Fareler Ziraat Bankasını Soyuyordu!



MERHABA Ardahan’daki gelişmeleri görüntülü izlemeniz için youtube ArdahanTV Kanalımıza abone olmanız umuduyla. Görüntülü haberlerimiz için TIKla abone ol, izle.. 



Alınan bilgilere göre Ardahan Merkezde bulunan Ziraat Bankasının allarım saatlerde gece saatlerinde çalan allarım dolaysıyla harekete geçen polisler soygun allarımın çalar, çalmaz anında bankanın önüne gelip, gerekli önlemleri aldılar.


Yapılan incelemede bankanın alarmlarının çalınmasına neden olan hırsız ya da hırsılar olmadığı sisteme dalan fareler olduğu anlaşılınca rahat bir nefes alındı.



EDEPLİ, ŞAHSİYETLİ SOYĞUN..


Bugünkü yazıma neden olan muhabirliğini yapmaktan onur duyduğum ve yaptığım bir haberimin başarısı öne sürülerek aday edildiğim Metin Göktepe Ödülünü aldığım Birgün Gazetesi yazarlarından, meslektaşım Timur Soykan’ın ele aldığı, ‘Şahsım Sistemi’nde Bir Şahsiyet’ başlıklı yazı ardından kendi gazetem ile haber sitemde yaptığım, ‘Ardahanlı Danışman Dolar Milyoneri Oldu’ başlıklı bir haberim oldu.


Çünkü meslektaşımın bu hafta ki köşesinde ele aldığı ‘Şahsım Sistemi’nde Bir Şahsiyet’ başlıklı yazı/yorumuna konu olan kişi benim hemşerimdi..


‘Dolar 4.73 TL’den 7.33 TL’ye yükseldi. Yüzde 10.3 olan işsiz oranı her türlü istatistik oyunlarla güya yüzde 13. Genç nüfusun yarısı işsiz. Milli gelirdeki kayıp 125 milyar doları aştı. Ama Korkmaz Karaca’nın fonu çok iyi kazandırdı.’ satırları ile devam eden Timur Soykan’ın yorumunu okumanız için sizleri; https://www.birgun.net/haber/sahsim-sistemi-nde-bir-sahsiyet-313052 Birgün Gazetesi linkine yönlendirirken WhatsAapp aracılığı ile bana atılan bir diğer yazı ile sizi baş başa bırakıyor, Timur Soykan’ın ve son yıllarda yaşananlarla ilgili nelerin anlatılmak istediğini aşağıda ki mesajlı yazı daha iyi anlatıyor anlatılmak istenenleri diyerek..


Evet;  Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu….


Soygunculardan biri bankadakilere bağırır:


“Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.”


Herkes sessizce yatar…


Bunun adı“Zihin Değiştirme Kavramı”dır.


Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…


Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır.



Ama bacaklar ortada… Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”


Bunun adı “Profesyonellik ”tir.


İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!


Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar.


Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan


sonra terk):


“Abi, hadi şu paraları sayalım,” der. Daha yaşlı olanı derki:


“Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”


Buna “Deneyim” derler!


Günümüzde deneyim kağıt diplomalardan çok daha önemlidir.


Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş.Şef demiş ki:


“Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha


önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”


Buna “Dalgayı yakalamak” derler.


Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!


Müdür der ki: “Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!”


Buna “Sıkıntılardan kurtulmak”derler.


Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.


Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!


Çaldıkları paranın çok daha az olduğu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… Tekrar tekrar saymışlar.Bakmışlar hepsi topu topu 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:


“Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine doğru dürüst eğitim görmek daha iyiymiş!”


Bu “Bilgi altından daha değerlidir”demektir…


Banka Müdürü çok mutludur.


Özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.


Buna “Fırsatları kullanmak” derler.


Kazanmak için risk almak gerekir.


PEKİ, SİZCE GERÇEK SOYGUNCULAR KİMLER ŞİMDİ?


– Her gün ışık hızıyla gündem değişirken usul usul zenginleşenlere ithafen




Ziraat Odaları: Darbelerin Karşısındayız..


arşiv haber 22/07/2016 tarihli haber


Darbe açıklamalarına devam..


Türkiye Ziraat Odaları Birliğinin “Darbenin Karşısında; Demokrasinin ve Milli İradenin Yanındayız” başlıklı bildirisi Ardahan’ın da içinde bulunduğu 81 ilde aynı anda okundu.


Ardahan’da ki bildiriyi birlikte okuyan Ardahan Ziraat Odası Başkanı Latifşah Sural ve Göle Ziraat Odası Başkanı Cemil Budak 81 ilde de Ziraat Odaları il koordinasyon kurulu başkanları tarafından hazırlanan bildiriyi birlikte kamuoyuyla paylaştılar.

 

Sural ve Budak’ın birklikte okudukları ve TZOB’un 766 Ziraat Odası’na kayıtlı 4,5 milyon çiftçi üyesi adına açıkladığı ortak bildirinin tam metni şöyle:

 

“DARBENİN KARŞISINDA;

DEMOKRASİNİN VE MİLLİ İRADENİN YANINDAYIZ”

 

1- Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliğiyle terör belasıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık.

2-  Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Hiçbir darbe, hiçbir kalkışma asla meşru değildir ve hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle savunulamaz.

3- Her türlü darbe girişimi ülkemizin huzur içinde kalkınmasına, geleceğimize darbe vurmak demektir. Demokrasiye vurulacak her darbe, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir.

4- Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımızdan başlayarak bütün yöneticilerimiz ve milletimiz ilk andan itibaren tek vücut olarak darbecilerin hesaplarını boşa çıkardılar.

Biz de hain planın açığa çıkmasının hemen başından itibaren, 4,5 milyon üyemizle darbeye karşı durduk, demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıktık. Bütün çiftçiler olarak yüce milletimiz önünde bir kez daha vurgulamak isteriz ki; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da tavrımız değişmeyecek. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demokrasiye sahip çıkacağız. 

5- Dünyanın ekonomik krizler yaşadığı bir ortamda güçlü bir siyasi istikrar gerekiyorken, ülkemizde demokrasiyi geliştirmeye, ileri demokrasiyi kurmaya çalışıyorken, demokrasiyi sekteye uğratacak her türlü darbe girişimi, bu ülkeye yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.

6- İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında Meclis’i terk etmemesi, demokrasimiz açısından çok büyük kazanımdır. Artık demokrasimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir.

 

Bundan sonra;

7- Darbe girişimine karşı milletçe gösterdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin bundan böyle de devam ettirilecek bir sürece sokulmasına her kesim yardımcı olmalıdır.

8- Toplumda çatışmaya, ayrışmaya yol açabilecek eylem ve söylemlerden mutlaka kaçınılmalı; bu hassas dönemde provokatörlere karşı toplumumuzun her kesimi her zamankinden daha dikkatli olmalıdır.

9- Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiçbir sorumluluğu olmayan, hiçbir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa süre içinde çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.

10- Ülkemizin dört bir yanında terör örgütleriyle büyük bir mücadele verdiğimiz ve bu mücadelede büyük başarılar edilmekte olduğu asla dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.  İç ve dış mihraklı teröre karşı yürütülen operasyonların, elde edilen başarıların milletin bağrından çıkan gerçek kahramanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bütün unsurları ve Emniyet Teşkilatımızın bütün birimlerince omuz omuza birlikte yürütüldüğü asla unutulmamalıdır.

11- Terör operasyonlarında birbirlerine siper olan, koyun koyuna aynı şehadet şerbetini içen Mehmetçiklerimizin ve polislerimizin ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak, tek yasal güç olduğu asla hatırdan çıkarılmamalı, bu iki güzide kurumumuzun işbirliğine gölge düşürebilecek her türlü söylemden uzak durulmalıdır.

12- Anlaşılmıştır ki hain plana; şanlı ordumuzun vatansever subay, astsubay ve erlerinin büyük bölümü, ettikleri yemine bağlı kalarak canları pahasına ve onurlu bir şekilde karşı çıkmıştır.

13- Kahraman ordumuz, vatansever askerlerimiz yıpratılmamalıdır. Bütün milletimizin tıpkı darbecilere karşı omuz omuza verdiği mücadelede olduğu gibi, öncelikle devletimizin de vereceği destekle, askerimizin ve polisimizin morallerini en yüksek seviyeye çıkaracak adımlar, aynı kararlılıkla ve bütün milletimizce atılmalıdır.

14- 15 Temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesine sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır.

15- Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi, “15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü” olarak ilan edilmelidir.

 

Kamuoyuna saygıyla duyururuz.


**HEPİNİZİ TANIYORUZ, TANIYORLAR..


**Fakir Yılmaz/Ardahan


Rahmetli babamın siyasi hayatta mücadele verdiği yılları yeniden bizlere anımsatan son günlerde ki gelişmeleri izlerken gülmüyor değilim..

Çünkü o dönemler de yaşananlar bugünlerde adeta tekrarlanıyor..

Evet, 15 Temmuz’da yapılan ve adına ‘Darbe Kalkışması’ konulan gelişmeler ardından yaşananlara baktığımızda dün Fethullahçı olarak geçinenlerin bugün hepsinin ‘Reis emir et ucu paslı balta ile herkesi keselim’ dediğini görmekteyiz..

Ya kardeşim sen değil miydin dün Fethullah düşman ilan edilene kadar onlar yeyip, içen, gezen, tozan dedirtenler bugünde yine 90 derece dönüp, Fethullah’ı satıp, kendini saklamak için en çok bağıran..

Evet, 1960 İhtilal’i gibi 74-80 Cuntalarında da aynı manzaraların yaşandığı şu günlerde bir bakıyoruz ki bugünkü torunları da dedelerini aratmıyor..

Babamlara, ‘Aha bu komünisttir’ deyip, ihbar edenler, güçlü kimse onun yanında yer alıp, kapı ve bacalarına astıkları bayraklarla devletçi geçinenlerin asıl hesaplarının kendilerin saklamak, dün yaptıklarını gizlemek olduğunu görürken insanın gülmesi geliyor..

Çünkü bugün kü gibi dünde aynı filimlerle kendilerin saklayanlar ve en önde yürüyenlerin dün cemaatçi olduklarını bilenlerin başında bir ben değil, şöyle 30-40 yaşında olan herkes çok iyi biliyor ki; 15 Temmuz’dan bu yana bağırıp, çağıranları tanıyoruz, tanıyorlar..