için çok önemli yani çıldır gölü bizim için ayrı bir potansiyeldir.