
Karımı İşe Koymadı Rektöre Haber İle Vur!
*Arşiv Haber: 11/08/2019 Tarihli Haber
Köydes, Bel/Des, Serka gibi uzun vade de hiç bir karı olmayan projelerden sonra
Ardahan Üniversitesi Rektörü Mehmet Biber Neden Yerel Basının Hedefinde?! 31 Mart Yerel Seçimlerinin üzerinde iki ay geçmesine rağmen başta İstanbul Büyükşehir Belediye seçimleri, HDP’li kazanan başkanların mazbatasının alınması, her geçen gün biraz daha daralan ekonomik sıkıntılar gibi konuların ülke gündemini meşgul ettiği şu günlerde Ardahan’ın gündemi farklı.

*Arşiv Haber: 17/05/2019 Tarhli Haber
Şu an İstanbul Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı olan Ardahanlı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ın kurucu rektörlüğünü yaptığı, Prof. Dr. Mehmet Biber’in ikinci rektörü olduğu Ardahan Üniversitesinin birinci gündemi konumunda olduğu Ardahan’da Korkmaz’dan sonra 2. Rektör Biber’i hedefe alan Ardahanlı bazı yerel ve ulusal gazetecilerin onca sorunla baş başa bulunan kentin gündemine neden Rektörü taşıdıkları ve hemen her gün yeni bir haber ile aleyhinde haber yaptıkları merak konusu olmaya başladı.
Ve aynı gazeteciler ve kişiler daha dün yanında oldukları gibi gerek bugün eleştiri yağmuruna tuttukları Prof. Dr. Mehmet Biber gibi yanında oldukları Prof. Dr. Ramazan Korkmaz’ı da sonrada eleştiri yağmuruna tutmuş olmalarıyla tanınan kişiler olması da dikkat çeken diğer önemli bir konu.
Bu durumu merak eden ve bu yönde küçük bir araştırma yapan gazeteci Fakir Yılmaz bu gazetecilerin birisinin karısının üniversitede işe girmediği için kendisi değil, kendisi gibi ajans muhabiri olan arkadaşı kanalıyla rektörün aleyhinde haber yaptırdığı ve diğer yerel gazeteciler ile bazı dernek başkanlarının da bu konuyu bilmeden rektöre yüklendiklerini ortaya çıkarırken, aynı rektörün göreve geldiği günden beri kent merkezi ile kuramadığı diyalog dolaysıyla kendisini anlatamadığını da gözlemledi.
Ve aynı ajans muhabiri gazeteci ve kişiler daha dün de 10 yıl Ardahan Belediye Başkanlığı yapan ama 10 yıl boyunca bir kelime eleştirilmeyen, aleyhinde haber yapılmayan ama ve 31 Mart’ta aday edilmeyince başkanlığı bırakmak zorunda kalan AK Partili Faruk Köksoy’u da bugün hedef tahtasına koyup, eleştiri yağmuruna tutukları da bilinenler olması da Ardahan’da gündem olup tartışılan diğer bir konu.
İşte Rektörün Aleyinde Yapılan Bazı Ajans Haberleri..
Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Biber’e Tepki
Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber’in, Ardahan’dan çok Erzurum’da bulunması tepkilere neden oluyor.
Ardahan Üniversitesi Rektörü olmasına rağmen Erzurum Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Teknik Üniversitesi’nin tüm programlarına katılmayı ihmal etmeyen Prof. Dr. Mehmet Biber, son olarak Atatürk Üniversitesi yönetiminin Erzurum protokolü için verilen iftar yemeğine katıldı.
Prof. Dr. Biber’in mesaisini ve birikimini Ardahan üzerinde yoğunlaştırmasını isteyen Ardahanlılar, “Burası Erzurum’un bir yüksekokulu ve fakültesi değil. Koltuğu burada ama kendisi başka bir yerde. Ardahan Üniversitesi ile dertlenecek bura için proje üretecek yöneticilere ihtiyacımız var.” diye tepki gösterdiler.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde Sevdamız Ardahan Derneği’nce Ardahan Üniversitesine iş alımlarında dışarıdan getirilen kişilerin, komisyon üyelerinin yakınlarının kadrolara yerleştirildiği iddia edilerek yönetime sert tepki gösterilmişti.
Savulun DAP geliyor…
*20/03/2015 Tarihli Haber
AKP’nin iktidara gelişi ile birlikte, Doğu Anadolu bölgesinin kalkınması için ortaya koyduğu fakat orta ve uzun vade de hiç bir çıkar sağlamayan Köydes, Sodes, Serka, Bel/Des gibi projelerden sonra şimdi de DAP projesini gündeme sundu.
AKP’nin iktidara gelişi ile birlikte, Doğu Anadolu bölgesinin kalkınması için ortaya koyduğu fakat orta ve uzun vade de hiç bir çıkar sağlamayan Köydes, Sodes, Serka, Bel/Des gibi projelerden sonra şimdi de DAP projesini gündeme sundu.
Bu girişimlere rağmen, yanlış yönetim organizasyonları, yanlış yöneticiler ve karar mekanizmaları, rant, çıkar gibi sebeplerden dolayı bölgede uygulanmaya çalışılan ekonomik projelere, çok uzun zamandır önce ki hükümetlerden de tanıdığımız DAP projesi dahil oluyor.
DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, sorumluluk alanındaki 14 ilde göçü önlemek, istihdamı artırmak ve beşeri sermayeyi eğitmek amacıyla 2015 yılı içerisinde çok sayıda sosyoekonomik projeyi uygulamaya sokacak.
DAP Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir, Müceldili Konağı’nda düzenlediği basın toplantısında; Erzurum, Erzincan, Elazığ, Ağrı, Ardahan, Bingöl, Bitlis, Hakkari, Iğdır, Tunceli, Malatya, Kars, Muş ve Van illerini kapsayan sosyoekonomik kalkınma proje ve çalışmalarını anlattı. Demir, öncelikli hedefleri arasında bölgeden göçün önlenmesi olduğunu ifade etti. İstihdam, üretim ve beşeri sermayenin kalitesinin artırılması için çok sayıda projenin uygulamaya sokulduğunu kaydeden Demir, hayvancılık ve tarım sektörlerinin bölgenin cazibesini artırdığını ve bu amaçla gelir getirici uygulamalı projelerin devreye sokulduğuna dikkat çekti.
ÜNİVERSİTELERDE ÇİFTÇİ EĞİTİM MERKEZLERİ OLUŞTURULACAK,
ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ PİYASA DA YOK
Tarım ve hayvancılık sektöründeki beşeri sermayenin eğitilmesi amacıyla da Ardahan Üniversitesi’nin içinde olmadığı bölgedeki üniversitelerle ‘Çiftçi Eğitim Merkezleri’ oluşturulması için protokol imzaladıklarına da değinen DAP İdaresi Başkanı Demir, “Elazığ Fırat, Erzurum Atatürk ve Van 100. Yıl üniversiteleri bünyesinde yatılı çiftçi eğitim merkezleri oluşturulacak. Buralarda çiftçi ve besicileri veteriner hekimler, ziraat mühendisleri uygulamalı teorik eğitimler verecek. Önümüzdeki 5 yıl boyunca bu eğitim merkezlerinin giderlerini DAP Kalkınma İdaresi Başkanlığı olarak karşılayacağız.” şeklinde konuştu.
.jpg)
**Postun içinde ki dostlar, Ulusalcılar!..
HDP’nin Genel Merkezinin 81 Vilayet Örgütlerine, tabana sormadan aldığı karar ile yeniden CHP adayı Ekrem İmamoğlu’nun aday olduğu İstanbul seçimleri öncesi açıklanan işsizlik rakamlarına baktığımıza da seçim sonuçlarınında büyük etkisi olan ekonominin içinde olduğu durumu daha iyi anlamaktayız.
Ve işsizliği asıl tetikleyen ekonomininde içinde olduğu onca sıkıntının altında yatanın da o çok istenen demokrasiye yönelik adımların ileriye atılmaktansa, bu yönde niyeti olanların üzerinde oluşturulan korku çemberi ile geri çekilmesidir..
Örnek mi?
Demokrasi ile başa gelen ve demokrasiyi geliştireceği umut edilenlerin iktidarın verdiği şımarıklıkla demokrasiyi kısa sürede unutmasıdır.
Ve demokrasiden, beklenenlerden uzaklaşan aynı iktidar toplumun kendilerine karşı 7 Haziran’da ortaya koyduğu tepkiyi anlamayıp, 1 Kasım’ı yapınca aynı toplum bu kez de 31 Mart seçimleri ile mevcut iktidarı uyarmıştır.
Yani demokrasi dahil bu ülkede ki iktidar yöneticilerinden isteneni alamayanların tepkisini fırsat bilip, demokrasi gereği olan seçim veya başka yolla iktidarı alt etmek isteyenlere yani bana göre ‘Bu ülkenin asıl sahipleri bizleriz’ diyen ulusalcılara fırsatlar verilmektedir.
Evet, bu ülke de yıllardır iktidar olan ve her eleştirini anti-demokratik bir bakış ile ‘Not ettik’ diyerek tehdit eden ama bu tür hareketleri ile güç kayıp ettiğini anlamayan parti ve başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başta demokrasi olmak üzere bir çok konu da yaptıkları yanlışları kabullenmeyip, ısrarla bildiklerini yapmaya kalkmaları, HDP’nin de içinde olduğu toplumun yeniden ulusalcılara yönelmelerine sebep olduğu da bir gerçektir.
Çünkü 31 Mart seçimlerinin asıl kazananları olan ulusalcılardır.
Yani İstanbul İBB’nin de içinde olduğu 31 Mart seçimlerini Kemal Kılıçdaroğlu’nun da içinde olduğu solcular değil, geride kalan seçimleri asıl kazanan ulusalcıların 23 Haziran’da da zaferle çıkacaklarını şimdiden ortaya koyar gibi..
‘Nereden bu tahmini yaparsın?’ diye soracaklara CHP’nin gizli destekçisi, Barış Sürecinde T.C levhalarını AK Parti’ye indirten ama sürecin tekmelenip, buzluğun dondurucusuna kaldırılması ardından 31 Mart’ta CHP’nin içinde ki kazanan ulusalcılara astıran HDP’nin yanı sıra İYİ ve Saadet Partililer olsa da AK Parti’nin yaptıkları karşısında ‘Düşmanının düşmanı dostumdur’ demek zorunda kalanlardır..
Ve bu durumu 31 Mart seçimlerinin hemen ardından ortaya konan hal, hareket ve uygulamalarla bu partilerin tabanının anladığını da görmek mümkün.
Ve 23 Haziran’a ertelenen seçimi yeniden kazanmak için ‘Solcu, demokrat’ postuyla pusuya giren aynı ulusalcıların hiçte memnun olmadıkları ve 28 Mart seçimlerinin hemen ardından oklarını Kılıçdaroğlu’na çevirecek olanlar olacağını da burada yazıp, not ediyorum.
Ve yine bence bu durumu fark etse de önüne geçmeyen Kılıçdaroğlu gibi Erdoğan’ın da yeni bir plan içine girip, Bahçeli’nin de arasında olduğu BOB yada diğer nazik adı olan 2023 hedefine birlikte gitmek için görünmeyen bir birliktelikle ulusalcıların etrafında biriktiği İnce gibi İmamoğlu’nu da oyun dışına itecekler..
Yani güzel olacak denen 23 Haziran’ın daha güzel olması için ilk adımının İstanbul seçimlerini sadece İmamoğlu yakasını iptal eden YSK hakimlerini Kızılay’da gezemeyeceklerini, hatta yüzlerine tükürülecek hale geleceklerini ileri süren ve yaptıkları anlamsız çıkışları ile adeta ve bana göre seçimi iptal ettiren asıl faaller olan CHP’nin Genel Merkezi attığı adımıdır..
Bu ve buna benzer adımlar 23 Haziran’a yetişir mi bilmem ama yenilenen seçimlerin birilerine yeni bir fırsat daha doğurduğu da bir gerçektir.
İşte burada anlatmak istediğimde bu ülkenin asıl sahipleri olduklarını ileri sürüp, kendiler dışında kimsenin iktidar olmasına, karar vermesine izin vermeyen tabakalar yani diğer bir adıyla ulusalcılardır.
Ve bu ulusalcıların girdikleri solcu, demokrat postu içinde bugünlerde bir hayli hareket içinde oldukları da bir diğer gerçektir.
Ha bu arada diğer her seçimde hemen her gün çeşitli ad ve toplantılarda ortalıkta adı sıkça geçen kısa adı MİT olan Milli İstihbarat Teşkilatı da uzun süredir gündemde yok.
Neden bilmem ama bu ülkenin ulusalcıları kadar MİT’in de sistemin yani Başkanlığa geçen rejimin değişmesinden yana olmayanlardan oluştuğunu biliniyor da ondan mı?