Gazeteci Fakir Yılmaz ile Gazeteci Özlem Şeyma YHılmaz’ın birlikte hazırlayıp, her pazar günleri saat: 14.00’da TEMPO TV’de Sundukları Canlı Yayın Programı
Her Pazar günü saat:14.00’da


https://www.youtube.com/channel/UCDwxU5TIdZejp-mbbNw5fmw


Yeniden yağmaya başlayan karların kalktığı şu günlerde aylardır yapılmayı bekleyen Ardahan yolları adeta Mars gezegenine dönmüş olduğu görülmekte.

Aynı türden 17 balık ve çok sayıda alabalık tutan Balıkçı Bulutlar, at arabasıyla şehir merkezine getirdiği balıkları satışa sundu.
Sendelemek…
Sabahın üçünde gazetelerimizin manşetlerini hazırlamaya çalıştığım bir sırada aniden sislerin sardığı gözlerimi açık tutma gayretim başımın arka kısmından başlayan şiddetli ağrı ile beni teslim almasına rağmen verdiğim mücadeleden yenik düşüp, kendimi zor eve attığım saatlerde Ankara merkezli siyasetinde benden beter bir halde olduğunu cep telefonuna gelen son dakika bir kara haberle öğreniyordum.
53 yaşıma girdiğim şu günlerde bu zamana gelene kadar solumdan yediğim kurşun, aynı yerden aldığım bıçak darbesinden daha ağır bir acı ile beni kıvrandıran baş ağrımın nedenini merak ederken, Ankara’nın da hastalanıp, hastanelik olduğunu kendisine kendim kadar acıyarak öğreniyordum.
Tesadüf mü bilmem ama kendisini zaman zaman acımasız eleştiren biri olarak ikimizin de aynı anda, hatta aynı saatlerde rahatsızlanmamızın nedeninin olağanüstü bir çalışma temposu içinde kendimizi kaybetmemizin bu sendelemelere neden olduğunu da iki elimin arasına aldığım başımın ağrıysıyla düşünüyor, o saatte uyandırdığım eşime yaktırdığım elektrik ocağının önünde salonda halsizce yere düşüyordum.
Yılda ortalama 8 kez doktora koşan bir toplumun ferdi olarak önünden geçtiğim hastaneye değil de, niye kendimi eve atıyordum onu da anlayamıyordum…
Acaba doktor olmaz, muayene edecek kimseyi bulamaz diye mi onu da anlamamıştım…
Ancak Belediye başkanımızın kulvar yapacağım deyip, 3 yıldır yapamadığı çok şey gibi bozuk yolda zor bela attığım evden yeniden çıkıp, gittiğim hastanede yediğim iki iğne ile ancak kendime gelirken, yoğun temponun getirdiği yorgunlukla sendelemeye başlayan vücudu gazeteci, başkan ya da Ankara olsanız çokta yormamak gerek şu bir türlü düzelmeyen dünya da…
Eski haberlerimiz için TIK la http://arsiv.kuzeyanadolugazetesi.com/ardahan.php
arşiv haber 05.10.2017 tarihli haber
Öğretmen Vali
Vali Mehmet Emin Bilmez, Muharrem Ayı dolayısıyla Hanak ilçesinin Koyunpınar köyünde Cem Evi’ni ziyaret etti.
Alevi Dede ve vatandaşlarla sohbet eden Vali Bilmez’e, aşure ikramında bulunuldu.
Vali Mehmet Emin Bilmez, il merkezine bağlı Hoçvan bölgesinde 4 köyü ziyaret etti.
Ziyaretleri kapsamında, beraberinde ki kurum amirleri ile birlikte Tunçoluk, Lehimli, Hasköy ve Otbiçen Köylerine giden Vali Bilmez, köylerde incelemelerde bulundu.
Köy okulları ve Köy evlerinde muhtar ve vatandaşlarla bir araya gelen Vali Bilmez, vatandaşlarla samimi sohbette bulundu, köylerin sorunlarını dinledi ve notlar aldı.
Vali Bilmez, ziyaretlerinde yaptığı konuşmalarda, “Bu ülkede yaşayan tüm insanlar, dili, inancı, ırkı ne olursa olsun aynı kaderi paylaşmıştır. Bu bölge insanı da aynı kader birliğine ortaklık etmiş, Ruslar burayı işgal ettiği zaman Ahıska’lısı, Terekeme’si, Kürt’ü el ele vererek toprağını savunmuştur. Bu bölge, 40 yılı aşkın bir süre esaret altında kaldı fakat yinede kimse birliğinden, beraberliğinden, kardeşliğinden ve komşuluğundan taviz vermedi. Onun için Allah bu bölgeye gerçekten çok büyük güzellikler bahşetmiştir. Soğuktur belki, yüksektir ama bakir bir alandır. Biz bu güzelliğin, doğallığın bozulmamasından yanayız. Tüm renklerimizle birlik ve kardeşlik içerisinde yaşadığımız müddetçe geleceğimiz çok daha güzel ve refah olacaktır. Onun için biz, kendi bölgemizde bizi ayrıştırmaya çalışan, bizi birbirimize düşürmeye çalışan hiçbir kimseye fırsat vermeyeceğiz ve insanımızı sonuna kadar koruyacağız” dedi.
Sorunları yerinde tespit ederek çözümü noktasında özverili çalışmalarda bulunduklarını da aktaran Vali Bilmez, “İstekler sınırsız, fakat imkanlar kısıtlıdır. Devlet olarak biz, imkânlarımızı en iyi şekilde kullanarak köylerimize, insanımıza hizmet etme gayretinde olacağız. Köylerimizin sorunları var elbette. Bunları tespit ediyoruz, yerinde görüyoruz” diye konuştu.
Vali Bilmez, not aldığı sorun ve taleplerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi yönünde ilgili kurum müdürlerine talimatlar verdi.
**İftara Katıldı
Vali Mehmet Emin Bilmez, Muharrem ayı dolayısıyla Damal Kaymakamlığı ve Cem Vakfı tarafından düzenlenen iftar programına katıldı.
İftar programına Vali Bilmez’nin yanı sıra, Damal Kaymakamı Vedat Yılmaz, Damal Belediye Başkanı Ergin Önal, İl Jandarma Komutanı Garip Gümüş, il ve ilçe kurum müdürleri, Cem Vakfı üyeleri, Damal ilçesinin ileri gelenleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programda ki konuşmasında birlik, beraberlik ve sevginin önemine vurgu yaparak katılımcılara ‘sevgili canlar’ diye hitap eden Vali Bilmez, “Hoca Ahmet Yesevi ve Hacı Bektaş’tan bu yana biz birlik ve beraberlik içerisinde yaşıyoruz. Bugün Dünyanın birçok yerinde Kerbela’da yaşanan zulümler gibi zulümler yaşanıyor. Öldürenin Allahu Ekber dediği, ölenin de Allahu Ekber diyerek öldüğü dünyamızda savaşa kardeş kanının döküldüğüne de şahit olmaktayız. Tarih bir gün mutlaka doğruları, haklıyı, haksızı kaydetmektedir. Bugün doğan çocuklarımıza Hazreti Hasan’a nispeten Hasan ismi, Hüseyin ismi verilmektedir. Bugün yeryüzünde doğan hiçbir çocuğa Yezid ismi, Muaviye ismi verilmemektedir. Bu Müslümanların vicdanında Kerbela’nın nasıl bir yer edindiğini hepimiz görmekteyiz. O yüzden tarihin vicdanı bütün olayları yargılar ve kendi içinde de mahkum eder. Tarih de bugün Yezid’i mahkum etmiştir ve Müslümanlar arasında Yezid’in ismini anan da çocuğuna isim olarak verene de rastlanılamamaktadır. Bu da Müslümanların hep doğru yolda olduklarını göstermektedir. Onun için birliğimiz, beraberliğimiz daim olsun diyorum. Allah Muharrem Orucunuzu kabul etsin. Böyle bir ortamda siz değerli canlarla bir arada olmak bizleri onurlandırmıştır. Allah, tekrar tuttuğunuz oruçları kabul etsin” dedi.
Göleli Öğretmenin Ressam Kızı..
*25/03/2016 Tarihli Haber
Ressam, resim öğretmeni Göleli Ufuk ibrahimoğlu, Köy Enstitüsü mezunu müzik öğretmeni, 3-4 enstrüman çalan bir babanın kızı. .
Genetik tını’lı bir aile yani. Kendi deyimi ile, görsel gene denk gelen biri. İstanbul’da yaşıyor. 5 yıl Almanya, Duisburg ta yaşadı, dil eğitimi aldı. Marmara Üniversitesi Atatürk eğitim Fakültesi Resim bölümü mezunu. Bir Ortaokulunda Görsel Sanatlar öğretmeni olarak çalışıyor. Ayrıca Anadolu Güzel Sanatlar derneğinde ilkokul düzeyindeki çocuklarla çeşitli resim etkinlikleri gerçekleştiriyor.
Sanat eğitimim sürecinde en çok Vincent Van Gogh dan etkilendiğini, kitap yazmaya gençlerle yaptığı resim çalışmalarının ilham verdiğini dile getiriyor.
Çok sayıda sergi açan, hala resim çalışmalarını sürdüren, resim sanatı kapsamında ebru sanatı ile de ilgilenen İbrahimoğlu, bugünlerde resimin de kitabını yazmakla meşgul. Resim meraklılarına resim teknikleri konusunda rehber olacak kitabı yakında tamamlanacak ve meraklıları ile buluşacak.
Bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Babam Köy Enstitüsü mezunu bir öğretmen. Müzik öğretmeni babanın ve ev kadını annenin evladıyım. Liseyi İstanbul Maltepe de bitirdim. İstanbul Maltepe de yaşıyorum. Marmara Üniversitesi Atatürk eğitim Fakültesi Resim bölümü mezunuyum. 5 yıl Duisburg ta (Almanya) yaşadım. Essen Üniversitesin de bir süre Almanca dil eğitimi aldım.
Babanızın müzikle yakından ilgili olduğunu biliyoruz?
Babam 3-4 enstrüman çalardı. Bu sebeple sanata hiç uzak değildim. Ailede hemen hemen herkesin sesi güzeldir. Genetik tını’lı bir aile yani. Ben görsel gene denk gelmişim.
Liseyi bitirdikten sonra çalıştım. Çizim yaptım çalıştığım yerlerde. Sonra Üniversiteye girip çalışkan bir öğrenci olarak mezun oldum. Sosyal, hareketli, üretkendim. İçe doğru gelişim sürecim genç yaşlarımda başladı.
Çalışmam gerektiğinden resim yapmaya üniversiteden hemen mezun olduktan sonra başlamadım. Reklam ajanslarında çalıştım. Tasarımları bilgisayarda program eşliğinde yapıyordum.
Kendim olma yoluna doğru yürüdüm.
Resim yapmaya başladım. Öğretmenlik eş zamanlı. Çocuklar, ergenler ve onların psikolojik dünyası…! Ortaokulda resim öğretmeni idim yani.
Çok sayıda sergi açtığınızı biliyoruz?
Sergiler başladı. Caddebostan Kültür merkezin de karma resim sergisi. Prof.Dr. M.Zeki Kuşoğlu yönetiminde Yıldız sergi salonun da karma Tezhip sergisi. Karadeniz Ereğli de festival kapsamında 2 kez üst üste Belediyenin davetlisi olarak Anadolu Güzel Sanatlar Derneği adı altında katıldık. 2012 Tüyap Sanat fuarında resim sergimiz oldu.
Ebru sanatına Füsun Arıkan Atölyesinde uzunca süre devam ettim. Su da resim yapmaya çalışıyordum. Bir süre sonra kendim ebru dersi vermeye başladım. Farklı zaman dilimlerinde çeşitli galerilerde Ebru sergileri açtık.2002-2010 yıları arasın da Füsun Arıkan Atölyesin de karma Ebru sergilerimiz oldu.
Ebru sanatı ile de ilgili olduğunuzu ve çok sayıda sergi açtığınızı biliyoruz…Biraz bahseder misiniz?
2010 yılında Burgazada öğretmen evinde karma ebru sergisi.
2011 de Kadıköy Belediyesi Şehremaneti Sergi Salonun da karma ebru sergisi.
2012 yılında Şirket-i Hayriye Sanat Galerisin de karma ebru sergisi.
Çocuklarla çizdim, ergenlerle çizdim, gençlerle çizdim, kendimle çizdim. Hem öğrettim hem öğrendim.
Yakında baskısı yapılacak kitabınız hakkında konuşmak istiyoruz?
Çizmekle yazmanın kardeş olduğunu hissediyordum. Mesele şu idi; Bir fikriniz var ise elinizdeki malzemeyi doğru kullanıp hayata eklemek.
Kitap yazmaya karar verdim.
Kitap yazmaya çocuklarla, gençlerle yaptığımız resim çalışmaları ilham verdi. Kitap; Öğretmenlere, Velilere, Öğrencilere, Resim sanatıyla ilgilenen herkese hitap edecek nitelikte. Süreç devam ettiği için kitapla ilgili fazla bir şey söyleyemeyeceğim.
Sanat hayatında en çok kimden etkilendin?
Sanat eğitimim sürecinde en çok Vincent Van Gogh dan etkilendim. Hem hayatından, hem eserlerinden. Hala en çok etkilendiğim ressamdır.
Yılmaz Mızrak Ortaokulunda Görsel Sanatlar öğretmeni olarak çalışıyorum. Ayrıca Anadolu Güzel Sanatlar derneğinde ilkokul düzeyindeki çocuklarla çeşitli resim etkinliklerimiz oluyor.
http://www.nethaberajansi.com