Haberlerimizi ARDAHAN TV Fakir Yılmaz youTube kanalımızda görüntülü olarak izleyebilirsiniz.. https://www.youtube.com/channel/UCDwxU5TIdZejp-mbbNw5fmw
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne gazetecilerin yeni sıkıntılarla ve güçlüklerle girdiğinin altını çizen TGC, tutuklu gazeteciler için ‘özgürlük’ çağrısı yaptı. TGC’nin açıklamasında şöyle denildi:
‘HABERE DE ÖZGÜRLÜK’
“İnfaz Yasası’yla çete mensupları, katiller indirimden yararlandı. Kalemlerinden başka silahı olmayan, yazıp çizmekten başka suçu bulunmayan gazeteciler güç koşullarda yaşamlarını sürdürüyor. Halkın haber alma, bilgilenme hakkı çeşitli yollarla örselenmemeli, ifade özgürlüğünün önüne yeni engeller çıkarılmamalı.
Hak ihlallerini yazan, gündeme getiren, olayları halk adına sorgulayan gazeteciler suçlanıp cezalandırılırken, gerçek suçluların, azmettiricilerin toplumda serbestçe dolaşmaları adaletle bağdaşmıyor. Haberin özgürce dolaşabildiği bir toplum olmalıyız.
Ülke barışının sağlanabilmesi adına cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilerin bir an önce serbest bırakılması gereğine inanıyoruz.” Sadece son haftalarda yaşanan uygulanmaların gazeteciler üzerindeki ağır baskıyı ortaya koyduğuna değinilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
‘BU AYIP SON BULSUN’
“Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’na ilişkin haberi nedeniyle başlatılan soruşturmada Cumhuriyet Gazetesi’nden dört haberci ifadeye çağrıldı. FOX TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal’ın Twitter’da paylaştığı bir mesaj nedeniyle üç yıla kadar hapis istendi.
Israrla diyoruz ki gazetecilik suç değildir. Gazetecilik halkın haber alma hakkına hizmet eden onurlu bir meslektir. Yargı bağımsızlığı, editöryal bağımsızlık işlemiyor. Ülkemiz bu ayıplardan arındırılmalı, bunu gerçekleştirmesi gerekenler ise siyasetçiler ve iktidarlardır.”
Açıklamada, “10 binlerce gazeteci işsiz. Yayın yasakları, sansür ve oto sansürün hızla sürdüğü bir ortamda halkın haber alma hakkını sağlamaya çalışan bir avuç gazeteciye selam olsun” denildi.
Her yıl 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde verilen Basın Özgürlüğü Ödülü’nün bu yılki sahibi belli oldu. Basın Özgürlüğü Ödülü ile ilgili çalışmalar, 27 Nisan 2020 günü corona virüsü salgını nedeniyle video konferansla yapılan Basın Konseyi Yüksek Kurulu toplantısında sonuçlandırıldı.
Basın Konseyi, 2020 yılı Basın Özgürlüğü Ödülü’ne, cezaevindeki gazetecilerle, yaptıkları haber nedeniyle hakkında soruşturma açılan Cumhuriyet Gazetesi layık görüldü.
‘BEDEL ÖDETİYORLAR’
Basın Konseyi’nden yapılan açıklamada ödülün verilme gerekçesi şu şekilde ifade edildi: “Ödül verilen gazeteciler, Türkiye’de demokrasinin ve medyanın içinden geçtiği bu tarihi süreçte, kamusal bir görev olan gazetecilik ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmış; mesleklerinden taviz vermemiş olan gazetecilerdir.
Haberlerinde, yönettikleri yayınlarda, yazdıkları kitaplarda hep gerçeğin peşinde koşmuş, halkın sadece gerçekleri öğrenmesinden gayrı hiçbir amaçları olmamıştır.
Basın Konseyi 2020 yılı Basın Özgürlüğü Ödülü, bu nedenlerle gazetecilik mesleğinin onuru; halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü uğruna, bedel ödetilen, sadece gazetecilik yaptıkları için hedef alınan cezaevindeki gazeteciler ile haberleri sonucu hakkında açılan davalarla yıldırılmak istenen Cumhuriyet Gazetesi’ne verilmiştir.”
Basın Konseyi’nin Basın Özgürlüğü Ödülü, koronavirüs salgını nedeniyle ileri bir tarihte düzenlenecek törenle verilecek.
Çoğumuzun göz ucuyla başlığına bakıp, okumuş anlamış gibi beğenip, geçmek bir çok şeyi anlatan o haber..
**Necmi Kadıoğlu: Dönem farklı kolpacılar aynı!
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt hakkında yaptığı açıklamalarla gündeme oturan Necmi Kadıoğlu, Damga’yı vurguladı. Kadıoğlu; ‘Dönem farklı kolpacılar aynı’ dedi.
CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt hakkında yaptığı açıklamalarla gündeme oturan Necmi Kadıoğlu Damga’yı konuştu. “Gürbüz Çapan dönemindeki kolpacılarla, benim dönemimdeki kolpacılar ve Kemal Bey’in dönemimdeki kolpacılar hep aynı” diyen Kadıoğlu, “Bir adam başarılıysa başarılıdır. Bu saldırılara Kemal Bey de prim vermedi. Süreci iyi yönettiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Açıklamasının ardından bazı tepkiler aldığını da belirten Kadıoğlu, “Yok efendim dosyaların mı var diyorlar. Devletin olduğu yerde dosya mı olur?” dedi. Artık siyaseti bıraktığını sözlerine ekleyen Kadıoğlu, “Bazıları benim adımı kullanıyorlar. Güçleri olmayanlar benim gücümü kullanmaya çalışıyor. Kemal Beyin yanında olan bana, benim yanımda olanlar Kemal Bey’e gitmişler” ifadelerini kullandı. EKREM HACIHASANOĞLU
Evet bu haberi bir kez daha okuyun ve dün ile bugünü bir değerlendirin ve bir şeyin değişmediğini, değerlerin nasıl Kolpancılar yüzünden anlaşılmadığı, anlatmak istenenlerin anlaşılması için nasıl engel olduklarını anlamak için..
Neyse bugün olduğu gibi dünde anlamadığımız ve ‘dağlarına bahar gelmiş memleketim’ diye devam eden Ahmed Arifi dinleme, anlamak en mantıklısı..
Çünkü, ‘Oturmuş yazıcılar, fermanı yazar.. Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü dost gülücüklü, suskun, hain, çıyansı, dört yanı puşt zulası’ satırları daha iyi anlatır, anlatmak istenenleri..