BAŞKAN MORKOÇ KAYA VE DURSUNOĞLU'NUN REFAKATİLE TAHLİL VE TETKİK YAPTIRDI!..

Yeni parti kuran Ahmet Davutoğlu ve diğerleriyle temasta olup mevcut iktidarın aleyhinde çalıştığı iddia edilenlere ve 15 Temmuz darbesi öncesi Feto’nun amiral gazetesi “Zaman”gazetesinin kaçak olan genel yayın yönetmeni Ekrem Duman’lı ile sıkça görüştüğü bilinenlerin başını çektiği ve Ardahan adliyesine davet edildiğinin bilindiği bir süreçte başlatılan Van merkezli operasyon ardından çalışanının iftirası ardından kendisinin ve ailesinin fertlerinin tutuklanıp mağdur edildiğini öne süren MORKOÇ “Memleketime yatırım yaptım ama başıma gelmeyen kalmadı” diyerek sitemde bulundu.

İddianamesi hazırlanmadığı  halde hala Ardahan kapalı ceza evinde bulunan ve yaşadığı stres nedeniyle hastalanıp şu an Ardahan Devlet Hastanesinde tedavi altında olan LÜTFÜ MORKOÇ asıl faillerin dışarıda ve yurt dışında bulunduğu ve siyasi ayakları hala siyasetçi diye gezdiği ülkemde memleketine yatırım yaptığı için çok sıkıntılar çektiğinden yakınarak “Adalet” istediğini belirtti.

Kıraz ve Yüksek Aileleri Seda Kiraz ve Ozan Yüksek evlenmelerınde ilk adımı İstanbul Floryada bulunan Kaşıbeyaz Gala Düğün salonunda attılar.

Düğüne gelen davetliler bahçede kıyılacak olan nikahı beklemeye başladılar.Nikah memurunun bıraaz gecıkmesı sıkıntı yaratsada şahıtlerın ve davetlilerın katılımı ile Kaşıbeya Gala düğün salonun bahçesınde mükemmel bir nikah törenı başlamış oldu.

Karşılıklı evet lerın sonunda nikah memuru evlenme cüzdanını gelin hanıma verırken düğüne gelen davetlilerın alkışları sonucunda evlenme cüzdanı her iki çiftın elnde son buldu.

Nikah tan sonra davetliler içeri alındı harıka müzik eşliğnde yemekler yenıldı .Damat ve Gelinimiz İçeriye dans ederek girdiler bütün davelileri dansa davet ederek gecenın geç saatlerıne kadar eğlendıler.

Hacca Gitmek..

Dinimizin emirleri arasında olan Hac Görevlerini yerine getirmek için yola çıkanlar ve şu an hepimizin bana da nasip et dediği o kutsal topraklarda bulunan insanların bu kutsal görevleri yerine getirme hazır içinde olduklarını yakınlarının sanal ortamlarında görmekteyiz.

Kiminin kendi alın teri ile biriktirdiği, kimin devletin, belediyenin imkânları ile kiminin ise müftülüklerde kendini kasap, ya da görevli olarak gözeterek gittiği o kutsal topraklara çok isteyipte gidemeyenlerin de hac görevlerini küçük bir insanlık yaparak yerine getireceklerine inananlardanım.

Yani hac kadar önemli olan yetime yardım, gençlere katkı, toplumuna yönelik hayırlı bir iş yapması da hac kadar önemli olduğuna inanmamaktayım.

Okul Aile Birliği başkanlığını üstlenmek, bir fidanın kırılmaması için mahallesinin yeşil alanını korumak, komşunun sıkıntısını kalben his edip ne yapabilirim diye düşünmek kadar güzel olan hac görevinin sadece haça gitmekle bitmeyeceğini de bilmek gerekir derim.

Namusluca gazetecilik yapan, devletin hesaplarının teslim edildiği maliyede sade bir memur olanın bile hacca gidemiyorsa da o kutsal topraklar kadar kutsal olan namusluca görevleri yapabileceğini beklediğimiz şu dünyada ununu elemiş, eleğini asmış denilenlerin, ‘Ah imkânım olsa da birde hacca gideyim’ demektense yakınında ki okula, derneğe, sporla uğraşanlara yapacağı bir katkıyla da bu görevlerine benzer bir görev yapabileceklerini de unutmamak gerekir.

Gecede bin liradan fazla para harcayıp, eğlenerek hayatı yaşayanların bir kuruş yardım yapmaya gelince cimri kesilip, sonrada Allah beni af eder belki diyerek, gecelerde, tatillerde harcadıkalrını bu kez biriktirip, maddi imkânlarını da kullanarak hac yoluna düşenlerin ama nasip olmayanların dönüp köylerinin yıkılan mezarlıklarını villasını verdikleri peyzajcılara yaptırmada hac kadar değerli değil mi?

Ya da ‘Uyuşturuya Hayır Kampanyası’ ile antrenmanlarına başlayan Serhat Ardahan Spor gibi Amatör liglerde cep harçlıkları ile oradan buradan gelen küçük yardımlarla yeşil sahalara kalmak isteyen gençleri sigaradan, alkolden, esrardan uzak tutmak için harcamak hac kadar kutsal değil mi?

Bilmem ama şu an hac da olanların dahil onların yakınlarını da duasına ihtiyaç duyan onca insanın olduğu şu dünyada hem haça gitmek hem de hac kadar kutsal olan görevleri yapmak vicdanı rahatlan en önemli duygu ve hazdır diye biliyorum..

Çünkü bu fani dünya da Karıncaları ezmemek için gezen ile onları küçük görenlerin yarışının öbür dünyada sorgulanacağını da bilmek ve ona göre adım atmak gerektiği de unutulmamalıdır.

Yoksa kıbleyi gösteren seccadeyi satarak, üflenmiş teşbihi okumakla hacca gidilmez..