YİNE TRAFİK ,YİNE ÖLÜM.. Ve Usta da öldü..

Alınan bilgilere göre Ardahan Göle ilçesinden Kars Havaalanı’na gitmekte olan H. Küpeli nin kontrolünde ki ticari taksi Kars yolunda kaza yaptı. Kaza yapan araçta bulunan 3 kişiden Göle Çaklıdere (Orakilise) köylü bir kadın hayatını kaybetti. Sağlık ekiplerinin olay yerine gelmesiyle birlikte diğer yaralılar Kars Devlet hastanesine kaldırıldı. Yaralıların tedavisi sürüyor.

Ardahan Uyuşturucu İle Mücadele Derneği Kurucu Başkanı Uğur Kaçar’ın acı günü.

Öte yandan geçtiğimiz gün elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Ardahanlı esnaflardan Uğur Kaçar’ın oğlu Aytuğ Kaçar (!8) geçtiğimiz gün ikindi namazına müteakiben kılınan cenaze namazıyla sevenleri, ailesi ve Ardahanlıların yoğun katılımıyla Yenimahalle Mezarlığında toprağa verildi.

Çıldır’da TIR’lar çarpıştı, 2 yaralı..

İki ölülü trafik kazasının yaşandığı Ardahan merkez ve Göle’de yas tutulurken aynı günler içinde Ardahan Çıldır ilçe merkezi girişinde meydana gelen trafik kazasında da 2 kişi yaralandı. 

Alınan bilgilere göre Ertuğrul Bıyık yönetimindeki 27 ANN 665 plakalı tır, Çıldır’a giriş halindeyken karşıdan gelen Bulgaristan plakalı tır ile çarpıştı. Kazada yaralanan iki sürücü de olay yerine gelen 112 ekiplerince ardahan Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

Ardahan büyük ustayı kaybetti

Ardahan Küçük Sanayi Sitesi’nde uzun yıllar tornacılık yapan 86 yaşındaki Tayfur Bölük, Hakkın rahmetine kavuştu. Ardahan Küçük Sanayi Sitesi’nde uzun yıllar tornacılık yapan 86 yaşındaki Tayfur Bölük, Hakkın rahmetine kavuştu.

Tornacılık mesleğini Ardahan’a getirerek iş yerinde 150 ton ağırlığında baskı ve tesviye makinesi yapan büyük usta merhum Tayfur Bölük, solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle uzun süredir Kocaeli Özel Medical Park Hastanesinde tedavi görüyordu.

23 Haziran Cuma günü hakkın rahmetine kavuşan merhum Tayfur Bölük’ün naaşı Kocaeli’nin Merkez İlçesi İzmit’te Cuma Namazına müteakiben Vakfıkebir Caminde kılınan cenaze namazıyla merhume eşi Neriman Bölük’ün yattığı yer olan İhsaniye Mezarlığı’nda ailesi ve sevenlerinin katılımıyla toprağa verildi.

On yaşından beri çıraklıktan yetişen bir sanatkar olan, 7 yıl Almanya`da kalan, sanatını dürüst icra eden ve mesleğini çok seven Merhum Tayfur Bölük, Ardahanlıların gönlünde ayrı bir yeri vardı. Vefat etmeden önce tüm Ardahanlılara selam gönderen, Ardahan sevdalısı Merhum Bölük, herkesten haklarını helal etmesini istemişti. 30 yıl Ardahan’a hizmet eden Bölük, ömrü olsa bir o kadar daha hizmet edeceğini söylemişti.

BEN SENİN BABANI DA SEVMEZDİM..

Yıl 1990’lar 12 Eylül cuntasının darbesini yeni yeni atlatıyor, toparlanmaya çalışıyorum bir zamanlar basın merkezi denen Cağaloğlu yokuşunda. Girip terlemesem de adını alan sokakta yani devletin bütçesini oluşturan, bir lirasını almak için bin lira harcayan defterdarlığında bulunduğu Hamam Sokak’ta, sonradan bir kızımın adı olacak Yaprak Apartmanı’nın 5. katında halen bulunduğum, gazetecilik ile uğraşıp, bölgenin ilk ulusal gazete boyutunda, renkli gazete çıkarma uğraşındayım.

Aynı yokuşta Uğur Mumcu’lu Cumhuriyet Gazetesi, üyesi olduğumuz Basın Konseyi, onca ünlü, ünsüz kitapevi ve basım hane, çoğu ulusalcı 150 bilemediniz hala 500’ü bulamayan ve kendileri gibi düşünmeyenleri üye yapmayan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve daha niceleri var. 

Bir de benim gibi yok imkanlarla ve bir kitleye gazete çıkarmaya çalışan, çıkarmayı başarıp ülkede dünyada adından bahsettiren ama bir sokakta yürürken arkadan alçakça bir kurşunla vurulup, öldürülen ve üzerine serilen gazetelere bakarken ayakkabısının altının delik olduğunu gördüğüm Hrant Dink vardı, Cağaloğlu yokuşunda.

Mevcut iktidarın “Biz bulduk.” diyemediği şeylerden olan internet teknolojisi daha gelişmemiş. Grafiği bir tarafta, montajı diğer sokakta, kalıpları aşağı sokakta yıkatıp bir başka semtte bulunan matbaaya götürüyorum gazete sayfalarını.

Ağır makinalar döndükçe basılıyor tek tek bir araya gelen gazete sayfaları.

Bu kez katlamacıya, paketçiye ve hamallara taşıtıyorum. Hamallığını da kendim yaparak dağıtıma hazırlıyorum, 15 kenti içinde barındıran bölgenin ismini taşıyan Kuzey Doğu Anadolu Gazetemi..

Ve bir gün son sayısının basımını yaptığım gazetemi yanıma alarak önce yokuşu iniyorum, sonra Eminönü’nde vapura binip, Hareme geliyorum Kocaeli Sarımeşe’deki evime gitmek için her zaman gidip geldiğim otobüs firmasını gözüm arıyor.

Biletimi alıyor ve binip yol alıyorum henüz 6 torun 5 çocuk yokken. Yağmur kızım, Doğu oğlum ve Yaprak’ımı görmek için.

Günün yorgunluğu ile uykuya dalıyorum, bir anda çalan daha yeni çıkmış olan telefonlardan birinin de bende olduğunu yanımdaki ve etrafımdakilerin anladıklarını bakışları ve acı acı çalan zili ile. Yarım uykulu açıyorum.

-Alo demeden karşıdaki ses tanıdık bir ses ve bana “Neredesin şu an?” diyor. Uyku sersemliği ile bir taraftan arayanın önemli bir dostum, iş adamının bu saatte ne işi olur derken diğer taraftan “Yoldayım Kocaeli’ne geliyorum abi.” diyorum.

Karşıdaki ses devam ediyor “Bende Kocaeli’ndeyim, seni ben aldıracağım. Benim arabam gelecek, otobüsü durduracak ve seni alacak. Şoföre söyle.” diyor ve kapatıyor.

Kendime gelip ne oluyor diye sorarken durduğunu fark ediyorum ve tanıdığım adamın arabasının otobüsün önünde 4’lüleri yakıp inmemi beklediğini görüyorum. Toparlanıp inerek patronun gönderdiği arabaya biniyorum ve Gürcülerin etkisindeki Kocaeli’ne o zaman bir hayli revaçta olan Kocaeli Spor Tesisleri’nin yanındaki Kocaeli’nin yanı sıra ülkenin ilk AVM’lerinden olan binaya giriyorum. Patronun makamına çıkıyor sorunun ne olduğunu öğrenmeye çalışıyorum.

Dost mu? Dost.. İnsan mı? İnsan.. İş adamı mı? iş adamı olan bugün Allah rahmet eylesin dediğim İsamettin Akkurt konuyu uzatmadan beni de meraklandırmadan bir sohbetimizde benim gazetemin ismini taşıdığı Doğu Anadolu’ya günlük gazete çıkarma planını bana hatırlatıyor.

Ve o plan olmasa da Kocaeli’nde günlük gazete çıkarıp çıkaramayacağımı, kaça mal olacağını soruyordu.

Şaşkın bir halde “Çıkarırız abi ama şu kadar sermaye gerekiyor.” diyordum ki dediğim sermayenin iki katını tutan bir gün yükselişi ile canımızı yakan dolarları masama koyuyor ve diyor ki; “Sana iki ay. Kocaeli’nin 3. Günlük gazetesini sen çıkaracaksın.”

Hem de Mavi ve Kırmızı isimli iki günlük gazetesi olan ve kimse günlük gazete çıkaramaz denilen ama yok imkanlara karşın kurduğum ekiple gazetemi çıkarır çıkarmaz ilk sayılarından birinde ‘bu yönetim anlayışınız yanlış, solculuk değil ulusalcılık hatta faşoluk’ diye manşet attığım ve ‘böyle giderse Kocaeli’yi muhafazakarlara kaptıracaksınız’ dediğim Sefa Sirmen’in yönetiminde olan  Kocaeli’ye yönelik.

Uzatmadan alıyorum paraları, çıkıp evime gidiyorum ve sabaha kadar uyuyamıyorum, ‘acaba benden istenen gazeteyi çıkarabilecek miyim?’ diyerek.

Ve sabahın ilk ışıklarında bindiğim kara trenle kendimi yeniden Cağaloğlu yokuşunda buluyor, ‘Ve her yokuşun bir inişi var’ diyerek çıktığım yokuşta bugün yaşanan ekonomik kriz dolayısıyla batanlar gibi Tansu Çiller’in 5 Nisan kararları ile yayınını durduran Günaydın Gazetesi’nin bilgisayarlarının satışa çıkarıldığı vitrinin önünde duruyorum. İçeri girip soruyorum ilk defa bizzat kullanacağım bilgisayarları ve bir gazetenin hazırlanması için gereken malzemeleri alıyor ödememi yapıyorum iki ay süre tanınan gazete hayalini gerçekleştirmek için iki günde alt yapı yapıyorum.

Ve yine iki ay dolmadan adına Siyah Beyaz dediğimiz Kocaeli’nin 3. günlük gazetesini İstanbul Avcılarda bulunan dönemin basın imparatoru Asil Nadir’in matbaasında basıyor ve Kocaeli’ye getirip, YaySat aracılığı ile satışa sunuyor, bununla yetinmeyip, kent merkezinin üst geçitlerinde kız kardeşim Kıbrıs’la birlikte “Yazıyor, Yazıyor…” diye gazetemizi satıyoruz.

Bu 54’e dayanan hayatımda yaşanmış hikâyeyi niye anlattım?

Bilmem ama sanırım Demirel’in yerini bıraktığı ve ‘Devlet İçin Kurşun Atan da Yiyen de..’ diyen Tansu Çiller’in döneminde İçişleri Bakanı olan ve dağılmasında rol oynadığı ileri sürülen Refah Partisi- DYP koalisyonunun İçişleri Bakanlığı görevini üstlenen MHP’nin dışladığı, bizim Saffet Kaya gibi AK Parti’nin kurucularındayım deyip, öyle bir şeyi olmadığı sonradan ortaya çıkan ve son olarak altılı masadan kalkmasıyla seçim öncesi yaratılan o güzelim büyüyü bozan Meral Akşener’in geçtiğimiz gün adeta kendini yeniden yaratan Kılıçdaroğlu’lu CHP’ye karşı, bir o kadar da beklenmedik çıkışı mıydı bilemem..

Çünkü aynı benim o dönem Kocaeli’nde de gazete çıkardığım günlerde aynı Akşener, Demirel ve Çiller’den sonra Erbakan’ı da zorda bırakmış ve bugün Kılıçdaroğlu’na yaptığını onlara da yapmıştı.

İşte bu nedenle yakından tanıdığım ve sanırım unutulmaz komedi filmlerinden olan ‘Süt Kardeşler’ de Şener Şen’in Kemal Sunal’a söylediği, ‘ben senin babanı da sevmezdim’ diyebildiğim Akşener’i ben bu kadar tanıyorum…

Ardahan’ın sorunlarına karşı duyarlılıklarıyla bilinen başkanların Ardahan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102. Yıl Dönümünde böyle anlamlı bir açıklama yapması siyasi anlamda da dikkat çekici.

Ardahan şehir merkezi eski otogar yerinin satışı ile ilgili olarak;

1) Ardahan Belediyesince 17 şubat 2023 tarihindeki satış ihalesi yapılan eski otogar yeri Şehir merkezi için bugün ve gelecekte çok önemli ihtiyaçları karşılamasının yanında, çeşitli ekonomik hareketlilikleri sağlayacak ve para ile ölçülemeyecek  stratejik değer de bir alandır.

2)Satışa konu bu alan, Ardahan şehir merkezine çok yakın ve en önemli ticari caddelere( Kogre, Fevzi çakmak,  Halit paşa cd. Vd. )yakınlığı nedeni ile otopark, yeşil alan ve çeşitli etkinlik alanı olarak kullanılacak bir yerdir. 

3) Hayvan pazarı ve Otobüs garajının bu bölgeden şehir dışına çıkarılması ile bu çevredeki esnafın ticareti olumsuz etkilenmiş ve mağdur olmuşlardır. 

Bu nedenle bu alanın ivedilikle Göle, Şavşat, Posof ilçe Dolmuş araçları ile Düz Ardahan köy minibüsleri ve Havaalanı servis araçlarının hareket yeri ve yazıhanelerin olduğu merkez olarak düzenlenmesi bu mağduriyet azaltılacak ana caddelerdeki otopark sıkıntısı giderilecek ve bu caddeler daha düzenli hale kavuşacaktır.

4) Şehir merkezinde müstakil,  düzenli miting ve toplanma alanı mevcut değildir. PTT önünde çevre Cadde ve Sokaklarda emniyet ve asayiş nedeni ile trafik yasaklanarak insan hareketi kısıtlanarak miting, gösteri ve toplantı yapılmakta bölge esnafı çok sıkıntı yaşamaktadır. Bu alanın bir bölümü bu maksatla da kullanılabilecek emniyetli bir yerdir.

5) Bu alan Kür=Kura nehri kenarı olup taşkın riski altındaki yerlerdendir ve DSİ kurumunca kalıcı ve çok katlı yapılaşmaya yasak bir alandır.

6) Şehrimizin bugünü ve geleceği için çok önemli stratejik değerdeki bu yerin satışının iptal edilmesi ve Şehir halkının yukarıda ifade edilen ihtiyaçları çerçevesinde değerlendirilmesi, projelendirilmesini halkımız adına(hukuki haklarımız saklı kalmak kaydı ile)ısrarla talep etmekteyiz,

7) Bu satıştan Ardahan Belediyesinin ve Ardahanlı iş Adamı Cavit Çomağın derhal vaz geçerek tarafların bu yeri asıl sahibi olan Ardahanlıların hizmetine sunmalarını ivedilikle bekliyoruz.

8) Biz farklı görüşteki siyasi yetkililer olarak Memleketimizin ve milletimizin faydasına olan her türlü işte destekçileri olup Memleketimizin ve milletimizin zararına olacak ter türlü işin karşısında dimdik duracağız.

 YENİDEN REFAH PARTİSİ                        MEMLEKET PARTİSİ                         ZAFER PARTİSİ

ARDAHAN İL BAŞKANI                            ARDAHAN İL BAŞKANI                  ARDAHAN İL BAŞKANI

  CANER ÇOBAN                                        KEMALETTİN ÖZTÜRK                    LEVENT PEHLİVAN