ARDAHAN'DA 4 KÖY 3 MAHALLE KARANTİNADA!..

MERHABA Ardahan’daki gelişmeleri görüntülü izlemeniz için youtube ArdahanTV Kanalımıza abone olmanız umuduyla. Görüntülü haberlerimiz için TIKla abone ol, izle.. https://www.youtube.com/channel/UCDwxU5TIdZejp-mbbNw5fmw


ÇILDIR AŞIKŞENLİK MAHALLERİNDEN SONRA


ARDAHAN’DA 3 KÖY


GÖLE’DE 1 KÖY COVİT-19 KARANTİNASINA ALINDI!


Koronavirüs vakalarının gittikçe yoğunlaşması nedeniyle geçtiğimiz günlerde Ardahan’ın Gürcistan ve Ermenistan’a sınır olan Çıldır İlçesine bağlı eski belde Aşıkşenlik’te 3 mahallenin arından Ardahan merkeze bağlı 3 köyde, Göle İlçesinde 1 köyde daha karantina uygulaması başlatıldı.


Salgının yayılmasının engellenmesi, sosyal izolasyonun sağlanarak halkın sağlığının korunması amacıyla merkeze bağlı Yalnızçam, Meşedibi (Morofga) ve Tepeler (Kong) köyleri ile Göle Küçükaltunbulak köyü 15 günlük Covit-19  karantinasına alındı. Karantina kapsamında, söz konusu 4 köye giriş ve çıkışlarda kolluk kuvvetlerince önlem alınacağının belirtildiği açıklamada, umuma açık her yerde en fazla ikişerli kalabalıkların olmasına, her türlü kalabalığın sosyal mesafeye dikkat etmesine, aksi durumun kolluk birimlerince tespiti durumunda cezai işlem uygulanmasına karar verildiği ifade edildi.



GAZETECİ GEZDİ, YAZDI, SÖYLEDİ


YOLLARA 26 MİLYON PARA GELDİ!..


Yaklaşan kış öncesi bahardan başlayıp, yazın sonlarına kadar devam eden işleri tamamlamaya çalışan kurumların yaşadığı para sorunu dolaysıyla onaramadıkları yollların sorun olmaya devam ettiği Ardahan’da bölünmüş yoların yanı sıra bir çok köy ve yayla yolunun yapımı gelecek bahara kalırken bu durumu gündeme taşıyan Gazeteci fakir Yılmaz’ın haber ve yorumları ardından köy yolları için bir miktar para sağlandı.




Gazeteci Fakir Yılmaz’ın sıkça gündeme taşıdığı ve son olarak yayla şenliklerinin yapıldığı Bülbilan, 3 Bin 197 rakımlı Ardahan’ın en yüksek dağı Kısır ve Kura Nehrinin ana su kaynağı Allahüekber dağlarına ve bu dağların eteklerinde bulunan yolu bozuk köyleri dolaşan, görüntülemesi ardından YouTube ArdahanTV’de yayınlaması, www.kuzeyanadolugazetesi.com adlı internet sitesinde, 23 Şubat, Damga, Gebze Hürses ve diğer bir çok ulusal gazeteler de yazması ardından gündeme gelen bozuk yolların onarım için 26 Milyon ek ödenek getirildi.

Alınan bilgilere göre AK Parti Ardahan Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay’ın devreye girmesiyle Genel Sekreter sorunu yaşayan ve iki yıl boyunca yatırım alamayan yapamayan İl Özel İdare ve Köyleri Destekleme Birliğine 26 milyon ödenek çıkartılarak, hizmetlerin kaldığı yerden devam edilmesi istendi.


Gazetecilerin Acı Günü..


Ardahanlı Gazeteciler Bülent Kılıç’tan sonra Dinçer Aktemür’da acı haberle sarsıldı.

Gazeteci Bülent Kılıç’ın kayınpederini kayıp ettiği şu günlerde Gazeteci Dinçer Aktemür’da amca oğlunu kayıp etti.

Anjiyo servisinin olmadığı Ardahan’da Kalp krizi geçirip, hastaneye kaldırıldıktan sonra hayata göz yuman Ardahanlı Gazeteci Bülent Kılıç’ın kayınpederi Erol Işık’ınölmünün üzdüğü gazeteciler bu kez de aynı zamanda Ardahan Valilik Basın Bürosunda da görev alan meslektaşları Dinçer Aktemr’ün amca oğlunun ölümüyle üzüldüler.

Uzun süredir rahatsız olduğu öğrenilen Ardahan Çıldırlı Salman Aktemur’u kayıp eden Gazeteci Dinçer Aktemür İstanbul’da toprağa verilecek olan amca oğlunun cenazesine katılmak için İstanbul’a gitti.


JANDARMA YAYLALARI DENETLEDİ!


Valilikten yapılan açıklamada, bugün il genelinde kar yağışının etkili olması sebebiyle yaylacıların yaylaları terk etmeye başladıkları belirtildi.


Terk edilen yaylaların ve yayla evlerinin kötü niyetli insanların kullanmaması amacıyla İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince denetlendiği aktarılan açıklamada, “Ardahan’da mevsimin ilk kar yağışının düşmesiyle bölgedeki yaylalar ve yayla evleri Ardahan İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince düzenlenen operasyonlarla sıkı takip ve kontrol altında tutulmaktadır.” ifadelerine yer verildi.


Ekiplerin denetimlerde, yaylalardaki evlerin kapı ve pencerelerinin açılıp açılmadığını, art niyetli kişilerin yaylaları ve bu evleri kullanılıp kullanılmadığını kontrol ettiği kaydedildi.


Ardahan’a 2 bin kişilik cami


İki bin kişi kapasitesiyle Ardahan’ın en büyük camisi olan Serhat Ulu Camii ibadete hazır hale getirildi.


Ardahan’ın Karagöl Mahallesi Kapalı Halk Pazarının yanında Temmuz 2013’te temeli atılan Serhat Ulu Camisinin ibadete hazır, resmi açılışı bekliyor.


Serhat Ulu Cami, 2 bin kişilik kapasitesiyle Ardahan’ın en büyük camisi olma özelliğini taşıyor. “Artık bizimde bir ulu camimiz var” diyen ve bu caminin yapılmasıyla Ardahan’da büyük bir ihtiyacın giderildiğinin altını çizen Ardahan Ak Parti Milletvekili Orhan Atalay, “Bu büyük bir ibadet merkezi, Ardahan da kalabalık bir toplulukla gidebileceğiniz büyük bir camii. Bu gün Ardahan’ın büyük bir eksiğini de giderilmiş olduğunu görmekten mutlu olduk.” dedi.


Vekil Atalay, “Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı’na ve hayır sahiplerine şahsım ve hemşehrilerim adına teşekkür ederim. Memleketime hayırlı olsun.” şeklinde konuştu. Camiyi ziyaret eden vatandaşlar da, bu camii ile Ardahan’ın büyük bir ihtiyacı giderildi. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun.” ifadelerini kullandılar.


Estetik görünümü ile dikkat çeken Ardahan Serhat Ulu Camiinin ibadete hazır hale gelmesi, Ardahanlı vatandaşları heyecanlandırdı.


Çıldır oteli icra ile satılacak..


Ardahan İcra Dairesi Müdürlüğü Çıldır’da 4 katlı otel binasını icradan satışa çıkardı. Otel, Dede korkut Mahallesi 119 Ada, 125 Parsel, Napuzar mevkiinde yer alıyor. İcradan satışa çıkarılan otel binası için 966 bin 480 lira kıymet biçildi. Otelin satış ihalesi 25 Kasım 2020 saat 10.15’te Ardahan Belediye Başkanlığı 3. kat belediye meclis toplantı salonunda gerçekleştirilecek. İhale açık artırma suretiyle yapılacak.



Bitmeyen Yollar, Gidilmeyen Köyler..


Onca HDP’li Başkanı görevden alıp, yerlerine kayyum atayan iktidarın bakanının hakkında soruşturma istediği İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun yetki alanında olan yolların birçoğunda ‘reklam, duyuru’ adı altında başta Başkan Erdoğan’ın olmak üzere iktidara bağlı bakanlık, karayolları gibi afiş ve pankartlarla süsleyip, adeta ‘Siz bakmayın belediye muhalefette. Asıl biz İstanbul ve ülkedeyiz’ demeye getirirken kendisinden olan belediye başkanlarının başında bulundukları İl, İlçe, Beldelerin girişine astığı devasa fotoğraflarla ‘Hoş Geldiniz’ tabelalarıyla süslerler.

Evet aynı iktidarın sorumluluk alanında bulunan onca yol ve alanda yaşanan sorunların ihale yapmadan, çağırıp, hem de dolar karşılığında köprü, bölünmüş yolları son olarak da pandemi hastaneleri yaptırırken gözden ırak alanlarda da okul onarma, hatta sıfırdan okul binaları yaptırmalar dahil işlerin büyük bölümünü KÖYDES adlı kuruma vermiş, ihaleye girmeden çoğu vekil yakınları olan sonradan yetme onca partili müteahhitte devretmiş durumda.

Başta doğuda olmak üzere birçok yerde başlatılıp, ama yıllardır bitmeyen ve yılan hikayesine dönen yollar gibi hayvancılıkla geçinen doğu köy yolları, yayla yolları da geçit vermezken aynı iktidar işleri devrettiği vali, kaymakam, köydes, serka gibilerinin neler yaptığını hiç merak ediyor mu bilmem ama Kanal İstanbul gibi DSİ’nin kağıt üzerinde yaptım bitti dediği onca derede islah çalışması adı altında kayaları derelere duvar yapıp geçtiği hatta bazılarında bundan haberi bile olmadığını da biliyor mu? 




Yoksa eğer ondan ricam şu ki ülkenin sınır kenti, Ardahan’ın Göle, Çıldır yolları gibi Damal ve Posof’un üzerinde bulunduğu Hanak ilçesine bağlı ve yolunun üzerinde 6 köyün olduğu yola ve HES’leştirdiği derelere bakmasını ya da baktırmasını rica ediyorum.

Çünkü ‘Gitmediğin, görmediğin köy senin köyün değil’ diye bir söz mü yoksa bir türkümü vardı bilmem ama bu söz ya da türkünün çok söylendiği yerlerin sadece Ardahan’ın olmadığını ülkenin birçok yerinde durumun aynı hatta vahim olduğunu görecektir ‘Biz olmazsak, ülkede olmaz’ demeye getiren aynı iktidar..




LEVHALARI DA YOLLARI GİBİ!


arşiv haber 24/04/2016 tarihli haber


Yıllardır bir türlü doğru dürüst yapılmayan Ardahan yolları gibi o yolları gösteren Yol Levhaları da bozuk olduğu görülüyor. Başta Ardahan Kent Merkezi yolları olmak üzere Ardahan’ı Kars’a, Göle’ye, Hanak, Damal, Posof’a ve Çıldır’a bağlayan yolların olağan bozuk olduğu şu günlerde köy levhalarının da yollar gibi bozuk olduğu dikkatlerden kaçmıyor.


**HAVALANINDAN ÖNCE YOL DEDİLER AMA YOLLARI DA YAPTIRAMADILAR..


Başta, Türkiye’yi Kafkaslara bağlayan Posof Türkgözü (Badele) ve Çıldır Aktaş Gümrük Kapılarına giden yollar olmak üzere iktidar milletvekilinin ilçesi olan Göle yolu olmak üzere bir çok yolun delik deşik olduğu görülen Ardahan’da Ardahan’ın yanı sıra Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Ardahan Şavşat yoluda Ardahan kent içi ve çevre yollarını aratmıyor.



**KÖY YOLLARI GİBİ İÇLERİ DE BATAKLIK!..


Ardahan ve ilçelerinin merkezleri gibi köy yollarının da çamurdan geçilemediği görülen şu günlerde eriyen kar dolaysıyla alt yapısı bulunmayan köylerin içleri de adeta çamur deryasına dönmüş durumda.


Büyük araçların battığı köy içi yolların yanı sıra hala ihale edilmeyen Ardahan-Çıldır yolu gibi bu yolların üzerinde yapılacağı söylenen Ulgar, Sahara ve Mozoret tünellerinden de haber alınamıyor.


**TUGAY KOMUTANI BİLE RAHATSIZ DEĞİL..


Yolları gibi levhalarının da bir hayli bozuk ve yol göstermez olduğu Ardahan’ın kent ve köy içi yolları gibi mahalle ara yollarının da geçit vermediği şu günler de Ardahanlıların bu kadar bozuk yolara ses çıkarmaması da dikkatlerden kaçmıyor.


Bunu n en açık örneği iki yıla yakındır yapılacak denilerek kazılan ve Ardahan 25 nci Tugay Komutanının da her gün gelip, geçtiği Ardahan Küçük Sanayi sitesi yolunun bozuk oluşuna karşı kimsenin rahatsız olmayıp, bu duruma tepki göstermemesi de dikkatlerden kaçmıyor.


.


Türkler, Kürtler ve Akan Kan..


Türklerin Anadolu’ya açılan kapısı Malazgirt Savaşını ‘Vatan-Millet-Sakarya’ edebiyatı ile millileştirip, edebiyat yapanların bugün olduğu gibi dünkü tarihi de gölgelemek, gerçekleri saklamak hatta başka milletleri yok sayma hesapları içinde olduklarını okuduğumuz tarih kitaplarında, sanaldaki belgesellerde bir kez daha görüyor, üzülüyor ama gerçeklerin saklanamadığı ve er geç gün yüzüne çıktığı için buruk da olsa seviniyorum.


Evet, bugünkü kardeşçe yaşanan ülkede, Kürt, Türk, Çerkez, Terekeme, Alevi, Sünni kısacası birçok toplumun kardeşçe yaşayabileceğini defalarca ortaya koyduğu Türkiye’nin olduğu coğrafyaya kapıyı açan Malazgirt savaşında görülmek istenmeyen, gölgelenen, yok sayılan Kürtlerin etkisi nedense hiç ama hiç gündeme gelmez..

Halbuki; ‘kardeşiz’ denen 10 bin cevher askerli Kürtlerin katkısı ile Malazgirt savaşını kazanan Selçuklu Ordusuna, savaşta oluşturduğu Hilal stratejisini kendilerine siyasi bayrak sayan milliyetçi ayağında gidip Alpaslan’ı kahramanlaştıran ‘Vatan-Millet-Sakarya’ edebiyatçıları niye Amca oğullarını yıllarca ‘Kart-Kurt’ deyip görmezden geldiler..

Bilmem desem de bildiğimi ama yorumunu sizlere bıraktığım bu konuya beni sokup, geren kardeş dediğim birinin gece WhatsAppıma attığı bir mesajın neden olduğunu bilmenizi isterim.

Çünkü o dönemde olduğu gibi bu dönemde de hala ‘Kardeşiz’, ‘Amcaoğluyuz’ deyip beyinciklerinin altında sakladıkları faşist düşüncelerini saklayamayanların başında geliyor, Hanaklı Tuncer Çelik abi gibiler..

Neyse yine de teşekkür ettiğim ve beni böyle bir araştırmaya  sevk eden Tuncer abinin de bilmediği bir çok tarihi konu gibi bugün Karabağ’ı Ermenilerle paylaştıran ama onu da kahramanlaştırıp, Rusya’nın barış gücü’ maskesi adı altında oraya resmen yerleştiğini, yani sözde yanına aldığı Türkiye’nin başına iş açacağını saklayanlar gibi bizden gizlenen tarihe dönecek olursak en azından Youtube’ da Sultan Alparslan’ın Mele Yahya’ya sarılıp, amcaoğlum dediği “Kürt-Türk amca çocuklarıdır.” başlıklı videoları izlemenizi rica ediyorum.

İzleyemeyenler içinde aşağıdaki tarihi yazıya ve Malazgirt’i katkıları ile kazanan ve Anadolu’daki Müslüman devletlerden, Uz Türk boylarından, beyliklerden yardım alamayan, savaşı kazandıktan sonra Kürtleri yok sayan Alparslan’ın yine bir Kürdün elinden aldığı bıçak darbesiyle can vermesine bir bakalım derim…


İşte o yazı ve satır aralarında anlatmak istediğim;

1071 Malazgirt meydan muharebesi öncesinde Bizans İmparatoru Romen Diyojen, Doğu Roma ordusunda Frenk, Ermeni, Norman, Slav, Abaza… gibi farklı uluslardan ve Müslümanlığı kabul etmeyen Hristiyan Peçenek, Uz Türk boylarının içinde bulunduğu bu dünyanın en büyük ordusunu kurup Anadolu’ya sefere çıkar. Müslümanları Anadolu’dan çıkaracaklarını, Anadolu’yu kendi valilikleri arasında paylaşacaklarını, bütün camileri kiliseye çevireceklerini ve Müslüman devletlerine kendi ülkem gibi hâkim olmadan geri dönmeyeceğini bildirmişti. 


Bunu haber alan Müslüman Selçuklu hükümdarı Alparslan Anadolu’daki Müslüman devletlerden, beyliklerden yardım talep eder. Bu çağrıya birçoğu şöyle cevap verir “Yeryüzünün en büyük ordusu Bizans ordusuna karşı durulamayacağını, yenileceklerini söyleyip” Alparslan’ın cihat çağrısına olumlu cevap vermemişlerdir. Kürtler, savaştan bir gün önce 25 Ağustos 1071’de Molla Yahya (Mele Yahya) 10 bin Kürt süvari savaşçı genciyle Alparslan’ın yanında yer alır.

Kürtlerin ileri geleni Mele Yahya (İmam Yahya) “Din kardeşlerimizin yanında cihat etmeye geldik.” demiştir.

Sultan Alparslan Mele Yahya’ya sarılır amcaoğlum “Kürt-Türk amca çocuklarıdır.” demiştir. 

 Yani; Malazgirt Muharebesinin kazanılmasında Kürtlerin büyük rolü olmuştur.

Tarihte ve günümüzde maalesef birçok kişi Kürtlerin, Batılı emperyalistlere karşı Türklere verdiği desteği yok saymakta ve Kürtlerin varlığını bile inkâr etmektedir.

Ve bir televizyon Programı sırasında “Malazgirt’te Kürtler yoktu” şeklinde ısrarla tweet atan takipçilere sinirlenen araştırmacı Murat Bardakçı, Malazgirt Savaşı’nda Kürtlerin rolüyle ilgili en önemli bilgi 13. yüzyıl yazarlarından Sıbt İbnü’l-Cevzi ismiyle tanınan Ebu’l-Muzaffer Yusuf’un “Mir’atü’z-zeman fi Tarihi’l-âyan” isimli eserinde şu şekilde geçtiğini söyler: “Az önce 10 bin Kürt de Sultan’a katılmıştı. Bununla beraber (sultan) Tanrı’dan sonra buyruğundaki 4 bin kişilik hassa askerine güveniyordu”. Şam’da yaşayan Sıbt İbnü’l-Cevzi, Malazgirt’ten yaklaşık 180 yıl sonra tarihini kaleme almıştır. Sıbt, 11. yüzyılın ikinci yarısına ait bilgileri 1088’de ölen Garsunni’me’nin “Uyunü’t-Tevârih” isimli eserinden almıştır.

Malazgirt Savaşı’na katılan Kürtlerle ilgili bilgi muharebeden yaklaşık 260 yıl sonra Kenzü’d-Dürer ve Câmiü’l-Gurer isimli bir eser yazan Memlük tarihçisi İbnü’d-Devaddari’de de vardır. Kenzü’d-Dürer’de bu konu “Sultan Alparslan’a Kürtlerden ve sâir kavimlerden olmak üzere 10 bin kadar insan da katılmıştı.” şeklinde geçer.



Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, Malazgirt savaşında Türklerin yanında Kürtlerin de olduğunu söyledi. Ama Türk Tarih Kurumu eski Başkanı ve bir dönemde MHP’de Milletvekili olan Yusuf Halaçoğlu ‘sadece devşirmeler vardı’ diyerek Davutoğlu’nu yalanlamıştı.

Dolayısıyla dün olduğu gibi bugünde MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu ve birçokları Kürtleri hep yok saymıştır. Peki, bir ırkı geçmişinden koparmak, yok sayma düşüncesi, Kürtleri asimile etme politikaları ve Kürt’e dilini yasaklamak mıdır kardeşlik?!.

1071 Malazgirt Savaşından önce de Malazgirt topraklarında Kürtler yaşıyordu. Malazgirt adı da Kürtçedir. Malazgirt adını kelime kelime ayırıp sonra bir araya getirdiğimizde gerçek ortaya çıkmaktadır. Kürtçe 3 kelimeden ortaya çıkmaktadır. Kürtçe de 1) Me (biz) 2) lez (tez, çabuk, erken) 3) girt (aldık) kelimelerinden oluşur. Yani Malazgirt’in kelime anlamı ‘Biz erken tuttuk’ anlamına gelmektedir.

Şimdi Kürtleri yok sayanlara soralım eğer Kürtler olmasaydı Selçuklular Malazgirt Savaşı’nda Bizans İmparatorunu yenebilirler miydi?

İdris-i Bitlis’inin önderliğinde Kürtler olmasaydı Osmanlılar Çaldıran Ovasında Safevileri yenebilirler miydi?

II. Abdulhamit döneminde Kürt Aşiretlerinden oluşan Hamidiye Alayları etkisiyle doğu sınırı güvenlik altına alınabilir miydi?

Türkler, Çanakkale Cephesinde, Sarıkamış ve Kurtuluş Savaşı’nda amcaoğulları, bugün ‘Et-Tırnakız’ denen ama yeri geldiğinde beyinciklerinin içindeki faşist düşünceler ile bugün terörist  ilan edilen ama Türkler gibi bu ülkenin sahibi olan Kürtlerin desteğini ve gerçek kardeşliğini görmüşlerdir.











HANAKLI KÜVET VE İÇ KAPLAMADA MARKA!




 







LEVHALARI DA YOLLARI GİBİ!


arşiv haber 24/04/2016 tarihli haber


Yıllardır bir türlü doğru dürüst yapılmayan Ardahan yolları gibi o yolları gösteren Yol Levhaları da bozuk olduğu görülüyor. Başta Ardahan Kent Merkezi yolları olmak üzere Ardahan’ı Kars’a, Göle’ye, Hanak, Damal, Posof’a ve Çıldır’a bağlayan yolların olağan bozuk olduğu şu günlerde köy levhalarının da yollar gibi bozuk olduğu dikkatlerden kaçmıyor.


**HAVALANINDAN ÖNCE YOL DEDİLER AMA YOLLARI DA YAPTIRAMADILAR..


Başta, Türkiye’yi Kafkaslara bağlayan Posof Türkgözü (Badele) ve Çıldır Aktaş Gümrük Kapılarına giden yollar olmak üzere iktidar milletvekilinin ilçesi olan Göle yolu olmak üzere bir çok yolun delik deşik olduğu görülen Ardahan’da Ardahan’ın yanı sıra Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan Ardahan Şavşat yoluda Ardahan kent içi ve çevre yollarını aratmıyor.



**KÖY YOLLARI GİBİ İÇLERİ DE BATAKLIK!..


Ardahan ve ilçelerinin merkezleri gibi köy yollarının da çamurdan geçilemediği görülen şu günlerde eriyen kar dolaysıyla alt yapısı bulunmayan köylerin içleri de adeta çamur deryasına dönmüş durumda.


Büyük araçların battığı köy içi yolların yanı sıra hala ihale edilmeyen Ardahan-Çıldır yolu gibi bu yolların üzerinde yapılacağı söylenen Ulgar, Sahara ve Mozoret tünellerinden de haber alınamıyor.


**TUGAY KOMUTANI BİLE RAHATSIZ DEĞİL..


Yolları gibi levhalarının da bir hayli bozuk ve yol göstermez olduğu Ardahan’ın kent ve köy içi yolları gibi mahalle ara yollarının da geçit vermediği şu günler de Ardahanlıların bu kadar bozuk yolara ses çıkarmaması da dikkatlerden kaçmıyor.


Bunu n en açık örneği iki yıla yakındır yapılacak denilerek kazılan ve Ardahan 25 nci Tugay Komutanının da her gün gelip, geçtiği Ardahan Küçük Sanayi sitesi yolunun bozuk oluşuna karşı kimsenin rahatsız olmayıp, bu duruma tepki göstermemesi de dikkatlerden kaçmıyor.