Oda kapağı Üniversiteye attı!..

İmam Hatipli’de Üniversite Gitti!.. 


Daha önce KÖY/DES döneminde aldığı bir çok işi batıran Ardahan Genel Sekreterinin eşinin CHP’li Başkan gelince kapağı attığı Ardahan Üniversitesine bu kez yine belediye çalışanı İbrahim Karabulut gitti.


İmam Hatipli’de gitti!.. Daha önce KÖY/DES döneminde aldığı bir çok işi batıran Ardahan Genel Sekreterinin eşinin CHP’li Başkan gelince kapağı attığı Ardahan Üniversitesine bu kez yine belediye çalışanı İbrahim Karabulut gitti. Ardahan Belediyesinden Ardahan Üniversitesi İlahiyat Fakültesin de sekreterlik görevine başlayan İbrahim Karabulut’ta AK Partili Belediyede görev almıştı.



Bo İddialara Hala Cevap Verilmedi!


Ardahan Belediyesinde çalışırlarken CHP’li Başkan gelince kapağı üniversiteye atanlara bir yenisi eklenirken Ardahan Üniversitesi hakkında aylar öncesi ve hala devam eden iddialara bugüne kadar cevap verilmemsi dikkatlerden kaçmadı.


Bir dönem yabancı öğrencilerin en çok okuduğu ve ülkede ki üniversiteler arasında ilk sıralarda olan, Devlet üniversiteleri içinde ODTÜ ve Yıldırım Beyazıd Üniversitesinde sonra üçüncü olan, bir dönem örnek gösterilen 20 üniversite arasında olan, Kafkasya’da ki üniversiteleri bir birine bağlayan ve bugüne jadar Türkiye’te 5 binde fazla öğrencinin gelmesini sağlayan Kafkasya Üniversiteler Birliğinden KUNİB’ten ayrılan, TÜBA ödüllü tek bilim adamı olan Prof. Dr. Ahmet Evren gibi  bir çok önemli öğretim üyesinin yeni rektör ve idareden adeta kaçtığı, bilim, eğitim, sosyoşojik toplantı, projeler değil şükür toplantılarının yapıldığı ileri sürülen Ardahan Üniversitesi hakkında öne sürülen


o cevap verilmeyen iddialardan biri;


***


Ardahan Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Altınkaynak, ARÜ Rektörü Mehmet Biber’in Ardahan ve üniversite için iyi bir yönetici olmadığını geçtiğimiz aylarda yayımladığı yazıyla ortaya koymuştu.


Ardahanlıların istifasını istediği Erzurumlu Rektör Mehmet Biber’in  yaptıklarını üniversite profesörü madde medde anlattı…


-İŞTE ERDOĞAN ALTINKAYNAK’IN O MANİFESTOSU


•2016 yılında öğrenci sayısı 5231, 2018 yılında öğrenci sayısı 5165 kişidir. Yeni açılan bölüm kontenjanlarına göre öğrenci sayısının 2560 kişi artarak 7791 kişi olması gerekirken 66 öğrenci azalmıştır.


• 3 Fakülte kapanma aşamasına gelmiştir.


• 4 MYO kapanma aşamasına gelmiştir.


• 16 program kapanmıştır.


• 12 program kapanmak üzeredir.


• 23 bölümün öğrenci sayısında azalma olmuştur.


• Hiçbir programın öğrenci sayısında orantılı bir artış 

olmamıştır.


• Hiçbir bölümün öğrenci sayısında orantılı bir artış olmamıştır.


• Enstitü bölüm sayısı artmasına rağmen öğrenci sayısında ciddi bir azalma olmuştur.


• Yabancı öğrenci sayısı giderek düşmekte ve yeni öğrenciler neredeyse hiç gelmemektedir.


1. Giden ve gitmek isteyen öğretim üye ve memur sayısı oldukça fazladır. Yerlerine alınan öğretim üyesi sayısı son derece sınırlı, memur kadrosu ise genellikle görevden el çektirilenlerin yerine bilgi, deneyim ve tecrübeden yoksun hemşehrileridir.


2. Geçmişten günümüze kadar yıllara yayılmış iş ve binalar tamamlanamamış veya bitirilememiştir. İhaleler üzerinde oldukça ciddi şaibe söylentileri dolaşmaktadır. Mesela rektörlük konutunun sadece tadilatına 600.000 (altıyüzbin) liradan fazla para harcanmış ve bu ihale pazarlık usulüyle 22/B maddesine(Afet – savaş – sağlık, güvenlik nedenleri ile yapılması gereken durumlar) göre verilmiştir.


3. İş ve personel alımı ve bunların atamaları Erzurumlu olmalarına göre yapılmaktadır. Üniversitede Ardahanlı çalışanlar tasfiye edilmektedir. Ardahan’da kalmış ve buranın her türlü cefasını çeken insanlar, Üniversite yönetiminin gözünde, bizzat rektör tarafından ifade edilişiyle “İşe yaramaz, geri zekalı, aptal”dır.


4. Rektörlük tarafından akademik unvanlar itibarsızlaştırılmak, bir profesör ile bir Dr. Öğretim üyesi eşit tutulmaktadır. Yapılması planlanan akademik toplantıları alakasız veya ehliyeti yetersiz kişiler eline ve yönetimine verilerek itibarsızlaştırılmak tandır.


5. Akademik izin talepleri hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedilmekte, bu nedenle pek çok akademisyen uluslararası bilimsel toplantılara katılamamakta, akademik teşvik kriterlerini sağlayamamakta ve akademisyenler mağdur edilmektedir.


6. Akademisyenlere geçmişte yaptıkları bilimsel çalışmalar ve yürüttükleri projeler kapsamında hiçbir delil ve gerekçe göstermeden soruşturma açılmakta, iftira ve yalan – yanlış bilgilerle töhmet altına sokulmakta, bir korku imparatorluğu yaratılmaktadır.


7. Bir önceki yönetim ve bir önceki yönetimde görev yapan her kişiye potansiyel suçlu muamelesi yapılmakta, atamaları ve yükselmeleri gerçekleştirilmemektedir.


Ardahan Üniversitesinin öğrenci sayılarındaki değişim aşağıdaki gibidir.


İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ:


-2018 yılında kayıtlı öğrenci sayısı 1197 kişidir. 

Arkeoloji bölümü 4 yıl önce kurulmuştur ve ilk yıl 52 öğrenci almıştır. Sonraki 3 yıldaki toplam öğrenci kaydı sadece 30 kişidir.


-Gürcü Dili ve Edebiyatı 4 yıl önce kurulmuştur ve ilk yıl 16 öğrenci almıştır. Sonraki 3 yıldaki toplam öğrenci kaydı sadece 6 kişidir.


-Sanat Tarihi bölümü 2018 yılında açılmış ve 38 öğrenci almıştır.


-Sosyoloji bölümü 2017 yılında açılmış ve ilk yıl 38, ikinci yıl ise 7 öğrenci alabilmiştir.


-Coğrafya bölümü 4 yıl önce kurulmuş ve her yıl ortalama 51 öğrenci almıştır.


-2015 yılına göre öğrenci artışının kontenjana göre 1050 kişi olması gerekirdi. Açılan yeni bölümlere ve mezun verilmemesine karşın öğrenci sayısı sadece 371 kişi artmıştır.


MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ:


2015 yılında öğrenci sayısı 178 kişidir. 2018 yılında öğrenci sayısı ise sadece 68 kişidir. Son yılda öğrenci alınamamıştır. Azalan öğrenci sayısı 110 kişidir. Fakülte kapanmak üzeredir.


İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ:


2018 yılı mevcut öğrenci sayısı 749 kişidir. 2016 yılında öğrenci sayısı 1009 kişidir. Yeni bölüm açılmamıştır. Öğrenci sayısı 260 kişi azalmıştır. Fakülte kapanmak üzeredir.


GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ:


2015 yılında açılan fakültede 2016 yılında 2. Bölüm eklenmiştir. Henüz öğrenci mezun edilmemiştir. Kontenjana göre artması gereken öğrenci sayısı 240 kişi iken sadece 163 öğrenci bulunmaktadır.


İLAHİYAT FAKÜLTESİ:


2017 yılında açılan fakülteye 84 öğrenci kayıt yaptırmıştır. 2018 yılında öğrenci kaydı bulunmamaktadır ve 14 öğrenci ise bölümü terk etmiştir. Fakülte kapanmak üzeredir.


BEDEN EĞİTİMİ VE SAĞLIK YÜKSEKOKULU:


Son iki yılda mezun veren bir birimdir. 2015 yılına göre artması gereken öğrenci sayısı 120 kişidir.


TURİZM YÜKSEK OKULU:


Henüz mezun verememiştir. Artması gereken öğrenci sayısı kontenjana göre 120 kişidir. Mevcut öğrenci sayısı 84 kişidir.


SAĞLIK YÜKSEKOKULU:


Henüz mezun verilmemiştir. 2016 yılında açılmıştır. Kontenjana göre artması gereken öğrenci sayısı 150 kişidir. 

Mevcut öğrenci sayısı 132 kişidir.


ARDAHAN MYO:


2015 yılında öğrenci sayısı 63 kişidir. 2018 yılında öğrenci sayısı ise 23 kişidir. Öğrenci alamadığı için 3 program kapanmıştır. Öğrenci sayısında 40 kişilik bir azalma olmuştur.


ARDAHAN SAĞLIK MYO:


2015 yılında açılmıştır. Kontenjana göre artması gereken öğrenci sayısı 240 kişidir. Mevcut öğrenci sayısı 228 kişidir.


ARDAHAN SOSYAL BİLİMLER MYO:


Yeni açılan programlarla birlikte öğrenci sayısının 120kişi artması gerekirken 2015 yılındaki öğrenci sayısı değişmemiştir.


ARDAHAN TEKNİK MYO:


Yeni açılan bölümlerle birlikte öğrenci sayısının 60 kişi artması gerekirken 24 öğrenci azalmıştır.


ÇILDIR MYO:


2015 yılındaki öğrenci sayısı 92 kişidir. 2018 yılındaki öğrenci sayısı ise 1 kişidir. Kapanmak üzeredir.


GÖLE MYO:


2015 yılı öğrenci sayısı 129 iken, 2018 yılında sadece 76 öğrenci kalmıştır. 63 öğrencilik bir azalma olmuştur. Bazı programlar kapanmak üzeredir.


POSOF MYO:


2016 yılında öğrenci almaya başlamıştır. Kontenjana göre öğrenci sayısının 200 kişi artması gerekirken, mevcut öğrenci sayısı 136 kişidir.


SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ:


2016 yılında mevcut öğrenci sayısı 266 kişidir. 2017 yılında ise iki yeni bölüme öğrenci kabulü başlamıştır. 60 kişi artması gerekirken, 17 kişilik bir azalma olmuştur.


Yine geçtiğimiz günlerde Rektör Biber hakkında haksız ve hukuksuz bir şekilde işçi alımları yaptığı iddia edilmiş ve hakkında yerel ve ulusal basın da haberler çıkmıştı. 



Akıllı ol Soylu!..’   


 


Bayram tatili, Hakem oğlum Doğu’nun askerliğe hazırlığı, kızım Yaprağın düğün hazırlıkları tembelliği ve telaşı içinde bir taraftan da gündemi takip etmeyi de aksatmamaya çalışmaktayım. 


Ve bir gözümüz kendi özel hayatımız da, diğeri başta İstanbul seçimleri olmak üzere ülke ve dünyada ki gündemde.. 


Bu kadar sıkıntı içinde olan bir ülke de 9 gün gibi uzun bir tatilin getirdiği tembelliği aşıp, gündeme baktığımızda Soylu gibi Trabzonlu olan İmamoğlu ile Ardahan yolu üzerinde bulunan Erzincanlı Yıldırım’ın yarıştığı seçimde, kimin kazanacağı tartışmaları arasında başta devletin tüm imkanları olmak üzere iktidarın gücüyle kapı kapı dolaşıp, oy isteyenlerin de benim kadar gergin olduğunu görmekteyim..


Son olarak hemşehrisi İmamoğlu’nun ‘Senin İstanbul’da ne işin var?’ demesine içerlenip, hep Kato dağında yattığını ve tamda ülkenin sosyal, siyasal vede ekonomik sıkıntı içinde olduğu bir zaman da adına ‘pençe operasyonu’ denen ve başta ABD’nin eğitim ambargosu getirdiği F-35 uçaklarıyla Kandile gideceğini belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun memleketi Trabzon’a giderken havalanın da karşılaştığı manzaraya şahit olduk. 


Aslında bana göre rahmetli Ecevit’in önüne atlan kasa olayından daha beter bir durum olan bu olay, Soylu üzerinden hükumete verilen ‘son mesaj’ olarakta algılanabilir. 


Öyledir de.. Çünkü devleti ve de onu oluşturan insanlarının huzur içinde olmasını, bilgi ve belgelerinin özel hayatları ile birlikte koruması gereken emniyet güçlerini elinde bulundurmasına rağmen, Soylu’ya ‘Akıllı ol Soylu’ demek her insanın harcı değil. 


Yani ‘Güç bende, devlet bende ‘diyen iktidarın 4., 5. yada bilemediniz 10. adamına bunu söylemek her baba yiğidin işi olmazsa da, milletin, ‘Güç bende, ben hükümetim’ diyenlere karşı yaşadığı sıkıntıların gerçek bir yansımasıdır, ‘Akıllı ol Soylu’ deme cesaretinde bulunan o insan..


Ve bu yaşananlarda sonra bir bakıyoruz ki başta Soylu olmak üzere birileri yani devleti elinde tutanlar, İBB seçimlerinde olduğu gibi ‘Akıllı ol Soylu’ diye toplumun yansımasını, Soylu üzerinden hükumete yansıtmaya çalışan kişi hakkında, devleti elinde bulundurma avantajı ile birileri, yine çok büyük bir araştırmaya, incelemeye girmişler!.. 


Yani 31 Mart seçimleri ardından yapılan itirazlara kaynak (!) bulmak için kişinin özel bilgilerinin çalındığı iddiası devam ederken yeni bir araştırma başlatılmış gibi!..


Nedir o gizli kalması gereken ama bir zarfta bulunan 4 oyun 3 nü kabul edip, biri çalındı diye ret ederek, seçimleri iptal etmek için kaynak arayanların çaldığı iddia edilen veriler, bilgiler? 


Bir bakalım mı?


Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkumiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir. (2) Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır. (3) Birinci fıkrada sayılan sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. (4) Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde, ayrıca Kurul tarafından belirlenen yeterli önlemlerin alınması şarttır. 


Yani Avukat olan Milletvekili Mehmet Tiryakioğlu’nun bu kanun maddesine rağmen 20 Bin zihinsel engellinin listesinin birilerince çalınıp, birilerine verildi iddiası vardı.. 


Peki bununla yetinildi mi? 


Hayır, yasak olmasına rağmen 5 bin 515 kişinin TC. noları Adalet bakanlığınca birilerine verildi.. 


Sandık kurulu başkanlarının 7 sülalelerinin listesini siyasi partilere veren kim? SGK ve Bağ-Kur’dan alınan bilgiler, özel hayatları birilerine aktarıldı.. 


Şimdi de ‘Akıllı ol Soylu’ diyen adamın 7 sülalesi araştırılmaya başlanmış ve bizzat ‘Akıllı ol’ denen Soylu’nun ağzından bir kaç gün içinde bu adamın nasıl bir terörist (!), fetocu (!), hatta vatan haini (!) olduğu ve belki de lisede ki aşkları dahi tüm özel hayatı ile kamıuoyuna ilan edilecekmiş! 


İnanmıyorsanız olayla ve konuyla ilgili habere bir bakalım..


‘İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kendisine havalimanında ‘Akıllı ol’ diyen kişi hakkında”Adamla ilgili araştırma yaptık. Adamın da kim olduğu ortaya çıktı. Nasıl kirli işlerin sahibi olduğunu, onu oraya onların nasıl gönderdiğini, nasıl orada bir tezgah içerisinde olduklarını Türkiye bir iki gün içerisinde anlar’ dedi.


Vay be gayet normal bir tepki, bir o kadar da insan hakkı olan bu davranış içine giren bir insanı rencide etmeyle mi oy alınacak, İstanbul kazanılacak ve ülke yönetilecek?!


Bilmem ama bana soracak olursanız bende buradan, başta başkan Erdoğan’a olmak üzere tüm idareci ve ‘Nasılsa devlet elimde’ diyenlere derim ki; Gelin akıl ve yasa dışı bir şey yapmayıp, bu ülkenin güzel geleceği için aklı kayıp etmeden akıllı olalım..