
2015 Yılı Arşiv Yazılarım..
Siyasette Bıkmak..
ün beni İstanbul’da arayan DoğanYücel isimli arkadaşım son iki aydan fazladır yayınladığımız haberlerimizin çoğunluğunun siyaset olmasının artık bıkkınlık getirdiğini belirtiyordu..
Doğan’ın bu yöndeki şikayetini dinlerken 7 Haziran’da sandık başına gitmesini beklediğimiz seçmenin psikolojisini de düşünmedim değil..
Çünkü sadece bir biz değil, tüm basın seçime kilitlenmişken Doğan’ın bu yöndeki bıkkınlığı beni korkuttu..
Evet kısa bir süre kalan 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde karar verecek olan seçmenin psikolojisini ortaya koyan dünkü telefon bir şeyi gösterir gibiydi. Oda 7 Haziran’da demokrasi adına sandık başına gitmesi istenen seçmenin değil seçimle, seçim haberleri ile bile ilgilenmediğini ortaya koyar gibiydi..
Partilerin seçmeni sandığa götürme konusun ne gibi bir çalışma yaptığını da
sorgulamak gerektiğini ortaya koyan Çıldırlı Doğan’ın dünkü, ‘Abi seçim haberlerinden bıktık’ şeklinde ki telefonu bir şeyi daha, seçmenin yada vatandaşın baskıcı yönlendirmeye de tepki gösterdiğinide ortaya koymaktaydı..
Bunun en bariz örneği Doğan Yücel’in telefonunun geldiği günün akşamı Ardahan’a gelen Demokratik Sol Parti Genel başkan Yardımcısı Muammer Aydın’ın yemekli basın toplantısına katılan basın mensuplarından ikisinin bile ‘Ya kardeşim çalıyorlarsa, yapıyorlar da’ savunmasıydı..
İşte bir günde iki örneğini gördüğüm seçmenin duyarsızlığı karşısında mücadele edenlerin işinin bir hayli zor olduğunu ortaya koysada yine de bu duyarsız kesimden daha duyarlı bir seçmen kesimi olduğuna olan inancım hala sürüyor, sizinde sürsün diyerek..
**Yine mi oy vereceksin!
7 Haziran Genel Seçimlere kısa bir süre kaldığı şu günlerde 4 yıl boyunca beklenen hizmeti alamadıklarından yakınanların başında kuzey kazaları olarak bilinen Çıldır, Hanak, Damal, Posoflular gelmekteydi..
Hatta çoğu Çıldırlı, Damallı, Hanaklının ‘4 yıldır vekilin yüzünü göremedik’ yönündeki isyanlarının bu seçimlerde nasıl bir sonuç vereceğini 7 Haziran akşamı, 8 Haziran sabahı hep birlikte göreceğiz.
Evet, yeni bir seçimin daha yaklaştığı şu günlerde bunca sitem ve isyana karşın seçmen birilerine yine mi oy verecek, göreceğiz..
**Anket yalancıları..
FOX TV’de her hafta içi yayınlanan ‘Çalar Saat’ adılı haber ekibinin hazırlayıp, sunan Gazeteci meslektaşım İsmail Küçükkaya ile ekibinin güzelim Ardahan’ı tüm dünyaya ulaştırması gerçekten tarihi bir gündü..
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Ardahan’da da büyük bir merakla beklenen genel seçimlerin sonuçlarını önceden öğrenmek isteyenlerin yakından takip ettiği anket şirketlerinin ard arda yayınladığı sonuçların ne kadar doğru ne kadar eğri olduğunu anlamaktan bir hayli zorlanıyoruz..
Çünkü bugün başka, yarın başka sonuçlarla gündeme gelen anket şirketlerinin kafa karıştıran sonuçlarına baktığınız da hiç birinin diğerini tutmadığını görmek mümkün.
Ve en önemlisi bu anket şirketlerinin nerede, nasıl, kimlerle bu sonuçları aldığını da sormadan edemiyorum..
Çünkü bir seçmen olarak bende sizler gibi bugüne kadar birine rastlamadım desem inanın.
Ama hemen her gün yeni bir anket sonucu yayınlanırken, ‘bu kadar kişi ile, şu kadar seçmenle görüştük’ diyen bu şirketlerin 4 ana caddesi olan Ardahan’da hiç dolaştıklarına şahit olmadım..
Seçmeni, gündemi, hata ekonomiyi etkilemek için yayınlanan onca sonucun kaçının tuttuğunu araştırdığımda ise bunların çoğunun havadan atarak sonuç belirlediği ve bir çoğunun da iktidar kim ise ona yönelik sonuçlar yayınladığını gördüm..
Sonuç mu?
Ben bir gazeteci, toplumun içinde biri, 7 Haziran’da oy kullanacak seçmen olarak Anket yalancılarının sık sık yayınladığı sonuçların 7 Haziran’ın sonucunu veremeyeceğine inandım..
**Basının İşbirliği..
Gerçek demokrasi de 4. kuvvet olarak adlandırılan ama Türkiye gibi ülkelerde başta iktidarın olmak üzere birilerinin borazanlığını yapmaktan öteye gitmeyen basın bugünlerde bir hayli zorda..
Çünkü bu ülkeye özgürlük getirdiğini söyleyip, kendisini eleştireni yalaka ve havuz basın aracılığı ile baskı altına almış bir iktidar, bir de başkan var..
Ve o zorda olan basının var olan direncini daha da arttırmak için güç birliği yapmalı, zaman, stv gibi yalandan ‘Özgür Basın, Özgür Medya’ diye bağırmadan samimice, el ele vermelidir..
Bunun yapılabileceğini ve başta ulusal basın, muhalefet olmak üzere çoğumuzun çokta önemini bilmediği yerel basını ekranlarına taşıyan bugün Ardahan’da olan FOX TV ve ‘Çalar Saat’ programın yönetmeni, yapımcısı, sunucusu ve İl, İl dolaşan ekibi ortaya koymuştur..
Ulusal ile Yerel Basını buluşturan, bunun akabinde sırçalı köşklerde değil, yerelde, yerinde haber sunan FOX TV ve İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘ÇALAR SAAT’ adlı haber programı istenirse ulusal ve yerel basının işbirliği yapabileceğini ve halk adına daha da güçlü olacağını ortaya koyarken, birileri halen bu güzelliği görmemesi acı verici değil mi?
Ülke genelinde olduğu gibi Ardahan’da da yaşanan bu sorunun iki kalıbı, bir top kağıdı tasarruf sananlar bilsinler ki basının iş birliği öyle değil, gönülden, meslektaşın yanında yer almaktan geçer.
Çünkü iki gazetenin birleşmesi ile hem kendini, hemde meslektaşlarını batırma hesaplarını fırsat bilenler şunu bilmeli..
Bu iş, yani gazetecilik samimi birleşmeler ve ekonomik özgürlüğün yanında, FOX TV ekibi gibi gönülden yapılandır..
**Hürriyet’in Hürriyeti..
Bugün bizim de gazetemizde yer alan Hürriyet Gazetesinin Başkan Erdoğan’a yönelik ele aldığı açık mektubu okurken içim acıdı desem inanın..
Çünkü bir gazeteci bir gazetenin devletin imkanlarını elinde tutan iktidarın, gücün karşısında nasıl bir durumda olduğunu en iyi anlayandır..
Hürriyetin, ‘SAYIN CUMHURBAŞKANI’NA SESLENİYORUZ’ başlıklı Başkan Erdoğan’a yönelik ele aldığı açık mektubu okurken en çokta son satırları beni derinden etkiledi..
Çünkü resmi bir evrakı yazarken devletin 50 A 4 kağıdını harcayanların haber ve yorumlarımızdan rahatsız olup, bize yönelik, ‘Nokta virgülü koyamamışsınız, yada daha önce yaptığınız habere benzer haberi yine yazmışsınız’ diyerek baskı uyguladığı memleketin en ücra köşesinde ki gazete ile tüm dünyanın yakından bilip, okuduğu gazete aynı sıkıntılarla karşı karşıya olan bir ülkede gazetecilik yaptığımızı bir kez daha anladım..
Delik deşik edilen, hatta Başkan Erdoğan’ın başkan olduğunu unutup, bir parti lideri gibi mitinglere çıktığı şu günlerde artık dinlenilmeyen Anayasa’ya konulan, ‘Basın Hürdür, Sansür Edilemez’ lafının ne kadar özgür olduğunu da ortaya koyan Hürriyet Gazetesinin hiçte Hürriyet’te olmadığını gördüğümüz açık mektup ardından hem başkandan, hem de başbakandan gelen zılgıtlarda acı veren diğer acı bir olay..
Evet, ‘Sayın Cumhurbaşkanı… Eğer kastınız, Anayasa’nın güvencesi altında olan basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eleştiri özgürlüğü gibi haklarımızı kullanmaktan korkmak ise… Bu özgürlükleri hiç korkmadan savunacağımızı bilmelisiniz.’ diye biten Hürriyet Gazetesi’nin dünkü başkana açık mektubu biz gazetecilerin yaşadığı hali anlatmaya yeter, artar bile..
**Parayla yapılır mıydı?
Dün olağanüstü performans ile Ardahan’ın tanıtımını yaparak, doğru dürüst tanınmayan bilinmeyen ülkemin 75 plakalı, Gürcistan ve Ermenistan’a komşu Serhat kenti Ardahan’ı dünyaya aktaran FOX TV’nin Ardahan Kalesinde 3,5 saat boyunca sunduğu haber programı boyunca gözlerim birilerini arayıp, göremezse de iyi ki Doğan Şentürkler, İsmail Küçükkayalar var diyordum..
Çünkü bizimde tuzumuzun olduğuna inandığım o programı yapmaya kalksanız gerek maddi, gerek ise manevi gücü bulmayanların kaleye kadar gelip, ben bu kentin ‘şehr’i eminiyim, memleketime hoş geldiniz’ diyemeyenlerin bu şehr’in emini ve de iktidarın vekili olduğunu biliyordum..
Evet dün benden çok Ardahan’ı sevdiğine canı gönülden inandığım Ardahan’ın Orman Mühendisi Belediye Başkanını, İlahiyat Profesörü olan Ardahan Milletvekillini, hatta Ardahan’da ben az bir milletvekili çıkaracağı söylenen e bugün yapacağı miting ile bir oy daha fazla alma hesapları yapan HDP’nin milletvekili adaylarını gözüm aradı..
Hatta, Posof, Damal, Çıldır, Göle Belediye Başkanlarını da..
Neden mi? Çünkü Ardahan Kalesinde istense de parayla yapılamayacak bir Ardahan tanıtımı vardı, ama onlar nedense yoktular..
**Basının İşbirliği..
Gerçek demokrasi de 4. kuvvet olarak adlandırılan ama Türkiye gibi ülkelerde başta iktidarın olmak üzere birilerinin borazanlığını yapmaktan öteye gitmeyen basın bugünlerde bir hayli zorda..
Çünkü bu ülkeye özgürlük getirdiğini söyleyip, kendisini eleştireni yalaka ve havuz basın aracılığı ile baskı altına almış bir iktidar, bir de başkan var..
Ve o zorda olan basının var olan direncini daha da arttırmak için güç birliği yapmalı, zaman, st gibi yalandan ‘Özgür Basın, Özgür Medya’ diye bağırmadan samimice, el ele vermelidir..
Bunun yapılabileceğini ve başta ulusal basın, muhalefet olmak üzere çoğumuzun çokta önemini bilmediği yerel basını ekranlarına taşıyan bugün Ardahan’da olan FOX TV ve ‘Çalar Saat’ programın yönetmeni, yapımcısı, sunucusu ve İl, İl dolaşan ekibi ortaya koymuştur..
Ulusal ile Yerel Basını buluşturan, bunun akabinde sırçalı köşklerde değil, yerelde, yerinde haber sunan FOX TV ve İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘ÇALAR SAAT’ adlı haber programı istenirse ulusal ve yerel basının işbirliği yapabileceğini ve halk adına daha da güçlü olacağını ortaya koyarken, birileri halen bu güzelliği görmemesi acı verici değil mi?
Ülke genelinde olduğu gibi Ardahan’da da yaşanan bu sorunun iki kalıbı, bir top kağıdı tasarruf sananlar bilsinler ki basının iş birliği öyle değil, gönülden, meslektaşın yanında yer almaktan geçer.
Çünkü iki gazetenin birleşmesi ile hem kendini, hemde meslektaşlarını batırma hesaplarını fırsat bilenler şunu bilmeli..
Bu iş, yani gazetecilik samimi birleşmeler ve ekonomik özgürlüğün yanında, FOX TV ekibi gibi gönülden yapılandır..MHP Tüm Belde Belediyelerini Açacak!
Nakala Köylüler, Suğaralılar..
*Arşiv Haber 17/05/2015 Tarihli Haber
MHP İktidara gelirse yada 7 Haziran Genel Seçimleri sonrası ortaya çıkacak olan konjektörde iktidar ortağı olursa araların da Ardahan ‘ın Hanak İlçesine bağlı Ortakent (Nakala) ve Çıldır’ın Aşıkşenlik (Suğara) Belediyelerini yenide açacak.
Konu hakkında bir açıklama yapan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP iktidarının ilk ayında kapatılan tüm belde belediyelerini tekrar açacaklarını söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP iktidarının ilk ayında kapatılan tüm belde belediyelerini tekrar açacaklarını söyledi. Bir takım açılış ve ziyaretlerde bulunmak için Samsun’a gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Samsun’daki ilçe ziyaretlerinin ardından Ondokuzmayıs İlçesindeki Seçim Koordinasyon Merkezi’ni de ziyaret etti.Ziyarette Devlet Bahçeli partililerin yoğun coşkusuyla karşılaştı. Ziyaret sonrası konuşan Bahçeli, “Dün 16 büyükşehir vardı. Bugün de 14 ilave oldu, toplam büyükşehir belediyesi 30’a çıktı. Bu yasa değişikliği Türkiye’de belediyecilik hizmetlerini daha geniş kapsamlı bir alana yayarak uygulamaya geçildi. Bu uygulamanın sonucu nasıl olacak bu tam olarak kestiremiyoruz. Ama bir uygulama dönemi 30 Mart’tan sonra 5 yıl süre içerisinde görüldüğünde ne kadar faydalı olduğunu değerlendirme sahibi olacağız” dedi.Kapatılan belde belediyelerini tekrar açacaklarını belirten Bahçeli, “Samsun ilinin mülki idaresinin sınırları aynı zamanda büyükşehirin de sınırları olmaktadır. Dolayısıyla çok geniş bir alanı kapsıyor. Köy, mahalle, belde, ilçelerin hepsi büyükşehir sınırları içerisinde oldu. Bunun yanında bazı yerlerde ise nüfus azlığından dolayı beldelerin kapatıldığına şahit oluyoruz. MHP bu beldelerin kapatılmasını doğru bulmamıştır. Çünkü köyden şehir hayatına dönüşümün önemlidir. Başlangıcı olan belde belediyeleri uygulamalarda oldukça başarılı olmuştur. Köy hayatından şehir hayatına dönüşmenin bir örneğini vermiştir. Dolayısıyla kasabalarımız gelişmiştir. İnsanlarımızın alt yapıdan tutun da imara kadar birçok ihtiyaçlarını karşılayabilecek fırsat doğmuştur. Bunu şimdi kaldırmak nüfus azaldığı için bunları tasfiye ediyoruz demek doğru olmamıştır. MHP iktidara nasip olduğu takdirde ilk ayının içerisinde yapacağı işlerden bir tanesi bu kırılmayı ortadan kaldırıp, kapatılan ne kadar belde belediyesi varsa hepsini açacağız” diye konuştu.