Seçim öncesi yamalamaya devam!


Yozgat Havalimanı temeli atıldı


Karslı Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, sikiş izle , xnxx porno , porno  , liseli porno “Yaklaşık 254 milyon TL proje bedeli ile Yozgat’a yılda 2 milyon yolcuya hizmet verebilecek kapasitede bir havalimanı kazandırıyoruz” dedi.



Yozgat, Yüksek Hızlı Tren (YHT) projesinin ardından önemli bir başka törene daha ev sahipliği yaptı. Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, Yozgat’ta YHT ilk ray seriminin ardından, havaalanı temel atma törenini gerçekleştirdi. Törende konuşan Bakan Arslan, Yozgat Havalimanı’nın temel atma töreninde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, Ramazan’ın havacılık sektörü açısından adeta bir bereket dönemi olduğunu ifade etti. Arslan, haftaya Gaziantep Havalimanı’nın yeni terminal binasının temelini, ardından da Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın üst yapılar inşaatını başlatacaklarını, onun ardından da Bayburt-Gümüşhane Havalimanı’nın temelini atacaklarını ve Karaman Havalimanı’nın ihale süreçlerinin devam ettiğini kaydetti. Arslan, “Yıllarca unutulan ve hizmetten mahrum bırakılan bu güzel ve bereketli toprakların ve buralarda yaşayan çalışkan ve mert insanların umutlarını, hayallerini yeniden filizlendiriyoruz. Dağları delerek 80 senede 44 kilometre yapılan bölünmüş yol uzunluğumuzu 332 kilometreye çıkaran, gelmek bilmeyen kara treni yüksek hızlı trene çeviren, Yozgat Havalimanı’nın temelini atan AK Parti Hükümetleri geceyi de gündüze katarak Yozgatlıya huzur getiriyor. Ak koyun meler gelir, AK Parti yapar gelir. Herkes de ak koyun kim kara koyun kim açıkça görür ve sandıkta hesabını kime soracağını, kimi destekleyeceğini bilir” şeklinde konuştu.



“Türkiye Avrupa yolcu sıralamasında 4. sırada”



Havacılık alanında başlatılan değişimle, son 16 yılda Türkiye’nin havacılıkta dünyanın önde gelen ülkeleri arasına girdiğini dile getiren Arslan, “Hava yolunu halkın yolu yapacağız’ dedik. Her yıl uçak ve yolcu trafiğinde önemli artışlar gerçekleştirdik. Son 16 yılda dış hat yolcu trafiği, her yıl ortalama olarak yüzde 8,4 ve toplamda 233 kat artış gösterdi. Yolcu trafiğinde her yıl ortalama; yüzde 12 toplam uçak trafiğinde (üstgeçiş dahil) ise yüzde 9 artış oldu. Türkiye’de 2003 yılında 55 milyon olan terminallerin yolcu kapasitesi 2018 yılında yaklaşık 258 milyona yükseldi” diye konuştu.



“Son 16 yılda öz kaynak ve kamu özel işbirliği ile 33 havalimanımızın terminal binası inşası ve genişletilmesi işleri gerçekleştirildi” diyen Arslan, şu bilgileri aktardı:



“77 havalimanında pat sahaları yenilendi ve onarıldı. Yine 2002 yılında yurt dışında 60 noktaya uçuş düzenlenirken 2017 yılında bu rakam 296 noktaya ulaştı. 2017’de Türkiye genelinde yaklaşık 194 milyon yolcuya hizmet verildi. Türkiye, 2017 yılı dünya yolcu trafiği sıralamasında geçen yıla göre iki basamak yükselerek 9., Avrupa yolcu sıralamasında ise bir basamak yükselerek 4. sırada yer aldı. İşte sürekli yükselen ve gelişen havacılık sektörümüz bundan sonra Yozgat Havalimanı ile daha da gelişecek. Yozgat Havalimanı yaklaşık 250 milyon TL proje bedeli. Estetik ve özgün mimarisi ile Yozgat’a yakışan bir havalimanı olacak. Yozgat bin yıllık tarihi, şifa kaynağı kaplıcaları. Hepsi nice yerli ve yabancı ziyaretçi ile bulaşacak. Yozgat, son 16 yılda gösterdiği gelişmelerle örnek şehirlerimizden bir tanesi oldu, Yozgat hep daha fazlasını hak etti. Bu noktada sadece Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak Yozgat’ın ulaşım ve iletişim alt yapısına 4 milyardan fazla yatırım yapıldı. Yozgat’ın 2003’e kadar sadece 44 kilometre BY’si var iken, 332 kilometre daha BY yaparak toplamda 376 kilometreye ulaştık. Yollarının 110 kilometresi BSK kaplamalı iken, 115 kilometre daha BSK kaplama yaparak toplamda 225 kilometreye ulaştık.”

Arslan ayrıca, Alaca-Zile Yolu ve Sorgun-Akdağmadeni ayrımı – Çiğdemli Yolu BSK kaplı bölünmüş yol inşa çalışmalarının devam ettiği bilgisini de verdi.



Alo bana iş, pardon kimlik lazım!..


AK Parti iktidarlarının bu ülkede gerçek işsizliği nasıl olup sakladığını ve başta Uluslararası Çalışma Örgütü olan ILO’yu nasıl kandırdığını ve nasıl işsizleri adeta kendisine mahkûm ettiğini daha önceki birkaç yazımdan bahsetmiştim.

Hatırlatma adına yeniden anlatma ihtiyacını duyduğum bu rezaleti bana hatırlatan asıl neden ise; dün nüfus kimliğimi yeniletmek için gittiğim Ardahan Vatandaşlık ve Nüfus Müdürlüğü oldu.

20 Lira verip, çektirdiğim Biyometrik fotoğraflarımı ve benim gibi yaşlanmış olan cebimdeki kimliğimi alıp gittiğim Ardahan Nüfus Müdürlüğünde karşıma ilk çıkan manzara, benim gibi ellerinde kimlik ve fotoğrafları ile sıralarını bekleyen çoğu köylü vatandaşlar oldu.

Ve birde bankalarda ki gibi bir elektronik sıra alma makinası ve müdürlüğün bankoları arkasında harıl harıl (!) çalışan memurlar ve onların arkasında ayakta duran bir kaş üst memur dikkatimi çekti.

Kalabalık arasında beni gören tanıdık bir memurun bana hoş geldin anlamına gelen gülümsemesinden cesaret alarak sırada bekleyen vatandaşların tepkisini alacam korkusu ile aradan sıyrılıp yanına giderek, sessizce kimliğimi değişmek istediğimi ve nasıl bir yol izlendiğini sorma cesaretinde bulundum.

Bana yine gülümseyerek, fotoğraflarımın ve eski kimliğim ile parmak izi için parmağımın yanımda olup, olmadığını sorduktan sonra sıra almam gerektiğini söyledi.

Bende, kendisine teşekkür etmeden ve başkası gelmeden hemen girişteki sıra almak için kurulduğunu sandığım elektronik makinaya yöneldim.

Ama arkamdan seslenen memur hanım benim orada değil, ALO 199’u arayarak randevu almam gerektiğini belirtince birazda utanarak sistemin Nüfus Müdürlüğüne gitmekle bitmediğini anlamış oldum.

Yani 20 lira verip, fotoğraf çekip Nüfus Müdürlüğüne gitmeniz yetmiyor kimlik almak için..

Dişiniz ağrıdığın da çözüldüğü ileri sürülen sağlık sisteminin ilk adımı olan hastaneye gitmektense, ALO Randevuya başvurup, ayları bulan sıra almaya benzer sistemin burada da olduğunu anlıyordum.

Ve bozuntuya vermeden cebimde ki cep telefonuna sarılıp, hemen ALO 199’u aradım. 

Salonu dolduran vatandaşların bir türlü gelmeyen sıraları dolaysıyla oluşturdukları mırıldamalarından dolayı ALO 199’un karşıda ki sesini duyamam diye Nüfus Müdürlüğünden dışarı çıktım.

Ardahan Valiliğinin yapıldığından bu yana boş tuttuğu ve bir, iki işsize verilip en azında bir çay, bir paket bisküvi satıp, evine ekmek götürebileceği ancak bunu da defalarca yazmamıza karşın başta sadece vali olmak için Ardahan’a gelip giden 13 valiye olmak üzere kimseye anlatamadığımız valilik, maliye ve adliyenin kapılarının açıldığı o dev alana çıktım.

Telefonum ALO 199’u ararken karşıdan gelen bir vatandaşın beni görünce yanıma gelip, ‘Gazeteci bu İş-Kur nasıl olmuş, çel çocuğumuz değil, hep iktidar yanlılarını işe alıyorlar, nasıl olacak bu iş?’ diyerek, 16 yıldır oluşturulan siteme sitem ettiğini belirtiyordu.

Bende, ‘Vallahi ben de bu boş salonu değerlendirin dediğim gibi onca sorun gibi İş-Kur’u da onca yazmama karşın bir türlü ona da çözüm bulamadım’ diye cevap verip, ardından da ‘bana sorarsan tek çare bunları başımıza getirenlere oy vermemek’ diyerek, ALO 199’un karşı tarafından gelen sesi duyup, telefonu kulağıma götürüyordum..

Allahtan her aradığımızda hep kontörlerimizin gidip, gitmediğini düşündüğümüz o uzun beklemeli çağrı merkezleri gibi bekletilmeden kısa sürede çıkan nazik sesli görevli randevu talebimi alıp, oluşturduktan sonra Cuma günü gittiğim Nüfus Müdürlüğünde hemen çözmeyi düşündüğüm kimlik yenileme işimi ancak Pazartesi günü saat 10.30’da yapabileceğimi öğrenmiş oluyordum.

Ama buda yetmiyordu. Çünkü pazartesiye verilen randevuma giderken yine aynı şeyleri yanı Nüfus Müdürlüğüne girdiğimde gördüğüm sıra alma makinasında yine sıraya girme fişi alma gerekiyormuş.

Birde, bir 20 likte Maliyeye yatırıp, makbuzla geldiğim müdürlüğe gitmem şartmış.

Yani ‘Bizim zamanımızda internet, sistem hızlandı, işler yolunda gidiyor, vatandaş elini sıcak sudan çıkarmadan işlerini çözüyor’ denen ülkemde zamanım var mı, pazartesi Ardahan’dan ayrılman gerek mi, işim var mı diye merak edilmemiş, iki dakikaya çözülmesi gereken bir iş için iki gün daha beklemem gerekiyormuş..

Neyse konumuza, işsizliğin diz boyu olduğu, bu nedenle göçün halen ve de hızla devam ettiği Ardahan’da olduğu gibi ülke genelinde yaşanan işsizliğin nasıl olup alavere, dalaverelerle saklandığı ve bunun yanı sıra devlet dairelerinin nasıl olup iktidar yanlısı kişilerle doldurulduğuna geçelim..

Öncelikle dünyada ki ülkelerde yaşanan işsizliği ölçen İLO’yu ve bizleri kandıran bir sistem kurulmuş.

Oda kimlik almak için gittiğim Ardahan Nüfus Müdürlüğünde onca memur ve görevli yetmedi milyonlarca tutan ihalelerle alınan sıra alma makinası olmasına karşın birde ‘Alo Randevu’ adı altında çağrı merkezleri oluşturulmuş ve İş-Kur’da ki gibi oralara da iktidara yakın isimlerin çel, çocukları doldurulmuş..

Yani küçük bir işi çözmek için gittiğiniz her daire üzerinde gerçek işsizliği saklamak için adeta paravana iş merkezleri kuran iktidar ALO Randevu ev ALO Çağrı Merkezi adı altında kurduğu ve paravan şirketlerin asıl parayı alıp, çalışanlarına asgari ücretten az bir para ile çalıştırtılan işsizlere iş bulmuş..

Bu ve buna benzer yollarla ekonomiye, sanayiye, tarıma, sosyal hayata, üretime hiçbir katkısı olmayan ALO Randevu, Çağrı Merkezleri gibi yollarla gerçek işsizliği saklayan 6 bilemediniz 9 aylık geçici işlerle gerçek işsizliği saklayan iktidar bir kimlik almak için bunca gereksiz ve zaman kaybı yaşatan yollarla işi bugüne kadar getirmeyi de başarmış.

Ha unutmadan yaylaları, meraları, hayvanları kendisine bakacak insan aradığı Ardahan’da yeni bir iş kolu daha açılıyor..

Yani işsizliği saklamak adına Ardahan’da da kurulan ve çoğu iktidar yanlısı olanlarca doldurulan Türk Telekom’un Çağrı Merkezi açılıyor. Ve gerçek işsizliğin pansumanla saklama yollarına devam..