Kategori: Ardahan Resmi İlan

  • YEMEK YAPMAYI BİLİYORSAN AL PARKA GEL! GÖLE OKULLARI TAŞIMALI GAZ İLE ISINACAK!..


    SÎZDE KONUĞUMUZ OLUN..



    Gazeteci Fakir Yılmaz Pazar Günleeri ve Hafta İçi Özel Programlarla TEMPO TV’de 


    Sizde Tempo TV ekranına konuksunuz..



    MERHABA Ardahan’daki gelişmeleri görüntülü izlemeniz için youtube ArdahanTV Kanalımıza abone olmanız umuduyla. Son iki haberimiz için TIKla abone ol, izle..  


    2021 Ahi Evran Yılı Kapsamında 13-19 Eylül 2021 tarihleri arasında yapılacak olan Ahi Evrah Haftasının ikinci günü Ardahanlı hanımlar 14 Eylül 2021 tarihinde yaptıkları yemekle saat 10 da Egemenlik parkında hazır bulunacaklardır. 


    Bu yarışmaya katılmak isteyenlerin geniş bilgi için İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne Müracaat etmeleri veya 0478 211 48 58-0478 211 34 92 numaralı telefonlardan geniş bilgi almaları gerekmektedir. Önemle duyurulur


    Gürcistan Ardahan Yemeklerini Kitaplaştırılmıştı!


    13-19 Eylül 2021 tarihleri arasında yapılacak olan Ahi Evrah Haftasında yapılacak olan yarışmaya yemek yapanları davet eden Ardahan Valiliği yöresel yemekleri tanıtmaya çalışacağı etkinliğe her kesi davet ederken Faruk Köksoy döneminde Ardahan Belediyesi ile Gürcistan Samtskhe-Javakheti Devlet Üniversitesinin ortak çalışması sonucu,  Ardahan ve Ahıska bölgesinin ortak yemekleri, tarifleriyle birlikte yapılan çalışma ile bölge yemekleri kitaplaştırılmıştı.


    Ardahan Belediyesi ile Samtskhe-Javakheti Devlet Üniversitesi’nin birlikte hazırladığı proje, Başbakanlık Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından desteklenmişti.

    Proje ile Ardahan ve şu an yaya geçişine izin verilmeyen Posof ve Çıldır ilçelerine komşu ülke Gürcistan’ın eski Türk yurdu olarak bilinen Ahıska bölgesinin yemekleri bir kitapta derlenmiş, bu çalışma ile 100’e yakın ortak yemeğin bir arada toplandığı kitabın ilk tanıtımı, Gürcistan’dan gelen heyetin de katılımıyla Ardahan’da yapılmıştı.


    GÖLE OKULLARI TAŞIMALI GAZ İLE ISINACAK!..


    BTC ve Taanap Petrol ve Doğalgaz Boru hatlarının burunlarının dibinede geçmesine karşın Posof, Damal ve Hanak’ın beklediği doğalgazın hala bağlanamadığı Ardahan’ın Göle ilçesinde bulunan okullarda doğalgaza kavuşacak.


    Ardahan İl Milli Eğitim Müdürlüğünce okullarda ısınma sisteminde dönüşüm çalışmaları sürüyor.


    İl Milli Eğitim Müdürü Erhan Bulut, gazetecilere yaptığı açıklamada, kentte doğal gaz hattının geçtiği bölgelerdeki okulların dönüşüm çalışmalarının devam ettiğini söyledi.


    Başta taşımalı doğalga ile doğalgaza geçen Ardahan’ın Göle ilçe merkezindeki tüm ilk ve orta öğretim okulları olmak üzere bu kış sezonunda doğal gazla ısınacağını ifade eden Bulut, şunları kaydetti:”Bu konuda gerekli ödenek ayrıldı. En kısa sürede çalışmalarımız başlayacak. Bizler eğitim ve öğretimin en verimli olması ve bu şekilde sürmesi için çabalıyoruz. Göle ilçemizde de bu kış sezonu tüm okullarımız, yani ilçe merkezindeki tüm okullarımız doğal gaz ile ısınacak. Bu çalışmada emeği geçenlere teşekkür ederken, böyle bir çalışma eğitim ve öğretimimiz için hayırlı olsun.”



    SOL MEDYA..


    Ülke de doğru dürüst iktidar olamayan solun neden bu halde olduğuna baktığımız da sol basın ve medyaya bakmak yeter artar bile..


    Birgün.. Benimde muhabirliğini ve bu gazetede yaptığım haberimle Metin Göktepe Gazetecilik ödülünü aldığım ve dünyaya soldan bakan sol bir gazete..

    Kaç satıyor? En Son Tiraji: 5 Bin 500’e yakın..

    Evrensel.. ‘Patron düşman’ diyen işçi haberleri ağırlıklı ve dünyaya soldan bakan bir gazete..

    Kaç satıyor? Yani En Son Tirajı: 3 Bin 500

    Sözcü: Ulusalcı bir anlayışla dünyaya bakan sol bir gazete..

    Kaç satıyor? Yani En Son Tirajı: 178-180 arası

    Aydınlık: Sözde solcu ve Maocu bakışlı bir gazete ama o da havuz medya arasında yer almak için MHP destekli Muhafazakâr iktidara yaranmaya çalışan bir gazete..

    Kaç Satıyor? Yani En Son Tirajı: Bin 702

    Peki Havuz Medya, Besleme Medya diye ikiye ayrılan ve adına merkez basın denen gazetelerin 84 Milyona yaklaşan nüfusu ile günlük olarak ne satar ve tüm gazetelerin toplam tirajı nedir?

    Kaç Satıyor? Yani ülkede en son gazete 84 milyonluk ülkede tirajı nedir: Bir Milyon 900’e yakın..




    Ve bu tirajlara baktığımızda sağcı, muhafazakâr, orta hatta milliyetçi, kahrolusun patron denen, iş insanları denen kesimden reklam alıp, dünyaya soldan bakan medyaya ne demek gerek?

    Bilmem ama sol medyanın ana sorununun solcuyum deyip, arkadan yada açıkça sağcı, muhafazakâr hatta milliyetçilerle ortak işler yapanların kendi basınına, medyasına karşı olan samimiyetsizliğini görmek mümkün.


    Kürt medyası denen kesiminde sol medyadan farklı bir durumda olmadığı ülkede genelde sağ ve muhafazakâr kesimin iktidar oluşu ve devlet bankaları ve resmî kurumlarının reklamları ile kendisine yakın havuz medyasını beslerken HDP desteği ile yerelde iktidar olan sözde sol denenlerin aslında beyin altlarında ki faşist kafalı milliyetçilerden daha tehlikeli anlayışa sahip ulusalcıların sol medyaya değil, iyi niyetli bakışıyla günlük bir gazete alarak destek vermesi, dünyaya soldan bakan medyanın ölmesini bekler halde..

    Öyle değil diyen varsa iktidar olacaklarının rüyasını görenlere bir bakın bugün günlük bir gazete almışlar mı, reklam vermişler mi, tv ve radyolarına sahip çıkmışlar mı?

    Hayır tam tersi siyasilerden dert yanıp, özgür bir basının olmadığından yakınıp, ‘Satılık Basın’ diyerek işin içinden çıkan okur gibi onlarda gazete okumuyor, almıyor, tv ve radyolarını takip edip, reyting yaptırmıyor olmasındandır, solun bu ülkede iktidar olamayışı diye düşünüyorum, dünyaya soldan bakan bir gazeteci olarak..



    Bayramınızı Kutlarız..


    Ardahan’da İnsan ve Araç Trafiği…


    arşiv haber 18/07/2021 tarihli haber/yorum/reklam


    Bayram ve İş Yerinizin Mesaj ve Reklamı İçin Bizi Arayabilirsiniz.. 05354183258 Ardahan’da İnsan ve Araç Trafiği…Bir yıldan fazla süren pandemi paniği sonucu evlerinden ayrılamayanlar corona yasaklarının kaldırılması ardından 9 günlük bayram tatilini de bahane edenler başta memleketlerine olmak üzere tatil için yurdun birçok yerine dağıldılar.


    Tüm yurt genelinde olduğu gibi Ardahan’da hareketli günlerin yaşandığı dikkat çekerken insan ve araç trafiğinin mevcuttan %65’e yakın arttığı öğrenildi.Kent merkezlerinde olduğu gibi ilçe ve köylerde de gözle görülür bir insan ve araç hareketinin yaşandığı Ardahan’da trafik ekipleri de olağanüstü mesai yapmaya başladılar.Ardahan’da Kurban Bayramı öncesi İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı ekipler denetimlerini arttırdı.Ardahan İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Kurban Bayramı tatili dolayısıyla yoğunluk yaşanan yerlerde denetimlerini arttırdı. Otogar ve araç yoğunluğunun olduğu bölgelerde araçları kontrol eden Trafik Şube Müdürlüğü ekipleri, sürücülere emniyet kemeri takmaları ve trafik kurallarına uymaları konusunda uyarılarda bulundu. Ekipler, yolculardan da yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında maske ve mesafe kuralına dikkat etmelerini istedi.


    Yolu çamur meydanda da hareketlilik..


    Türkiye’nin önde gelen hayvancılık merkezlerinden Doğu Anadolu’daki kurbanlık pazarlarında, arife yoğunluğu yaşanıyor.


    Ardahan’da da yüzlerce büyükbaş ve küçükbaş hayvanın bulunduğu Atatürk Mahallesi’ndeki hayvan pazarında yoğunluk arttı.



    Kurbanlık alımını bayram gününe bırakmak istemeyen vatandaşlar, pazarda besiciler ile sıkı pazarlıklar yapıyor.


    Kurbanlıklar için bilendi..


    Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte vatandaşlar kesimlerinde kolaylık için bıçakçıların yolunu tutmaya başladı.Ardahan’da Kurban Bayramı’na hazırlık yapan vatandaşlar, evlerinde körelen bıçak ve satırları biletmek için bıçakçılarda yoğunluk oluşturuyor. Bazı vatandaşlar yeni bıçak alırken, bazıları ise eski bıçaklarını bileme makinesinde keskinleştirmeyi tercih ediyor. Ustalar, vatandaşlara bıçaklarını biletmek için son günü beklememeleri konusunda tavsiyede bulunuyor.



    Müzikler eşliğinde yazmak.. 


    ‘Kör olasın sebep, oy sevdalım, belalım oy oy oy yoldaşım yıkılsın sebep olan’ diye başlayıp devam eden Emre Saltuk’un, ‘sevdalım, belalım, yoldaşım’ diye devam eden türküsü eşliğinde ele aldığım bugünkü yazımın nereye varacağını ben bile kestiremesem de devam eden şarkı, türkü ve şiirler eşiliğinde yazmaya başladım bile..

    Ve en sert, en ciddi, en dertsiz olarak görüp, algıladığımız insanların da zayıf yanları olduğunu düşünmeden hayat denen girdabın akışına kendimizi kaptırdığımız şu dünyada o kadar yazılan kitap, söylenen türkü, şarkı ve şiirlerin neyi anlattıklarını da pek anlamak istemez ve sadece kulak pasını giderdi der geçeriz.

    Ama ekmek, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bunların yani kitapların, türkülerin, şarkıların, şiirlerin de biz insanlar için olduğunu ve onların yaşamın birer parçası olduğunu anlamak için tek dişi kalmış canavara inat tek teli de kalsa tınlayan sazın tellerine dokunmak yeter, artar bile..

    Bu yetmezse yüreğimizi, kalbimizi, beynimizi yoran duyguları hafiften çalan bir müzik parçası ile dinlemek yeter artar bile..

    Öyle ki her çalan sazın, çalgının kulağınızdan girip, yüreğinizde, kalbinizde ki volkan olmuş dağa değercesine duyguları patlatır, yakar, içinizden dışarı atarak, sizi rahatlattığını anlarsınız..

    Ve kendinizi bir şiirin, ya da bir türkü, şarkının içinde bulur yaşadıklarınızı anlattığını anlar, duygulanırsınız..

    Önce dalar, kendinizi anlatan o şiirleri, türkü ve şarkıları kırık sazın eşliğinde dinlediğinizi anlasanız da içinizde volkan olup, homurdanan duyguları göz yaşları eşliğinde patlatmamak için mücadele verdiğinizi hissedip, çevrenizde, ‘kimse var mı yok mu?’ diye bakarken o yaşları içinize yüreğinize akıtırsınız..

    Ve rahatladığınızı hissedip, anlasanız da aslında bir süreliğine de olsa yaşadığınız duygulara eşlik eden şiir, şarkı ve türküler eşliğinde geçen zamanla ve yaşadıklarınızla birlikte bir hayli yorulduğunuzu anlar, sessizce kenara çekilerek yeniden bir kaplumbağa ya da salyangoz gibi kabuğunuza sığınırsınız..

    Ama, Allahüekber dağlarında doğup, Göle, Ardahan, Hanak, Çıldır’ı geçip, uluslararası bir akışla Gürcistan üzerinden geçerek aslında göl olan ama içimizdeki duygular gibi o kadar sıkıntının doldurduğu Kura Nehri’nin de ulaştığı Hazar Denizi gibi olur, içinizdeki seller..

    Ve içinde yaşam bulan o kadar balık ve canlının yaşam merkezi halini alan Hazar (Gölü) Denizi gibi ulaşmak istediğinize doğru asice dalgalanıp, kafanızı taşa vurur gibi sizde sahile vurup, vurup geri çekilirsiniz..

    Bir çoğu şiirlerden doğup, türkü, şarkı olan onca müziğin aslında sizi anlattığını düşündüğünüzde bu şiir, şarkı, türküler sazlar ve diğer çalgılarla kulağınızın pasını, yüreğinizin ateşini söndürmeye bire bire olduğunu da anlarsınız..

    Bu duygular sizin gibi birer insan olan ve yaşadıklarını şiirlere, türkü ve şarkılara döken her şairin, sanatçının kendine has bir tarzı, kalemi, konusu ve duygusu vardır.

    Örneğin; Özdemir Asaf’ın kalemi çok naiftir, Turgut Uyar’ın dizeleri hüzün kokar, Nazım Hikmet aşk, memleket, dostluk gibi her konuda yazmıştır. Nazım Hikmet’in elbette her şiiri birbirinden güzel. İçinden seçim yapıp, kıyaslamak da haliyle çok zor. Ama, ‘Hoş Geldin Kadınım’ şiirinin yeri bambaşkadır.

    Bir erkek kadınına ya da kadın erkeğe aşkını daha nasıl anlatabilir ki? Aşkı en derin duygularla, yalın ifadelerle ve teslimiyet ruhuyla anlatan harikulade bir şiir. Üstadın bu şiiri bestelenerek, birçok şarkıcı ve sanatçı tarafından da okunmuştur.

    Peki ya bunca şiiri, sözü şarkılara, türkülere dökenlere ne demek gerekir?..

    Hiç bir şey demeden hala sesiyle bir çoğundan daha star olan İbrahim Tatlıses’in ‘Yazı yazdım kararsız, derde düştüm çaresiz, ben düştüm bir ataşa, siz düşmeyin yanarsınız..’ diye başlayan ve devam eden türkü, şarkı ve şiirlerin ‘hepsi benim için’ diyerek sona eren hayat ve müzik eşliğinde sizde susun en iyisi..



    AK Parti’de Saffet Kaya Yok..


    *16/03/2015 Tarihli Haberleri


    Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerin de yeniden milletvekili olmak için AK Parti’ye başvurduğunu açıklayan Saffet Kaya’nın AK Parti Genel Merkezince basına verilen ‘AK Partinin Aday Adayları’ listesinde adı olmadığı ortaya çıktı..


    7 Haziran’da yapılacak olan Genel Seçimler öncesi iktidar Partisi AK Parti’den Ardahan Milletvekili Aday Adayı olduğunu açıklayan Ardahan eski milletvekili Saffet Kaya’nın adı AK Parti Genel Merkezince basına dağıtılan ‘ve tüm illerin aday adaylarının isimlerinin sıralandığı listelerde yok.


    **Geç saatte başvurmuştu, Adaylığı kabul mu edilmedi m?!


    Ardahan’da 13 değil, 12 Milletvekili Aday Adayının olduğunu kamuoyuna ilan eden AK Parti Genel Merkezinin Saffet Kaya’nın adını neden basına vermediği anlaşılamazken, konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Saffet Kaya kendisinin 1571 nolu başvuru ile AK Parti’ye başvurduğunu ve yaşanan durumun bir yanlışlıktan öte bir şey olmadığını belirtirken bu durum Ardahan kamuoyunda şok olarak karşılandı.


    Bilindiği gibi Saffet Kaya aday adaylık için son gün saat 23.00’da başvurmuştu. Buna rağmen Saffet Kaya’nın adının basına verilen, ‘AK Parti’nin Türkiye Geneilnde ki Aday Adayları’ listesinde olmaması Saffet Kaya’nın adaylığı AK Parti Genel Merkezince kabul edilmediği şeklinde yorumlandı.


    **SOYLU DEDİ, BAŞBAKAN ELEDİ..


    Saffet Kaya’nın neden elendiğini tespit eden gazetemiz önemli bilgilere ulaştı.


    Alınan bilgilere göre AK Parti’den milletvekilliği aday adaylığı için başvuran 6 bine yakın isimden 4’te 3’ü, bir haftadır süren mülakatlarda elendiği, bu elenenlerin başında gelen Saffet Kaya’nın bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından üzeri çizildiği, buna neden ise Davutoğlu’nun, AK Parti Ardahan İl Başkanı Av. Yusuf Demirci’nin de bulunduğu toplantı da eski Doğruyol Partili olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’ya  ‘Bu Saffet Kaya kimdir?’ diye sorması, Soylun’nun Kaya hakkında çok ağır bir laf edip, aday edilmemesi gereken isimlerin başında gelen biri olduğunu belirtmesi üzerine Başbkanın Saffet Kaya ismini sildiği bilgisine ulaşıldı.


    **12 Aday Adayın 5’nin üzeri de çizildi..


    Öte yandan Saffet Kaya ile birlikte 5 kişinin daha üzeri çizildiği geriye kalan 6 aday adayın adının 23 Mart’ta toplanacak olan bir üst kurula gönderildiği alınan bilgiler arasında oldu.


    Mevcut Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, AK Parti eski İl Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar, Hoçvanlı İşadamı Orhan Gökdemir, Çıldırlı İşadamı Hamza Bektemur, Kaymakam Salih Altun, Avukat Fatih Rüştü Yılmaz’ın bir üst komiyona çıktığı öğrenilirken, Saffet Kaya ve diğer geriye kalan 5 aday adayın elendiği öğrenildi.


    Öte yandan bir üst kurula çıkan aday adayın ikisinin de 23 Martta yapılacak olan mülakatta eleneceği ve 4 aday adayın ismi üzerinde Ardahan AK parti Aday Adayının belirleneceği alınan diğer bilgiler arasında oldu.


    AK Parti’de Saffet Kaya Yok..


    Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerin de yeniden milletvekili olmak için AK Parti’ye başvurduğunu açıklayan Saffet Kaya’nın AK Parti Genel Merkezince basına verilen ‘AK Partinin Aday Adayları’ listesinde adı olmadığı ortaya çıktı..


    REKLAMLARINIZ BİZDE SİTEMİZ DE, TEMPO TV DE, GAZETE/DERGİLERİMİZ


    VE SANAL ORTAMLARIMIZ DA YAYINLANIR..













    ki…







  • JANDARMA YASAKLI GÜNDE DONAN GÖLÜ DENETLEDİ!



    MERHABA Bu haberi ve Ardahan’daki diğer gelişmeleri görüntülü izlemeniz için youtube ArdahanTV Kanalımıza abone olmanız umuduyla. Görüntülü haberlerimiz için TIKla abone ol, izle.. 



    Vatandaşların büyük bölümünün sokağa çıkma yasaklarına uyduğu gözlenen Ardahan’da çarşı ve yolların yanı sıra turistik bölgeler ve göl çevrelerinde de denetimlerini sürdüren güvenlik güçlerinin kışları yüzeyinin tümünün donduğu Türkiye ile ortak göl olan Aktaş gölüne komşu olan Ardahan’ın Çıldır Gölünü de denetledi.




    Gazetecilerin haber kaynağı olan Çıldır Gölünde yaşanan sessizliğin dikkat çektiği bir anda bile göl etrafında bulunan köylerde denetim yapan Jandarma ekipleri yüzeyinin tümü buzlarla kaplanan ve doğal bir paten sahası durumu alan Çıldır gölünün donmuş olan buz tabakasını da halkın can güvenliği için inceledikleri  dikkat çekti.



    Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde kalan gölü Çıldır Gölü, 123 km² alanı ile Doğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük tatlı su ve en büyük ikinci göldür. Deniz seviyesinden 1959 metre yükseklikte bulunan gölün en derin noktası 42 metredir.



    İDARECİLERDEN 2021 MESAJLAR VE ÇALIŞMALARI


    Birlikte nice güzel yıllara.. VALİ YENİ YILI GÜVENLİK GÜÇLERİ İLE KARŞILADI.. BELEDİYE BAŞKANINDAN YENİ YIL MESAJI..


    Ardahan Valisi Hüseyin Öner, 2021 yılına girilmesi dolayısıyla güvenlik güçleri ve sağlık birimlerine ziyaretlerde bulunarak görevi başında ki personelin yeni yılını tebrik etti.


    Ziyaretleri kapsamında ilk olarak, ilin giriş ve çıkış bölgelerindeki uygulama noktalarına giden Vali Öner, buralarda görev yapan polis, jandarma ve güvenlik korucularının yeni yılını kutladı. Şehir merkezinde Şehit Tuncay Polat Polis Merkezini de ziyaret eden Vali Öner, asayiş ve güvenlik durumu hakkında bilgi alarak görevli personelin yeni yılını tebrik etti.


    Vali Öner daha sonra Devlet Hastanesi acil servisini ve 112 komuta merkezine ziyarette bulundu. Buralarda görevli sağlık çalışanlarıyla bir süre sohbet eden Vali Öner, görevi başında ki personelin yeni yılını kutladı. Vali Öner, telsizle 112 komuta merkezilerinde ki personelin de yeni yılını tebrik etti.



    Ziyaretlerine ilişkin açıklamada bulunan Vali Öner, “2021 yılına güvenlik birimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızla birlikte girdik. Asayiş, güvenlik ve sağlık hizmetleri 24 saat kesintisiz olarak topluma hizmet vermektedir. Dolayısıyla personelimizin yaptığı işlerde o derece önemli ve kutsal görevdir. Aynı zamanda fedakarlık isteyen bu meslekleri yürüten polis, jandarma ve sağlık çalışanlarımızın yeni yılını tebrik ediyorum. Aileleriyle birlikte sağlıklı, huzurlu ve başarılı yıllar diliyorum” dedi.



    BAŞKAN FARUK DEMİR’DEN YENİ YIL MESAJI


    Kıymetli Ardahanlı hemşehrilerim; Yeni hedefler, yeni umutlar, yeni hizmetlerle geçmesini arzuladığımız yeni yıla merhaba derken, geride bıraktığımız 2020 yılının belediye hizmetlerimiz açısından oldukça verimli geçtiğini, halkımız ve Ardahan’ımız için her şeyin en güzelini yapmaya çalıştığımızı belirtmek isterim.


    Geride bıraktığımız 2020 yılı bize sağlığın ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha öğretti. Çin’in Wuhan kentinde başlayarak dünyayı tehdit altına alan Covid-19 pandemisi, ülkemizde de sevdiklerimizi kaybetmemizin yanı sıra hastalıklardan kaynaklanan verimlilik kaybı ve ticaretin yavaşlaması gibi sorunlara neden oldu. Vatandaşlarımızın sağlığının korunması ve şehrimizde pandeminin etkisinin azaltılması için bizler de üzerimize düşen görevi yapmaya çalıştık. İlk vakanın ülkemizde göründüğü günden sonra kurduğumuz tekstil atölyesinde maske üretimine başlayarak bu konuda sıkıntı yaşamayan tek il olduk. Yine pandeminin oluşturduğu olumsuz etkileri azaltmak için her zaman vatandaşlarımızın yanında olarak ihtiyaçlarını gidermeğe çalıştık.


    Bir buçuk yılı aşan hizmet süremizde belediyemizin mali disiplinini sağladık. Belediyemizin iş ve işlemlerini kendi öz kaynak, olanak ve araç – gereciyle yapabilmesi için gerekli alt yapımızı oluşturduk.


    2021 baharıyla birlikte marka şehir Ardahan için daha büyük çalışmalarımızı sizlerle paylaşacağız.


    Küresel bir salgınla mücadele ederken can kayıpları ve büyük yıkımlarla sonuçlanan Elâzığ, Van ve İzmir’deki depremler hepimizin yüreğini sızlattı. Van’da gerçekleşen 2 çığ faciasında toplam 41 kişi vatandaşımızı kaybettik. Ülkemizin güvenliği için terörle mücadelede bu yıl 159 vatan evladını şehit verdik. Üzücü birçok olay sonrasında verdiğimiz her bir kayıp yüreğimizde açılan yara olarak kaldı.


    Sahip olduklarımızın kıymetini daha iyi bildiğimiz ve pandemiyle birlikte değişim sürecinden geçtiğimiz bu yılı geride bırakırken, yaşanılan sıkıntı ve sağlık problemlerinin olmaması dileğiyle şehrimizde de tüm Ardahanlı hemşehrilerimizle birlikte başaracağımız toplumsal dayanışma ve planlı üretimle birlikte modern bir kent olma hayalimize biraz daha yaklaşacağız.


    Yeni yılın tüm dünyaya, ülkemize ve Ardahan’ımıza sağlık, barış, mutluluk, sevgi, başarı ve bereket getirmesini diliyoruz.


    Ardahan Belediye Başkanı


    Faruk DEMİR



    Bir yılı geride bırakmak…


    Evet aslında ömrümüzü geride bıraktığımızı fark etmeden yeni bir yıla adım atmaya hazırlandığımız şu saatlerde kimi, bu kez ‘korona’ yı fırsata çevirip, getirdiği yasaklarla içilicek rakıları zıkkımlanmaya hazırlanırken, kimi ise ‘günahtır’ deyip yeni yılı kutlamanın dinen günah olduğunu söyleyip henüz başlamamış olan yılı zıkkım eder.


    Güneşli havaya rağmen donduran soğuk bir günde yılın son yazısını yazmak için sığındığım berber çırağının torunum Ezel’e telefonla yazdırdığım anda hepimiz gibi içinde battığımız sanal ortama girerek, tıkladığı müzikle beni bölmesi ile yediği fırça gibi bir çok ani gelişmelerin yaşandığı eski yılın yeni yıla bıraktığı kötü mirasın yanında bir çok güzelliği de bıraktığını düşünmeyiz, yeni yıla umutla bağlandığımız şu dünyada….


    2020 yılının aslında bizlere temizliğin ne kadar önemli olduğunu,sağlığın paradan daha değerli olduğunu sosyal yaşamın öneminin ne kadar olmazsa olmaz olduğunu hissettirip giderken başta iktidarlara olmak üzere sağlık camiasına, ilaç sektörüne, internet dünyasına en yararlı yıl olarakta anılarda kalacak gibi..



    Mart ayında başlayıp, yıl sonuna kadar her gün ölü sayarak bitirdiğimiz 2020 yılının son gününde berber çırağının ikide bir yazımı böldüğü berberde traş olan müşterinin benimkiler gibi beyazlamış saç, sakalları kestirirken çalan telefonda gelen kara haber ardından ”çabuk ol, nenem ölmüş gitmem gerek” dediği berberin yıl boyu yorulan arabamı sibop ayarı için bıraktığım sanayi ustası gibi başına ektirdiği saçlarla gençleşmeyi umut ederken ” kaç yaşındaydı nene allah rahmet eylesin” sorumuza, traş olan müşterinin ” nenem 90 yaşındaydı” dediğini duyuyordum, traşa gelmiş sırayı bekleyen yeni müşteri ile birlikte gülümseyip “yazık olmuş genç yaşta ölmüş” diyerek bitirdiğimiz yılın bizi de ölüme doğru götürdüğünü tartışmaya başlıyoruz berberin pense ile nenesi ölen müşterinin yüzündeki kılları ağda ile çekerken bir anda acının ne olduğunu da yaşaran gözlerden anlıyoruz..


    Evet, kış denen bahar ayı gibi bir ayın içinde ‘kar yok, kuraklık olacak” diyerek devam eden sohbetimizde yazımızın da sonuna geldiğimizi anlıyorum yeni yılla birlikte “nice yıllara” diye gelen mesajların eşliğinde ömrümüzden de giden bir yılı daha geride bırakırken..




    arşiv haber 23/06/2016 tarihli haber


    2016 MTV 2.Taksit Ödemeleri Ne Zaman Başlayacak?


    Türkiye’deki tüm motorlu araç sahiplerinin ödemekle yükümlü oldukları Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV)2016 ikinci taksit ödemeleri Temmuz ayıyla birlikte başlayacak. Araçların cinsine, yaşına ve motor hacmine göre farklılık gösteren MTV ödemeleri için son tarih ise 31Temmuz 2016.


    MTV ÖDEMELERİ NEREYE YAPILIR?rnrnMotorlu Taşıtlar Vergisi ödemeleri, geçmişte bağlı bulunan il veya ilçedeki vergi dairesine yapılırken, günümüzde artık bankalar aracılığıyla internet üzerinden de yapılabiliyor. Üstelik bankalar aracılığıyla yapılan MTV ödemelerinde ekstradan taksit imkanı ve farklı kampanyalardan yararlanma fırsatı da mümkün. Bunun dışında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi web sitesi üzerinden de MTV ödemelerinizi gerçekleştirebilirsiniz. MTV hesaplama ile aynı zamanda hangi bankalar üzerinden ödeme yapabileceğinizi ve bu bankaların başlattıkları kampanyaları da bulabilirsiniz.rnrn2016 MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ HESAPLAMArnrnHaberimizin başında da belirttiğimiz gibi MTV tutarları aracın yaşı, cinsi ve motor hacmine göre farklılık göstermektedir. Aşağıdaki listeden aracınızın motor hacmi ve yaş aralığını kontrolünü gerçekleştirerek 2016’da ne kadar MTV ödeyeceğinizi öğrenebilirsiniz. Bu tablonun dışında yine Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sitesinde bulunan araca gerekli bilgilerinizin girişini yaparak ödeyeceğiniz MTV tutarını online olarak da öğrenebilirsiniz.rnrnrn rn rn rn Motor Hacmirn rn rn 1-3 yaşrn rn rn 4-6 yaşrn rn rn 7-11 yaşrn rn rn 12-15 yaşrn rn rn 16-99 yaşrn rn rn rn rn 0-1300rn rn rn 623 TLrn rn rn 434 TLrn rn rn 243 TLrn rn rn 184 TLrn rn rn 66 TLrn rn rn rn rn 1301-1600rn rn rn 997 TLrn rn rn 748 TLrn rn rn 434 TLrn rn rn 307 TLrn rn rn 118 TLrn rn rn rn rn 1601-1800rn rn rn 1.760 TLrn rn rn 1.376 TLrn rn rn 810 TLrn rn rn 495 TLrn rn rn 192 TLrn rn rn rn rn 1801-2000rn rn rn 2.772 TLrn rn rn 2.136 TLrn rn rn 1.255 TLrn rn rn 748 TLrn rn rn 295 TLrn rn rn rn rn 2001-2500rn rn rn 4.158 TLrn rn rn 3.019 TLrn rn rn 1.886 TLrn rn rn 1.127 TLrn rn rn 446 TLrn rn rn rn rn 2501-3000rn rn rn 5.797 TLrn rn rn 5.043 TLrn rn rn 3.151 TLrn rn rn 1.696 TLrn rn rn 623 TLrn rn rn rn rn 3001-3500rn rn rn 8.828 TLrn rn rn 7.943 TLrn rn rn 4.785 TLrn rn rn 2.389 TLrn rn rn 877 TLrn rn rn rn rn 3501-4000rn rn rn 13.880 TLrn rn rn 11.985 TLrn rn rn 7.059 TLrn rn rn 3.151 TLrn rn rn 1.255 TLrn rn rn rn rn 4001-25000rn rn rn 22.716 TLrn rn rn 17.035 TLrn rn rn 10.089 TLrn rn rn 4.535 TLrn rn rn 1.760 TLrn rn rn rnrnrnMTV’Yİ İNDİRİMLİ OLARAK ÖDEMEK MÜMKÜN MÜ ?rnrnSürücüler için kasko değer listesi üzerinden yapılan ufak bir hesaplama ile MTV’de indirim kazanmak mümkündür. Bunun için öncelikle aracınızın kasko değer listesi üzerindeki güncel değerinin %5’ini hesaplamalısınız. Bu hesaplama sonucunda aracınızın kasko değerinin %5’i, ödeyeceğiniz MTV tutarının üstünde çıkacak olursa, bir alttaki vergi diliminden yararlanabilirsiniz. Geçmiş yıllardaki MTV ödemelerinde de fazladan ödeme yaptığınızı düşünüyorsanız, dilekçe ile başvuru yaparak, fazladan yaptığınız ödemelerin geri iadesini isteyebilirsiniz.

  • ÇILDIR GÖLÜNÜ BALIKLAR, ATLAR VE ARABALAR TANITIYOR!

    ARDAHAN’ın Çıldır ilçesinde, yüzeyi soğuğun etkisiyle buz tutan Çıldır Gölü, macera sevenlerin uğrak yeri haline geldi. Gölün üzerine otomobiliyle çıkan Yakup Topkaya (30) buz üstünde drift yaptı.



    124 kilometrekarelik alanıyla Van‘dan sonra Doğu Anadolu Bölgesi‘nin ikinci büyük gölü olan Çıldır gölünün yüzeyi soğuk havanın etkisiyle buzla kaplandı. Buz kalınlığının 15 santimetreyi bulmasıyla birlikte göl macera tutkunlarının uğrak yeri haline geldi. Kış aylarında üzerine Eskimolar gibi balık avı yapılan ve atlı kızak seferleri düzenlenen Çıldır Gölü’nün buz tutan yüzeyine otomobiliyle çıkan Yakup Topkaya, göl üstünde yaklaşık yarım saat otomobiliyle kayarak drift yaptı.


    Topkaya, “Bu bizim yaşam felsefemiz, bunu her kış atlı kızakla yapıyorduk ama ‘Bu yıl otomobille yapalım’ dedik. Buz kalınlığı şu an 15 santim civarında. Otomobili kaldırıyor ve buz baya sağlam. Şu an sezonu açmış bulunuyoruz. Göl bu sene biraz geç buz tuttu ama sağlam oldu” dedi.



    BURASI ÇILDIRMIŞ!..


    arşiv haber 05/12/2019 tarihli haber


    Büyük mağazaların küçük esnafı zorda bıraktığı ve beledyelerin bunlara ruhsat verilmemesinin tartışıldığı şu günlerde Ardahanlı hayvan yetiştiricisi büyük bir mağazanın reklamında yer aldı. Ardahanlı Hayrettin Hanoğlu’nın da rol aldığı tanıtım reklamında Ardahan’ın Çıldır İlçesinin tanıtımına da geniş yer verildi.


    Ardahan ve ilçelerinin yanı sıra ülkenin tüm kent ve yerleşim alanlarında mağazalar açan A 101 adlı firmanın tanıtım reklamında yer alan Hanoğlu amacının  para kazanmaktansa Ardahan’ı ve İlçelerini tanıtmaya katkı sunmak olduğunu belirtti. Hanoğlu’nun bu reklamda yer alma karşılığında ücret alıp, almadığı öğrenilemedi.



    **BELEDİYE ÖDÜLLENDİRMELİ!


    Hanoğlu’nun 25 yıldan fazladır İl Kültür ve Turizim Müdürnün olmadığı Ardahan’ın tanıtımına büyük katkı sunacak olan bir reklamda yer alması biz Ardahanlıları gurulandırıken bu durumun başta Çıldır Belediyesince olmak üzere Ardahan’da ki beleidyelerce değerlendirilip, ödüllendirilmesi gerektiği belirtildi.



    CEREN KANUN OLMAMALI!.

     


    Ülke genelinde genel bir affın zorunlu hale geldiği bu süreçte yarım yamalak da olsa çıkarılmak istenen son yasalar öncesi hükumetin bu yöndeki iyi niyetini sadece mafya liderlerinin affına çevirmek isteyen ama bunun olmayacağını anladıktan sonra farklı bahaneler arayan MHP ve af karşıtlarının eline bir fırsat geçti.


    Bu fırsat da bir manyağın kaçtığı ceza evinde öldürme zevkini tatmin etme adına önce gördüğü erkek çocuğunu elinden kaçırması ardından da gördüğü balerin cerenin kalbini  aynı korku filmlerinde olduğu gibi ikiye bölmesiyle yakalayanların eline geçtiği fırsatı basın ve medyayı da kullanarak kızılca kıyamet koparıldığını görmekteyiz.


    Günlerdir her gün yaşanan cinayetlerden sadece sonuncusu olan Ceren olayını sanki yeniymiş gibi gündemde tutan aynı basın nice Ceren’ler’i ve kadınları birinci sayfalarında güzel ve seksi pozlarıyla vermesi de ayrı bir konu olurken biz bu günkü yazımızda konuyu dağıtmadan ve çıkarılmak istenen ve  mecburi olan genel affı savunmaya ve nedenini anlatmaya devam edelim.


    Gazetelerin üçüncü sayfalarını kanlı sayfa yapan bir çok kadın cinayetinin nedenini sadece kadınlara bağlamadan, suçluların sadece erkekler mi yoksa  kadınların da için de olduğu canlıların arasında yaşananlara bakmaksızın erkekleri katil canavarlar olarak ilan edenlerin aynı duyguyu çeşitli nedenlerle adına kader mahkumları denen kişileri de gözden çıkarmaları ayrı bir insanlık suçudur.


    Onca yasak aşk yada ilişki, mahalle baskısı denen olayın ardından kıskançlığın ve reddedilmenin getirdiği bunalımlar sonucu kadınların da erkekler kadar suçlu olduğunu masaya yatırmayan ama her ne olursa olsun dört dininde yasakladığı insan öldürmenin Ceren’in kalbini ikiye bölen manyağı affetmek ile değil, kader denen çeşitli nedenlerle hapiste olanları da görmek gerekmez mi?


    İnsanında araların da olduğu canlılar karşısında dünyanın en vahşi varlığı olan insanın eğitim aldığı bir sistemde insanlığın ne olduğunu algılamasına katkı sunması ve toplumsal huzurun nefes alması adına bu manyakları değil, kader denen olaylar ardından hapishanelere giren, yaptığının hata olduğunu anlayanların ve bunları topluma kazandırmak adına ülke ekonomisine katkı sunmalarına fırsat verilmekle hemen hepimizin suçlu olduğu biz insanları zindanlar da tutmak ne Cerenler’i ne de insanları kurtarır.


    Çünkü hepimizi derinden üzen ve bir kez daha yaralayan Ceren’in öldürmesi olayı, çıkarılmak üzere olan ikinci yargı paketi,  bunun gibi manyaklar yüzünden ertelenen genel affın bir Ceren kanunu yapılarak rafa kaldırılmaması gerekir diye düşünenlerdenim.


    Çünkü Rahşan affı adı konulan o süreçten bu güne kadar ve bundan sonra da bu tür olaylar yaşayacak toplumsal huzura,barışa,kardeşliğe ve genel affa ihtiyaç duyulan Ülkemde bir kişinin canice öldürülmesine bağlanmalı, genel bir affı düşünmeye,hayata geçirmeye gayret etmelidir.



    Reklam ve Bayram Mesajları..


    *Arşif 04/06/219 Tarihli Reklamlar..


    Ramazan Bayramınız Hayırlı Olsun.. Reklam ve Bayram Mesajınız İçin 05354183258






















    Müzikler eşliğinde yazmak.. 


    En sert, en ciddi, en dertsiz olarak görüp, algıladığımız insanlarında zayıf yanları olduğunu düşünmeden hayat denen yaşam akışına kendimiz kaptırdığımız şu dünyada yazılan o kadar kitap, söylenen türkü, şarkı ve şiirlerin neyi anlattıklarını da pek anlamak istemez ve sadece kulak pasını giderdi der geçeriz.


    Ama ekmek, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bunların yani kitapların, türkülerin, şarkıların, şiirlerin de biz insanlar için olduğunu ve onların hayat denen yaşamın birer ihtiyaçları olduğunu anlamak için tek dişi kalmış canavara inan tek teli de kalsa tınlayan sazın tellerine dokunmak yeter, artar bile.. Bu yetmezse yüreğimizi, kalbimizi, beynimizi yoran duyguları hafiften çalan bir müzik parçası ile dinlemek yeter artar bile..


    Öyle ki her çalan sazın, çalgının kulağınızdan girip, yüreğinizde, kalbinizde ki volkan olmuş dağa değercesine duyguları patlatır, yakar, içinizde dışarı atarak sizi rahatlattığını anlarsınız.. Ve bir şiirin, yada bir türkü ile şarkının sizi ve yaşadıklarınızı anlattığını anlar, duygulanırsınız..


    Önce dalar, kendinizi anlatan o şiirleri, türkü ve şarkıları kırık sazın eşliğinde dinlediğinizi anlasanız da içinizde volkan olup, homurdayan duyguları göz yaşları eşliğinde patlatmamak için mücadele verdiğinizi his edip, çevrenizde kimse var mı yok mu diye bakarken o yaşları içinize yüreğinize akıtırsınız..


    Ve rahatladığınızı his edip, anlasanız da aslında bir süreliğine de olsa yaşadığınız duygulara eşlik eden şiir, şarkı ve türküler eşiliğinde geçen zamanla ve yaşadıklarınızla birlikte bir hayli yorulduğunuz anlar, sessizce kenara çekilerek yeniden bir kaplumbağa yada salyangoz gibi kabuğunuza sığınırsınız..


    Ama, Allahüekber dağlarında doğup, Göle, Ardahan, Hanak, Çıldır’ı geçip, uluslararası bir akışla Gürcistan üzerinden geçerek aslında göl olan ama içimizde ki duygular gibi o kadar akarın doldurduğu Kura Nehri’nin de ulaştığı Hazar Deniz gibi olur içinizde ki seller..


    Ve içinde yaşam bulan o kadar balık ve canlının yaşam merkezi halini alan Hazar Denizi gibi ulaşmak istediğinize doğru asice dalgalanıp, kafanızı taşa vurur gibi sahile vurup, vurup geri çekilirsiniz..


    Bir çoğu şiirlerden doğup, türkü, şarkı olan onca müziğin aslında sizi anlattığını düşündüğünüzde bu şiir, şarkı, türküler sazlar ve diğer çalgılarla kulağınız pasını, yüreğinizin ateşini söndürmeye bir  bire olduğunu da anlayan duygular için sizin gibi birer insan olan ve yaşadıklarını şiirlere, türkü ve şarkılara döken her şairin kendine has bir tarzı, kalemi, konusu ve duygusu vardır.


    Örneğin; Özdemir Asaf’ın kalemi çok naiftir, Turgut Uyar’ın dizeleri hüzün kokar, Nazım Hikmet aşk, memleket, dostluk gibi her konuda yazmıştır. Nazım Hikmet’in elbette her şiiri birbirinden güzel. İçinden seçim yapıp, kıyaslamak da haliyle çok zor.


    Ama Hoş Geldin Kadınım şiirinin yeri bambaşkadır. Bir erkek kadınına aşkını daha nasıl anlatabilir ki? Aşkı en derin duygularla, yalın ifadelerle ve teslimiyet ruhuyla anlatan harikulade bir şiir. Üstadın bu şiiri bestelenerek, birçok şarkıcı tarafından da okunmuştur. Peki ya bunca şiiri, sözü şarkılara, türkülere dökenlere ne demek gerekir..


    Hiç bir şey demeden hepsi birer benim diyerek sona eren müzik eşliğinde sizde susun en iyisi..

  • Küpe'de 44 Kişi Tutuklandı! Kaldı Kulak mı?


    Ardahan merkezli 17 ilde, çiftçiyi zarara uğratacak şekilde hileli işlemler yaptığı belirtilen şebekeye yönelik düzenlenen “rüşvet” operasyonunda gözaltına alınan 47 şüpheliden 13’ü tutuklandı.

    Hükümetin çiftçiyi destekleme projesi kapsamında işi alan yüklenici firmanın, devleti ve çiftçiyi zarara uğratacak şekilde hileli işlemler yaptığı şüphesi üzerine Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında, İl Jandarma Komutanlığınca daha önce bir şebekeye yönelik yapılan operasyonun üçüncü dalgasında, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” ve örgüt faaliyetleri kapsamında “rüşvet almak/vermek”, “resmi belgede sahtecilik” ve “nitelikli dolandırıcılık” suçlarından yakalanan 47 zanlının, jandarmadaki işlemleri tamamlandı.

    Şüpheliler, sağlık kontrolünün ardından jandarma ekiplerince Ardahan Adliyesine getirildi.

    Biri Tarım Reformu Genel Müdürlüğünde mühendis, biri Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünde memur, biri Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı, 31’i kamu görevlisi veteriner hekim, 13’ü ise hayvan çiftliği işletmesi sahibi olan zanlıların, savcılıkça ifadeleri alındı.

    Savcılık sorgusu sonrası nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüphelilerden 13’ü tutuklandı, 34’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Operasyonun son dalgasında 13 zanlının tutuklanmasıyla soruşturma kapsamında bugüne kadar tutuklanan şüpheli sayısı 44’e ulaştı.

    Ardahan merkezli, Ankara, Van, Ağrı, Bingöl, Bitlis, Çorum, Burdur, Denizli, Erzurum, Kars, İzmir, Giresun, Muş, Sinop, Şanlıurfa ve Sivas’ta yapılan operasyonun üçüncü dalgasında 47 zanlı gözaltına alınmıştı.

    Aynı soruşturma çerçevesinde 15 Ocak 2019 ve 5 Mart 2019 tarihlerinde iki aşamalı olarak gerçekleştirilen operasyonlarda ise gözaltına alınan 57 şüpheliden 31’i tutuklanmıştı.



    BAYDAR´DAN AÇIKLAMA


    Ardahan Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar, Jandarma Genel komutanlığı ve Ardahan İl Jandarma Komutanlığı tarafından yürütülen operasyon kapsamında açıklamada bulundu.


    Araların da başka bir kentin Damızlık Birliğinin Başkanını da olduğu operasyonlar ardından bir açıklama yapan Ardahan Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar, Jandarma Genel komutanlığı ve Ardahan İl Jandarma Komutanlığı tarafından yürütülen operasyonla kendisi ve Ardahan Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği ile alakası olmaduğını belirterek bu yönde çıkan haberlerin sanki kendisi ile ilgiliymiş gibi anlaşılmasına üzüldüğünü belirtti.


    Baydar açıklamasında ” Jandarma Genel komutanlığı ve Ardahan İl Jandarma Komutanlığı ekiplerinde Genç Çiftçi Projesi kapsamında rüşvet, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık şüphesiyle 17 İl´de eş zamanlı gerçekleştirilen 3. dalga operasyonda 30 kamu görevlisi toplamda 47 kişinin göz altına alındığı Ardahan Valiliğinin yaptığı açıklama doğrultusunda kamuoyuna duyurulmuştur. Açıklamada yer alan birlik başka İl birliğidir. Duyuruda yer alan hususlarla ilgili Ardahan Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliğinin ve şahsımın uzak veya yakından hiçbir alakası yoktur” dedi.



    Genç Çiftçiyi Kim Dolandırdı?


     


    Size önce bir haber okutacağım ve bir soru soracağım..


    Haberi bir okuyalı mı?


    ‘Tarım Bakanlığının çiftçiyi desteklemek maksadıyla ülke geleninde başlatmış olduğu “Genç Çiftçiye Hibe Hayvan Verilmesi” çerçevesinde işi alan bazı şirketlerin, talep sahiplerine, ‘küpe kayıtlarında şartnameye uyan ancak fiziken uymayan’ hayvanları vermeye çalışarak devleti zarara uğratan suç örgütü 3. dalga operasyonla çökertildi.


    Jandarma Genel komutanlığı KOM Daire Başkanlığı ve Ardahan İl Jandarma komutanlığı ekiplerince suç örgütüne yönelik 2018 yılı Ekim ayından itibaren fiziki takip başlatıldı. “Genç Çiftçiye Hibe Hayvan Verilmesi” işini alan belirli şirketlerin; teknik şartnamede belirtilen özelliklere uymayan hayvanlardan temin ettiği, kulak küpeleri ve pasaportları veterinerlere rüşvet karşılığı ürettirerek talep sahiplerine, ‘küpe kayıtlarında şartnameye uyan ancak fiziken uymayan’ hayvanları vermeye çalışarak devleti ve projeden faydalanmak isteyen vatandaşları dolandırmaya çalışan bir çetenin olduğu belirlendi.


    Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüt faaliyeti kapsamında rüşvet almak ve vermek, resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık şüphesiyle yürütülen soruşturma kapsamında üçüncü dalga operasyonla Ankara, Ağrı, Bingöl, Burdur, Bitlis, Çorum, Denizli, Erzurum, Giresun, İzmir, Kars, Muş, Sinop, Sivas, Şanlıurfa, Van ve Yozgat illerinde eş zamanlı operasyon düzenlendi. 47 şüpheli göz altına alınırken bunlardan 30’nun kamu görevlisi olduğu belirlendi.


    Suç örgütüne yönelik bundan önce 2 kez operasyon düzenlenmişti. Fiziki takibi yapılan suç örgütünce Ardahan, Erzurum, Kars ve Yozgat illerinde gerçekleştirilen operasyonda 2 bin 940 adet hayvan kulak küpesi, 350 adet hayvan pasaportu, 11 adet hayvan kulak küpesi pensesi ele geçirilmişti. Bu illerinde yapılan eş zamanlı operasyonda, 9 şirket çalışanı, 7 hayvan toplayıcısı, 12 veteriner hekim, 1 veteriner teknikeri üzere toplam 30 şüpheli gözaltına alınmıştı. Adli makamlara sevk edilen şüphelilerden 14 ‘ü hakkında adli kontrol kararı verilerek serbest bırakılmış ve 16 şüpheli tutuklanmıştı. Daha sonra Sivas, Niğde, Yozgat, Çorum, Sinop, Şanlıurfa, Diyarbakır, Van, illerinde yapılan eş zamanlı operasyonda ise 27 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden 12’si hakkında adli kontrol kararı verilerek serbest bırakıldı. 15 şüpheli ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Gerçekleştirilen 2 ayrı operasyon sonucunda toplam 57 şüpheli gözaltına alınmış ve bunlardan 31’i gönderildikleri adli makamlarca tutuklanmıştı.’


    Şimdi soruyu soralım mı?


    Bana göre asıl faali hala yakalanmayan ve hala devam eden bu operasyona baktığımız da 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından hala devam eden operasyonlarda ki gibi yani feto operasyonları gibi araların hiç bir siyasinin olmadığı bu büyük vurgunda hiç mi hiç bir yada bir tane de olsa bir siyasetçi yok mu?


    Ve bu siyasi hala sahada hatta bu operasyonun emrini verenlerin en üst makamlarını ziyaret ederek pozlar veriyor mu?


    Bilmem ama bu kadar büyük bir operasyona neden olan bu talanın hiç bir siyasi olmaksızın yapılamayacağını düşünenlerdenim be baba dostu!..

  • Ramazan Bayramınız Hayırlı Olsun..


    Müzikler eşliğinde yazmak.. 


    ‘Kör olasın sebep, oy sevdalım, belalım oy oy oy yoldaşım yıkılsın sebep olan’ diye başlayıp devam eden Emre Saltuk’un, ‘sevdalım, belalım, yoldaşım’ diye devam eden türküsü eşliğin de ele aldığım bugünkü yazımın nereye varacağını ben bile kestiremesem de devam eden şarkı, türkü ve şiirler eşiliğinde yazmaya başladım bile..


    Ve en sert, en ciddi, en dertsiz olarak görüp, algıladığımız insanların da zayıf yanları olduğunu düşünmeden hayat denen girdabın akışına kendimizi kaptırdığımız şu dünyada o kadar yazılan kitap, söylenen türkü, şarkı ve şiirlerin neyi anlattıklarını da pek anlamak istemez ve sadece kulak pasını giderdi der geçeriz.


    Ama ekmek, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bunların yani kitapların, türkülerin, şarkıların, şiirlerin de biz insanlar için olduğunu ve onların yaşamın birer parçası olduğunu anlamak için tek dişi kalmış canavara inat tek teli de kalsa tınlayan sazın tellerine dokunmak yeter, artar bile..


    Bu yetmezse yüreğimizi, kalbimizi, beynimizi yoran duyguları hafiften çalan bir müzik parçası ile dinlemek yeter artar bile..


    Öyle ki her çalan sazın, çalgının kulağınızdan girip, yüreğinizde, kalbinizde ki volkan olmuş dağa değercesine duyguları patlatır, yakar, içinizden dışarı atarak, sizi rahatlattığını anlarsınız..


    Ve kendinizi bir şiirin, ya da bir türkü, şarkının içinde bulur yaşadıklarınızı anlattığını anlar, duygulanırsınız..


    Önce dalar, kendinizi anlatan o şiirleri, türkü ve şarkıları kırık sazın eşliğinde dinlediğinizi anlasanız da içinizde volkan olup, homurdanan duyguları göz yaşları eşliğinde patlatmamak için mücadele verdiğinizi hissedip, çevrenizde, ‘kimse var mı yok mu?’ diye bakarken o yaşları içinize yüreğinize akıtırsınız..


    Ve rahatladığınızı hissedip, anlasanız da aslında bir süreliğine de olsa yaşadığınız duygulara eşlik eden şiir, şarkı ve türküler eşiliğinde geçen zamanla ve yaşadıklarınızla birlikte bir hayli yorulduğunuzu anlar, sessizce kenara çekilerek yeniden bir kaplumbağa ya da salyangoz gibi kabuğunuza sığınırsınız..


    Ama, Allahüekber dağlarında doğup, Göle, Ardahan, Hanak, Çıldır’ı geçip, uluslararası bir akışla Gürcistan üzerinden geçerek aslında göl olan ama içimizde ki duygular gibi o kadar sıkıntının doldurduğu Kura Nehri’nin de ulaştığı Hazar Denizi gibi olur, içinizdeki seller..


    Ve içinde yaşam bulan o kadar balık ve canlının yaşam merkezi halini alan Hazar (Gölü) Denizi gibi ulaşmak istediğinize doğru asice dalgalanıp, kafanızı taşa vurur gibi sizde sahile vurup, vurup geri çekilirsiniz..


    Bir çoğu şiirlerden doğup, türkü, şarkı olan onca müziğin aslında sizi anlattığını düşündüğünüzde bu şiir, şarkı, türküler sazlar ve diğer çalgılarla kulağınızın pasını, yüreğinizin ateşini söndürmeye bire bire olduğunu da anlarsınız..


    Bu duygular sizin gibi birer insan olan ve yaşadıklarını şiirlere, türkü ve şarkılara döken her şairin, sanatçının kendine has bir tarzı, kalemi, konusu ve duygusu vardır.


    Örneğin; Özdemir Asaf’ın kalemi çok naiftir, Turgut Uyar’ın dizeleri hüzün kokar, Nazım Hikmet aşk, memleket, dostluk gibi her konuda yazmıştır. Nazım Hikmet’in elbette her şiiri birbirinden güzel. İçinden seçim yapıp, kıyaslamak da haliyle çok zor. Ama, ‘Hoş Geldin Kadınım’ şiirinin yeri bambaşkadır.


    Bir erkek kadınına ya da kadın erkeğe aşkını daha nasıl anlatabilir ki? Aşkı en derin duygularla, yalın ifadelerle ve teslimiyet ruhuyla anlatan harikulade bir şiir. Üstadın bu şiiri bestelenerek, birçok şarkıcı ve sanatçı tarafından da okunmuştur.


    Peki ya bunca şiiri, sözü şarkılara, türkülere dökenlere ne demek gerekir?..


    Hiç bir şey demeden hala sesiyle bir çoğundan daha star olan İbrahim Tatlıses’in ‘Yazı yazdım kararsız, derde düştüm çaresiz, ben düştüm bir ataşa, siz düşmeyin yanarsınız..’ diye başlayan ve devam eden türkü, şarkı ve şiirlerin ‘hepsi benim için’ diyerek sona eren hayat ve müzik eşliğinde sizde susun en iyisi..


    AK Parti'de Saffet Kaya Yok..


    AK Parti’de Saffet Kaya Yok..


    16/03/2015 Tarihli Haber


    Haziran ayında yapılacak olan genel seçimlerin de yeniden milletvekili olmak için AK Parti’ye başvurduğunu açıklayan Saffet Kaya’nın AK Parti Genel Merkezince basına verilen ‘AK Partinin Aday Adayları’ listesinde adı olmadığı ortaya çıktı..


    7 Haziran’da yapılacak olan Genel Seçimler öncesi iktidar Partisi AK Parti’den Ardahan Milletvekili Aday Adayı olduğunu açıklayan Ardahan eski milletvekili Saffet Kaya’nın adı AK Parti Genel Merkezince basına dağıtılan ‘ve tüm illerin aday adaylarının isimlerinin sıralandığı listelerde yok.


    **Geç saatte başvurmuştu, Adaylığı kabul mu edilmedi m?!


    Ardahan’da 13 değil, 12 Milletvekili Aday Adayının olduğunu kamuoyuna ilan eden AK Parti Genel Merkezinin Saffet Kaya’nın adını neden basına vermediği anlaşılamazken, konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Saffet Kaya kendisinin 1571 nolu başvuru ile AK Parti’ye başvurduğunu ve yaşanan durumun bir yanlışlıktan öte bir şey olmadığını belirtirken bu durum Ardahan kamuoyunda şok olarak karşılandı.


    Bilindiği gibi Saffet Kaya aday adaylık için son gün saat 23.00’da başvurmuştu. Buna rağmen Saffet Kaya’nın adının basına verilen, ‘AK Parti’nin Türkiye Geneilnde ki Aday Adayları’ listesinde olmaması Saffet Kaya’nın adaylığı AK Parti Genel Merkezince kabul edilmediği şeklinde yorumlandı.


     


    **SOYLU DEDİ, BAŞBAKAN ELEDİ..


    Saffet Kaya’nın neden elendiğini tespit eden gazetemiz önemli bilgilere ulaştı.


    Alınan bilgilere göre AK Parti’den milletvekilliği aday adaylığı için başvuran 6 bine yakın isimden 4’te 3’ü, bir haftadır süren mülakatlarda elendiği, bu elenenlerin başında gelen Saffet Kaya’nın bizzat Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından üzeri çizildiği, buna neden ise Davutoğlu’nun, AK Parti Ardahan İl Başkanı Av. Yusuf Demirci’nin de bulunduğu toplantı da eski Doğruyol Partili olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’ya  ‘Bu Saffet Kaya kimdir?’ diye sorması, Soylun’nun Kaya hakkında çok ağır bir laf edip, aday edilmemesi gereken isimlerin başında gelen biri olduğunu belirtmesi üzerine Başbkanın Saffet Kaya ismini sildiği bilgisine ulaşıldı.


    **12 Aday Adayın 5’nin üzeri de çizildi..


    Öte yandan Saffet Kaya ile birlikte 5 kişinin daha üzeri çizildiği geriye kalan 6 aday adayın adının 23 Mart’ta toplanacak olan bir üst kurula gönderildiği alınan bilgiler arasında oldu.


    Mevcut Milletvekili Prof. Dr. Orhan Atalay, AK Parti eski İl Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar, Hoçvanlı İşadamı Orhan Gökdemir, Çıldırlı İşadamı Hamza Bektemur, Kaymakam Salih Altun, Avukat Fatih Rüştü Yılmaz’ın bir üst komiyona çıktığı öğrenilirken, Saffet Kaya ve diğer geriye kalan 5 aday adayın elendiği öğrenildi.


    Öte yandan bir üst kurula çıkan aday adayın ikisinin de 23 Martta yapılacak olan mülakatta eleneceği ve 4 aday adayın ismi üzerinde Ardahan AK parti Aday Adayının belirleneceği alınan diğer bilgiler arasında oldu.

  • Ramazan Bayramınız Hayırlı Olsun..



    Müzikler eşliğinde yazmak.. 


    ‘Kör olasın sebep, oy sevdalım, belalım oy oy oy yoldaşım yıkılsın sebep olan’ diye başlayıp devam eden Emre Saltuk’un, ‘sevdalım, belalım, yoldaşım’ diye devam eden türküsü eşliğin de ele aldığım bugünkü yazımın nereye varacağını ben bile kestiremesem de devam eden şarkı, türkü ve şiirler eşiliğinde yazmaya başladım bile..  


    Ve en sert, en ciddi, en dertsiz olarak görüp, algıladığımız insanların da zayıf yanları olduğunu düşünmeden hayat denen girdabın akışına kendimizi kaptırdığımız şu dünyada  o kadar yazılan kitap, söylenen türkü, şarkı ve şiirlerin neyi anlattıklarını da pek anlamak istemez ve sadece kulak pasını giderdi der geçeriz. 


    Ama ekmek, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bunların yani kitapların, türkülerin, şarkıların, şiirlerin de biz insanlar için olduğunu ve onların yaşamın birer parçası olduğunu anlamak için tek dişi kalmış canavara inat tek teli de kalsa tınlayan sazın tellerine dokunmak yeter, artar bile.. 


    Bu yetmezse yüreğimizi, kalbimizi, beynimizi yoran duyguları hafiften çalan bir müzik parçası ile dinlemek yeter artar bile.. 


    Öyle ki her çalan sazın, çalgının kulağınızdan girip, yüreğinizde, kalbinizde ki volkan olmuş dağa değercesine duyguları patlatır, yakar, içinizden dışarı atarak, sizi rahatlattığını anlarsınız.. 


    Ve kendinizi bir şiirin, ya da bir türkü, şarkının içinde bulur yaşadıklarınızı anlattığını anlar, duygulanırsınız.. 


    Önce dalar, kendinizi anlatan o şiirleri, türkü ve şarkıları kırık sazın eşliğinde dinlediğinizi anlasanız da içinizde volkan olup, homurdanan duyguları göz yaşları eşliğinde patlatmamak için mücadele verdiğinizi hissedip, çevrenizde, ‘kimse var mı yok mu?’ diye bakarken o yaşları içinize yüreğinize akıtırsınız.. 


    Ve rahatladığınızı hissedip, anlasanız da aslında bir süreliğine de olsa yaşadığınız duygulara eşlik eden şiir, şarkı ve türküler eşiliğinde geçen zamanla ve yaşadıklarınızla birlikte bir hayli yorulduğunuzu anlar, sessizce kenara çekilerek yeniden bir kaplumbağa ya da salyangoz gibi kabuğunuza sığınırsınız.. 


    Ama, Allahüekber dağlarında doğup, Göle, Ardahan, Hanak, Çıldır’ı geçip, uluslararası bir akışla Gürcistan üzerinden geçerek aslında göl olan ama içimizde ki duygular gibi o kadar sıkıntının doldurduğu Kura Nehri’nin de ulaştığı Hazar Denizi gibi olur, içinizdeki seller.. 


    Ve içinde yaşam bulan o kadar balık ve canlının yaşam merkezi halini alan Hazar (Gölü) Denizi gibi ulaşmak istediğinize doğru asice dalgalanıp, kafanızı taşa vurur gibi sizde sahile vurup, vurup geri çekilirsiniz.. 


    Bir çoğu şiirlerden doğup, türkü, şarkı olan onca müziğin aslında sizi anlattığını düşündüğünüzde bu şiir, şarkı, türküler sazlar ve diğer çalgılarla kulağınızın pasını, yüreğinizin ateşini söndürmeye bire bire olduğunu da anlarsınız..


    Bu duygular sizin gibi birer insan olan ve yaşadıklarını şiirlere, türkü ve şarkılara döken her şairin, sanatçının kendine has bir tarzı, kalemi, konusu ve duygusu vardır. 


    Örneğin; Özdemir Asaf’ın kalemi çok naiftir, Turgut Uyar’ın dizeleri hüzün kokar, Nazım Hikmet aşk, memleket, dostluk gibi her konuda yazmıştır. Nazım Hikmet’in elbette her şiiri birbirinden güzel. İçinden seçim yapıp, kıyaslamak da haliyle çok zor. Ama, ‘Hoş Geldin Kadınım’ şiirinin yeri bambaşkadır. 


    Bir erkek kadınına ya da kadın erkeğe aşkını daha nasıl anlatabilir ki? Aşkı en derin duygularla, yalın ifadelerle ve teslimiyet ruhuyla anlatan harikulade bir şiir. Üstadın bu şiiri bestelenerek, birçok şarkıcı ve sanatçı tarafından da okunmuştur. 


    Peki ya bunca şiiri, sözü şarkılara, türkülere dökenlere ne demek gerekir?.. 


    Hiç bir şey demeden hala sesiyle bir çoğundan daha star olan İbrahim Tatlıses’in ‘Yazı yazdım kararsız, derde düştüm çaresiz, ben düştüm bir ataşa, siz düşmeyin yanarsınız..’ diye başlayan ve devam eden türkü, şarkı ve şiirlerin ‘hepsi benim için’ diyerek sona eren hayat ve müzik eşliğinde sizde susun en iyisi..

  • Ramazan Bayramınız Hayırlı Olsun..



    Müzikler eşliğinde yazmak.. 


    ‘Kör olasın sebep, oy sevdalım, belalım oy oy oy yoldaşım yıkılsın sebep olan’ diye başlayıp devam eden Emre Saltuk’un, ‘sevdalım, belalım, yoldaşım’ diye devam eden türküsü eşliğin de ele aldığım bugünkü yazımın nereye varacağını ben bile kestiremesem de devam eden şarkı, türkü ve şiirler eşiliğinde yazmaya başladım bile..  


    Ve en sert, en ciddi, en dertsiz olarak görüp, algıladığımız insanların da zayıf yanları olduğunu düşünmeden hayat denen girdabın akışına kendimizi kaptırdığımız şu dünyada  o kadar yazılan kitap, söylenen türkü, şarkı ve şiirlerin neyi anlattıklarını da pek anlamak istemez ve sadece kulak pasını giderdi der geçeriz. 


    Ama ekmek, su kadar ihtiyaç duyduğumuz bunların yani kitapların, türkülerin, şarkıların, şiirlerin de biz insanlar için olduğunu ve onların yaşamın birer parçası olduğunu anlamak için tek dişi kalmış canavara inat tek teli de kalsa tınlayan sazın tellerine dokunmak yeter, artar bile.. 


    Bu yetmezse yüreğimizi, kalbimizi, beynimizi yoran duyguları hafiften çalan bir müzik parçası ile dinlemek yeter artar bile.. 


    Öyle ki her çalan sazın, çalgının kulağınızdan girip, yüreğinizde, kalbinizde ki volkan olmuş dağa değercesine duyguları patlatır, yakar, içinizden dışarı atarak, sizi rahatlattığını anlarsınız.. 


    Ve kendinizi bir şiirin, ya da bir türkü, şarkının içinde bulur yaşadıklarınızı anlattığını anlar, duygulanırsınız.. 


    Önce dalar, kendinizi anlatan o şiirleri, türkü ve şarkıları kırık sazın eşliğinde dinlediğinizi anlasanız da içinizde volkan olup, homurdanan duyguları göz yaşları eşliğinde patlatmamak için mücadele verdiğinizi hissedip, çevrenizde, ‘kimse var mı yok mu?’ diye bakarken o yaşları içinize yüreğinize akıtırsınız.. 


    Ve rahatladığınızı hissedip, anlasanız da aslında bir süreliğine de olsa yaşadığınız duygulara eşlik eden şiir, şarkı ve türküler eşiliğinde geçen zamanla ve yaşadıklarınızla birlikte bir hayli yorulduğunuzu anlar, sessizce kenara çekilerek yeniden bir kaplumbağa ya da salyangoz gibi kabuğunuza sığınırsınız.. 


    Ama, Allahüekber dağlarında doğup, Göle, Ardahan, Hanak, Çıldır’ı geçip, uluslararası bir akışla Gürcistan üzerinden geçerek aslında göl olan ama içimizde ki duygular gibi o kadar sıkıntının doldurduğu Kura Nehri’nin de ulaştığı Hazar Denizi gibi olur, içinizdeki seller.. 


    Ve içinde yaşam bulan o kadar balık ve canlının yaşam merkezi halini alan Hazar (Gölü) Denizi gibi ulaşmak istediğinize doğru asice dalgalanıp, kafanızı taşa vurur gibi sizde sahile vurup, vurup geri çekilirsiniz.. 


    Bir çoğu şiirlerden doğup, türkü, şarkı olan onca müziğin aslında sizi anlattığını düşündüğünüzde bu şiir, şarkı, türküler sazlar ve diğer çalgılarla kulağınızın pasını, yüreğinizin ateşini söndürmeye bire bire olduğunu da anlarsınız..


    Bu duygular sizin gibi birer insan olan ve yaşadıklarını şiirlere, türkü ve şarkılara döken her şairin, sanatçının kendine has bir tarzı, kalemi, konusu ve duygusu vardır. 


    Örneğin; Özdemir Asaf’ın kalemi çok naiftir, Turgut Uyar’ın dizeleri hüzün kokar, Nazım Hikmet aşk, memleket, dostluk gibi her konuda yazmıştır. Nazım Hikmet’in elbette her şiiri birbirinden güzel. İçinden seçim yapıp, kıyaslamak da haliyle çok zor. Ama, ‘Hoş Geldin Kadınım’ şiirinin yeri bambaşkadır. 


    Bir erkek kadınına ya da kadın erkeğe aşkını daha nasıl anlatabilir ki? Aşkı en derin duygularla, yalın ifadelerle ve teslimiyet ruhuyla anlatan harikulade bir şiir. Üstadın bu şiiri bestelenerek, birçok şarkıcı ve sanatçı tarafından da okunmuştur. 


    Peki ya bunca şiiri, sözü şarkılara, türkülere dökenlere ne demek gerekir?.. 


    Hiç bir şey demeden hala sesiyle bir çoğundan daha star olan İbrahim Tatlıses’in ‘Yazı yazdım kararsız, derde düştüm çaresiz, ben düştüm bir ataşa, siz düşmeyin yanarsınız..’ diye başlayan ve devam eden türkü, şarkı ve şiirlerin ‘hepsi benim için’ diyerek sona eren hayat ve müzik eşliğinde sizde susun en iyisi..

  • Kralına Pasta ve Pastahane Ürünleri AVM'si Açıldı..


    Ardahan Bağdeşen (Kinzodamal) köylü İşadamı Turgut Bozkurt’un İstanbul Ataşehir’de yaptırdı Kralına Pasta ve Pastahene Malemeleri AVM’si yapılan açılış ile hizmete girdi.


    Başta Ardahanlı İşadamları olmak üzere bir çok işadamının katıldığı açılışta bir konuşma yapan Ardahanlı İşadamı Turgut Bokurt amaçlarının daha güzel bir alanda daha güzel hizmetler sunmak olduğunu belirtti.


    **ARDAHANLI İŞ ADAMLARI BULUŞUYOR-2 


    *25/12/2015 Tarihli Haber


    tanbul’da ki Ardahan Derneklerini olduğu gibi İşadamlarını da bir araya getirme çalışmalarını aralıksız sürdüren Ardahan Dernekler Federasyonu Ardahanlı İşadamları ile 2. kez bir araya gelecek.

    Geçtiğimiz günlerde düzenlenen ‘Ardahanlı İşadamları Buluşuyor’ adlı kahvaltılı toplantının yapıldığı Hotel’de 2. kez iş adamları ile bir araya gelecek olan Ardahan Federasyonu grup, grup düzenleyeceği öğrenilen bu tür birliktelik toplantılarını sık sık gerçekleştireceğ ide öğrenildi.


    **BİRİKTE GÜÇ DOĞAR SÖZÜ SÖZDE KALMAMALI..


    Merkezi istanbul Şişli’de bulunan ve başkanlığını Gazeteci Fakir Yılmaz’ın yaptığı Ardahan Dernekler Federasyonunun İstanbul Marriott Hotel‘de düzenleyeceği ‘Ardahanlı İşadamları Buluşuyor’ adlı 2. toplantıya bir önceki toplantıya katılanlar dışında başka bir grup olacağı öğrenildi.


    **ARDA/FED KAMUOYUNDA BÜYÜK DESETEK ALMAYA BAŞLADI..


    Gazeteci Fakir Yılmaz’ın başkanlığına, Ardahanlı İşadamı Mahmut Şenel’in Başkan Vekilliğine, Yener Bayrakçı, Ramazan Tan, Bayram Bozkurt, Özkan Mavzer, Muhtesim Sarıkaya, Hafız Öztürk, Sıtkı Dursun, Yüksel Kılıç’ın, Emirhan Yıldırım, Yusuf Kalkan, Tuncer Çelik, Terlan Kaya, Ferihan Kaya’nın Başkan Yardımcılıkların gelmesi ardından hareketli günler yaşayan ARDA/FED Ayhan Aydemir, Kemal Şimşir ve Tuncer Dağ’lı yönetimle çalışmalarını hızla devam ediyor.


    ‘BİRLİKTE GÜÇ DOĞAR’ sözünün yerde kalmaması gerektiğine inandığını belirten Ardahan Dernekler Federasyonu Genel Başkanı Gazeteci Fakir Yılmaz, Başkan yardımcılığı yaptığım sırada olduğu gibi RDA/FED’İN başkanı olduktan sonrada federasyon dışında bulunan 6 derneği ARDA/FED’e davet edip, daha da güçlenmesini sağladıklarını belirttiği açıklamasında, bir taraftan bu süreci devam ettirdiklerini diğer taraftan İstanbul’un 39 İlçesinde örgütlenmeye gittiklerini bunun ilk ürünü olarak, ‘Ardahan Yöresi Sanatçıar Derneği’nin resmi kuruluşuna katkı sunmak, Sancaktepe ve 3 Bölge Ardahan İl Derneklerinin kurulma çalışmaları başlatmak, Küçük Sütlüce Köyü Derneğinin kurulma çalışmasına destek vermek gibi önemli adımlar attıklarını söyledi.


    Bununla yetinmeyip, Ardahanlı İşadamlarını bir araya getirme çalışması başlatıp, kahaltılı bir toplantı düzenleyip, kahvaltı sonrası kamuoyuna bir sonuş bildirgesi yayınladıklarını ve bu ilk toplantıyı büyük bir katılımla gerçekleştirdiklerini, 2 incisi için kolları sıvayıp, hazırlıkları tamamladıklarını belirten ARDA/FED Başkanı Fakir Yılmaz Ardahanlıların yoğun şekilde yaşadıkları İstanbul’un önemli ilçelerinden olan Esenyurt’a çıkarma yaparak, siyasi partileri ziyaret ederek, Ardahan Dernekler Federasyonunun Ardahanlı stk’larınçatısı olduğunu ve Ardahan denilince asıl muhatabın ARDA/FED olduğunu parti yöneticilerine sundukları dosya ile kamuoyuna açıkladıklarını, bunların yanı sıra Ardahan adını kullanıp, Ardahan’a hiç bir faydası olaman KAI adında ki derme, çatma derneklere karşı bayrak açtıklarını ve bunların Ardahan ve Ardahanlıları temsil etmediklerini yine kamuoyu açıklamalarıyla kamuoyuyu bilgilendirdikleri belirtti.


    **Çalışmalar Basında Geniş Yer Buldu..


    İstanbul’da güçlü bir lobi oluşturma çalışmalrını hızla devam ettiren Ardahan Dernekler Federasyonunun göz dolduran çalışmaları basında geniş yer aldı.


    Kültür Evi’nin Arka Kapıları Ardından Neler Döndü?






      Fakir Yılmaz Yazıyorsam Sebebi Var

    fakiryilmaz323@hotmail.com


    Geçtiğimiz hafta yapılan kongreye olağanüstü bir ilgi gösterenlerin başında sadece benim gibi saf Ardahanlılar olmadığını bilmenizi ve bu hafta bu konuyu hemde yüreklice tartışmaya var mısınız?


    Bilmem ama ben bu hafta bu konuyu işleyeceğim ve Ardahan Kültür Evi’nin kongresi öncesi ve sonrası yaşananları kendi bildiklerimle birlikte kongreden sonra görüş alış/verişinde bulunduğum Ardahanlıların tahminlerini, iddialarını anlatmaya ve en önemlisi birilerinin vicdanlarının sesini de dinleyerek, ortaya çıkıp bildiklerini anlatmalarına yardımcı olacağım.

    Evet, 16 Nisan’da yapılacak olan Anayasa Referandumu kadar tartışılan, iki ay boyunca konuşulup, başa baş, dişe diş bir tartışma ile sona eren ama hala ‘Ne oldu, Nasıl kayıp edildi? diye tartışılmaya devam eden Ardahan Kültür Evi’nin kongresinin bu kadar ateşli geçmesine karşın adaylar arasında ki bu fark neden yaşandı?

    Halbuki toplumun büyük kesimi değişimden yana kazanacak tarafın yeni taraf olacağından o kadar emindi ki..

    Ve ne oldu da bu sonuç yaşandı?

    Sorulan sorulara geçmeden önce tam bitmiş, tükenmiş ve diğer derneklerde olduğu gibi bu dernekte de elesine bir kongre yapılacağını tahmin edenlerin yanıldığını da gördük.

    Çünkü başta benim olmak üzere Karatay’ın ekibin içinde bulunan Tarkan Kaya, Murat Abdullahoğlu, 3. Bölge Ardahanlılar Derneği, Senemoğlu ve Arpeşen Derneği başta olmak üzere Göle’nin köy dernekleri hatta Tuncer Dağ bu kongrenin gizli, saklı yapılmasının önüne geçmiş, siyasi bir grubun etkisinde olan Ardahan Kültür Evi’nin kongresini gündemde tutmayı başarmış, sanal ortamda ki Ardahanlılar da bu konuyu sürekli gündemde tutarak bir dernek seçimini adeta genel bir seçim havasına sokmayı başarmış olduklarını belirtmek gerek..

    Ve en önemlisi işi torba da keklik görenler karşılarında olağanüstü bir ekibin olduğunu anlayıp, yaklaşık 50 gün rahat uyuyamamış ve işin ciddiyetini anlayınca da son 15 gün içinde sığındıkları belediye başkanı dahil Esenyurt Ardahan Diaspoarasıyla birlikte ekip halinde harekete geçmiş, delege zabıtalık dahil her şeyi vaat etmeye başlamıştırlar..

    Hatta, Esenyurt dışından olan İmdat Tatar gibi isimleri dışarından değiştirmek istemedikleri listelerine eklemiş, panik içinde yıllardır arayıp, sormadıkları 780 delegeyi tek tek arayarak oy istemiştirler..

    Tüm bunlara karşın yenilikçilerin seçimi kazanacağından emin olanlar 

    Başa baş, dişe diş geçen kongre sürecinin son 10 gününe kadar umutlu olanlar ise bir anda bir şeyin farkına varmış,

    Çünkü son 15 güne kadar benimde aralarında olduğu değişimden yana olanlar, önde olanlar bir anda birilerinin frene basıp, çalışmamaya başladığını anlasalar da bu durumu kamuoyuna his ettirmemeye gayret etmiş, ‘belki de yanılıyoruz’ diyerek kendilerini teselli etmiş ve kazanılıyor diye bilinen kongreyi hata yapıp kayıp etmemek istememiştirler..

    Ancak cevap arayan sorulara kongre sonucunda cevap alan yenilikçiden yana olan ekip sanki satışa gelmiş ve kongre öncesi yani kongreye 10 gün kala his ettiklerinin çokta doğru olduğunu anlasalar da iş işten geçmiştir..

    Neyse olan oldu ama güzel oldu diyerek yukarıda ki soruları, tahminleri, yaşanması muhtemel karanlık ilişkiler ve kapalı kapılar ardından oynandığı ileri sürülen oyunları Ardahan kamuoyunun vicdanına bırakıp, ‘Arka kapılar ardından neler oldu?’ sorusunu asıl sahiplerine, onların vicdanına bırakalım diyorum..