

.jpg)

.jpg)
Ziraat Odaları: Darbelerin Karşısındayız..
Ardahan’da ki bildiriyi birlikte okuyan Ardahan Ziraat Odası Başkanı Latifşah Sural ve Göle Ziraat Odası Başkanı Cemil Budak 81 ilde de Ziraat Odaları il koordinasyon kurulu başkanları tarafından hazırlanan bildiriyi birlikte kamuoyuyla paylaştılar.
Sural ve Budak’ın birklikte okudukları ve TZOB’un 766 Ziraat Odası’na kayıtlı 4,5 milyon çiftçi üyesi adına açıkladığı ortak bildirinin tam metni şöyle:
“DARBENİN KARŞISINDA;
DEMOKRASİNİN VE MİLLİ İRADENİN YANINDAYIZ”
1- Üretim ve ülke kalkınması için çaba harcadığımız, el birliğiyle terör belasıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde hain bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık.
2- Milli iradenin yine ve ancak millet tarafından değiştirilmesi dışında bir müdahaleyi asla kabul etmiyor, milletin iradesi dışında bir irade de tanımıyoruz. Gün milli iradeye ve demokrasimize sahip çıkma günüdür. Hiçbir darbe, hiçbir kalkışma asla meşru değildir ve hiçbir şekilde, hiçbir gerekçeyle savunulamaz.
3- Her türlü darbe girişimi ülkemizin huzur içinde kalkınmasına, geleceğimize darbe vurmak demektir. Demokrasiye vurulacak her darbe, ülkemize yapılabilecek en büyük ihanettir.
4- Cumhurbaşkanımız, Meclis Başkanımız, Başbakanımızdan başlayarak bütün yöneticilerimiz ve milletimiz ilk andan itibaren tek vücut olarak darbecilerin hesaplarını boşa çıkardılar.
Biz de hain planın açığa çıkmasının hemen başından itibaren, 4,5 milyon üyemizle darbeye karşı durduk, demokrasiye ve milletin iradesine sahip çıktık. Bütün çiftçiler olarak yüce milletimiz önünde bir kez daha vurgulamak isteriz ki; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da tavrımız değişmeyecek. Canımız pahasına bu vatana, bu bayrağa ve demokrasiye sahip çıkacağız.
5- Dünyanın ekonomik krizler yaşadığı bir ortamda güçlü bir siyasi istikrar gerekiyorken, ülkemizde demokrasiyi geliştirmeye, ileri demokrasiyi kurmaya çalışıyorken, demokrasiyi sekteye uğratacak her türlü darbe girişimi, bu ülkeye yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.
6- İktidarı ve muhalefetiyle bütün siyasi partilerimizin darbeye karşı tek vücut olması, ortak bir bildirinin altına imza atması, bombalar altında Meclis’i terk etmemesi, demokrasimiz açısından çok büyük kazanımdır. Artık demokrasimizin büyük bir olgunluğa ulaştığının göstergesidir.
Bundan sonra;
7- Darbe girişimine karşı milletçe gösterdiğimiz birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin bundan böyle de devam ettirilecek bir sürece sokulmasına her kesim yardımcı olmalıdır.
8- Toplumda çatışmaya, ayrışmaya yol açabilecek eylem ve söylemlerden mutlaka kaçınılmalı; bu hassas dönemde provokatörlere karşı toplumumuzun her kesimi her zamankinden daha dikkatli olmalıdır.
9- Hain planları yapanlar, bu planı uygulamak üzere harekete geçerek kendi halkına kurşun yağdıran üniformalı teröristler ile bu konuda hiçbir sorumluluğu olmayan, hiçbir suçu ve günahı bulunmayan masumlar, çok kısa sürede ayrıştırılmalıdır. Korumakla görevli olduğu kendi milletine mermi yağdıran hain çetenin üyeleri hak ettikleri cezaya en kısa süre içinde çarptırılmalı, milletin vicdanı rahatlatılmalıdır.
10- Ülkemizin dört bir yanında terör örgütleriyle büyük bir mücadele verdiğimiz ve bu mücadelede büyük başarılar edilmekte olduğu asla dikkatlerden uzak tutulmamalıdır. İç ve dış mihraklı teröre karşı yürütülen operasyonların, elde edilen başarıların milletin bağrından çıkan gerçek kahramanlarımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin bütün unsurları ve Emniyet Teşkilatımızın bütün birimlerince omuz omuza birlikte yürütüldüğü asla unutulmamalıdır.
11- Terör operasyonlarında birbirlerine siper olan, koyun koyuna aynı şehadet şerbetini içen Mehmetçiklerimizin ve polislerimizin ülkemizi iç ve dış tehditlere karşı koruyacak, tek yasal güç olduğu asla hatırdan çıkarılmamalı, bu iki güzide kurumumuzun işbirliğine gölge düşürebilecek her türlü söylemden uzak durulmalıdır.
12- Anlaşılmıştır ki hain plana; şanlı ordumuzun vatansever subay, astsubay ve erlerinin büyük bölümü, ettikleri yemine bağlı kalarak canları pahasına ve onurlu bir şekilde karşı çıkmıştır.
13- Kahraman ordumuz, vatansever askerlerimiz yıpratılmamalıdır. Bütün milletimizin tıpkı darbecilere karşı omuz omuza verdiği mücadelede olduğu gibi, öncelikle devletimizin de vereceği destekle, askerimizin ve polisimizin morallerini en yüksek seviyeye çıkaracak adımlar, aynı kararlılıkla ve bütün milletimizce atılmalıdır.
14- 15 Temmuz tarihi bir yanıyla kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Ancak bu tarih, bir yanıyla da bundan böyle, demokrasi şehitlerinin ve milletin devletiyle bir ve tek vücut olarak kendi iradesine sahip çıktığı bir tarih olarak anılacaktır.
15- Gelecek nesillerce de asla unutulmaması gereken 15 Temmuz tarihi, “15 Temmuz Demokrasi Şehitlerini Anma ve Milli İrade Günü” olarak ilan edilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
**HEPİNİZİ TANIYORUZ, TANIYORLAR..
**Fakir Yılmaz/Ardahan
Rahmetli babamın siyasi hayatta mücadele verdiği yılları yeniden bizlere anımsatan son günlerde ki gelişmeleri izlerken gülmüyor değilim..
Çünkü o dönemler de yaşananlar bugünlerde adeta tekrarlanıyor..
Evet, 15 Temmuz’da yapılan ve adına ‘Darbe Kalkışması’ konulan gelişmeler ardından yaşananlara baktığımızda dün Fethullahçı olarak geçinenlerin bugün hepsinin ‘Reis emir et ucu paslı balta ile herkesi keselim’ dediğini görmekteyiz..
Ya kardeşim sen değil miydin dün Fethullah düşman ilan edilene kadar onlar yeyip, içen, gezen, tozan dedirtenler bugünde yine 90 derece dönüp, Fethullah’ı satıp, kendini saklamak için en çok bağıran..
Evet, 1960 İhtilal’i gibi 74-80 Cuntalarında da aynı manzaraların yaşandığı şu günlerde bir bakıyoruz ki bugünkü torunları da dedelerini aratmıyor..
Babamlara, ‘Aha bu komünisttir’ deyip, ihbar edenler, güçlü kimse onun yanında yer alıp, kapı ve bacalarına astıkları bayraklarla devletçi geçinenlerin asıl hesaplarının kendilerin saklamak, dün yaptıklarını gizlemek olduğunu görürken insanın gülmesi geliyor..
Çünkü bugün kü gibi dünde aynı filimlerle kendilerin saklayanlar ve en önde yürüyenlerin dün cemaatçi olduklarını bilenlerin başında bir ben değil, şöyle 30-40 yaşında olan herkes çok iyi biliyor ki; 15 Temmuz’dan bu yana bağırıp, çağıranları tanıyoruz, tanıyorlar..