MEHMET BİLGİN
Mütarekede İttihatçı liderler düşman eline düşmemek için yurt dışına çıkmıştı. Yeni hükümet, Kafkasya’daki birliklerimize geri çekilme emri verdi. Brest-Litovsk’ta Rusya’dan geri alınan Üç Sancak/Kars-Ardahan-Batum bölgesinde kalacak kuvvetler, Yakup Şevki Paşa’nın komutasındaki IX. Ordu’ya bağlandı. Ordu karargâhı Kars’ta, Yarbay Halit Bey (Karsıalan) ya da halkın bildiği gibi “Deli Halit Paşa” komutasındaki 3. Tümen de Ardahan’da idi. İngilizler Üç Sancak’ın da boşaltılması istedi.
1. ARDAHAN KONGRESİ
Rus ve ardından Ermeni işgalinden yeni kurtulan halk, henüz yaralarını saramamıştı. “Bölge Ermenilere verilecek” söylentisi, halkta can güvenliği endişesini artırmıştı. Milli kurtuluş tarihimizde 1. Ardahan Kongresi olarak geçen ve 3-5 Ocak 1919 tarihlerinde Yarbay Halit Bey başkanlığında Ardahan’da toplanan kongre bu süreçte toplandı. Halit Bey’in Ardahan’a çağırdığı delegeler, 3 Ocak 1919’da Ardahan’a ulaştı ve Hamşizâde Rasim Bey’in konağında toplantıya başlandı.
Katılanlar: Şavşat doğumlu emekli asker, Filibeli Hilmi (Ardahan), Erzincanlı Dr. Fuat Sabit (Ağacık), Erzurum eşrafından Kösebeyzâde Cafer (Erçikan), Rize’de 38. Alay doktoru olan Abidin (Atak), Ardahan eşrafından ve Ardahan Kaymakamı Hamşizâde Rasim (Acar), Dr. Hakkı Cenap Bey, Askeri Baytar Kaymakamı Arif Bey, İsmail Hakkı Bey.
Halit Bey, ilk sözü Hilmi Bey’e verdi. İşgalden ve İttihat ve Terakki erkânının yurt dışına çıkmasından sonra İstanbul’dan ayrıldığı için son durum, işgal manzaraları konusunda anlattıkları orada bulunanları üzmüştü. Söz alanların, tek çıkış yolunun silahlı mücadele olduğu şeklinde kanaatlerini açıklaması, kongrenin kararını belirledi ve nasıl bir strateji izleneceği karara bağlandı.
2. ARDAHAN KONGRESİ
Cihangirzâde İbrahim (Aydın): Cenubi Garbî Kafkas Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına seçildi. İngilizler tarafından tutuklanıp 10 arkadaşı ile birlikte Batum üzerinden İstanbul’a getirilip hapis yattı ve yargılanmak üzere Malta’ya sürüldü.
Cihangirzâde Hüseyin Han (Aydın): İbrahim Bey’in kardeşi ve Cenubi Garbi Kafkas Hükümeti’nde Harbiye Nazırı. Malta’ya sürüldü.
Kağızman’dan Ali Rıza (Ataman): Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyetinin Dahiliye Vekili. Malta’ya sürüldü. Batum’da kaçarak geri geldi ve işgalci Ermenilere karşı mücadeleye devam etti. Kağızman kaymakamlığı ve TBMM I. Dönem Kars Milletvekilliği görevlerinde bulundu.
Çıldır’dan Dr. Esat Oktay: Kars hastanesinde doktor iken, Çıldır yöresindeki Milli Mücadeleyi organize etti, Cenûbi Garbi Kafkas Cumhuriyeti Hükümetinde Sıhhiye Vekili olarak görev yaptı.
Oltu’dan Haşimoğlu Yusuf Ziya: Bakü İslam Cemiyet-i Hayriyesi temsilcileri öncülüğünde kurulan Oltu İslâm Komitesi, Oltu Şura Hükümeti ve Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti’nin kuruluşuna katıldı. Oltu Milletvekili Yasin Haşimoğlu’nun ağabeyidir.
Ahıskalı Yüksek Müh. (Osman) Server (Atabek): Ahıskalıdır. Azgur, Ahılkelek, Ahıska, Hırtıs ve Kobliyan bölgelerinde milli direnişi organize etti, Maverayı Kafkas Seymine Milletvekili seçilmişti. Kars’ta kurulan Cenûbi Garbi Kafkas Cumhuriyeti’nde görev aldı ve Gürcü kuvvetlerine karşı savaştı. 1921’de TBMM’ye Ardahan Milletvekili olarak girdi.
Olur’dan Hamşizâde Rüstem (Acar): I. Dönem TBMM’ye Oltu mebusu olarak katılmıştır.
Ahılkelek’ten Yüzbaşı Efsel Bey: Kafkasyalı bir Avar Türkü olan Efsel Bey, Rus idaresinde Ahılkelek’te yöneticilik yaparken Bakü İslâm Cemiyeti Hayriyesi ile faaliyet gösterdi. Bölgede İslâm Şuralarının kuruluşunda öncülük etti. Server Atabek ile bölgelerinde millî direnişi organize etti. Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti adına Gürcü kuvvetleri ile mücadele esnasında, Posof’ta İngiliz ve Gürcülerle gizli işbirliğine girmiş olan Ahmet Kâmil’in tertibiyle şehit edildi.
Akbabalı Kerbelai Mehmet (Akbaba): Kars’a bağlı olan Akbaba muhtarı. Ermenilere karşı savaşmıştı. Cenubi Garbi Kafkas Cumhuriyeti’nde görev aldı.
Oltu’dan Şakiroğlu Ahmet (Şakir): Oltu’daki milli mücadelenin temel taşlarından. Cenûbi Garbî Kafkas Cumhuriyeti’nin yıkılmasından sonra, Oltu’da da mutasarrıflık ve kurulan Oltu Şura Hükümeti’nde görev yapmıştı.
Umurlu Rüstem Bey,
Ahılkelekli Mehmet Ali Bey
‘KENDİ İDARENİZİ KURUN’
Halit Bey, çekilmek durumunda olduklarını açıklayarak, “Burayı size teslim ediyoruz. Kendi idarenizi kurun. Ben de size yardım edeceğim” sözleri üzerine Cihangirzâde İbrahim Bey, “Bize idari ve askeri organizasyonlar için adam lazım. Bunlar savunma yapısını da teşkil edebilirler” diyerek ihtiyaçları sıraladı. Halit Bey tümeninden gönüllü subaylar görevlendirdi. Harputlu Binbaşı Latif Bey kurulacak olan hükümetin askeri kuvvetini kurmakla görevlendirildi ve askeri teşkilat kuruldu.
.jpg)
Buna göre Yüzbaşı Şevket, Yüzbaşı Erzurumlu İhsan, Yüzbaşı Sağır Sami, Teğmen Vanlı Hurşit, Teğmen Adil gönüllü subaylardı. Dr. Fuat Sabit, Server Atabek, Yüzbaşı Efsel ve Erzurumlu Cafer Bey’in emrindeki müfreze de bu teşkilata bağlandı. Halit Bey, kararları ve subay listesini, elden teslim etmek üzere Cihangirzâde İbrahim Bey’e vererek Kars’taki Yakup Şevki Paşa’ya bildirildi.
Kongrenin toplandığı 7 Ocak’ta, İngiliz General Walker de Kars’a gelmiş ve Yakup Şevki Paşa’dan bölgenin 25 Ocak’a kadar boşaltılarak Ermenilere teslimini istemişti. Walker’in Batum ve Ardahan’ın Gürcülere, Kars’ın da Ermenilere teslimini istemesi ürkütücüydü. Gelişmeler öğrenilince bir kongre daha yapılması gündeme geldi.
3. ARDAHAN KONGRESİ
.jpg)
Erzurum’a giden ve temaslar yaparak son durumdan haberdar olan Halit Bey, Ardahan’da 3. Kongrenin toplanarak, daha geniş bir bölgeye yönelik kararların alınması gerektiğini anlamıştı. 12-14 Ocak tarihlerinde Halit Bey’in başkanlığında 3. Ardahan Kongresi toplandı. Türk Devrim Tarihi ve Milli Mücadele Tarihi metinlerinde yer almayan bu kongre ile ilgili bilgiler, Cafer Erçikan’ın yayınlanmamış ama bilinen hatıratında vardır.
Her iki kongreye katılanlara ilave olarak 3. Kongreye katılanlar:
Hamşizâde Necip (Acar), 1914 Aralık ayında Yakup Cemil komutasında İstanbul’dan gelen Teşkilâtı Mahsûsa’nın gönüllü alayı, Ardahan Harekatı için Şavşat’a geldiğinde, Hamşizâde Necip Beyin konağında kalmıştı. Bunların arasında o zaman yüzbaşı olan Yarbay Halit Bey de vardı.
Kars’taki Millî Şura yönetiminin Posof’a kaymakam olarak atadığı Ahmet Kâmil’in Gürcüler ve İngiliz subayları ile ilişkisi vardı. Görevi, Posof halkını bölgeyi işgale hazırlanan Gürcü kuvvetlerinin yanına çekmek ve Server Atabek ile Yüzbaşı Efsel Beyleri öldürmekti. Savaşta ibrenin Gürcü tarafına döndüğü bir anda, Posof’ta bulunan Yüzbaşı Efsel Bey’i silahlı adamları ile şehit etti. Savaşta çekilirken Posof’a gelen Vanlı Teğmen Hurşit Bey, bu olayı duyunca Ahmet Kâmil ve oğlu Abbas’ı infaz ederek cezalandırdı.
BÖLGESEL HÜKÜMET
3. Ardahan Kongresi’nde alınan kararlar, merkezi Kars olmak üzere, bölgesel bir hükümet kurulması, bu hükümete Cihangirzâde İbrahim Bey’in başkanlık etmesi, Gürcü ve Ermenilere verilecek bölgenin müdafaası, yurt dışına temsilciler gönderilip, çoğunluğu teşkil eden müslümanların hakkının savunulması ve halkın güvenliğinin sağlanması konularında idi.
Ardahan’da Milli Mücadelenin fişeğini ateşleyen Yarbay Halit Bey ve ekibi, Mustafa Kemal Erzurum’a gelince emrine girdi. Bu ekip, Milli Mücadelede, Doğu Cephesinde, iç isyanların bastırılmasında ve Batı Cephesindeki savaşlarda önemli görevler yaptı. Cumhuriyetin kurulmasına da omuz verdi.
Kaynaklar:
1- Fahrettin Kırzıoğlu, Kars’ın Son Kurtuluşunun 40. Yıldönümü dolayısıyla: Milli Mücâdelede Kars, 1. Kitap.
2- Cem Ender Arslanoğlu, Kars Milli-İslam Şurası ( 5.11.1918-17.1.1919) ve Cenûb-i Garbi Kafkas Hükümeti Muvakkata-i Milliyesi, 18 Ocak-13 Nisan 1919.
3- Ahmet Ender Gökdemir, Cenûb-i Garbî Kafkas Hükümeti.
**Bugün yazsam aynı yazarım..
HDP ile arka kapılarda görüşüp, ön kapıda ağzına almaktan çekinen Kürt ve Alevi olan CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun içinde ‘Kürtler’ kelimesi geçen Trump’un tehdit vari mesajını okurken ve sözde eleştirirken, Erdoğan’ın arayıp, bilinmeyen yumuşattığı Trum’un mesajının içinde geçen Kürtler dememek için o satırı geçmesinin nedenini ve de korkaklığını yazmak için başına geçtiğim bilgisayarımda sanal ortamı gezerken geçen yıl yazdığım iki yazı önüme geldi.
Yazılarımı okuyunca bir yıl önce yazdığım yazılarımın sanki bugün yazılsa aynı konuları sıcak gibi.
Çünkü bir yıl önce yazılan yazılarımın hala tazeliğini koruduğunu düşünerek bugün yenden yayınlamayı uygun buldum..
İşte gündemi koruyan ve bayatlamayan o yazılar;
**Suat İncedere Üzerinden Rodi Baz’a Mektup..
Ardahan’ın kendisinden ayrılıp, tek başına bir vilayet olmasını hala içine sindiremeyen Kars’ın bizde çaldığı 9 köyün arasında bulunan Doğruyol (Calalı) Gazeteci Suat İncedere son yaptığı haber ulusalda geniş yankı buldu.
Başta rahmetli Ümit Kılıç olmak üzere her Ardahanlının tanıtımında büyük katkısı olan Çıldır Gölünün artık bir turistik merkez konuma geldiğini haberleştiren Suat İnceder’nin o haberinde olduğu gibi diğer haberlerinde de önemi bir ayrıntıyı kaçırmıyor ve Karslıları da bir hayli kızdırıyor.
Çünkü bir çok Ardahanlının görmediği, umursamadığı o önemli ayrıntı Çıldır Gölü ile ilgili yapılan haberlerin Ardahan/Çıldır olarak hemde bir Karslı gazetecinin kalemin de çıkan ve haberler değerlendirilmesi çok önemlidir.
Bu nedenle Ardahanlı bir gazeteci olarak kendisine buradan teşekkür ediyorum…
Bu arada bir ara aktif gazeteciliği soyunan ancak burunlarından kıl aldırmayan İstanbul’da ki Hoçvan Diaspoarsının yanı sıra yaşadıkları kendi kararıyla bu meslekten vazgeçip, uzun süre çekildiği köşesinde dinledikten sonra içinde kalan gazetecilik güdüsüyle ‘Mir Ezdin’ adlı facebookta sayfasında muhteşem yorumlar yapmaya başlayan Rodi Abi’ye dönmek istiyorum.
Gerçi belki de ülke de bir ilk olan muhteşem bir Kürtçe Dergi de çıkaran Rodi Abi bu meslekte yıllardır ter döküp, mücadele veren biz gazeteciler varken kendisinin gazeteci olmadığını, düşüncelerini aktaran sade bir vatandaş olduğunu söyleme nezaketinde bulunsa da ben onun yazı ve yorumlarını bir gazeteci olarak hep değerlendirdim.
Evet son olarak bana yönelik ele aldığı mektupla 26 yıl sonra geldiği Ardahan’da edindiği izlenimleri anlatan Rodi abiye de bir teşekkür etmek isterim..
Çünkü Adahan denilince akıllara gelen simge isimleri tek tek yeniden bizlere hatırlatan ‘Gazeteci’ye Mektup’ başlıklı o güzelim son mektup ve yazısını okuyunca bu kentin tarihinin kayıp olduğunu ve birilerinin Rodi Baz’ın bizlere hatırlattığı isimleri ve diğer yaşananları mutlaka kitaplaştırılmalı diyordu adeta..
Suat’a ve Rodi abiye yeniden teşekkür ederken Kasın Tırpancı’ya da bir teşekkür gerekir..
Çünkü oda bugün 23 Şubat isimli gazetemizde ele aldığı yazısında Suatlar, Rodiler gibileri dururken festivalden festivale Ardahanlı olup, belediyelere kestikleri faturalarla bilinenlerle ilgili çok yerinde bir yazı ele almış ve Ardahan’ın ve Ardahanlıların bir derdinin de bu tip keneler olduğuna dikkat çekmişti.
**Anıl Hanım Yangın Var!
Başta SODES ve Serka olmak üzere bir çok kurumun projelerini yapmakla uzman olduğunu bildiğimiz ve bu uzmanlığını iyi kullanıp, Vekil Atalay’ı da ikna edip beklenmedik bir anda çok önemli bir kurum olan Ardahan Valiliği Genel Sekreteri de olan Anıl hanımın hizmet alanında bulunan köylerden ot ve orman yangınları devam ede dursun, ben defalarca dile getirdiğim İL ÖZEL İDARE YANGIN ŞANTİYESİ konusunu bir kez daha dile getireceğim.
Sayın Anıl hanım ve onun en büyük destekçisi AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay,
Milyonların döndüğü ama her yıl yeniden başa döndüğümüz bu kurumun adına bir İTFAİYE ŞANTİYESİ kuramaz mıyız?..
Yani belediyelerin mücavir alanları dışında bulunan ve siz, İl Özel İdarenin sınırları içinde ki köy, kasaba ve yaylaların sorunlarının hala devam ettiğini bir Ardahan’da yol, su, kanalizasyon gibi zorunlu insanı hizmetleri bir türlü yerine getirmediğiniz şu kent, İlçe ve köylerinde çıkan yangınlara müdahale edecek, yeri geldiğinde bir türlü suya kavuşturamadığınız yaylalarına su taşıyacak bir İl Özel İdare İtfaiye Şantiyesi projesi yapamaz ve haya geçiremez miyiz?
Çöpleri toplamaktan aciz belediyelerin merdivenleri bile olmayan kırık, dökük itfaiyelerinin alanına giremeyen yangınlara müdahale etme zorunda olmadıkları halde kent merkezlerini bırakıp, kilo metrelerce uzaklıkta bulunan köylere yangın söndürmeye giderken yapılan masraf ve bu süre içinde yanıp, kül olan değerler şimdiye kadar kaç İtfaiye Şantiyesi kurardı?
Bilmem ama proje yapmakta uzman Ardahan Genel Sekreteri Anıl Hanım’a, Milletvekili Orhan Atalay’a, dönem toplantılarına başlayan İl Genel Meclisine bu yönde ki teklifimi sunuyor, yeniden çıktığı öğrendiğimiz Hoşuret köyü yakınlarında ki orman yangınına doğru yol alıyoruz..
Tabi yol varsa..